Evden çalışma, mesai kavramını yıkıyor mu? (Anket)

“Koronavirüs ve İş Hayatı” araştırmasının 6. dönem raporu yayınlandı. Evden çalışma, mesai kavramını yıkıyor mu?

Evden çalışma, mesai kavramını yıkıyor mu?

Araştırma: Evden çalışma, mesai kavramını yıkıyor mu?

Kariyer.net’in “HR Pulse” araştırma serisi kapsamında Curiocity iş birliğiyle gerçekleştirdiği “Koronavirüs ve İş Hayatı” araştırmasının altıncı dönem raporu yayınlandı. Araştırmada; evden çalışma sisteminde olan her 10 çalışandan yalnızca 3’ünün, “Sadece iş günleri ve mesai saatleri içerisinde» çalıştıklarını belirtmesi, evden çalışma modelinde çalışanların daha fazla mesai yaptığını ortaya koydu.


Türkiye’nin en büyük online istihdam platformu Kariyer.net’in, “HR Pulse” araştırma serisi kapsamında Curiocity iş birliğiyle gerçekleştirdiği “Koronavirüs ve İş Hayatı” araştırmasının altıncı dönem sonuçları açıklandı. Koronavirüs salgınının iş hayatına etkisini, çalışanlar ve işverenler/İK yetkilileri gözünden değerlendirmeye devam eden ve ilki mart ayında gerçekleşen araştırma dizisine, toplamda 5.504 beyaz yaka çalışan ve 1.892 İK yetkilisi katıldı.

Evden çalışma yeni normalin bir parçası olabilir mi?

Araştırma sonuçları, beyaz yaka çalışanların %43’ünün pandemi sonrasında da evden çalışmanın kalıcı hale gelmesini istediğini ortaya koydu. Araştırmaya katılanların sadece üçte biri evden çalışmanın daha verimsiz olduğunu belirtirken, çoğunluğun bu yeni sisteme alıştığı görüldü. Beyaz yaka çalışanların “Yeni normal“de evden çalışmayı içeren bir model beklentisinde olması; şirketlerin esnek çalışmayı da içeren hibrit çalışma modellerine yöneleceğini gösterdi.

Evden çalışma, ek mesai saatlerini de beraberinde getirdi

Araştırmaya katılan ve evden çalışan her 10 beyaz yaka çalışandan yalnızca 3’ünün, “Sadece iş günleri ve mesai saatleri içerisinde» çalıştığını belirtmesi dikkat çeken diğer bir veri oldu.

Katılımcıların %48’i mesai saatleri dışında çalıştığı zamanların da olduğunu belirtirken; %21’i iş günü ve mesai kavramı olmadan durmaksızın çalıştığını belirtti. Bu durumun sürdürülebilir olmadığı ve işverenlerin, çalışanlarının iş-özel hayat dengesini koruyan uygulamaları gecikmeden devreye alması gerektiği ortaya çıktı.


Ofise dönüş, kademeli de olsa, olumsuz duygular uyandırıyor

Araştırma; her 10 çalışandan 6’sının temmuz başına kadar ofise dönüleceğini düşündüğünü ortaya çıkardı. İK yetkilerinin yarısından fazlası ise şirketlerinde önce yöneticilerin ya da belirli departmanların işbaşı yapacağı şekilde, kademeli olarak ofise dönüş sürecinin planlandığını belirtti.

Vardiyalı sistemle ofise dönüş planı yapıldığını belirten İK yetkilerinin oranının ise %31 olduğu görüldü.Araştırma sonuçları, ofise dönüşlerin kademeli yapılmasındaki ana etkenlerin; sağlık ve sosyal mesafe kavramlarının öneminin gittikçe artmasının ve çalışanların neredeyse yarısının evden çalışmaya devam etmek istemelerinin olduğunu düşündürdü.

Diğer yandan araştırmada beyaz yaka çalışanların %51’i ofise dönme konusunda tedirgin olduklarını belirtirken; kademeli de olsa ofise dönüş fikrinin çalışanlarda büyük oranda mutsuzluk, hüzün, öfke gibi duygular uyandırdığı görüldü.

Bu veriler, ofise dönüş süreciyle birlikte motivasyonun çalışanlar için en büyük ihtiyaç olacağını gösterdi. Öte yandan, çalışanların üçte birinin ofise dönme konusunda umutlu hissetmesi, ofisi ve sosyal hayatı özleyen çalışanların da olduğu yönünde yorumlandı.


Sanal ofislere talep 7 kat arttı: 5 gün çalışma düzeni değişiyor!

Anket: Haziran ayı normalleşme için erken mi?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.