Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na çok sert sözler: Onun yeri Esed’in yanıdır

Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na çok sert sözler: “Bay Kemal’in yeri ne vatandır ne millettir. Onun yeri Esad’ın yanıdır. Türkiye’nin bu tarihi mücadelesini kim yalanla, iftirayla lekelemeye çalışıyorsa, kim olursa olsun açık ve net söylüyorum haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır, haindir.”

Erdoğan dan Kılıçdaroğlu na çok sert sözler: Onun yeri Esed in yanıdır alçaktır haindir şerefsizdir haysiyetsizdir

Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu:

• ‘Şehitler tepesi boş kalacak’ diyen kişi bu ülkeyi düşmana teslim etme, boynuna esaret zincirini geçirme derdindedir demektir. Bay Kemal’in yeri ne vatandır ne millettir. Onun yeri Esad’ın yanıdır.


• Bu zatın gönlünün başka yerlerde olduğunu biliyoruz. Kılıçdaroğlu Esed’in Suriye’de İsrail’in Filistin’de hayata geçirmeye çalıştığı insansızlaştırma politikasına destek veren bir yerde duruyor.

• Türkiye’nin bu tarihi mücadelesini kim yalanla, iftirayla lekelemeye çalışıyorsa, kim olursa olsun açık ve net söylüyorum haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır, haindir.

• Rejiminkiyle mukayese edilemeyecek kadar az da olsa elbette bizim de kayıplarımız var. Rejimi her gün eritiyoruz. Destancı mücadelede kahraman ordumuz dünyayı hayran bırakmıştır.

• Bay Kemal farklı bir şey bekliyordu, ama futbol sahalarından, tribünlerden kendisine farklı cevaplar geldi.

• Kılıçdaroğlu benden telefon bekliyormuş. Çok merak ediyorsan nasıl ki Sayın Bahçeli ile telefon diplomasimizi yürüttük, nasıl ki Meral Hanımla, Sayın Karamollaoğlu ile bunları görüştük, sen de arardın sana da gerekli bilgiyi verirdik.

• Bugün mültecilere sınırlarını kapatan, onları döverek, botlarını batırarak hatta vurarak geri göndermeye çalışan her Avrupa ülkesi İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni çiğnemektedir.

• Mültecileri ülkesine sokmamak için, denizde boğmaktan kurşunla öldürmeye kadar her türlü yolu deneyen Yunanlı, bir gün bu merhamete kendilerinin de ihtiyacı olabileceğini unutmamalıdır.

“Kavrayabilmek için önce sağlam bir imana ihtiyaç vardır”

• Şehadet nedir? Şehit kimdir? Gibi soruların cevaplarını bilmek gerekiyor. Bunlar da sıradan eğitimden kariyerden falan geçmiyor. Bu soruların cevaplarına ancak yüreğinizde ülke ve millet sevgisi varsa kalbiniz şehadet özlemiyle yanıyorsa, zihniniz pak ve berraksa vücudunuzun her zerresinde hissederek ulaşabilirsiniz. Konuşmamda da ifade etmiştim.

• Kuran-ı Kerim’de şehit, kimi yerde şahit, kimi yerde örnek kişi anlamlarında tam 56 kez tekrarlanıyor. Bu ayetlerden üçünde ise doğrudan doğruya ‘şüheda’ ifadesine yer veriliyor. Hiç şüphesiz şehitlikle ilgili en önemli müjde Bakara Suresi’ndedir. “Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin. Zira onlar diridirler, siz farkında değilsiniz.” Kavrayabilmek için önce sağlam bir imana ihtiyaç vardır.

• Peygamber efendimizin çeşitli hadislerinde şehidin bütün günahlarının affedileceği, cennetteki makamını göreceği, cennete ilk girenlerden olacağı gibi müjdelere rastlıyoruz. Bu tablo bize ülkemizin ve milletimizin bağımsızlığı, onuru, güvenliği için mücadele ederken can veren herkesin özellikle de cephede son nefesini veren askerlerimizin şehit olduğunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyor.

Şehitler tepesi

• “Şehitler Tepesi boş kalmayacak” sözünü anlamak için de imanın yanında, bağrından çıktığınız toplumun kültürünü bilmeniz gerekir. Hâlâ ısrarla “şehitler tepesi boş kalacak” diyen kişi bu ülkeyi düşmana teslim etme peşinde demektir. Tabi 15 Temmuz’da milletimiz sokaklarda şehit olurken mücadeleden kaçan, tankların arasından sıyırıp ondan sonra belediye başkanının konutunda veya bir başka evde kahvesini yudumlayanlardan bu millet de şehadet yolunda gitmek gibi bir şey olmaz.

• Bu tipler bize dönüp “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var” derken, mesela Amerika’ya, Rusya’ya Avrupa ülkelerine asla böyle bir soru yöneltmiyor. Çünkü bunların gözünde ülkemizin yürüttüğü mücadelenin zerre kadar dertleri yoktur. Suriye tartışması ülkemizdeki beşinci kol faaliyetlerinin nerelere kadar uzandığının en somut göstergesidir. Bunlara en güzel cevabı aslında şehitlerimiz, gazilerimiz, şehit yakınlarımız ve milletimiz veriyor.

• Bir şehidimiz, “Sizden ricam sakın Suriye’de ne işimiz var diyenlerden olmayın. Gittim, gördüm. Tam da olmamız gereken yerdeyiz” mesajını verirken karşımızdaki zihniyetin sefaletini tasvir ediyorum. Bir şehidimizin babası bakın ne diyor? “Soğan patates dediler, ekonomimize saldırdılar. Biz o soğanı yemeden yaşarız ama vatansız yaşayamayız” diyordu.


• İdlib şehitlerimizden birinin ağabeyi cenaze merasiminde “Canımız feda olsun yeter ki vatan millet sağ olsun. Ezanımız dinmesin bayrağımız inmesin. Başka bir derdimiz yok bizim” diyerek metanet gösteriyordu. Bölgede görev yapan kahramanımız, devre arkadaşına ” Sen demiyor muydun? Köpek gibi yaşamaktansa aslan gibi ölmek evladır diye. Bu iş şu aşamada bitirilmezse oyun büyük. Sana vasiyetimdir olur da görüşmemiz mahşere kalırsa bizi bahane edip kaos çıkarmaya çalışan o conconları cenazeme sokarsan hakkımı helal etmem” mesajını gönderiyor.

“Haysiyetsiz, onursuz, şerefsiz, hain”

• Bu zatın gönlünün başka yerlerde olduğunu biliyoruz. Kılıçdaroğlu Esed’in Suriye’de İsrail’in Filistin’de hayata geçirmeye çalıştığı insansızlaştırma politikasına destek veren bir yerde duruyor.

• Türkiye’nin bu tarihi mücadelesini kim yalanla, iftirayla lekelemeye çalışıyorsa, kim olursa olsun açık ve net söylüyorum haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır, haindir.

• 2023’te bu ülkede bir cumhurbaşkanlığı seçimi var yüreğin yetiyorsa çıkarsın ben bu ülkeyi yönetmeye talibim derdin, dediklerini de yaparsın. Ama o güne kadar bu zata düşen görev milli görevlerimizi ilgilendiren konularda sorumluluk sahiplerine destek vermektir. Bunu yapamıyorsa sukût etmesine de razıyız.

• Rejiminkiyle mukayese edilemeyecek kadar az da olsa elbette bizim de kayıplarımız var. Uçaklarımızla topçularımızla komandolarımızla yürüttüğümüz destansı mücadele ile rejimi her geçen gün biraz daha eritiyoruz.

• Türkiye’yi hedeflerine ulaştırana kadar bize durmak dinlenmek haramdır. Mücadele zamanlarında 83 milyon biz biriz beraberiz birlikte Türkiye’yiz ve birlikte güçlüyüz. Futbol sahalarında bile milletimizin ülkesine askerine verdiği destek bunun en güzel örneklerinden biridir. Bay Kemal farklı şeyler bekliyordu ama futbol sahalarının tribünlerinden ona farklı bir cevap geldi.

“Aslında ülkemize olan kinini kusuyor”

• Ben “Şehitler Tepesi boş kalmayacak” dedim, diyorum, diyeceğim. Tabi bunlar onurlu tavırlar. Fakat hayatta “Biçbir laftan tiksinmedim şehitler ölmez vatan bölünmezden tiksindiğim kadar” diyenlere bir şey ifade etmiyor. Çünkü bu zihniyet “bugün Suriye’ye savaş açsak banko Esad’ı tutarım” diyerek karşımıza sürekli terör örgütlerinin tezleriyle çıkarak yerini yıllar önce zaten belli etmiştir. Kimin nerede olduğunu çok dikkatle takip etmemiz lazım. Bay Kemal’in yeri bellidir.

“Bay Kemal’in yeri ne vatandır, ne millettir. Onun yeri Esed’in yanıdır.”

• Bay Kemal’in yeri ne vatandır, ne millettir. Onun yeri Esed’in yanıdır. Bir de onu tavsiye ediyor ya buyur sen git. Zaten yanında da bay monşerler var. Güzel bir yolculuğu gerçekleştirirsin.

• CHP Genel Başkanı’nın hezeyanlarına cevap vermek gerçekten ağrıma gidiyor. Bir yere kadar siyasetin cilvesi kadar tahammül etmek mümkündür. Ama artık mesele doğrudan istikbalimize saldırı noktasına gelmiştir. Kendisi bizi tahrik ettiğini sanarken, aslında ülkemize olan kinini kusuyor.

• Zaman zaman Kılıçdaroğlu’nun ülkemizin Suriye meselesinden Akdeniz’deki politikalarına kadar hayati politikalarının söz konusu olduğunda söylediği sözleri acaba kimler keyifle dinliyordur diye merak ediyorum. Önümüzdeki fotoğrafa baktığımızda cevap hemen karşımıza çıkıyor.

• Mesela Esed, tarifsiz bir şekilde takip ediyordur. Hafter, alkışlayarak dinliyordur. PKK’sından FETÖ’süne kadar tüm terör örgütleri Kılıçdaroğlu’nu şükranla izliyordur. Amerika’daki Avrupa’daki Rusya’daki İran’daki bazı çevreler takdirle takip ediyordur.

• Bu zatın ağzından ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini savunma anlamında tek kelime çıkmazken her sözü ve tutumuyla karşımızdakilere destek veriyor. Bu zat, dün de çıkmış kürsüne o gece neredeydiniz diye soruyor.

• Madem merak ediyor söyleyeyim. O gece bu ülkenin cumhurbaşkanı sabaha kadar görevinin başındaydı. Ertesi gün erken saatlerden itibaren de hiç ara vermeden cumhuriyet tarihinin liderler düzeyindeki telefon diplomasisini yürüterek görevine devam ediyor. O gece bu ülkenin Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, diğer bakanlarımız, MİT Başkanımız ve diğer tüm sorumlular görevlerinin başındaydı. Genelkurmay başkanı, Kara Hava Kuvvetleri komutanı, diğer tüm komutanlar görevinin başındaydı. TSK’nın tüm mensupları görevinin başındaydı. Sağlık kurumlarından güvenlik birimlerimize kadar herkes görevinin başındaydı.

“Kılıçdaroğlu kahve içip televizyon seyrederken…”


• Kılıçdaroğlu CHP Genel Merkezi’nde kahve içip televizyon seyrederken, ülkeyi yönetenler şehitlerimizin kanını yerde bırakmamak için canla başla çalışıyordu. Benden telefon bekliyormuş. Eğer çok merak ediyorsan nasıl ki sayın Bahçeli ile telefon diplomasimizi yürüttük. Nasıl ki Meral hanımla bunu görüştük. Karamollaoğlu ile görüştük sen de arardın gerekli bilgiyi verirdik. Cumhurbaşkanlığı makamı seni arayacak bilgi verecek, bu bir defa protokol anlayışına da sığmaz. Sen ara, niye aramıyorsun?

CHP: 34 askerimizin şehit edilmesinin arkasında Rusya varken neden Putin’in ayağına gidiliyor?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.