Sağlık Bakanı: Türkiye’de koronavirüs olma ihtimali çok yüksek!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: Henüz tespit edilebilmiş bir koronavirüs vakası yok. Ancak bu salgının şu anda Türkiye’de olma ihtimali çok yüksek.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca koronavirüs açıklaması: Türkiye de olma ihtimali çok yüksek

TBMM Sağlık Komisyonu’nda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca koronavirüs salgını konusunda değerlendirmede bulundu.

Avrupa’nın yeterli önlem almadığını söyleyen Koca vaka sayısının artacağını belirtti ve şunları söyledi:


• İtalya bir türlü önlem almadı. Avrupa da İtalya ile ilişkilerini kesmedi. Avrupa halen tedbir almakta geç kalıyor.

• Şu an evet İtalya büyük bir sorun yaşıyor ama Almanya ve Fransa önümüzdeki günlerde daha büyük sorun yaşayacak.

• Avrupa ile var olan ilişkimiz yoğun bir ilişki.

Sağlık Bakanı Koca, koronavirüs salgını konusunda Türkiye’de henüz tespit edilebilmiş bir vaka olmadığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

• Bu salgının şu anda Türkiye’de olma ihtimali çok yüksek. Ancak tespit edilebilmiş değil.

• Şu an tahlil yapılınca bile karşımıza çıkabilir. 3 saat sonra, 1 gün sonra karşımıza çıkabilir.

• Bunu toplumu bir şeye alıştırmak için söylemediğimi bilin isterim. Yurt dışına giden çok insanımız var. Oradan enfeksiyon almadığını kim söyleyebilir.

• Sorun küresel ama mücadelemiz ulusal. Görülebilir ama yayılımını önlememiz gerekiyor.

Bakan Koca’nın koronavirüs salgınıyla ilgili açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

• Bilim Kurulu genişletilerek 26 kişiden oluşan, kimin nerede olduğuna bakmaksızın, sadece Bakanlık bünyesindeki akademisyenler değil, yetkin olduğunu bildiğimiz kişilerden oluşan bir Bilim Kurulu oluşturuldu. Nasıl mücadele edilmesi gerektiğine birlikte yol alarak karar verilebileceğine inanıyoruz.

• Bilim Kurulu hızla bir rehber hazırladı. Rehber 15 Ocak’ta hazırlandı. 31 Aralık ilk vakaydı. Burada her gün güncellenen bilgiler, vaka tanımı, vaka yönetimi, kontrolün nasıl olması gerektiği, hastanın şüpheli olma durumu bütün sağlık kuruluşları ve hekimlere standart oluşturulan rehber oluşturuldu.


• Havaalanlarına termal kameraları yerleştirdik. Giderek bütün illerde bu uygulamaya geçilmiş oldu. ‘Termal kamera ne kadar gösterebilir?’ diyebilirsiniz ama bilimin geldiği noktada, termal kamera böyle bir durumda yapılması gereken ilk eylemlerden biridir. Bizim başladığımız dönemde birçok ülke bunu uygulamaya başlamamıştı.

• Biz 5 Şubat’ta Çin’le tüm uçuşlarımızı durdurduk. O dönemde Çin’le uçuşlarını durduran ülke hiç yok gibiydi. Devamında İran’da bu enfeksiyonun giderek arttığı görüldü, İran’da bu salgının artışı da Kum ve Meşet kentinde başladı. Başlamasının sebebi de bildiğimiz Çin’den gelen öğrencilerdi. O dönemde yapılması gereken de, o bölgeyi karantina almaktı. Yapılmadı. O dönemde bizzat kendim de görüşerek erken dönemde bu önlemin alınması gerektiğini ısrarla söyledim.

“Avrupa tedbir almakta geç kaldı”

• ‘Önlem alınmayacaksa sınırları kapatıyoruz’ dedim. Devamında da biz erken dönemde hızla sınırları kapattık. İran geç bildirmiş oldu. 23 Şubat’ta tüm sınırları kapatmış olduk. Bu süreçte gördük ki, kara yoluyla giriş yapanların sayısı 3 bin 500’ü geçiyordu. İran’la çok yoğun bir trafiğimizin olduğunu gördük. O dönemde bu katı kurallar uygulanmamış olsaydı gelecek insan sayısı 20 binden aşağı olmazdı. Bu 20 bin kişinin ne kadarının Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini artık siz tahmin edin.

“Gemide bulunan 32 İtalyan karantinaya alınmadan eve gönderilmiş”

• İtalya da bir odak olmaya başladı. İtalya’da olma sebebi de gemide 32 vatandaşının getirilmesi ve bu kişilerin karantinaya alınmadan eve gönderilmiş olması. 30 kişi bütün Avrupa’yı etkiledi. Avrupa da, İtalya ile ilişkilerini kesmedi. Tedbirlerini almakta geç kaldı ve hâlâ da geç kalmaya devam ediyor. Her geçen gün Avrupa’da rakamların yükseldiğini görüyoruz. İskandinav ülkelerinde de artıyor. Almanya ve Fransa önümüzdeki günlerde daha büyük sorun yaşayacak.

“Türkiye’de olma ihtimali çok yüksek”

• Bizim de Avrupa ile ilişkimiz çok yoğun. İran’la yoğun, sınırı kapatma ile bir noktaya kadar önemli ama ben Avrupa’dan aynı rahatlık içinde değilim. Çünkü Avrupa ile ilişkimiz yoğun bir ilişki. Bütün dünyada olmayan ülke kalmadı. Bu salgın içimizde dediğimde farklı yorumlanmıştı. Bu salgının şu anda Türkiye’de olma ihtimali çok yüksek ama virüs tespit edilebilmiş değil. Bunu toplumu bir şeye alıştırmak için söylemiyorum. İşin gerçekliği var.

• Yurt dışına yoğun giden gelen insanımız var. Oradan enfeksiyonu almadığını kim söyleyebilir? O nedenle bizim bu dönemde ısrarla ifade etmiştim, ‘sorun küresel ama mücadelemiz ulusal. Bulaşıcılığı önlememiz gerekiyor. Tedbirleri vatandaşımızla birlikte almamız gerekiyor.

• Özellikle Avrupa başta olmak üzere bütün dünya bu salgınla karşı karşıya. Deniz giriş noktalarında, kara hudut kapılarında aynı şekilde önlemleri aldık. Birtakım rehberler hazırladık. Çin’den gelen öğrencilere ne yapılması gerektiğiyle ilgili bilgilendirmeler yapılmış oldu. 31 Ocak’ta Vuhan kentinden getirdiğimiz 41 yolcumuz mürettebatla birlikte 61 kişi, 14 gün izolasyonda kaldılar.”

• Yurt dışından gelen vatandaşımızın evlerine kendilerini kapatmaları, mümkün mertebe dışarı çıkmamaları, Türkiye’de 14 gün bunu devam ettireceklerini bilmeleri gerekir.

Koronavirüs tespit kiti

• Hızla bir tanı kiti geliştirildi. 90-120 dakika arasında tespiti yapan, yurt dışında da pek çok ülke bunu istedi. Şu anda toplam görülen ülke sayısı 114. Ölüm oranı toplam yüzde 3 buçuklarda. Karantina için hızla 25 hastaneyi belirledik. Sonra bunun sayısını 101’e çıkardık. Bütün hastanelerde nasıl davranılmasına ilişkin bir algoritma geliştirildi.


• Bu salgın görüldüğünde yeterli tedbirleri almazsanız, kişisel izolasyon yöntemleri devreye girmezse başarılı olma şansınız olmaz. Vatandaşımızla birlikte çözmeliyiz.

Koronavirüs mutasyona uğradı: İki tip virüsten biri daha hızlı bulaşıyor!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.