Atatürk Havalimanı pistleri kırılarak kullanılmaz hale geldi!

Atatürk Havalimanı üzerinde inşaatı devam eden hastanenin bugün çekilen fotoğrafları, üç pistten ikisinin kırılarak yok edildiğini ortaya koydu. Sadece inşaat değeri milyarlarca lira olan iki pistin üzerine inşaat yapılması, “Hastane yapmaktan çok Atatürk Havalimanı’nı yok etme operasyonu” olarak değerlendiriliyor.

Atatürk Havalimanı pistleri kırılarak kullanılmaz hale geldi!

Atatürk Havalimanı pistleri kırılarak kullanılmaz hale geldi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla, corona virüsü salgını için Atatürk Havalimanı üzerine inşa edilmeye başlanan sahra hastanesine tepkiler büyüyor.


İnşaatın bugün çekilen fotoğrafları, hastanenin 35L – 35R / 17L – 17R pistlerinin tam ortasına konumlandırıldığını ve iki pistin de kırılarak kalıcı bir şekilde kullanılmaz hale getirdiği net bir şekilde ortaya koydu.

CHP’li Karabat: Pistler kırıldı, 2 milyar dolar çöp oldu!

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, havalimanında yapımına başlanan pandemi hastanesinin yerinin çok yanlış seçildiğini belirterek, “İki pist kullanılamaz hale geldi. Bunun maliyeti 2 milyar dolar” dedi.

“Atatürk Havalimanı’na hastane inşa edilecek” denildiğinde herkesin aklına 325 bin metrekarelik terminal binası gelmişti” diyen Karabat, sözlerini şöyle sürdürdü.

• Ne de olsa ısıtma soğutma, havalandırma, sıcak su, kanalizasyon dahil altyapısı tamam, ayrıca 8 bin 500 araçlık otoparkı ve 13 bin kişiye yemek çıkarabilecek kapasitede bir mutfağı bulunan bir bina söz konusu. Belediye otobüsleri ve metroyla ulaşım imkanı da var.

• Ancak halihazırda binanın içinde hiçbir şey yapılmıyor. İnşaata başlanan yerin terminalin tersine hiçbir altyapısı bulunmuyor. Girişi çıkışı da yok. Bu nedenle iş makinelerinin girip çıkabilmesi için dış duvarı yıkıldı. Dahası söz konusu noktaya halihazırda bir toplu ulaşım bağlantısı da yok.

Eski Ulaştırma Bakanı Oktay Vural: Milletin vergisiyle yapılmış bir yatırımdı, değerlendirilmeliydi

Pistin kendi bakanlığı döneminde tamamlandığını belirten eski Ulaştırma Bakanı Oktay Vural ise şu değerlendirmeyi yaptı:

Bu pistler vergilerle yapılmış bir yatırımdır. Hastane yapılınca bu iki pistin kullanılması mümkün değil. Böyle bir hastanenin kalıcı bir şekilde hizmet vermesi planlanmışsa, bu pistlerin de kullanılabileceği şekilde, kargo binasının bulunduğu A apronu gibi bir başka noktada yapılması değerlendirilebilirdi.

• Bu şekilde Sayın Bakan’ın 7 Nisan’da yaptığı açıklamada, hem ambulans uçakları hem iller ve yurt dışı transfer açısından da kullanılacağına dair açıklaması karşılık bulurdu. Alternatifleri ortaya koyan bir fizibilite olması lazımdır. Yedek havalimanı olarak kullanılabilirdi. İhtiyaç halinde bu pistler kullanılabilirdi.

“İki pistin birden devre dışı bırakılması anlaşılır gibi değil”

SÖZCÜ’ye konuşan eski Sivil Havacılık Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, “Mevcut iki pistin birden devre dışı bırakılması anlaşılabilir gibi değildir. Uluslararası havacılık kuralları gereği hiçbir değerlendirme yapılmadan hastane yapmaktan daha çok Atatürk Havalimanını kapatmaya ve yok etmeye yönelik bir çalışma yapıldığı anlaşılıyor” dedi.

“Sabiha Gökçen’e 10 yıldır yeni bir pist yapılamadı”

Pist yapmanın çok zor bir süreç ve maliyet gerektirdiğini vurgulayan Erdağı, “Sabiha Gökçen Havalimanı’na 10 yıldır yeni bir pist yapılamadı. Bu pistin arazi hariç 1 milyar TL altyapı, 500 milyon TL pist ve keşif artışlarıyla birlikte en az 2 milyar TL’ye mal olacağı anlaşılmaktadır. Durum buyken Atatürk Havalimanı’nda arazi hariç iki pist için yaklaşık 4 milyar TL’nin çöpe atılmasını anlamak mümkün değildir” şeklinde konuştu.

HAVASEN: Pistlerin katledilmesi mantıklı değil!

HAVASEN Genel Başkanı Kaptan Pilot Seçkin Konak ise, “Hastane, mevcut binalarda daha hızlı inşa edilebilecekken neden yapılmadı sorusunun cevabını hiçbirimiz bulamıyoruz. Hastane için hazır yapılar varken pistlerin katledilmesi mantıklı bir çözüm değildir” diye konuştu.

“İş jeti sektörü için ideal durumdaydı”

“Atatürk Havalimanı ve pistler; var olan ve tekrar yapılması için çok fazla para harcanması gereken değerler” diyen Konak, şunları söyledi:

 Halihazırda devlet uçakları da kullanıyor bu meydanı, kargo orada, iş adamlarının uçakları orada… Birçok büyük şehirde, şehir içinde kalmış bu tür meydanlar var ve işletiliyor.

 Kapasite olarak özellikle iş jeti trafiği için ideal bir durumda. Kullanılmaya devam edilebilir ve hazır pistlerin muhafazası da sağlanabilirdi. Meydanın şehir içinde aktif kalması ve havacılığa meraklı olanlar için yeniden düzenlenmesi yani pistleri muhafaza ederek bir kısmı park alanı olabilecek şekilde düzenlenebilir.


Cevap bekleyen sorular:

Diğer boş alanlar neden kullanılmadı?

Atatürk Havalimanı 11 milyon 650 bin metrekare arazisiyle dünyadaki metropoller arasında şehir içerisindeki en büyük araziye sahip. Meydandaki boş araziler neden kullanılmadı?

Hastalar gürültüye nasıl dayanacak? 

Üçüncü pist kullanılıyor. Yoğun bakımdaki hastalar, hastanenin hemen yanı başındaki pistten kalkan uçakların gürültüsüne nasıl dayanacak?

Acil durumlarda ne olacak? 

İstanbul Havalimanı’nın açılmasından sonra yaşanan olaylar hala Atatürk Havalimanı’na ihtiyaç olduğunu gösterdi. Meteorolojik zorluklar, yoğun kar, şiddetli rüzgar veya olası kaza durumunda ne olacak?

SHGM değerlndirme yaptı mı? 

Hastanenin kullanılmaya devam edilecek 0.5-2.3 pistine çok yakın olması nedeniyle bu piste mania oluşturabilecek seyrüsefer cihazlarını da etkileyecektir. SHGM tarafından değerlendirilme yapıldı mı?

Depremde binlerce hayat tehlikeye girmeyecek mi?

Beklenen İstanbul depreminde, şehrin merkezindeki bu pistler binlerce insanın hayatını kurtarabileceği düşünüldü mü?

atatürk havalimanı sahra hastanesi

“Daha kötü yer seçilemezdi”

Yıllarca havalimanı işletmeciliğinde üst düzey yetkili olarak çalışan bir kaynak, pandemi hastanesi için Atatürk Havalimanı’nın (AHL) bulunduğu alanın seçilmesinin yanlış olduğunu belirterek, en kötü yeri seçmek isteseler daha kötüsünü seçemeyeceklerini savundu.

Aynı kaynak, yer seçimiyle ilgili şaşkınlık ve üzüntüsünü şöyle dile getirdi: “İnşaatın yerini görünce ağzım açıkta kaldı. İçim acıdı. En kötü yeri seçin dense daha kötüsünü seçemezlerdi. Etrafta bir sürü yer varken, CNR alanı varken niye burası anlamak mümkün değil.”

Atatürk Havalimanı’nda (AHL) yapımına başlanan pandemi hastanesi için kuzey güney istikametindeki (17-35) uluslararası standartlara sahip 300 milyon dolarlık iki uzun pistin ‘başı kırıldı.’ Dahası, inşaat noktasında hiçbir altyapı yok.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 6 Nisan’da, Sancaktepe’de ve Atatürk Havalimanı’nın bulunduğu alanda tek katlı, 1000 odalı iki hastane yapılacağını açıklamıştı. Hastanelerin 45 günde açılacağı belirtilmişti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hastanelerin Covid-19 salgını sonrasında da hizmet verecek şekilde tasarlanacağını duyurmuştu. İlk olarak havalimanın karşısındaki bir arazide inşaata başlanmış, ancak konutlara yakınlığı nedeniyle bu noktan vazgeçilip hastanenin havalimanı arazisi içine yapılması kararlaştırılmıştı.

Atatürk Havalimanı’ndaki hastane inşaatında çok sayıda iş makinesi, hafriyat kamyonu ve işçiyle çalışmalar sürüyor. İnşaatta zemine beton dökülmesine bugün başlandı.

İnşaat için seçilen nokta sorunlu

“AHL’ye hastane inşa edilecek” dendiğinde herkesin aklına 325 bin metrekarelik terminal binası gelmişti. Ne de olsa ısıtma soğutma, havalandırma, sıcak su, kanalizasyon dahil altyapısı tamam, ayrıca 8 bin 500 araçlık otoparkı ve 13 bin kişiye yemek çıkarabilecek kapasitede bir mutfağı bulunan bir bina söz konusu. Belediye otobüsleri ve metroyla ulaşım imkanı da var. Ancak halihazırda binanın içinde hiçbir şey yapılmıyor.

İnşaata başlanan yerin terminalin tersine hiçbir altyapısı bulunmuyor. Girişi çıkışı da yok. Bu nedenle iş makinelerinin girip çıkabilmesi için havalimanın dış duvarı yıkıldı.

Dahası söz konusu noktaya halihazırda bir toplu ulaşım bağlantısı da yok.

Pistlerin başı kırıldı

AHL’de üç pist var(dı). İkisi kuzey-güney diye bilinen 3 bin metre uzunluğunda 45 metre genişliğinde, uluslararası standartlarda, biri de 2 bin 500 metre uzunluğunda 60 metre genişliğinde pist.

Hastane inşaatı için her biri zamanında 150 milyon dolara mal edilmiş iki uzun pistin de ‘başı kırıldı.’ Dolayısıyla iki pist de kullanılamaz hale geldi.


Corona dinlemediler, kamyonlarla iş makineleriyle Salda Gölü’ne girdiler!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.