Gelincik: Bir çocuk gelinin günlükleri

14 yaşında günlük tutmaya başladıktan kısa bir süre sonra evlendirilen Nazlı Doğan, çocuk yaşında tecrübe etmek zorunda kaldığı yetişkin hayatını da o deftere kaydetti. Doğan, yıllarca yazdığı anılarını 28 yıl sonra, başka çocukların kendi yaşadıklarını yaşamaması için kitaplaştırdı. Gelincik isimli kitabın geliriyle maddi imkanı olmayan kız çocuklarına okuma burs verilecek.

Gelincik: Bir çocuk gelinin günlükleri

Gelincik: Bir çocuk gelinin günlükleri

Nazlı Doğan hayat hikayesini ilk defa bir yıl önce, uzman psikolog Gökhan Çınar’ın Youtube’daki Katarsis programında anlatmıştı. Bu programın akabinde biz de İndigo Dergisi olarak kendisiyle bir röportaj yapmıştık.


Nazlı Doğan’ın evlendirilmeden önce tutmaya başladığı günlüklerinden yola çıkarak yazdığı hayat hikayesi kitaplaştı ve bu hafta satışa sunuldu.

Gökhan Çınar’ın arka kapak yazısıyla Mahlas Yayınları tarafından basılan kitabın ilk baskısının geliriyle, yazarın isteği üzerine, Diyarbakır ve Mardin’de yaşayan üç kız çocuğunun eğitim masrafları karşılanacak. Baskılar devam ettiğinde de Engelsiz Amazonlar derneğinin hazırlayacağı bir proje ile Türkiye’de maddi zorluklar sebebiyle okuyamayan diğer kız çocuklarına okuma bursları verilecek.

Nazlı Doğan‘ın ilk kitabı “Gelincik” hakkında Mahlas Yayınları kurucusu Burak Yavuzyiğit ve kitabın genel yayın yönetmeni Gülnihal Özer ile konuştuk:

Bu kitabı basmak istemenizin sebebi nedir?

Burak Yavuzyiğit: Başlarda bu kitabı yayınlamak istememin ana nedeni, Nazlı Hanım’dı. Kendisini Youtube’ta izlediğim ilk anda etkilenmiştim. Yayın sırasında da bir kitap yazdığını söylediğinde kesinlikle tanışmam gerektiğini düşündüm. Fakat eserini inceledikten sonra, yayınlama nedenim Nazlı Doğan olmaktan çıktı: Bu topraklar, bu topraklarda yaşanan acılar ve çözülmesi gereken sorunlar artık nedenim. O kadar içten, o kadar hissederek yazılmış bir kitaptı ki, okuyan hiçbir devlet büyüğünün, hiçbir akademisyenin ya da hiçbir hukukçunun altını çizmeden geçebileceğini düşünmüyorum.


Bu kitabın özelliği nedir sizce Gülnihal Hanım?

Gülnihal Özer: Aslında bu esere sadece bir kitap demek doğru olmaz. Bu eserin özelliği, farkındalık oluşturacak bir yaşam öyküsüne sahip olması. Sesini duyuramayan, cesareti olmayan ya da korkan, toplum tarafından bastırılmış nice yaralı kuzulara ses olması. Bu eser sadece bir kitap değil büyük bir haykırış, bir çığlık.

Kimlerin okumasını tavsiye edersiniz?

Gülnihal Özer: Telaffuz etmekten hoşnut olmadığım “çocuk gelin” söylemi -ki çocuk, gelin olmaz ve gelin de çocuk değildir zaten- ne yazık ki ülkemizde hala tedavisi bulunamamış bir hastalık. Bu eseri aslında okuması gereken kişiler tam da bu hastalığı yayan kişilerdir. Onların yanı sıra istisnasız herkesin okumasını, duyurmasını tavsiye ediyorum tabii ki.

Kitabın ve yazarının  geleceği hakkındaki yorumlarınızı da sorabilir miyim?

Gülnihal Özer: Genel yayın yönetmeni olmaktan onur duyduğum bu eserin geleceğini, minik yavrularımızın geleceği ile eş değer tutmak istiyorum. Çocukların gelin olmak zorunda kalmadığı, özgür bir yaşam sürebilecekleri bir gelecek diliyorum. Yazar Nazlı Doğan bu kara delikten büyük bir azimle çıkmayı başarmış güçlü bir kadın. Onun yaşadıklarını yaşayan belki de bilmediğimiz nice çocuklar var. Nazlı Doğan bu çocuklara ışık olmak için geldi. Ve inanıyorum ki bu henüz bir başlangıç.

Burak Bey, Mahlas Yayınları’nın yayın prensiplerini ve yakın zamandaki diğer projeleri de size sormak istiyorum.

Burak Yavuzyiğit: Mahlas Yayınları, geleneksel yayıncılık şartlarını benimsemiş, kendini bu alanda yeni yetenekler keşfetmeye adamış bir yayınevidir. Ne yazık ki pandemi dolayısıyla birçok projemiz askıda kaldı, o yüzden tam başlamadan bunları duyuramayız. Şu anki ana hedefimiz, pandemiye rağmen ayakta kalmak sadece.


Kitap siparişi için tıklayabilirsiniz

Nazlı Doğan röportajı: Ondördünde gelin, onbeşinde anne


Deniz Alan Held
1974 Ankara doğumlu ama 2 yaşından beri Istanbullu. Çocukluk ve gençliği cimnastik ve dans çalışmalarıyla geçti. 2000 yılından beri yoga yapıyor. 2002 yılında evlenip yurtdışına yerleşti ama bir ayağı hep Istanbul'da oldu. Çocuklardan sonra, Norveç'te hayalindeki işin eğitimini alma fırsatı geçti eline. Trondheim Üniversitesi'nde Medya Bilimi ve Görsel Kültür dalında lisans ve yüksek lisans okudu. İki yıl Zürih, 10 yıl Trondheim'da yaşadıktan sonra 2014 yazında eşinin memleketi Almanya'ya yerleşti. Şİmdi iki oğlu ve eşi ile sakin bir hayat sürmekte, ve Türkiye'nin Gezi Gençleri'nce yönetileceği çağdaş bir ülke olduğu hayalini kurmakta. // ENGLISH: Born in Ankara in 1974, moved to Istanbul at age 2. Spent lots of time with gymnastic and contemporary dance at early ages. since 2000 practices rather yoga. Married to a German in 2002 and move to Zurich. Later lived 10 years in Norway/Trondheim and eventually settled down in Germany. Studied Media Science in Trondheim and finished master degree in 2012. Has two sons. Looking forward to the days that Turkey is eventually led democratically by the Gezi youth.