Deprem araştırma önergeleri AKP ve MHP oylarıyla reddedildi

CHP ve HDP’nin deprem konusunda araştırma komisyonları kurulması yönündeki önergeleri, Meclis Genel Kurulu’nda yapılan görüşmelerde AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.

Deprem araştırma önergeleri, AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi

Halkların Demokratik Partisi (HDP), depremlerde can kayıplarının en aza indirilmesi, yaralanma ve engelli kalma durumlarının azaltılması için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Meclis Genel Kurulu’na araştırma önergesi sundu.

Önerge üzerine HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul kürsüde söz aldı.


Toğrul, Elazığ’da gerçekleşen depremin etkisinin geniş bir alanı etkilediğini belirterek, “Türkiye deprem riski ile karşı karşıya olan bir ülke. Depremle ilgili 3 aşama var. Birincisi depremden önce atılması gereken adımlar, ikincisi deprem sırasında yapılması gerekenler, üçüncüsü ise depremden sonra yapılması gerekenler.

17 Ağustos depreminde büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldık. Önlemlerin alınmasını sağlamak üzere o dönem özel iletişim vergisi adı altında bir vergi getirildi ve sürekli hale getirildi. Bu vergi ile şuanda ülkemizde 65 milyar üzerinde paranın toplandığı biliniyor. Bu parayı ne yaptınız diye sorduğumuzda neredeyse yürütme tarafından vatan hainliği el ile karşı karşıya kalıyoruz.

Sormayacak mıyız bu paraları ne yaptınız diye? Gerekli önlemlerin alınmadığı gibi binaların yapılması sırasında da gerekli çalışmaların yapılmadığını görüyoruz. Binaların kaçak ve ruhsatsız yapılması için zemin hazırlanıyor. Acilen bir komisyon kurulmalı, deprem öncesi, deprem sırasında ve sonrasında yapılması gerekenlere dair bir araştırma komisyonuna ihtiyaç var” dedi.

Türkkan: Deprem toplanma alanını Zaman Gazetesi’ne verdiniz

HDP’nin önergesi üzerine söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, 1999 Marmara Depremi’nin Türkiye’ye önemli dersler verdiğini söyleyerek, “99 depremi, bunun bir felaket olduğunu ve önlem alınması gerektiğini öğretti. O dönem koalisyon hükümeti çok ciddi önlemler aldı, deprem vergisi diye bir vergi koydu. 

496 deprem toplama alanları yaptı. Ama siz iktidar olduktan sonra sizin iştihanızı kabarttı bu alanlar. Bu alanlara rant gözüyle baktınız. Bunların 419’una AVM diktiniz. Mesela Zorlu AVM deprem toplama alanıydı, Zaman Gazetesi de deprem toplama alanıydı. Bunları yandaşlarınıza peşkeş çektiniz. Bu iş siyaset üstü bir iş” sözleriyle partilerin araştırma önergelerine evet oyu vermesi gerektiğinin altını çizdi.

Şeker: Halk ‘Paraların hesabını verin’ diyor

CHP adına konuşan İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise önergeye şu sözlerle destek verdi: “Bir vatandaşı daha kaybetme lüksümüz yok. AKP-MHP milletvekilleri Ankara’daki depremi hissetmiyorlar. Sizi buraya insanlar işinizi yaparsanız diye gönderdi. Deprem olduğunda çok büyük felaketler olacak diye bir önerge verdik. Bunlar bir deprem olduğunda çok büyük bir felaket olacak diye bir önerge verdik. Bu önerge iki grubun oyuyla reddedildi. 1999 depreminden sonra para toplandı. Bu para ile ne yapılabilirdi? 1 milyonun üzerinde konut yapılabilirdi, insanlar barınabilirdi. Siz ne yaptınız? Ne yaptınız bu deprem paralarını? ‘Bunun hesabını verin’ diyor halk. Takdiri ilahi diyerek bu işten kurtulamazsınız. Kendinizi de ülkeyi de kurtaramayacaksınız. Bunu önlemenin yolu bilim insanlarına kulak vereceksiniz. Bu önergeler lütfen olumlu oy verin. Bu halka karşı borcunuzu ödeyin.”

HDP ve CHP’nin ayrı ayrı verdiği önergeler, AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.

AK Parti’nin reddetme gerekçesini Turan açıkladı

Deprem araştırma önergelerinin reddedilmesine dair AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan Meclis kürsüsünde açıklama yaptı.


Turan, önergenin reddedilmesi hakkında, “Bunun için bir ortak uzlaşı zemini hazırlarız, konuşuruz, eğer ihtiyaçsa bunu yaparız” dedi. Turan’ın önerisi Meclis’te tam anlaşılamazken CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Yani sizin söylediğinizi ben de anlamadım, Genel Kurul da anlamadı. Var mısınız, yok musunuz? Depremi araştıracak mıyız, araştırmayacak mıyız? Net söylemek lazım” ifadelerini kullandı. Turan da Altay’a karşılık, “Ben diyeceğimi dedim; deprem, alkışa konu olacak, bu tarz siyasi polemiklere konu olacak bir mesele değildir” dedi. Bunun üzerine CHP ve HDP’li vekiller, “Kaçma konusudur” ifadelerini kullandı.

Genel Kurul’da yaşanan bu tartışma Meclis tutanaklarına şöyle yansıdı:

Bülent Turan (AK Parti): Az önce önem verdiğimiz bir önergenin reddine ilişkin söz aldım. Öncelikle, şunu söylemek isterim ki bu ret usuli ve teknik bir konudan ibarettir; şundan dolayı söylüyorum: Şu an Meclisimizde çok fazla sayıda komisyon çalışmakta, zaten biliyorsunuz. Şimdiye kadar birçok konuda ortak öneri vererek bu konularda araştırma komisyonu kurduk. Eğer ihtiyaçsa bunu tekrar değerlendiririz, bu adımı atarız beraber; bunda hiçbir beis yok. Mesele “AK PARTİ iktidarının meselesi veya değil”i değil, mesele Türkiye’nin depremle karşı karşıya kaldığı; böyle bir gerçek var, bir yüzleşme var. Bizden önceki hükûmetler de önemli adımlar attı, biz de önemli adımlar attık.

Konuşmacılar ifade ettiler Sayın Başkan, çok sayıda mevzuat değişikliği başta olmak üzere, kentsel dönüşüm başta olmak üzere, kamu binalarının yenilenmesi başta olmak üzere çok önemli adımlar atıldı. Bunların daha iyi olmasını, daha fazla olmasını hep beraber takip ederiz tabii ki ama bunun için bir ortak uzlaşı zemini hazırlarız, konuşuruz, eğer ihtiyaçsa bunu yaparız.

Ama dediğim gibi reddedilmesi teknik bir, usuli bir işlemdir, bunun hesabı kitabı -arkadaşlarımız daha iyi biliyor- vardır, buna ilişkindir.

Fakat bunun yanında şunu söylemek isterim Sayın Başkanım: Şu an devletimizin tüm kurumları, çok sayıda kurum, askerimiz, polisimiz de işin içinde olmak üzere deprem bölgesinde insanüstü bir gayretle beraber süreci götürmekte. Kaldı ki son depremden yani büyük depremden bugüne alınan tedbirlerin de yavaş yavaş hayatımıza yansıdığını, yolların, kamu binalarının, yenilenen tüm binaların mevzuata uygun hâle getirildiğini daha dikkatle, önemle takip ediyoruz. Ümit ederim, tüm partilerin ortak yaklaşımıyla, yeni dönemde bu tarz çalışmaları beraber takip ederiz ve depreme rağmen hayatta kalmayı hep beraber başarırız.

Engin Altay (CHP): Şimdi ben Sayın Turan’ın bu konuşmasını şöyle mi anlayayım: “Yani bir teamül oluştu, Meclis araştırması komisyonları bütün grupların mutabakatıyla kurulur.” Doğrudur ama bu deprem çok hassas, acil bir konu; mutabakat beklemez. Eğer mutabakat bekliyorsa da on dakika ara verin, toplanalım, bunu yapalım. Bunda ne kadar samimi olduğunuz anlarız. Hatta şunu yaparız: AK PARTİ Grubu, gerekirse Danışma Kurulunu yeniden toplarız, bunların hepsi mümkün. Bülent Turan şunu diyorsa, yine, amenna diyeceğim: “Yarınki Genel Kurulda AK PARTİ de depremle ilgili bir öneri getirir ve 5 siyasi parti olarak deprem araştırma komisyonunu kuracağız.” Bunu dedi mi, anlamadım şimdi. Yani sizin söylediğinizi ben de anlamadım, Genel Kurul da anlamadı. Var mısınız, yok musunuz? Depremi araştıracak mıyız, araştırmayacak mıyız? Net söylemek lazım.

Bülent Turan (AK Parti): Sayın Başkan, ben diyeceğimi dedim; deprem, alkışa konu olacak, bu tarz siyasi polemiklere konu olacak bir mesele değildir Sayın Başkanım.

Başkan: Teşekkürler.

Mahmut Toğrul (HDP): Kaçma konusudur.


Engin Altay (CHP): Tabii, kaçma konusudur.

Prof. Dr. Ahmet Ercan: Deprem için yeni adres


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.