Fahrettin Koca: ABD’ye 500 bin adet tespit kiti satıldığı doğru

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Habertürk yazarı Fatih Altaylı’ya yaptığı açıklamada, “ABD’ye 500 bin adet tespit kiti satıldığı doğru. Sırf ABD’ye değil başka ülkelere de satış yapıldı. Bu kitlerden üreten firmalarımız var ve bunların çok yüksek kapasitesi var. O yüzden bu satışlar yapıldı. Ama bizim Çin’den aldığımız kitlerle o kitler aynı şey değil” dedi.

Fahrettin Koca: ABD ye 500 bin adet tespit kiti satıldığı doğru

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: ABD’ye 500 bin adet tespit kiti satıldığı doğru.

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugün yayımlanan yazısında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile olan görüşmesini aktardı.


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Altaylı’ya ABD’ye 500 bin adet tespit kiti satıldığı ancak Çin’den kit sipariş edildiği yönündeki kararla ilgili olarak kendisine ait olmayan hesptan yapılan eleştiriyi anlattı.

Tanı kitleri hakkında da Altaylı’ya bilgi veren Bakan Koca, Covid 19 tedavisinde kullanılan ilacın bakanlık tarafından piyasadan toplandığını da açıkladı.

Fatih Altaylı’nın bugün yayımlanan “Sağlık Bakanı ile uzun bir sohbet” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Fatih Bey, ABD’ye 500 bin adet tespit kiti satıldığı doğru. Sırf ABD’ye değil başka ülkelere de satış yapıldı. Bu kitlerden üreten firmalarımız var ve bunların çok yüksek kapasitesi var. O yüzden bu satışlar yapıldı. Ama bizim Çin’den aldığımız kitlerle o kitler aynı şey değil” diye başladı.

“Satılanlar PCR kitleri. Türk firmaların aylık 2 milyona yakın bu kitlerden üretim kapasitesi var. Yani satmaları bizde bir eksiklik doğurmaz. Bize gerektiği kadarını tedarik etme imkanına zaten sahipler” dedi.

Peki bizim Çin’den aldığımız kitler ne?

“Çin’den aldıklarımız hızlı tanı kiti. Bizdeki normal PCR kitleri 2-2,5 saat kadar hazırlık 1-1,5 saat kadar da test süresinde yani 4 saatte sonuç veriyorlar. Bu da testlerde bizi yavaşlatıyor. Çin’den aldıklarımız ise hızlı. Yani onlarda hazırlık süresi yok. 1 ila 1,5 saat arasında hemen sonucu verebiliyorlar. Bu da büyük avantaj sağlıyor” dedi.

Bakanlık bu hızlı kitleri test merkezlerine ve test yapan üniversitelere dağıtmaya başlamış.

Peki bunlar neye yarayacak?

“Bu testleri kullanma alanımız test sonucu pozitif çıkmış hastaların çevresindekilerin hızla taranmasına imkan sağlayacak. Diyelim ki, bir kişiye corona Covid 19 tanısı konuldu. Hızlı test ile bu kişinin temasta olduğu herkesi büyük bir süratle testten geçirebileceğiz. 1 saat içinde kimlere bulaşmış ya da bulaşmamış görebileceğiz” diye anlattı bakan.

Peki bu hızlı test güvenilir mi?

“Temas grubuna test yaptık ve negatif çıktı. Hemen konu kapanmıyor. Aynı kişilere 1 hafta sonra yeniden test yapılmak üzere bekliyoruz. Bir haftadan önce semptomlar görülürse hemen davet ediyoruz. O bir hafta içinde de kendilerini karantina koşullarında tutmalarını talep ediyoruz” diye anlatıyor Fahrettin Koca durumu.

Hızlı testlerin yanı sıra bir de “real time test kitleri” alınmış Çin’den.

Bu da şu demekmiş:

“Hızlı test kitleri için de bir PCR cihazı gerekiyor sonuçta. Ama real time testler için buna gerek yok. Doğrudan çok hızlı sonuç veren test yapıyor. Bu testleri PCR cihazı olmayan yurdun en ücra yerlerine yollayacağız. Böylece mesela Şırnak’ta da bu testler yapılabilecek. Çok da hızlı biçimde. Böylelikle elimizdeki veri havuzu çok güçlenecek”

Peki niye bütün testler hızlı ve real time yöntemi ile yapılmıyor.

Anladığım kadarı ile bunun iki nedeni var.

Birincisi PCR testleri Türkiye’de üretilen malzeme ile yapılıyor ve dışa bağımlı değil.
İkinci önemli özellik ise şu: PCR testleri daha güvenilir. PCR’larda sonuç yüzde 95 güvenilir ise hızlı testlerde yüzde 85, real time testlerde yüzde 80 gibi. (Bu bilgiyi veren Bakan Koca değil. Benim eklediğim bir nokta.)


Şu anda günde 3000 teste doğru ilerliyorlarmış. Hedef günde 5000’i aşmak ve hatta 10 bine çıkabilmek.

Bir diğer konu ilaç.

Hidroksiklorokin etken maddeli bir sıtma ve romatizma ilacının Covid 19 tedavisinde başarılı olduğunu artık hepimiz biliyoruz.

Ancak bu ilaç Bakanlık tarafından piyasadan toplatıldı ve renkli reçeteli satışa geçildi. Bakan Koca’ya bunu soruyorum:

“Evet doğru. Bu ilacı toplattık. 500 kutuyu piyasadan satın aldık. Satışını da reçeteye bağladık. Corona ile mücadele eden tüm birimlere de dağıtımına başladık. Toplattık çünkü bir anda çılgınca bir saldırı başladı bu ilaca. Karaborsa oluştu bir anda. Daha kötüsü şu, bu bir ilaç sonuçta ve ciddi yan etkileri de olabilecek olan bir ilaç. Doktor kontrolü gerektiren bir ilaç. Bir ilacın böyle bir başı boşluk içinde kullanılması toplum sağlığı için de sıkıntı yaratırdı. Topladık ama elimizde yeter miktarda var ve lisans sahibi firma bu ilacı Türkiye’deki tesislerinde talebimize göre yeniden üretebileceğini bildirdi.”

Bu ilacın yanı sıra sorumlu gazetecilik gereği adını veremeyeceğim biri Japon kökenli ama Çin’de üretilen üç ayrı ilacın da temin edildiğini ve corona tedavi merkezlerine dağıtıldığını söyledi Fahrettin Bey.

Bu arada Japonya Büyükelçisi ile de bir araya gelmişler. Önümüzdeki günlerde Japonya’dan gelecek bir bilim heyeti ile ortak bir toplantı yapılacakmış.
Bakan Koca “Japon deneyimi ilginç ve öğrenmemiz gereken bir deneyim. 30 bin test yaptılar toplam ama çok başarılı sonuç aldılar genelde. Paylaşmak istiyoruz” dedi.

Fahrettin Koca sağlık çalışanlarının korunmasına da büyük önem verdiklerini belki de salgına karşı koymada en önemli unsurun sağlık çalışanlarını korumak olacağını da söyledi.

Teknik malzemenin veya sarf malzemesinin öyle veya böyle sağlanabileceğini ama yetişmiş personelin sayısının belli olduğu ve bu personelin çok önemli olduğunu söyledi.

Bakan’a yoğun bakım yatağı ve ECMO cihazları sordum.

“Yoğun bakım kapasitesi olarak kötü değiliz. Hatta iyiler arasındayız” dedi. Ecmo ile ile ilgili olarak da “160 ECMO cihazımın var. Bize göre sayı yeterli. Bu cihazların gereken ekipmanı ve malzemeleri de elimizde yeterince mevcut” dedi.

Bakan Koca ile yaptığım konuşmadan hissettiğim şu.

Bakan asıl mücadelenin henüz başlamadığı fikrinde. Açık açık söylemedi ama öyle anladım.

Sayıların artacağını düşünüyor.

Mücadelede en önemli unsurun da “Karantina ve sosyal izolasyon ve sosyal mesafe olduğu” inancında.

Tabii el hijyeninden sonra.


Böyle bir şey söylemedi ama hissettiğim şu oldu… Tüm yetki kendisinde olsa sanki çok sıkı bir sokağa çıkma yasağı ya da kontrollü çıkış izni uygulayacağından eminim.”

Ayakkabıyla eve corona virüsü girer mi? Paradan bulaşır mı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.