Yerli otomobil lansmanının yapılmış olması tamamen taktikseldir. Böyle bir projenin ‘rantabl’ olma ihtimali neredeyse sıfırdır. Bütün öngörüler muhtemel olumsuz sonuçlara işaret ederken, böyle bir projeye girişiliyor olması, bu konunun içerisinde bir gizli gündem maddesini düşündürtmektedir.
Son zamanların revaçta konusu yerli otomobil üzerine bir yazı yazmak artık farz oldu. Bu köşe yazısında, bu proje ile ilgili görüş ve öngörülerimi paylaşmak isterim.
Karlılık-Fizibilite
Yerli otomobil gibi çok köklü bir projenin değerlendirilmesi için uzmanlara kulak vermeden olmaz. Konuyla ilgili bilgi-birikimi olan insanların tamamından edindiğim bilgilerin ışığında ve yaklaşık 7 senedir Almanya’daki otomotiv sektörü tecrübeme dayanarak belirtmek isterim ki, böyle bir projenin rantabl olma ihtimali neredeyse sıfırdır.
Bunun temel sebebi, otomobil sektöründeki nihai üreticilerin (OEM’ler) içerisindeki kıyasıya olan rekabet koşullarıdır. Yerli tedarikçiler, otomotiv sektöründe faal olması sebebiyle zaten teknolojik altyapıya sahiptirler.
Ancak nihai üretici temelinde rekabetçi olma konusu bambaşka bir boyuttur. Bütün öngörüler muhtemel olumsuz sonuçlara işaret ederken, böyle bir projeye girişiliyor olması, bu konunun içerisinde bir gizli gündem maddesini düşündürtmektedir.
İşin içinde iş
Kanımca iktidarın İslam Kuşağı’ndaki faaliyet seviyesinin aynı dönemde önemli ölçüde artmış olması rastlantısal değildir. Zira düşüncem, bu projenin yurt içine ve özellikle de kültürel olarak yakın olan Kuzey Afrika ülkelerine satılmak amacıyla başlatıldığını yönündedir.
Elektrikli araç lansmanı
Şimdi bir komplo teorimi paylaşalım. Elektrikli araç lansmanının yapılmış olması tamamen taktikseldir. Ancak bu kapsam, projenin sadece bir kısmını teşkil eder. Yalnız elektrikli aracın lanse edilmiş olması Volkswagen (VW) yatırım kararını caydırmamak içindir.
VW’in Manisa yatırım projesi somut hale geldikten sonra, yerli otomobilin geleneksel yanmalı motorlu versiyonu da olduğu bilgisi paylaşılacaktır. Zira, hedeflenen coğrafyalarda elektrikli araç yayılımı çok uzun vadede gerçekleşecektir. O süre zarfında, hedeflenen sürüm için geleneksel motorla üretim-satış yapılması şarttır.
Elektrikli araç ile rekabet zaten kendi başına meşakkatli bir iştir. 2022 yılının üretim başlangıcı (SOP-Start of Production) olarak ilan edilmesi, projenin yerli Arge modelinden ziyade bir ‘satın al – monte et – kendi markanla sat’ modeli ile ilerleyeceğine işaret etmektedir.
Yazıyı, eski patronlarımdan birinin ara sıra kullandığı bir sözle bitirmek isterim.
Son söz: Yağmasan da gürleyeceksin.
