İzmir depremi için 12 yıl önce uyardı: Bölgenin altı şokella gibi!

MTA Jeoloji Yüksek Mühendisi İsmail Kuşçu’nun 12 yıl önce Valilik tarafından düzenlenen uyarıda bulunduğu ortaya çıktı: Bölgenin altını kazsanız şokella gibi bir yapı çıkar!

İzmir depremi için 12 yıl önce uyardı: Bölgenin altı şokella gibi!

12 yıl önce gelen uyarı: Bölgenin altı şokella gibi!

İzmir depreminin en ağır bilançosu Bayraklı ilçesinde yaşanırken, bölge için 12 yıl önce “Altını kazsanız şokella gibi yapı çıkar” uyarısı yapıldığı ortaya çıktı. 2008 yılında İzmir Valiliği’nde “İzmir ve Sığacık Körfezleri’ndeki Aktif Faylar ve Depremsellik” konulu bir toplantı yapıldı.


Toplantıya dönemin İzmir Vali Yardımcısı Halis Peker’in yanı sıra konusunda uzman jeoloji ve jeofizik mühendisleri katıldı. MTA Jeoloji Yüksek Mühendisi İsmail Kuşçu, 2003 ve 2005 yılları arasında karada, 2005 ve 2008 yılları arasında da denizde, Foça ve Karaburun’da çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirterek, İzmir’in depremselliği üzerine bir sunum yaptı.

“Yüksek binaları görünce dehşete kapılıyorum. O bölge bir zamanlar denizdi”

Kuşçu, “İzmir’de dev binalar görüyorum. Özellikle Bayraklı ve Balçova’daki yüksek binaları görünce dehşete kapılıyorum. O bölge bir zamanlar denizdi. Oralarda benim de akraba ve arkadaşlarım var. İçimden oralarda oturmayın demek durumunda kalıyorum. Bölgenin altını kazsanız şokella gibi bir yapı çıkar” uyarısı yaptı.

Gölcük depreminin ardından ders alınması gereken durumlar olduğunu ifade eden Kuşçu, “Gölcük depreminde bölge mahvoldu, alt üst oldu. O kadar kayıp ve hasardan sonra artık bir şey değişir diye ümitlenmiştim ki bizden sonra gelen devlet bakanı evlerin yeniden yapılıp vatandaşların oturabilecekleri müjdesini verdi” diyerek de hiçbir adım atılmamasını eleştirdi.

“12 yıl boyunca önlem alınmadı!”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, 12 yıl önce yapılan bu uyarıya karşın İzmir Valiliği’nin, İzmir Belediyesi’nin ve AKP Hükümeti’nin hiçbir önlem almamasını eleştirdi.

17 -21 Ekim 2005 Sığacık Körfezi-Seferihisar Depremleri sonrasında MTA Genel Müdürlüğü’nün uzun bir çalışma yürüttüğünü anımsatan Alan, şunları söyledi:


“MTA hazırladığı raporda bölgeye ilişkin uyarı yapıyor. Uyarı yapılırken valilik, belediye tanıklık ediyor. Uyarının ardından yüksek binalar için yapı ruhsatları verilmeye devam ediyor. Sonuç ortada, 70 km ötede deprem oluyor ve Bayraklı yıkılıyor.

MTA’nın raporunda açıkça belirtilmesine karşın önlem alınmaması ile ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmak zorunda değil mi? İzmir Valiliği’nin 2008’de yapılan toplantıyı dikkate almadığını görüyoruz. Kamu sorumluğu yerine getirilmemiş.”

“Denetim yok, insanlar ölüyor!”

Yapı Denetim Kanunu’nun kâğıt üzerinde kaldığını, zemin ve etüt araştırması yapılmadığını söyleyen Alan, “Yapı denetim firmaları vatandaştan para almasına rağmen görevini yerine getirmiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu firmaların denetim yapmadığını bilmesine karşın görmezden geliyor. Ruhsat harcı alan belediyeler de kendi sorumluluğunu yerine getirmiyor. Belediyeye etüt başvurusu yapılıyor ama denetim sağlanmıyor. Vatandaş bütün bu süreçlerde denetim yapılması için para vermeye devam ediyor ama karşılığında hizmet alamıyor” diye konuştu.

“AKP’nin imar affı projeleri insanların hayatını tehlikeye atmaya devam ediyor”

Türkiye’nin deprem kuşağında olmasına ve denetimlerin yapılmamasına karşın AKP Hükümeti’nin “imar affı” projeleri ile insanların hayatını tehlikeye atmaya devam ettiğini kaydeden Alan, sözlerini şöyle tamamladı:

“İmar Yasası Türkiye’de ise son 11 yılda 164 kez değişti. İmar affı ile güvenli olmayan binalar inşa edildi. Hiçbir denetim yapılmadan kaçak yapılar, sahiplerinin beyanı doğrultusunda ‘Yapı Kayıt Belgesi’ aldı. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında deprem toplanma alanları yapılaşmaya açıldı. Mevcudu bile korumak yeterli olmazken, deprem toplanma alanlarına AVM yapıldı.”

Belediye uyardı bakanlık ilgilenmedi

Bölgede incelemelerde bulunan CHP heyeti, yıkılan üç binaya ilişkin çürük raporunu paylaşarak iktidarın gerekli önlemleri almadığını açıkladı. CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, 2010 yılında Bayraklı Belediyesi’nin Deprem Etüt Merkezi kurarak, kent genelindeki yaklaşık 10 binin üzerinde binayı denetlediğini belirtti.


Torun, “Depremde yıkılan Karagül Sitesi, Doğanlar Apartmanı ve Rıza Bey Apartmanı ile ilgili de raporlar tutuldu ve ilgililere iletildi. Bayraklı Belediyesi, bu binaların çürük raporlarını ortaya koydu. Bu raporlar yetkililere iletildiği halde ne yapıldı? Hangi tedbirler alındı? Görevler yerine getirilmedi” dedi.

Fay hattı üzerindeki 18 şehir! Prof. Dr. Okan Tüysüz açıkladı


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.