Covid-19 pandemi sürecinde psödo (sahte) bilim etkileri

Pandemi döneminde üniversite mezunları veya mezuniyet sonrası bilimsel eğitim almış kişilerin dahi komplo teorilerine inandıklarını ve sahte/cehalet biliminin önerilerine uydukları anlaşılmıştır. Bilimsel olmayan ya da yanlış bilgilerle nasıl rahat biçimde yaşamaya devam edilebilir? Covid-19’un tehlikeleri nasıl göz göre göre göz ardı edilebilir?

Covid-19 pandemi sürecinde psödo (sahte) bilim etkileri

Covid-19 pandemi sürecinde psödo (sahte) bilim etkileri

Prof. Dr. Hakan Yaman

Covid-19 pandemisi halkımız üzerinde çok olumsuz etkiler bırakmıştır. Her ne kadar yetkili resmi kamu kurum ve kuruluşlar, meslek örgütleri ve ilgili sivil toplum örgütleri doğru bilgi dağıtma konusunda yoğun mesai harcamış olsalar da Covid-19 konusunda bilinmeyenlerin fazla olması insanları çaresizliğe itmiş ve “alternatif” bilgi kaynaklarına yönelmişlerdir.


En kolay erişilebilir bilgi kaynakları arasında internet, sosyal medya ve diğer mecralar olduğu için, insanlar pandemiden sonra bir de Covid-19 infodemisi ile baş başa kalmışlardır. İnternette sunulan bilgiler bazı sivil toplum örgütlerince kurulan teyit etme siteleri ile doğruluğu bakımından denetlense de ne yazık ki üretilen yalancı bilginin tamamını denetleme olanağı yoktur.

Okurların internetteki bilgi konusundaki düşük okuryazarlıkları ise sıklıkla bilimi ve bilimin sunmuş olduğu verileri inkar etmeye neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda ise bilim karşıtlığı ile düşük bilim okuryazarlığı arasındaki ilişki ile yanlış inançları şekillendiren ve sürdüren beyinsel mekanizmalarını açıklamanın mümkün olabileceği ileri sürülmektedir.

Binlerce kişiyi kapsayan çalışmalarda üniversite ya da mezuniyet sonrası bilimsel eğitim almış kişilerin dahi komplo teorilerine inandıklarını ve sahte/cehalet biliminin önerilerine uydukları anlaşılmıştır. Bilim okuryazarlık düzeyinin yükseltilmesi her hâlükârda önerilmektedir. Ancak okuryazar olduğuna inandığımız kişilerde yanlış inançların sebat etmesi nasıl açıklanabilir? Covid-19’un tehlikeleri nasıl göz göre göre göz ardı edilebilir? Bilimsel olmayan ya da yanlış bilgilerle nasıl rahat biçimde yaşamaya devam edilebilir?

Beyindeki mekanizmaları ele alacak olursak, yanlış ya da doğru bilgiler ve inançların nöral kökenleri bulunur ve ilgili beyin alanlarındaki bağlantılara bağlıdırlar. Nörodejeneratif hastalıklarda yapılan çalışmalarda gerçekte olmayan inançların yaratımı ve sürdürülmesi konusu incelenmiştir. İnsanların farklı doğruluk düzeyinde inançları mevcuttur.

Yanlış inançlar özellikle Lewy cisimcikli ya da frontotemporal demans gibi nörodejeneratif bozukluklarda sık görülür. Yanlış inançlar hırsızlık iddiaları, grandiyoziteye dair delüzyonlar, kişilerin yanlış tanınması gibi inançları kapsar.

Yanlış inançları açıklamak için ise bazı kuramlar ileri sürülmüştür:

1. Hatalı duyusal bilgilenmeye bağlı yanlış inançların oluşması ve 2. Düşünce ve inançları değerlendiren prefrontal sistemin kusuru nedeniyle hatalı bir düşüncenin reddedilmemesi.

Nörodejeneratif bozukluklarda oluşan yanlış inançların mekanizmaları olasılıkla sağlıkla bireylerde de ortaya çıkmaktadır. Böylece gelen bilgi yanlış değerlendirilebilmektedir. Böylece beyine sorunlu duyusal veri alınır, dış dünyanın yanlış yorumlanmasına neden olur ve gelen bilginin doğruluğuna ya da yanlışlığına karar vermekte zorlanılır.

Lewy cisimcikli demansa dönecek olursak, örneğin Capgras sendromunda sevdikleri birisinin bir sahtekar ile değiştirildiği inancı hakimdir. Bu sendromda yakınlık/aşinalık duygularını kodlayan retrosplenial korteks ve inancın değerlendirildiği sağ frontal kortekste hasar/disfonksiyon bulunmaktadır.

Ayrıca fusiform girusta da sorun bulunur. Bu bölge bir kişinin yüzü ile ilgili bilgiyi temporal lobtaki belleğe ve retrosplenial korteksteki aşinalık sistemine aktarır. Böylece daha önce karşılaşılan yüzlerle karşılaştırılarak birey tanınır. Bu sistemdeki bir aksaklık, yanlış duyusal bilgilerin ilgili merkezlere aktarımına ve böylece kişide yanlış algılamalara neden olur. Kişiyi ya tanıyamazlar, ya reddederler ya da bizar görüntüleri nedeniyle ürkütücü bulurlar. Bu hastalıkta içsel bir tutarlılık sağlansa dahi varılan sonuç yanlış olur. Frontotemporal demansta ise görsel işleme işlevi sağlam olduğu için Capgras sendromu daha nadir görülür.


Ancak başka yanlış inançlar ortaya çıkar. Örneğin, piyangodan yüklü miktarda para kazandıklarına inanırlar ve sahip olmadıkları miktarda para harcarlar. Lewy cisimcikli demansta ise yanlış inanç bir insan yüzünün yanlış algılanması ile başlar. Frontotemporal demansta ise zengin olduğuna dair bir inanç ile başlar. Sağlıklı muhakeme için prefrontal bağlantıların doğru çalışması gerekir. Gelen informasyon burada kabul ya da reddedilir.

Sosyal medya gibi ortamlar birer eko hücredir

Sosyal medya gibi ortamlar birer “eko hücre” (echo chamber)dir. Aktarılmak ve benimsenmesi istenilen bilgi ve inançlar bu hücrelerde tekrarlanmak suretiyle insanlara kabul ettirilir. Bireyleri gerçeği arama arayışından vazgeçirdiği düşünülmektedir. Hatta sunulan bilgileri teyit eden diğer bilgilerin aynı ortama gönderildiği olur.

Eko hücreler kapalı bir sistemin metaforik bir tarifidir. Bu hücrede tekrar yanı sıra iletişim ile inançlar güçlendirilmektedir. Kişiler bu ortamda önlerine sürülen yanlış bilgiyi doğrulamak için yine yanlış bilgileri bulacaktır. Böylece teyit konusunda da yanlılığa maruz kalacaktır. Kişiye yapılan müdahale sosyal ve siyasal kutuplaşmaya kadar gidebilmektedir. Kültürel tribalizm olarak adlandırılan bir çeşit fanatizm gelişir.

Sağlıklı bireyler duyusal bilgiyi ya da fikirleri hatalı işlemeyeceklerdir. Ancak düşük bilim okuryazarlığı olan bireyler, neredeyse nörodejeneratif bozukluğu olan kişiler kadar Covid-19 ile ilgili verileri, grafikleri incelemekte zorluk çekeceklerdir. Doğru olmayan bilimsel verilere dayalı bilgi ve komplo teorilerine karşı daha açık hale geleceklerdir. Gelen verileri bilimsel süzgeçten geçiremeyen bireyler, tercih ve beğenilerine uygun bilgilere inanacaklardır.

Komplo teorileri ve zahmetli olmayan haberlere inanmak

Örneğin Covid-19’e karşı alınması gereken tedbirler bir davranış değişikliği gerektirmektedir ve bu külfetli olduğu için, bireyler kendi işlerine gelen ve zahmetli olmayan haberlere inanmayı tercih edebilirler. Bunlar, örneğin, insanlara güven aşılayan ve rahatlatan komplo teorilerdir. Sosyal medya bu tarz haberleri sever ve yayar. İnsanlar ise bunlara inanır ve kararlarını bu doğrultuda alırlar, hatta başkalarını da inandırmaya çalışırlar.

Halbuki bu komplo teorilerinin hiçbir bilimsel bir dayanakları yoktur ve kolaylıkla çürütülürler. Ancak sosyal medyanın yaratmış olduğu eko hücreler ile insanlar bu hücrelere kapatılıp, mükerrer benzeri bilgilerle ikna edilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca yine hücre içine sunulan sözde “teyit” bilgileri ile kendilerini ikna etmektedirler. Kişiler sağlıklı olsalar da, frontotemporal demansı olup da kendisini zengin zanneden kişilerden farkları kalmamaktadır. Önlerine sürülen yanlış bilgilere körü körüne inanmakta, kendilerine ve çevrelerine istemeden zarar vermektedirler.

Maskeden aşıya yanlış inanışlar

Covid-19 ile ilgili de bu tarz yanlış inançlar yaygındır. Maske kullanımı, aşılar, sosyal/fiziksel mesafe vb. konularla ilgili muhtelif yanlış inançlar sosyal medya mecrasında dolaşmaktadır. Bu bilgilerin doğruluğu konusunda resmi kurumların websiteleri önerilse de, insanlar yine de başka kaynaklardan da yararlanmaktadırlar.

Bu bilgileri ise içeriği ve bilimsel niteliği bakımından değerlendirmeleri sıklıkla mümkün olmamaktadır. Bilimsel makalelerin çoğu yabancı dildedir, dil bilinse dahi çok kapsamlı ve teknik bir jargon ile yazılmışlardır. Bu bağlamda bu kaynakları seçmek ve önceliklendirmek okuryazarlık becerileri gerektirmektedir. Ülkemizde yaygın olmamakla birlikte, websitelerinin bilimsel içeriğini akredite eden kurumların etiketinin (örn. HonCode) aranması yararlı olacaktır.

Pandeminin başından beri önerildiği gibi Sağlık Bakanlığı’nın ya da Dünya Sağlık Örgütü’nün web sitelerine başvurulması diğer uygun bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca bugüne kadar Sağlık Bakanlığı pek çok Covid-19 rehberi yayınlamıştır. Bu rehberler de önemli birer başvuru kaynaklarıdır. Bireyler sosyal medyadan vazgeçemiyorlarsa, sadece Covid-19 konusunda bilgilendirmek amacıyla kurulmuş gruplar bulunmaktadır. Bu gruplardan, örneğin ilgili uzmanlardan spesifik sorulara cevaplar da alınabilmektedir.

Covid-19 ile mücadelede pozitif bilime desteğin devam etmesi son derece önemlidir. Tıbbın Covid-19 ile mücadelede yeri tartışılmazdır. Bu nedenle pozitif bilimsel bulguların yalancı/psödo/cehalet “bilim”sel söylentilerle yıpratılmasına izin verilmemelidir. Bireyler sahte bilgilerin etkilerinden korunmalıdırlar. Bu çerçevede “Bilim kazanırsa, herkes kazanır”.


Kaynaklar:

  1. Miller BL. Science Denial and Covid Conspiracy Theories: Potential Neurological Mechanisms and Possible Responses. JAMA. 2020 Dec 8;324(22):2255-2256. doi: 10.1001/jama.2020.21332. https://doi.org/10.1001/jama.2020.21332
  2. Gentzkow M, Shapiro Ideological Segregation Online and Offline. The Quarterly Journal of Economics. 2011; 126 (4): 1799–1839. doi:10.1093/qje/qjr044.
  3. Shahram H. What Is Confirmation Bias? People are prone to believe what they want to believe. Erişim: https://www.psychologytoday.com/us/blog/science-choice/201504/what-is-confirmation-bias . Erişim tarihi: 13.12.2020.
  4. Yaman H. Covid-19 ve aşı-maske karşıtlığı. Erişim: https://m.bianet.org/bianet/yasam/230943-Covid-19-ve-asi-maske-karsitligi . Erişim tarihi: 13.12.2020.
  5. Coltheart M. The neuropsychology of delusions. Ann N Y Acad Sci. 2010 Mar;1191:16-26. doi: 10.1111/j.1749-6632.2010.05496.x. http://doi.org/10.1111/j.1749-6632.2010.05496.x
  6. Joyce EM. Organic psychosis: The pathobiology and treatment of delusions. CNS Neurosci Ther. 2018 Jul;24(7):598-603. doi: 10.1111/cns.12973. Epub 2018 May 15. oyce EM. Organic psychosis: The pathobiology and treatment of delusions. CNS Neurosci Ther. 2018 Jul;24(7):598-603. doi: 10.1111/cns.12973. Epub 2018 May 15. http://doi.org/10.1111/cns.12973
  7. Hohwy J, Rosenberg R. Cognitive neuropsychiatry: conceptual, methodological and philosophical perspectives. World J Biol Psychiatry. 2005;6(3):192-7. doi: 10.1080/15622970510029867. http://doi.org/10.1080/15622970510029867
  8. Uzbay T. Cehalet Bilimi-Küresel Zeka Algınızı Nasıl Yönetiyor? İstanbul: Destek Yayınları. 2019.

Koronavirüs kaç kez geçirilebilir? Test kaç güne kadar pozitif olabilir?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.