Bel ağrıları konusunda aslında birçok şeyi yanlış biliyoruz!

Bel ağrıları nedenleri, aşınmış omurlar ve bel fıtığı mı? Sert yataklar bele iyi geliyor mu? Hafif bel ağrıları kendiliğinden geçer mi? Sırt problemleri sadece yaşlılıkta mı görülür? Bel ağrısı konusunda aslında birçok şeyi yanlış biliyoruz!

Bel ağrıları konusunda aslında birçok şeyi yanlış biliyoruz!
Bel ağrıları konusunda aslında birçok şeyi yanlış biliyoruz!

Bel ağrıları konusunda merak edilen birçok sorunun cevabını veren Dr. Öğretim Üyesi Yıldız Erdoğanoğlu, omurganın en önemli bölümlerinden biri olan bel bölgesine ilişkin ağrıların gelişmiş toplumlarda en sık görülen sağlık sorunları arasında yer aldığına dikkat çekiyor. Toplumun yaklaşık dörtte üçünün ara ara bel ağrısı şikâyeti yaşadığını ifade eden Erdoğanoğlu, bel ağrısı ile ilgili doğru bilinen yanlışları sıralıyor.

Üsküdar Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Dr. Öğretim Üyesi ve NP Feneryolu Tıp Merkezi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yıldız Erdoğanoğlu, omurganın en önemli bölümlerinden biri olan bel bölgesinde görülen ağrılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.


Gelişmiş toplumların hastalığı; bel ağrıları

Dr. Öğretim Üyesi Yıldız Erdoğanoğlu, bel ağrısının masa başında oturarak geçen uzun süreli çalışma saatleri, hatalı oturma ve yüklenme alışkanlıkları nedeniyle zaman içinde ortaya çıktığını söyledi. Gelişmiş toplumlardaki kişilerin neredeyse dörtte üçünün ara ara bel ağrısı şikâyeti yaşadığını ve çoğunda da ağrının kronikleştiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Yıldız Erdoğanoğlu, sık görülen bel ağrısıyla ilgili doğru bilinen yanlışları şöyle sıraladı:

Bel ağrıları nedeni aşınmış omurlar ve bel fıtığıdır!

Yanlış! Hafifçe başlayan ağrı, kas gerginlikleri, yetersiz hareket ve hatalı hareket alışkanlıklarına işaret eder. Bel bölgemizde beş omur bulunur ve bu omurlar kaslar, eklemler, bağlar ve kıkırdaklar aracılığıyla birbirine tutunur. Omurlar arasında ise disk dediğimiz yapılar vardır. Diskler hem dayanıklılık sağlar hem de hareketliliğe, zorlamalara karşı dirençli olmaya yardımcı olur.

Bir anlamda omurgaya gelen darbelerin emilmesine ve yüklerin çevre yapılara dengeli bir şekilde iletilmesine yardımcı olur. Omurlar ve diskler vücudun stabil elementleri olarak kabul edilir ve genellikle çok ileri yaşlara kadar yıpranmazlar. Ağrının diğer nedenleri yer değiştirmiş diskler, sıkışmış sinirler ve hatalı duruş alışkanlıkları olabilir.

Bel ağrınız olduğunda hareket etmeyin!

Yanlış! Pek çok hastalık için, yatak istirahatinin ağrıyı gidermeye yardımcı olduğu doğru bir bilgi olabilir. Ancak bel ağrısı için bu geçerli değil. Bel ağrısının temel nedenleri arasında hareketsiz yaşam tarzı yer almaktadır. Omurlarımız arasındaki disk su ve besin maddelerine olan ihtiyaçlarını ancak yeterli fiziksel aktivite olduğunda temin edebilir.


Diskler için oturmak ayakta durmaktan daha faydalıdır!

Yanlış! Birçok kişi disklere binen yükü azaltmak için oturmayı ayakta durmaya kıyasla daha yararlı görse de gerçekte bu böyle değildir. Dik duruş pozisyonunda amortisör gibi görev yapan disklere binen %100’lük bir basınç, dik oturma esnasında %140’a yükselir. Çoğu kişinin daha rahat bulduğu bükülmüş ve kaykılmış pozisyonundaki oturuşlarda ise yük neredeyse %200’e kadar ulaşır. Bu zamanla bel ağrılarına gidişin olacağı anlamına gelir.

Sert yataklar bele iyi gelir!

Hayır! Çok sert uyku zeminleri uyku esnasında bel bölgesinin boşlukta kalmasına ve kas gerginliklerine neden olur. Bunu kronik ağrı ve uyku bozuklukları takip eder. Çok yumuşak şilteler ise sırtı yeterince iyi desteklemez. Yatak seçiminde orta derecede sertlik daha uygundur. Hastalara yeni yatak satın alırken deneme olanağı ve kişiye özel danışmanlık hizmeti almalarını tavsiye etmek yerinde olur.

Fazla yüklemelerin olduğu fiziksel aktivite bele zarar verir!

Bu sadece belli koşullarda geçerlidir. Örneğin tek taraflı hareketlerle uzun süreli spor yapan herkesin omurgasına hasar verme olasılığı vardır. Tenis gibi, golf gibi sporlar buna örnektir. Bu bilgiyle yüksek performans sporcuları ve fiziksel strese fazlaca maruz kalan profesyonellerin daha fazla risk altında olduğu söylenmek mümkün olsa da araştırmalar fiziksel stres nedeniyle bel ağrısı yaşayanların oranını sadece %5 olarak veriyor. Unutulmamalıdır ki; bel ağrısının en büyük nedeni hareketsiz yaşamdır.

Hafif bel ağrıları kendiliğinden geçer!

Esasında doğru! Her bel ağrısı tedavi gerektirmez ancak kendiliğin de geçmez. Daha hareketli olmaya özen gösterin, doğru oturmaya, eğilmeye, kalkmaya, ağırlık taşımaya dikkat edin.Son araştırmalar bel ağrısı yaşayan kişilerin en kısa sürede bir hekim ve fizyoterapiste başvurmasını önermektedir.

Kış mevsimi ve soğuk hava bel ağrıları yatkınlığını artırır!

Kış mevsiminde pek çok kişinin bel ağrıları yakınması yaşadığı doğrudur. Ancak buna soğuk havanın neden olduğu bilgisi doğru değildir. Çoğu kişi, kış mevsimin şartları nedeniyle kısa mesafeler için bile araçla yolculuğu tercih eder, dışarda olabildiğince az zaman geçirir ve boş zamanlarında çoğunlukla iç mekânlarda koltukta oturur. İşte bel ağrıları konusunda asıl neden, bu hareketsiz yaşam tarzıdır.

Sırt problemleri sadece yaşlılıkta görülür!


Yanlış! Yapılan bazı araştırma sonuçları bazı toplumlarda, 14-29 yaş grubundaki kişilerde bile bel ağrıları oranının %60 seviyesinde olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni açıktır: Endüstrileşme ve teknolojinin ilerlemesi kişileri hareketsiz yaşam tarzına itmektedir. Ayrıca yanlış edinilmiş duruş, oturma, ağırlık taşıma gibi alışkanlıklar da bel ağrısına zemin hazırlamaktadır. Yani 30’lu yaşların başında da artık fıtıklaşmış bir disk görme ihtimali nadir değildir.

Bel ağrısı birkaç günde geçiyor mu şiddetleniyor mu?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.