Bel fıtığı hakkında doğru bilinen 10 yanlış nedir?

Prof. Dr. Halit Çavuşoğlu, erken teşhisin çok önemli olduğunu belirterek; “Bel fıtığı dikkate alınmazsa veya bilimsel olmayan, yanlış yöntemlerle zaman kaybedilirse önce ilgili kas grubunda güçte azalma, sonrasında ise tam felç gelişebiliyor” diyor.

bel fıtığı nedir

Bel fıtığı nedir?

Fazla kilolu olmak, ağır yük kaldırmak veya ters hareket yapmak… Bu tür etkenlerle diskleri bir arada tutan bağ dokusunda oluşan gevşeme ve yırtılmalar nedeniyle disk omurilik kanalına doğru yer değiştiriyor. Bu diskin sinire bası yapması sonucunda bel bölgesi başta olmak üzere bacak ve kalçalarda şiddetli ağrıya neden olabilen tabloya da bel fıtığı adı veriliyor.


Tahta veya sert yerde yatmak, bel bölgesine bal ve yumurta bağlamak, sülük yapıştırmak gibi bilimsel olmayan yöntemlerle sorunu gidermeye çalışmanın ardında ise toplumda bel fıtığı hakkında kulaktan kulağa yayılan hatalı bilgiler büyük rol oynuyor.

Acıbadem Fulya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Halit Çavuşoğlu doğru bilinen 10 yanlış bilgiyi anlattı, önemli uyarılarda bulundu!

Yanlış: Sert yerde yatmak bel fıtığına iyi gelir

Doğrusu: 2-3 haftalık yatak istirahati, basit fıtıklaşmalarda gelişen şikâyetleri gideriyor. Ancak, tahta veya sert zeminde yatmak sırt ile bel bölgesinde ezilmelere ve ağrının artmasına yol açabiliyor. Dolayısıyla, bel bölgesini vücut ağırlığının baskısından kurtarmak için tercihen yarı ortopedik yatakta istirahat edilmeli.

Yanlış: Bel fıtığında fazla hareket etmemek gerekiyor

Doğrusu: “Sanılanın aksine hareket etmek değil, uzun süre oturmak hastanın şikayetlerini arttırır” uyarısında bulunan Prof. Dr. Halit Çavuşoğlu bunun nedenini ise şöyle anlatıyor: “Çünkü oturduğumuz zaman disk içi basınç en yüksek seviyesine ulaşıyor ve fıtıklaşmış disk sinir köklerine basıyı arttırdığı için hastanın şikayeti artıyor. Bu nedenle her seferinde 20-25 dakikadan fazla oturulmamalı ve sık sık pozisyon değiştirilmeli.”

Yanlış: Sülük yapıştırmak, bardak çekmek fayda sağlıyor

Doğrusu: Bel bölgesine; balık, bal ve yumurta gibi besinlerin bağlanmaları veya sürülerek masaj yapılması, sülük yapıştırılması, bardak çekilmesi, hacamat denilen yöntemle cildin kesilerek kan akıtılması, ciltten iğneyle dikiş ipliği geçirilmesi gibi bilimsellik dışı uygulamaların tedavide yeri yok.

Bu uygulamaların bir kısmı, bel kaslarındaki kan dolaşımını artırdığı için kas spazmında geçici çözülme ve rahatlama sağlasa da, fıtık üzerinde hiçbir etkisi olmuyor. Üstelik yüzeysel cilt enfeksiyonundan derin apse oluşumuna varabilen ciddi sorunlara neden olabiliyor.


Yanlış: Beli çekmek bel fıtığı için birebir

Doğrusu: Bilimsellik dışı uygulamaların en tehlikelisi olan bel çektirme, bel fıtığı olan kişilere yapıldığında fıtığın kopmasına ve bunun sonucunda da; bacaklarda felç oluşumu, idrar ve dışkıyı tutamama ile cinsel fonksiyonların sona ermesi gibi son derece ciddi problemlerin gelişmesine sebep olabiliyor.

Yanlış: Bel fıtığında korse kullanmalı

Doğrusu: Omurganın desteğini arttırmak bele binen yükü azaltıyor. Bu destek yapılacak olan basit egzersizler yardımıyla bel ve sırt kaslarını güçlendirerek mümkün oluyor. Korse kullanmak ise kaslarımızı zayıflatarak istenmeyen duruma yol açabiliyor. Prof. Dr. Halit Çavuşoğlu “Bu nedenle bel fıtığı hastalarına korse takmaları kesinlikle önerilmiyor” diyerek hastaların ancak omurga kırıklarında ve gerektiği süre kadar korse kullanmaları gerektiğini belirtiyor.

Yanlış: Bel fıtığına kesin bir çözüm yok, ağrıyı hep çekeceğim

Doğrusu: Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Halit Çavuşoğlu günümüzde bel fıtığı tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar elde edildiğini vurgulayarak, “Modern tedavi yöntemlerini uygulamak, kurallara uygun yaşam tarzı oluşturmak ve günde 15-20 dakikalık basit egzersizler bel fıtığında kesin çözüm sağlayabiliyor” diyor.

Yanlış: Bel fıtığı sadece ameliyatla geçer

Doğrusu: “Her bel ağrısı bel fıtığı anlamına gelmediği gibi, her bel fıtığı da ameliyat gerektirmiyor” diyen Prof. Dr. Halit Çavuşoğlu şu bilgileri veriyor: “Bel ve bacak ağrılarının ancak yüzde 1-3’ü ameliyat edilmesi gereken bel fıtıklarından kaynaklanıyor. Bel fıtıklarının yüzde 97-99’u ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebiliyor.”

Yanlış: Ameliyat olursam felç kalırım

Doğrusu: Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Halit Çavuşoğlu günümüzde bel fıtığı tedavisinde ‘mikrocerrahi tekniği’ uygulandığını belirterek, “Bu teknik doğru yapıldığı takdirde felç riski olmuyor. Mikrocerrahi yönteminde disk aralığına girilerek omurilik ve sinir dokuları rahatlatılıyor. Omurganın yük taşıyabilme ve hareket edebilme gücü bozulmadığı için hastalar ameliyattan 3 saat sonra yürüyebiliyor ve yine ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabiliyor” diyor.

Yanlış: Ameliyattan sonra artık spor yapamam

Doğrusu: Bel fıtığında cerrahi tedavinin amacı; omurilik ve buradan çıkan sinirlerin sıkışıklığını giderirken, birçok anatomik yapıyı ve bel omurgasının hem yük taşıyabilme hem de hareket edebilme fonksiyonunu korumak. Prof. Dr. Halit Çavuşoğlu ameliyattan sonra hastaların spor yaşantılarına kaldıkları yerden devam edebildiklerini söylüyor.

Yanlış: Bel fıtığı ameliyatı cinsel sorunlara yol açıyor


Doğrusu: “Toplumda bel fıtığı ameliyatının cinsel hayatı olumsuz etkilediğine dair bir kanı var. Tam aksine ameliyatta yaşanan gecikme cinsel problemlere neden olabiliyor, hatta bu tablo idrar ve dışkı tutamamaya kadar ilerleyebiliyor” uyarısında bulunan Prof. Dr. Halit Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Ayrıca sanılanın aksine ameliyattan sonra en az 3 ay cinsel ilişki kısıtlaması da söz konusu değil. Ameliyat bölgesinin iyileşmenin ardından, yani 2 hafta sonra, hasta eski hayatına dönebiliyor”

Ofis ortamı boyun ve bel fıtığı riskini artırıyor


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.