Erdoğan: Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir!

Türkiye’de uzun süredir yaşanmakta olan ekonomik krize ilişkin üstü kapalı mesajlar veren Erdoğan, “Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” dedi.

erdoğan Müminin görevi

Erdoğan: Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir! (video aşağıda)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda konuştu. Diyanet’in ‘sapkınlıklarla mücadele ettiğini’ savunan Erdoğan, din görevlilerine teşekkür etti.


Türkiye’de uzun süredir yaşanmakta olan ve milyonlarca yurttaşın yaşantısını olumsuz etkileyen ekonomik kriz hakkında da üstü kapalı bir mesaj veren Erdoğan, “Bu hayatın albenisine kendisini kaptıran insan, dünyasını da ahiretini de kaybeder. Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” dedi.

Cumhurbaşkanı, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a da yüklenerek, “Macron’un Müslümanların yoğunlukta olduğu bir şehirde yaptığı ‘İslam krizde’ açıklaması açık bir provokasyondur” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın sözlerinden satır başları şöyle:

• Diyanet camiamız milli bünyemize sapkın saldırılarla ilgili mücadelede çok önemli görevler üstleniyor.

• Gerek 15 Temmuz’un savuşturulmasında gerek FETÖ’ye karşı, Diyanet İşleri Başkanlığımız hep en ön saflarda yer almıştır.

• Diyanet camiamız milli bünyemize sapkın saldırılarla ilgili mücadelede çok önemli görevler üstleniyor.

• Diyanet camiamızdan toplumumuzun bilinçlendirilmesinde oynadığı rolü aynı kararlılıkta devam ettirmesi diliyorum.

“Gerçek mümin, acıyı bal eyleyendir”

• Dünya tarlasına iyilik eken ahiret haşatına iyilik toplamaya devam eder. Bu hayatın albenisine kendisini kaptıran insan, dünyasını da ahiretini de kaybeder. Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir.

• Koronavirüs salgını ile mücadele ettiğimiz sıkıntılı dönemde Rabbimizin birçok müjdesine mazhar olduk. Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğalgaz rezervini keşfettik. Salgın günlerinde milletimize umut vermenin yanı sıra daha büyük keşifler için umudumuzu arttırdı.

Ayasofya kararı

• Ayasofya’nın ibadete açılması, 86 yıllık mücadelenin en tatlı meyvesidir. Ayasofya kararıyla Türkiye, iradesini vurulan bir prangadan kurtulmuştur.

• Ayasofya kararı ile Türkiye bağımsızlığı üzerindeki bir gölgeyi kaldırmış, iradesine vurulan bir prangayı da kaldırmıştır. Hemen ardından restorasyonun tamamlanan Sümela manastırını tekrar ziyarete açtık.

• Bu açılış ile Ayasofya kararı üzerinden Türkiye’yi eleştirenlere de en güzel cevabı verdik. Ayasofya’yı asli kimliğine döndürmenin mutluluğunu yaşadık. Ayasofya’nın ibadete açılması, 86 yıllık mücadelenin en tatlı meyvesidir.

Fransa’ya yüklendi

• Türkiye dini hak ve özgürlükler konusunda örnek bir tavır sergilerken, batı dünyasında tam zıt bir atmosferin hâkim olduğunu görüyoruz.

• Uzun yıllar demokrasinin beşiği olmuş Batı ülkelerinde, ırkçılık, ayrımcılık İslam düşmanlığı zehirli bir sarmaşık gibi yayılıyor.


• Neo-Nazi terörü bizim vatandaşlarımız kadar Afrikalı, Asyalı göçmenleri, Müslümanlar kadar Musevileri de hedef alıyor.

• Çok açık ve net söylüyorum. Birçok Batı ülkesinde ırkçılık ve İslam düşmanlığı bizzat devlet tarafından himaye edilmektedir.

• Neo-Nazi yapılar ordu ve emniyet içinde rahatça örgütlenmektedir. Medya adeta bu örgütlerin halkla ilişkiler faaliyetlerini yönetmektedir. Türkiye’yi sustururlarsa meselenin çözüleceğini zannediyorlar.

• Nasıl deve kuşu kafasını kuma gömünce gözden kaybolmuyorsa, sorunlar da yok sayılınca ortadan kalkmıyor.

• Irkçılık ve İslam düşmanlığıyla yüzleşmek yerine hedef saptıranlar en büyük kötülüğü kendi toplumuna yapmaktadır.

• Bugün görmezden geldikleri sorunlar yarın daha büyük felaketler olarak karşılarına çıkacaktır.

Macron’a provokasyon eleştirisi

• Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Müslümanların yoğunlukta olduğu bir şehirde yaptığı ‘İslam krizde’ açıklaması açık bir provokasyondur.

• Fransız devlet başkanı olarak daha 1 hafta 10 gün önce görüşmelerimizi geliştirelim derken nasıl da çabucak unutuveriyor. Bu açıklamayı yapması kendisine ne denli saygı duyulacağını gösteriyor.

• İslam’ın yapılandırılmasından bahsetmesi ise hadsizliktir, edepsizliktir. Bizim ağzımızdan bugüne kadar Hristiyanlığın yapılandırılmasını, Museviliğin yapılandırılması diye bir şey duydunuz mu? Sen kimsin ki ‘İslam’ın yapılandırılması’ diye bir ifadeyi ağzına alıyorsun.

• Aslında Macron Fransa ve Fransız toplumunun içinde bulunduğu krizi perdelemek istiyor.

Sineye çekemeyiz!

• Bize ve inancımıza yönelik hürmetsizliği asla sineye çekemeyiz. Özellikle de hakkın hatırını 3 günlük dünya hayatında feda etmeyiz. Devlet Başkanları insanların kutsalları ile ilgili konularda söz söylerken kılı kırk yarmalıdır. Macron’un da çok fazla dikkat etmesi gerekiyor. Bunu defalarca kendisine söyledim, ‘Bu işi bilmiyorsun’ dedim.

• Kendisinin artık sorumlu bir devlet adamı gibi davranmasını bekliyoruz.

• Türkiye olarak asimilasyona ne kadar karşıysak, entegrasyona da o derece kuvvetli şekilde savunuyoruz.


• Yurt dışındaki kardeşlerimize asla içlerine kapanmamalarını telkin ediyoruz.

Meral Akşener: 45 yıllık fabrikayı yeniden açan bir zihniyet var!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.