Hacettepe’den Covid-19 aşısı açıklaması: Önce sağlıkçılara yapılacak

Prof. Dr. Serhat Ünal ve Prof. Dr. Murat Akova, Türkiye’de denenmeye başlanan Covid-19 aşısı çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Ünal, “25 merkez belirlendi. Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra da Hacettepe ilk oldu. Kademe kademe 25 merkezde yayınlanacak” derken; Akova ise “13 bin kişinin ilk aşamada 1200 kişisi, hastalık  açısından ön planda ve en riskli gruptaki sağlık personelleri olacak.” ifadelerini kullandı.

hacettepe covid-19 aşısı

Hacettepe’den Covid-19 aşısı açıklaması: Önce sağlıkçılara yapılacak

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Murat Akova, Türkiye’de denenen ilk koronavirüs aşısıyla ilgili açıklama yaptı. Akova, “Önce 1200 sağlıkçıyı aşılayacağız” dedi.


Covid-19 aşısı ilk gönüllü uygulaması Hacettepe’de başladı

Çin’de üretilen koronavirüs aşısının faz3 çalışmalarına Türkiye’de dahil edilmişti. Covid-19 aşısı ilk gönüllü uygulaması dün Hacettepe Tıp Fakültesi’nde 3 sağlık çalışanına yapıldı. İlk etapta 25 merkezde 1300 gönüllüye aşı uygulanacak. Bu sayı daha sonra 10 binin üzerine çıkacak. İlk aşı uygulaması çalışmasında hazır bulunan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Aşı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Serhat Ünal, bütün dünyanın adeta bir yarış içerisinde bunu virüsü engelleyecek aşıyı geliştirme çabası içerisinde olduğunu hatırlattı.

“Covid-19 aşısı çalışmalarını şöyle yapacağız, 13 bin kişiyi hedefliyoruz Türkiye’de nihai olarak. İlk aşamada 1200 kişi hastalık açısından ön planda ve riskli olan sağlık personeli olacak. Bunu da ikiye böleceğiz ve yarısına boş aşı yarısına da yine Covid-19 aşısını yapacağız ki aşının etkili olup olmadığını görelim.”

Aşı gönüllerinin 18-60 yaş arası kişiler olduğu ifade edildi.

Akova, sonuçları takip edeceklerini, çalışmaların umut verdiğini söyledi.

Türkiye’de koronavirüse karşı ilk aşılar yapıldı. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal ve Hacettepe Üniversitesi Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Murat Akova konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Prof. Ünal’dan Covid-19 aşısı açıklamaları şöyle:

Türkiye’de çok şükür ki altyapıya sahip ülkedir.

Faz 3 çalışmaları yapılmaya başlanmıştır.

İsteği olan aşılardan 2 tanesi, Türkiye’ye ‘faz 3 çalışmalarında destek olur musunuz’ diye müracaatta bulundu.

İlk çalışmalar Hacettepe’de başladı.

Faz 3 denince ‘acaba kötü bir şey mi’ gibi, ‘bizim insanımızı kullanıyorlar’ gibi kavramlar geliyor. Bunlar gönüllü bazında ve kurallarına göre yapılmak kaydıyla, aynı anda Almanya, Brezilya, İngiltere’de, ABD’de, Şili’de, Endonezya’da çalışılırken, o ülkelerin kabul ettiği universal kurallar çerçevesinde her türlü tedbir alınarak yapılmaktadır. Orada yapılanlardan buradaki farkı olamaz.

25 merkez belirlendi. Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra da Hacettepe ilk oldu. Kademe kademe 25 merkezde yayınlanacak.

Ülke çapında faz 3 çalışması gerçekleştirilecek. Bu bitince başka aşı gelecek.

3 aydan daha fazla zamandır bu işe hazırlanıyoruz. Bilimsel olarak, etik olarak, uygulanabilirlik olarak.

Hacettepe sağlık açısından önde olan bir üniversitedir.

Enstütümüzde geliştirilen bir yerli aşımız vardır. Hayvan çalışması aşamasındadır.

Niye 13 bin? Bunu tabi Haziran’da belirledik, o zaman biraz daha düşüktü rakamlar. O ülkedeki yayılma hızı ve aşının muhtemel koruyuculuk kapasitesine göre özel belirleniyor bu rakamlar. 13 bine ulaştığımızda beklenen rakamda hastaya ulaşacağımızı ve istatistik olarak güvenilir bir sonuca ulaşacağımızı hesapladığımız için 13 bin. Bizle aynı zamanda hesaplayan Brezilya, Şili o rakamlara ulaşamadı, istemedi. Çünkü onlarda o rakamlar çok daha yüksekti. Bizde de rakamların artmış olması ve diğer ülkelerde de çok yapılıyor olması nedeniyle 13 binde kalacağımızı tahmin etmiyorum açıkçası.

Ben yaptırmayacağım. Neden yaptırmayacağımı tahmin edersiniz. Ben 6. ayındayım. Hala 1/32 antikorum var. Tek vaka nedeniyle yayın yapacağım. 3 ayda antikor bitiyor diyorlar ya… Benim antikorum bitmedi. Ben umut dünyası için umudum aslında…


Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova da şu bilgileri aktardı:

Toplamda Türkiye’de 13 bin kişiyi hedefliyoruz.

13 bin kişinin ilk aşamada 1200 kişisi, hastalık  açısından ön planda ve en riskli gruptaki sağlık personelleri olacak.

Grubu ikiye böleceğiz. Tırnak içinde söylüyorum ‘kör ya da maskelenmiş’ olarak yapılacak. Ne aşıyı uygulayacak bizler ne de aşının uygulandığı gönüllüler bunu bilmeyecekler. Bu grubun yarısına aşı, yarısına boş aşı yani plasebo vereceğiz. Boş bir aşı ile karşılaştırıyoruz.

1200 kişilik sağlık grubunu aşılarken diğer gönüllülere de aşı yapacağız.

Gönüllülerde 2 kişiye aşı, bir kişiye plasebo verilecek.

Boş aşı yapılan gönüllülerde belli sayıda hastalık ortaya çıkacak olursa, biz bunu 20-40 arasında düşünüyoruz, o zaman bizden ayrı denetleme kurulumuz var. Onlar bu hastalık ortaya çıkan grupta kimse aşı yapılmış kime boş aşı yapılmış ona bakacaklar. Eğer aşı yapılan grupta hastalık görülmemişse, o zaman geri dönüp boş aşı alanlara ‘size de aşı öneriyoruz, aşı etkili oldu’ diye, onlara da aşıyı yapacağız.

Aşı gönüllüleri 18-60 yaş arası kişiler.

Gönüllülük için aşı merkezine başvurabilirler.

Aşı Brezilya’da 9 bin kişiye yapıldı. Endonezya’da 250 kişi civarında… Bu 10 bin kişi içinde ciddi sayılabilecek bir yan etki söz konusu değil.

Yan etkiler hafif kırgınlık ve baş ağrısı.

Tüm risklerin bilinerek yapılması lazım. Gönüllülere de bunu anlatıyoruz.

Zatürre aşısı antikora karşı korumaz.

Covid-19 aşısı ne kadar koruma sağlayacak?

Prof. Dr. Murat Akova: Aşı ile ilgili bir öngörüde bulunmak mümkün değil. En korkulan dönem… Ekim-Kasım-Aralık döneminden çok korkuyoruz. Havalar soğuyacak. Hastalığın bulaşma riski artacak. Bu bulaşma riskini kırabilirsiniz. Bize 4 ay süreyle koruyuculuk sağlayacak aşı bile yeter. Uzun süre koruma sağlasa ne âlâ ama…

Prof. Dr. Serhat Ünal: Kötü senaryoda 3-4 ay… Hatta 6 aya kadar. İyi senaryoda 3-4 yıl koruyabilecek aşıdan bahsediyoruz. 6 ay bile korusa, bir kere zinciri kırarsanız, pandemiyi durdurma şansınız olacak.

Yılbaşı civarında ruhsatlanmalar tamamlanabilir

Prof. Dr. Ünal, aşının gönüllü kişilere yapıldığını, olabilecek yan etkileri ve nasıl etki ettiğinin detaylı olarak anlatıldığını belirterek, “1’inci ve 14’üncü günler iki doz şeklinde yapılacak. Bunu 2,5-3 ay süreyle takip edeceğiz.

Aşıyı yaptığımız zaman koruyuculuğunun çıkmasını bekliyoruz. Bunları yapıp gerçek hayatta koruyuculuğunun çıkıp çıkmadığını anlamaya çalışıyoruz. Zaman içerisinde iki kol arasındaki fark ortaya çıktığında ‘bu aşı yüzde şu kadar korumaktadır’ diye bir sonuca varılacak.

Faz3 başka ülkelerde başlamıştı, şu ana kadar 10 bin kişiye bu aşı yapıldı, yan etkileri sıkı takip ediliyor. Biz de bu kervana katılmış olduk. Sonunda bütün ülkedeki vakalar, bu ülkedeki çalışmaya katılanların sonuçları birleştirilecek, bakılacak.


‘Bu aşı koruyor’a karar verilirse ruhsatlanacak ve biz de diğer ülkelerle beraber aşıya daha erken erişim şansını bulacağız. 2-2,5 ay içerisinde bu çalışmaların toparlanacağını düşünüyorum. Her şey düzgün giderse yılbaşı civarında ruhsatlanmalar tamamlanabilir. Yeni yılın ilk aylarında yaygın aşılama programlarının olmasını umut ediyorum” diye konuştu.

Bahçeli’nin “kapatılsın” dediği Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) yanıt


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.