İmamoğlu’ndan Kültür Bakanı’na Galata Kulesi mektubu: Neden İBB’den gizlendi?

Kültür ve Turizm Bakanlığı, İBB mülkiyetinde bulunan tarihi Galata Kulesi’ni büyükşehir belediyesinin elinden aldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a mektup yazarak ”Ülkemizin Covid-19 salgınıyla ve derin ekonomik krizle boğuştuğu, turizmin eski yoğunluğuna yakın gelecekte ulaşmasının mümkün görünmediği şu günlerde, bakanlığınızın telaşla yangından mal kaçırırcasına yaptığı bu yanlış ve hakkaniyetsiz girişimlerini anlayabilmek mümkün değildir” dedi.

Ekrem İmamoğlu Kültür Bakanı mehmet nuri ersoy Galata Kulesi mektubu: Neden İBB'den gizlendi?

İmamoğlu’ndan Kültür Bakanı’na Galata Kulesi mektubu: Hukuksuz ve hakkaniyetsiz! Neden İBB’den gizlendi?

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün geçen yıl başlattığı işlem sonucunda 13 Mayıs 2019’da yani İBB’nin kayyum ile yönetildiği dönemde Galata Kulesi, İBB’nin uhdesinden çıkarılarak Kule-i Zemin Vakfı adına tescil edilmişti. Ekrem İmamoğlu ikinci kez İBB Başkanı seçildikten sonra bu işleme karşı hukuki süreç başlatılmıştı.


İBB Hukuk Müşavirliği, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne karşı dava açmış, Galata Kulesi için vakıf adına yapılan tapu tescilinin iptali ve İBB adına tescil edilmesi talep edilmişti. Dava kapsamında İBB’nin talebi üzerine üçüncü kişilere devredilmemesi için Galata Kulesi’ne 7 Şubat 2020’de ihtiyati tedbir konulmuştu.

Tedbir kararına rağmen Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine Beyoğlu Kaymakamlığı,  6 Nisan 2020’de tahliye işlemi başlattı. İBB Başkanlığı da bu işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması için mahkemeye başvurdu. Mahkeme süreci devam ederken tarihi kule, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi.

“Yangından mal kaçırır gibi”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediye mülkiyetinde bulunan Galata Kulesi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devir kararı alınmasıyla ilgili mektup yayımladı. Beyoğlu Kaymakamlığı’nın tahliye kararının hukuka aykırı olduğunu ifade eden İmamoğlu, mahkeme sürecinin devam ettiğine dikkat çekti.

İmamoğlu “Ülkemizin Covid-19 salgınıyla ve derin ekonomik krizle boğuştuğu, turizmin eski yoğunluğuna yakın gelecekte ulaşmasının mümkün görünmediği şu günlerde, bakanlığınızın telaşla yangından mal kaçırırcasına yaptığı tüm bu yanlış ve hakkaniyetsiz girişimleri anlayabilmek mümkün değildir. Tıpkı, bu aziz kentin anıtsal binaları olan Haydarpaşa ve Sirkeci Garları ile ilgili cinayet gibi işlemler yapılırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sesinin neden duyulamadığını anlayamadığımız gibi” dedi.

Tahliye kararı hukuka aykırı

Galata Kulesi’ne haksız ve hukuksuz şekilde el konulamayacağını vurgulayan İmamoğlu “Beyoğlu Kaymakamlığı’nın Galata Kulesi’nden tahliyemize ilişkin yazısı hukuka ve kanuna aykırıdır. Nitekim Danıştay ve Bölge İdare Mahkemesi Dava Daireleri’nin bu yönde sayısız emsal kararı olmasına rağmen ne yazık ki itirazımız ret edilmiştir” dedi.

10 mülke daha el koyma girişimi

İmamoğlu, bakanlığın Vakıflar Kanunu’nun 30. maddesini dayanak göstererek gayri hukuki yollardan 10 farklı İBB mülküne daha el koyma girişimi olduğunu belirterek “Bu hukuksuz ve hakkaniyetsiz girişimlerinizi kamuoyuyla paylaşacak ve bakanlığınızın tutumlarının İstanbul haklı tarafından bilinmesini sağlayacağız. Konuyla ilgili bu değerlendirmelerimizi dikkate alarak yapılan yanlışlardan derhal dönülmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Yanlış ve hakkaniyetsiz

Bakanlığın Galata Kulesi’nin kullanımına ilişkin tavrının yanlış olduğunu ifade eden İmamoğlu, gerekçelerini şöyle sıraladı:

• Bakanlığınızın girişimleri ile gelinen nokta, tarihi olarak yanlış ve hakkaniyetsizdir. Çünkü, Galata Kulesi inşa edildiği 6. yüzyıldan itibaren İstanbul’u başkent olarak kabul eden Roma, Doğu Roma (Bizans), Latin ve Osmanlı İmparatorlukları dönemlerinden beri bu şehrin en önemli ikonik varlıklarından biridir.


• Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, İstanbul’un kültürel ve turistik varlıklarına birlikte sahip çıkmaları ve müşterek projeler uygulamaları yerine, tek taraflı bir irade ile varlıklara el koymak, hem bu aziz şehrin geleceğine, hem devletimizin geleneklerine ve hem de söz konusu tarihi miras – anıtsal yapılara zarar verecektir.

Neden İBB’den gizlendi?

• Galata Kulesi ve civarında bir müze ve kültür rotası çıkarılması düşünülüyorsa bu projenin detayları, Anıtlar Kurulu tarafından onaylanmış olup olmadığı, ne olduğu kamuoyuna açıklanmayan projenin muhteviyatının neden İBB’den  gizlendiği ve ortak akıl masasında değerlendirmeye neden açılmadığı merak konusudur

• Galata Kulesi gibi tarihi miras niteliğinde bir eserin, plansız-programsız bir yatırıma konu edilmesi, hem esere, hem eserin fonksiyonuna zarar vererek telafi edilmesi imkansız sonuçlara yol açacak hem de kamu kaynaklarının akıbeti belirsiz şekilde harcanması nedeniyle kamu zararlarının doğmasına sebep olabilecektir

• Bakanlığınızın girişimleri ile gelinen nokta, hukukun evrensel ilkeleri çerçevesinden yanlış ve hakkaniyetsizdir. Çünkü Galata Kulesi, İstanbul’da modern anlamda belediyenin resmen kurulduğu 1855 yılından beri İstanbul Belediyesi tüzel kişiliğinin mülküdür ve bu süre boyunca İstanbul Belediyesi tüzel kişiliği veya iştirakleri tarafından işletilmiştir.

• 2008’de çıkan Vakıflar Kanunu’nun, tarihi vakıf kültür varlıklarını korumak yerine mülk devşirme gerekçesi gibi kullanılan 30. maddesinin, hukukun evrensel ilkelerinin mesnetsiz bir yorumuna dayanarak ve herhangi bir mahkeme kararı dahi söz konusu olmadan 2019 Mayıs ayında Galata Kulesi’nin mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmiş, bu hukuka aykırı süreç bakanlığınızın vaki taleplerine dayanak yapılmıştır. İBB’nin bu konuda açmış olduğu dava henüz sonuçlanmamıştır.

• İBB’nin eski yönetimi döneminde yapılmadığı halde, Galata Kulesi’nin mülkiyetine hukukun temel prensiplerine aykırı şekilde Tapu Müdürlüğü üzerinden el konulmasının kamuoyu tarafından, yeni yönetimin hareket alanlarını kısıtlamak amacıyla bakanlığınız tarafından yürütülmekte olan ve devletin birliği anlayışına sığmayan bir siyasi manevra olarak görüleceği tabiidir.

Akıl ve hukuk dışı!

• Bakanlığınızın girişimleri ile gelinen nokta, milletimizin yüzlerce yıllık vakıflar geleneğine aykırı, vakıf mevzuatı açısından yanlış ve hakkaniyetsizdir. Çünkü Galata Kulesi vakıf yoluyla meydana gelmemiştir ve asla bir vakıf kültür varlığı değildir.

• Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Galata Kulesi’nin vakıf yoluyla meydana geldiği hiçbir biçimde ispatlanmamıştır. Geçerli ve hakiki bir belgeye dayanmadan kulenin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmesi akıl dışıdır, hukuk dışıdır. Bu nedenle Vakıflar Kanunu’nun 30. maddesine dayanarak işlem yapılması abestir, akıl tutulmasıdır.


• 2008’den bu yana dile getirilmeyen kulenin sözde vakıf kültür varlığı olduğu iddiası, her ne hikmetse göreve başladığımızdan 1 ay sonra devreye sokulmuştur. Hukukun işleyeceğine ve mahkeme sürecinin Galata Kulesi mülkünün tekrar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tescili ile sonlanacağına inancımız tamdır.

MAK seçim anketi: Yüzde 43 hükumeti başarılı buluyor


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.