Bilişim suçları ve sosyal medya hukuku

Sosyal medyada resimlerimizi izinsiz kullanan bir hesap olduğunda ne yapabiliriz? Sahte hesapların tespit edilmesi mümkün mü? Erişim engeli nedir? KKTC bilişim yasası çalışmalarına katılan Av. Begüm Gürel, bilişim suçları ve sosyal medya hukuku konusunda merak edilen soruları yanıtladı.

bilişim suçları sosyal medya hukuku

Bilişim suçları ve sosyal medya hukuku

Röportaj: Av. Begüm Gürel

Sosyal medya platformalarında paylaşmış olduğumuz resimler kötü niyetli kişiler tarafından ekran yakalaması alınarak, sahte profiller oluşturulmakta ve hesaplar üzerinden başka kişilerle müstehcen konuşmalar yapılmakta ve hatta dolandırıcılık eylemleri gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle; bu tarz kötü niyetli ve hatta yasaya aykırı eylemlerin önüne geçmek amacıyla, sosyal medya kullanımına bir kısıtlama getirilmesi yerinde olacaktır.


29 Haziran da KKTC’de Meclisten geçen Bilişim Suçları Yasasında etkin rol oynayan Av. Begüm Gürel ile ‘bilişim suçları ve sosyal medya hukuku’ hakkında konuştuk.

Son günlerde gündemde olan ve tartışılmaya başlanan sosyal medya hukukunda yapılması öngörülen kanun değişikliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sosyal medya platformalarının tamamen kapatılması ve hatta internet üzerinden yayın yapmakta olan dizi ve film platformlarının kapatılması konuşuluyor.

Öncelikle belirtmek isterim ki; Anayasa’ya açıkça aykırılık oluşturacağından dolayı bu platformların tamamen kapatılması gibi bir durumun söz konusu olacağını açıkçası düşünmüyorum. Ancak bu noktada sosyal medya hukukunu düzenleyen yasal düzenlemelerde bir değişikliğe gidilmesi gerekmektedir. Çünkü ne yazık ki sosyal medya platformlarının çoğu zaman amacının dışında kullanıldığının gözlemlemekteyiz. Dijitalleşen dünya ile birlikte dijital şiddet türü ortaya çıkmıştır ve bu şiddete zaman zaman toplumun her kesiminden kişiler maruz kalmaktadır.

Şöyle ki; sosyal medya platformalarında paylaşmış olduğumuz resimler kötü niyetli kişiler tarafından ekran yakalaması alınarak, sahte profiller oluşturulmakta ve hesaplar üzerinden başka kişilerle müstehcen konuşmalar yapılmakta ve hatta dolandırıcılık eylemleri gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle; bu tarz kötü niyetli ve hatta yasaya aykırı eylemlerin önüne geçmek amacıyla, sosyal medya kullanımına bir kısıtlama getirilmesi yerinde olacaktır.

Sahte sosyal medya hesabı açan ve bu hesap üzerinden yasaya aykırı bir takım eylemler gerçekleştiren kişilerin tespit edileceği ve bu tespit sonrasında bu kişilerin sorumluluğuna gidileceği bir düzenleme yerinde olacaktır.

Anayasa ile ifade ve düşünce özgürlüğü teminat altına alınmıştır ama bu sınırı aşan kişilerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan paylaşımlar, hiçbir hukuk düzeni tarafından koruma altına değildir, olamaz da. Gerek toplumun refahı, gerekse de toplumun daha sağlıklı bir biçimde, adalet ve eşitlik içerisinde yaşayabilmesi için bu noktada sosyal medya üzerinden yasaya aykırı nitelikte yapılan paylaşımlarda kişilerin sorumluluğuna gidebilmek adına bir düzenleme yapılması elzemdir.

Toplum olarak sosyal medyayı ve interneti gerektiği gibi kullanabiliyor muyuz?

Öncelikle toplum olarak sosyal medyayı bilinçli kullandığımızı ne yazık ki söylenemeyeceğim. Her geçen gün insanlar için vazgeçilmez bir hal alan sosyal medya insan ilişkilerinin kolaylıkla geliştiği bir ortam olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumu kendisine bağımlı kılan bu sosyal ağların elbette ki olumlu ve olumsuz etkileri çok fazladır ve her geçen gün de artmaktadır. İnsanlar her türlü ihtiyaçlarının kullanım alanı olarak ve kolay iletişimi sağlayabilmek için sosyal medyayı kullanmaktadırlar.

Sosyal medya platformları ilk ortaya çıktığı zamanlarda insan ilişkileri ve vakit geçirilen bir ortam olarak kullanılmakta iken, kullanımın artmasıyla birlikte neredeyse birçok gerek kişisel, gerekse de toplumsal konularda güçlü bir silah ve saldırı niteliği taşıyan bir hale gelmiştir. Öyle ki; milyonlarca üyesi bulunan sosyal medya platformları yaşanan her olayın anında haber olmasını, anında kitlelere ulaşmasını sağlayan ve bu sayede toplumu anında harekete geçiren bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sosyal medya denen mecralar bilinçli ve doğru kullanıldığı zaman ihtiyaçlara cevap verecek ve toplumu geliştirecektir. Ancak amaç dışı kullanıldığı zaman ise, her türlü olumsuzluğa sebebiyet vereceği de her türlü tartışmadan uzaktır.

Sosyal medya üzerinden edildiğinde yasal başvuru hakkımız nelerdir?  

Türk Ceza Kanunun 125. maddesi Hakareti suç olarak düzenlemiştir. Hakaret denildiğinde; bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövme gibi sözlerle bir kimsenin onur ve saygınlığına saldırmaktır. Bu durumda ilk yapılması gereken hakaret eden hesap sahibin konuşmalarını ve bilgilerini alarak, delillerimizle birlikte Savcılık Makamına şikayette bulunmak gerekmektedir.

Şikayet süresi 6 ay olduğundan ve şikayete bağlı bir suç olduğundan dolayı şikayet dilekçesinin 6 ay içinde delillerle birlikte savcılığa sunulması gerekmektedir.

Sosyal medyada resimlerimizi izinsiz kullanan bir hesap olduğunda ne yapabiliriz?

İnternet ortamındaki bize ait her bir fotoğraf, kişisel bir veridir. Bu verilerin izinsiz kullanılması suç teşkil etmektedir. İnternet üzerinden izinsiz fotoğraf paylaşımı kanunlarımız nazarında bilişim alanının da yer olmakta olup, özel hayatın gizliliğinin ihlali olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Türk Ceza Kanunun 136. maddesine göre; kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası alacaktır. Madde 137 ise; aynı eylemin nitelikli hallerini düzenlemektedir. Böylesi hukuka aykırı bir eyleme maruz kalındığında Savcılık Makamına şikayette bulunmak gerekmektedir.

Sosyal medya da sahte hesapların tespit edilmesi mümkün mü?

Günümüzün en büyük sorunlarından biri de, başkaları adına açılan sahte sosyal medya hesaplarıdır. Bu şekilde açılan çoğu hesap da ne yazık kötü niyetli olarak kullanılmaktadır.

Her ne kadar sahte profil, sahte hesap, sahte grup oluşturmak ceza kanunumuzda özel ve yaptırımları ağır bir suç olarak düzenlenmemiş ise de, bu tarz eylemler doğurabileceği sonuçlar açısından ceza hukukumuz tarafından yaptırıma bağlanmıştır.

Sosyal medya hesapların birçoğu yurt dışı merkezli olduğu için tespit etmek zor olmakla birlikte, sosyal medya hesabının sahte hesap olup olmadığını anlayabilmek bazen ilk bakışta mümkün olamamaktadır.


Bir sosyal medya hesabının sahte olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?

Böyle durumlarda birkaç değerlendirme yaparak sonuca varabiliriz.

Şöyle ki; sahte olduğundan şüphelendiğimiz hesaba yüklenmiş olan fotoğrafların etiketlerine, fotoğraflar altında yer alan yorumlara, takipçi ve takip edilen kişilere ve sayıya ve sayfada yapılan paylaşımlara bakarak, değerlendirme yapabilmek ve bilgi sahibi olabilmek mümkündür.

Erişim engeli ne demektir?

5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” uyarınca internet üzerinde yer alan bir içeriğin yasalar kapsamında belirli suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe bulunması halinde bu içeriğe erişimin engeli kararı verilebileceği düzenlenmiştir.

Erişim engelleme kararını BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) ve Sulh Ceza Mahkemeleri vermeye yetkilidir. Kimi durumlarda BTK erişimi engellemeye verme noktasında yetkilendirilmiş iken; bu karara soruşturma evresinde hakim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilmektedir.

Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet Savcısı kararını yirmi dört saat içinde hakimin onayına sunar ve hakim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet Savcısı tarafından derhal kaldırılır.

Sosyal medyanın toplum ve genç nesil üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?

Günümüzde internet kullanımı gerek iş hayatının, gerekse de sosyal hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Kişilerin gününün büyük bir kısmı sosyal medya platformlarında geçirmektedirler. Sosyal medya platformları, sosyal etkileşim ve paylaşım için en popüler araçlar iken, kullanımın artması ve dünyanın dijitalleşmesi ile birlikte sosyal anlamda güvensizlik de oluşturan bir durum haline gelmiştir.

Artık sosyal medya aracılığı ile bilgiler ve paylaşımlar dünya çapında kitlelere yayılabilmektedir. Her üç gençten biri en az günde yarım saatini sosyal medyada geçirmektedir. Bunun yanında ne yazık ki sosyal medya, gençlerin rahatlıkla ulaşabileceği uygunsuz içerikleri ve kötü niyetli kişileri de barındırmaktadır.

Sosyal medyanın çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerini ise; nefret söylemi, siber zorbalık, kıyaslama-kıskançlık, şiddet görüntüleri, çok fazla paylaşım, duygusal etkiler, kimlik hırsızlığı vb. olarak değerlendirilmek mümkündür.

Sosyal medyanın toplum ve genç nesil üzerindeki olumlu etkileri nelerdir?

Olumlu etkileri; sosyalleşme ve iletişim, içerik oluşturma ve geliştirme, takım oyunları ve iş birliği, farklı bilgileri keşfetme, teknolojik becerileri arttırma ve benzeri gibi olarak sayılabilir.

Kısacası sosyal medya, insanları ve gençleri güçlü bir şekilde etkilemekte ve davranışlarını değiştirmektedir.

KKTC Bilişim yasası çalışmalarına katıldınız. Yasa hazırlanırken nelere dikkat ettiniz?

UBP Milletvekili ve Hukuk Siyasi İşler ve Dış ilişkiler Komitesi’nin Başkanı, değerli hukukçu Oğuzhan Hasipoğlu, Bilişim Suçları Yasa Tasarısını komitede görüşülmeye başlandığında birçok kurum ve kuruluşun temsilcisini ve şahsımı Meclis’e davet etti.

Farklı günlerde birden fazla toplantı yapılarak tasarının her maddesi tek tek görüşüldü ve tartışıldı. Söz konusu yasa ciddi bir emek ve çalışma sonucu, şeffaflık ile hazırlandı.

Mukayeseli hukuk kapsamında ve ayrıca Türkiye Cumhuriyetindeki mevcut yasal düzenlemeler değerlendirmek suretiyle; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki yasal boşlukları doldurmak amacıyla, ihtiyacı karşılayan bir düzenlenme yaptık. Bu doğrultuda yasa hazırlanırken suçlara en uygun yaptırımlar getirilerek, cezaların yeniden düzenlenmesi ve Ceza Kanunun temel ilkelerinden olan caydırıcılık ilkesi değerlendirildi.

Özellikle bilişim suçlarının sosyal platformlarda işlenmesinin önüne geçilerek cezaların arttırılması, ağırlaştırılması ve yasanın çıkartılması ülkenin refahı ve düzeni açısından büyük önem arz etmektedir.

Biyografi: Avukat Begüm Gürel

avukat begüm gürel1985 yılında İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve liseyi Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki Lisesinde okumuş, 2002 yılında mezun olmuştur. 2007 yılında Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olan Begüm Gürel, iyi derecede İngilizce ve orta derece Almanca bilmektedir.

2009 yılında Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Kamu ve Özel Hukuk alanında Yüksek Lisans programını “İş Koşullarında Değişiklik” adlı teziyle yapmış bulunmaktadır. Tüm süreçte gösterdiği üstün başarı sebebiyle mezuniyetini onur derecesiyle tamamlamıştır. Av. Begüm Gürel sicile kayıtlı uzlaştırmacı olup, başta arabuluculuk sertifikası olmak üzere pek çok sertifikaya sahiptir.


10 yıllık avukatlık deneyim ve tecrübesine sahip olan, uzlaştırmacı faaliyeti yürüten Begüm Gürel, gerçek bir hayvan sever ve hukuk aşığıdır. Hukuki Haber, Adalet Medya İnternet sitesinde ve İstanbul Anadolu Adliyesi Dergisinde makaleler yazmaktadır. Halkı bilinçlendirmek amaçlı pek çok Ulusal ve yerel TV de, gündeme dair hukuksal konuları değerlendirmekte ayrıca üniversiteler bünyesinde eğitim seminerleri vermektedir.

Deşifre – Kimlik ve kredi kartı dolandırıcılığı


Serpil Çavuşoğlu
1973 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanında gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim. Bağımlılık ile mücadele, kadın ve çocuk istismarına karşı destek, eğitime katkı amaçlı kütüphanaler kurulması, yardımlaşma derneklerinde faaliyetler, tüketicinin her tür hakkı (sağlık, hukuk...) üzerine destek çalışmaları, kültür sanat projelerine koçluk, danışmanlık, tutuklu çocukların topluma kazandırılması amaçlı eğitim organizasyonları, kan bağışı, organ bağışı, ilik bağışı üzerine organizasyonlarda koordinatörlük, özel eğitim öğretmeni olmam sebebiyle engelli çocuklarımızın ailelerine danışmanlık, okullarda çocuklarımızın yardımlaşma güdüsünü pekiştirme amaçlı seminerler ve sayamayacağım daha pek çok alanda, neredeyse hiç durmadan yıllardır gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim.