Duygusal ve ruhsal zindeliği artırmak için 9 öneri

Uzmanlar, corona salgını ile mücadelede bireylerin duygusal ve ruhsal zindeliğinin de çok önemli olduğunu belirtiyor ve 9 öneri sıralıyor…

Salgın günlerinde duygusal ve ruhsal zindeliği artırmanın 9 yolu

Salgın günlerinde duygusal ve ruhsal zindeliği artırmanın 9 yolu…

Dünya genelinde etkisini gösteren Covid-19 salgınının Türkiye’de de etkisini göstermesiyle tüm toplumun kaygı seviyesi yükseldi. Bireyler, salgının olası etkilerine karşı hem kendilerinin hem de sevdiklerinin hayatını önemseyerek uzmanlara kulak veriyor. Yükselmiş, sürekli devam eden kaygı seviyesi, duygusal ve ruhsal zindelik için iyi olmayacağı gibi bağışıklık sistemini de olumsuz etkileyebiliyor. Covid-19 salgını ile ilgili bilinmeyen ve kontrol edilemeyen durumlar kişileri daha da kaygılandırıyor.


SiZe Bütünsel Yaklaşım Kurucu Ortağı Sibel Yücesan, kaygıları azaltmak için yapılması gerekenin kontrol edilebilecek olguların farkında olmak ve bunlarla ilgili eylemlerde bulunmak olduğunun altını çiziyor.

Duygusal ve ruhsal zindeliği artırmak için 9 öneri

Sibel Yücesan, Covid-19 pandemisine karşı duygusal ve ruhsal zindeliği artırmak için önerdiği 9 maddeyi şöyle sıralıyor:

1- Endişeliyim, öfkeliyim, üzüntülüyüm diye kendimizi suçlamayalım.

Tüm bu duyguları hissetmemiz hayatımızın tam da merkezinin bir parçası. Bu tür duygularımızı tamamen kontrol etmeye çalışmak yerine, tüm bunları duymanın normal olduğunu hatırlayalım. Duygularımızdan kaçmak değil, durup yüzleşmek ve bize verdikleri mesajları dinlemek önemli.

Duygularımızı dışarı sağlıklı bir biçimde dökmenin farklı yollarından yararlanabiliriz. Mesela, her gün 6 dakika veya 3 sayfa duygularımız hakkında içimizden geldiği gibi yazı yazalım. Günlük tutmak, duyguları düşünceleri not etmek terapatik etki yapar.Sanat ile müzik ile ifade etmek de bir yöntem olabilir. Kısaca onların bir şekilde akmasına izin verelim.

2- Ne izlediğimiz, ne dinlediğimiz, ne paylaştığımız konusunda seçici olalım.

Sürekli haber kanallarında gezinmek, sosyal medya paylaşımlarında kaybolmak ve kaygı seviyemizi artırmak immün sistemimize olumsuz yansıyacaktır. Hiçbir şey izlememek de bizi bilgiden mahrum kılacağından, günde bir iki kez güvenilir kaynaklara başvurmak ve oralardan doğru bilgileri takip etmek izleyeceğimiz bir yöntem olabilir. Doğruluğundan emin olmadığımız haberleri de paylaşmamak dahi, bizi topluma faydalı bir hareket yapmamızdan dolayı iyi hissettirir. Seçimlerimize dikkat edelim, kendimizi kaptırmayalım, bize iyilik yaratan, olumlu, pozitif alternatifleri seçelim. Bize sunulan değil, bizim seçtiklerimiz hayatımızda yer alsın.

3- Sakinleşme teknikleri kullanalım: Meditasyon ve minfulness pratikleri öğrenelim ve uygulayalım.

2020 hızlı bir başlangıç yaptı, endişelendiğimiz ve kaygı düzeyimizin yükseldiğini farkettiğimiz zamanlarda zihinsel molalar alalım. Zihin olumsuz düşüncelere çok kolay saplanır. Felaketleştirme senaryolarımızı fark edelim. Ve böyle anlarda sakin bir köşeye çekilip, basit nefes ve mindfulness teknikleri uygulayabiliriz.


Basit diyorum çünkü bu tip bilim temelli nefes ve mindfulness tekniklerini öğrenebileceğimiz pek çok eğitim, kitap ve app’ler var. Çok uzun zaman ayırmamıza gerek yok. Her sabah her akşam ve aralarda ihtiyaç duydukça 10 dakika ayırmamız dahi yeterli olabiliyor. Bunlarla bir başlangıç yapabilir ve zihinsel duygusal zindelik için bu teknikleri hayatımıza katabiliriz. Bunlar dışında hiçbir şey yapmadan gözümüzü kapatmak, nefesimize odaklanmak, en zor ve olumsuz anda bile bizi yatıştıracaktır.

4- Her gün bize iyi geleceğini düşündüğümüz bir kaç aktivite planlayalım.

Kitap okumak, olabiliyorsa açık havada yürüyüş, meditasyon, kısa uykular, şarkı söylemek, resim çizmek, yapboz, mandala, duş almak, ilgimizi çeken konularda online eğitimler almak. Kısa da olsa bu tür aktiviteleri hayatımıza katalım. Sosyal mesafelendirme hayatımıza girdi bu uzun sürerse bize iyi gelmeyecektir. Bu açıdan muhakkak sevdiğimiz insanlarla telefon konuşmaları yapmak, haberleşmek, olumlu şeylerden bahsetmek ruhsal zindeliğimiz için önemli olacaktır.

5- Aklımızdan günde on binlerce düşünce geçmesi son derece normal bir akış.

Zor zamanlarda genelde bir ya da bir kaç düşünceye saplanır kalırız. Hep aynı düşünce yapısı çevresinde döner dururuz, bu da tabi ki bizde olumsuz duyguları tetikler.Veya tam tersi,duyguların yarattığı olumsuz düşüncelerin çevresinde dolanırız. Böyle zamanlarda aklımızdan çıkmayan düşünceleri tek tek ele alıp aşağıdaki soruları sormak çok yardımcı olacaktır:

  • Bu düşünce doğru mu?
  • Bu düşüncenin kesinlikle doğru olduğunu nereden biliyorum?
  • Bu düşünceye inandığım zaman nasıl tepki veriyorum, bende neler oluyor?
  • Bu düşünce olmadan ben nasıl biri olurdum? Hayatımda neler olurdu?
  • Bu düşüncenin yerine hangi olumlu düşünceyi koyabilirim?

6- Sağlıklı sınırlar geliştirelim.

Her işi üstlenmek, her şeye evet demek bizi gereğinden fazla yorabilir. Sağlıklı sınırlar insanlarla olduğu kadar, teknolojiyle, dijital dünya ve kendimizle olabilir. Mesela yatak odamızdan cep telefonunu çıkartmak gibi. Okuduğumuz her olumsuz haber, stres hormonunu tetikleyecek ve sonuçta uyku dahil düzenimizi bozacaktır. Daha çok evde geçireceğimiz zamanlar olacak, bu zamanlarda kendimize ait alanlarımızı koruyalım sevdiğimiz şeyleri yapalım, aile fertleriyle sürekli bir arada ve iletişimde olmak güzel gibi dursa da, duygusal zorlanmalar yaşayabiliriz bunları fark edip park edelim ve kendimize sessiz alanlar sağlayalım.

7- Şükür en güzel ruhsal ilaç.

Şükür listesi yapalım. Akşam yatarken o güne ve genel olarak hayatınıza odaklanarak şükür edecek en az üç tane maddeyi bir deftere ya da kağıda yazarak günü kapatalım. Bu listeyi sabah kalktığınızda da okuyup güne bu motivasyonla başlayabilirsiniz. Ruhumuza iyi gelenleri hayatımıza ekleyelim mesela dua etmek gibi.

8- Hayatın komik taraflarını görmeye gayret edelim.

Hayatın uzun vadede sunacağı esprileri, eğlence alanlarını anımsamak, çevremizdeki olaylara, kişilere biraz mizah penceresinden bakmak da psikolojik iyi olma halimizi destekler.

9- Başkası için güzel bir şey yapalım.

Başkası için güzel bir şey yapalım. Ne zaman davranışlarımız olumlu olursa, duygularımız da olumlu oluyor. Birine iyilik yapmak, anında o kişinin yüzünde gördüğümüz gülümseme, içten bir bakış ile bizde mutluluk hissi yaratıyor. Başkası için güzel bir şey yapmamıza engel olacak hiç bir şey yok. Bir bardak su getirmek de olabilir, bir teşekkür maili atmak da, telefon edip hayatınızdaki anlamını paylaşmak da olabilir. Olasılıklarımız düşündüğümüzden çok olabilir.


Dalgaları durduramayız ama sörf yapmayı öğrenebiliriz. Hiçbir şey sonsuza kadar kalıcı değil, en büyük dertler bile. Kendimize yapacağımız en büyük iyilik, dengeye gelebileceğimizi hatırlatmak ve bunun için çok sayıda kaynağımız olduğunu unutmamak.

Virüs fısıldıyor: Yavaşla!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.