Harf Devrimi

Harf Devrimi’nin üzerinden 91 yıl geçti. Bugün, bambaşka bir gözle ve bambaşka bir coğrafyada bu inkılabı değerlendireceğim.

Harf Devrimi osmanlıca türkçe alfabe elifba

Sahaf Ruhi Ağabey

Yıllar önceydi. Herhalde 10 sene kadar olmuştur. Kadıköy’deki sahaf Ruhi Ağabey’in dükkanına mutat ziyaretlerimden birindeydim. Onun dükkanı öyle bir mekandı ki, ‘Yok yok’ tarifi bazen kifayetsiz kalırdı. Antik eşyalar, belgeler, mazinin tozu ve kokusu içinde tecessüsle nesneleri incelerdim.

Ruhi Ağabey bir ara ebabil kuşu bile besliyordu. Ebabil kuşunu ilk kez orada görmüştüm. O ziyaretimde, üzerinde Eski Türkçe yazılı olan bir kartpostal ilişti gözüme. Okuyamadığımdan merak edip yazıyı sahafa sordum. Ruhi Ağabey Eski Türkçe okuyabiliyordu. Kendisi, İstanbul’un Avrupa yakasını resmeden bu kartpostalın altındaki yazıya odaklanarak ‘İstanbul’da bir garp…garip’ sonra da ‘gurup’ (gün batımı) dedi. Üçüncü de üçüncü kelimeyi çıkarmıştı. Neden ilk okumada çıkaramadığını sordum. Cevap olarak, Osmanlıca’da yazımından ötürü metnin birçok kez genel bağlamdan çıkarıldığını aldım.


Elifbaya aşinalık

Belli bir zamandır Arap Alfabesi (Elifba) ile haşır neşir olduğumdan Eski Türkçe yazıları çok iyi olmasa da yavaş yavaş okumaya başladım. Yıllar sonra, Ruhi Ağabey’in neden bir kerede o metni çıkaramadığını anlayabiliyorum. Zira, Eski Türkçe yazılarda sesli harfleri belirleyen çizgiler yazı içinde istisnalar dışında ilave edilmiyor. Bu durum da, kelimenin sessiz harflerini açığa vururken sesli harflerin çözümünü birçok kez metnin gidişatına bağlı kılıyor.

Okumada verim

Almanya’da ikamet ettiğimden beri, birçok konuda iki ülkeyi, toplumu ve kültürü kıyasladım. Bunun sonucunda şunu belirtebilirim ki, Almanlardan daha verimli olduğumuz tek konu belki de alfabemiz. Sebebini de, Latin Alfabemizin yoğun bir çalışma ve araştırma sonucunda ilmi ve tarihi esaslara göre gerçekleştirilmiş olmasına bağlıyorum.


Dünyadaki alfabelerin verim sıralamasındaki yerini tam olarak bilemesem de, örneğin İngilizce, Fransızca ve Alman alfabeleriyle kıyaslandığında Türk alfabesinin, her harfe tek ses prensibi sebebiyle çok daha verimli bir elifba olduğunu görürsünüz.

Aynı şekilde, mukayeseli karşılaştırmayı Osmanlıca Elifbası ile yaptığınızda yine çok ciddi bir verim farkı olduğunu görmek mümkün olacaktır.

Alfabe üzerinden kutuplaşma

Bugün neredeyse her konudan bir kutuplaştırma malzemesi çıkarılabildiğinden, alfabe üzerinden de ayrıştırıcı açıklamalar yapılmasına şaşırmamak lazım. Son tahlilde, her ne kadar verimi şu anki alfabemiz kadar olmasa da, Osmanlıca Elifbası’nı gerici olarak telakki etmek ne kadar yanlışsa, Latin Alfabesi’nin kabulünün her şeyi sıfırladığını iddia etmek de bir o kadar yanlıştır. Önemli olan tarihi iyi okumak ve tahlil etmektir. En nihayetinde, ileri görüşlülük evvela geriyi görmüşlükle alakalıdır.


Son söz: Bazen devrim, evrimden daha verimlidir.

Erdoğan: Harf devrimi ile her şeyin sıfırlandığı bir dönem yaşandı