Akşener’den Kürşat Ayvatoğlu tepkisi: Ahlaksızlığı büyüklerinden öğrenmiş bir genç

Meral Akşener’den Kürşat Ayvatoğlu tepkisi: Ahlaksızlığı büyüklerinden öğrenmiş bir genci, elbette linç edecek değilim. Gençlerimizi dolambaçlı yollara sokan bu karanlığı sorgulamak zorundayız.

meral akşener

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Meral Akşener, Türk Ekonomisindeki ekonomik kriz üzerinden AKP’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi.

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Meral Akşener, Türk Ekonomisindeki ekonomik kriz üzerinden AKP’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi. Merkez Bankası başkanlığındaki görevden almaları hatırlatan Akşener, “6 ayda bir Merkez Bankası Başkanı değiştirerek, ekonomi yönetilmez. Madem yeni başkan, faiz düşürmeyecekti, o zaman, Sayın Ağbal’ı neden görevden aldın” dedi.


Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yeniden kabinede görev alacağına yönelik iddialar üzerine konuşan Akşener, “Öyle başarısız bir 2,5 yıl geçti ki Bugün biri damat bakan ile ekonomi kavramını aynı cümle içinde kullansa dolar fırlıyor” dedi.

Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Erdoğan’ın attığı her düşüncesiz adım milletimizin aleyhine çalışıyor. Bu aralar yediden yetmişe herkeste bir tedirginlik var eyvah yoksa damat geri mi dönüyor sorusu her mecrada dillendirilmeye başlandı. 2,5 yılın sonunda nihayet bu hatadan dönüldü. Öyle başarısız bir 2,5 yıl geçti ki bugün biri damat bakan ile ekonomi kavramını aynı cümle içinde kullansa dolar fırlıyor.

Kendisinin ekonomi yönetimi kariyerinde hazinenin 128 milyar dolarlık rezervi erişim, Türk lirası pula dönmüş enflasyon artmışken bu işi beceremediğini defalarca kanıtlamış bir insanın tekrar bu konularla anılmasını bile son derece saçma ve sakıncalı buluyorum. Ama maalesef Sayın Erdoğan saçmalama konusunda çıtayı uzaya çıkardığından kesin konuşamıyorum.

Bu maliyeti gençlerimiz, kadınlarımız, hepimiz ödeyeceğiz

Türkiye, AK parti içindeki çekişmelere, siyasi hesaplaşmalara kurban ediliyor. Bu güzel memleket bu hoyrat ve şuursuz anlayışa kurban ediliyor. Gece yarısı yapılan gizemli atamalarla koskoca Türkiye’nin itibarı ayaklar altına alınıyor. Bu kendini bilmezliğin ekonomide yarattığı tahribatın hesabını kim verecek? Sadece kur artışından dolayı kamunun borcu 225 milyar lira, özel sektöründe 251 milyar lira arttı. Cehaletin Türk ekonomisine son 10 gündeki maliyeti 500 milyar lirayı buldu.

Dile kolay ayıptır, günahtır. Hiç mi utanmıyorsunuz? Yazıklar olsun hepinize. Bu maliyeti saray zenginleri değil bu maliyeti üç beş yerden maaş alan kayınçolar, danışmanlar ödemeyecek, bu maliyeti çiftçilerimiz, esnaflarımız, sanayicilerimiz, emeklilerimiz, memurlarımız, çalışanlarımız ödeyecek! Bu maliyeti gençlerimiz, kadınlarımız, hepimiz ödeyeceğiz. Bir tek onlar ödemeyecek. Çünkü bu maliyet bu ucube sistemin ve onun arkasındaki bu çarpık sistemin sonucudur. Biz İyi Parti olarak MB’nın bağımsızlığını önemsiyoruz.

Kürşat Ayvatoğlu tepkisi: Ahlaksızlığı büyüklerinden öğrenmiş bir genci, elbette linç edecek değilim

“Bu iktidarın Türkiye’ye verecek hiçbir şeyi kalmamıştır çünkü milleti değil koltuklarını dert ediniyorlar. çünkü Türkiye’nin değil iktidarlarının geleceğini düşünüyorlar. Ahlak, erdem ve doğruluk AK parti genel merkezinin ve sarayın kapısından içeri giremiyor. Peygamber efendimizin yolundan saptıklarından beri iktidarları dikiş tutmuyor, kadroları iflah olmuyor.


Son üç ayda arabasında 100 kilo eroin ile yakalanan eski büyükelçilik basın müşaviri, Samsun Büyükşehir Belediyesi’nde yolsuzluktan tutuklanıp evinde 10 milyon bulunan daire başkanı derken her geçen gün asımın neslini yaratacağız diyerek iktidara gelenlerin düştükleri hazin durumun yeni örneklerine şahit oluyoruz. Ahlaksızlığı büyüklerinden öğrenmiş bir genci, elbette linç edecek değilim. Benim meselem kendini bu çarpık zihniyete teslim etmiş bu gencimiz değil. Gençler nefislerine yenik düşebilir benim meselem o gencimiz de dahil tüm gençlerimizi bu zihniyetin yarattığı ahlak erozyonundan koruyup kollamaktır.

Lebalep AKP kongreleri: Lokantalarda üç beş kişi bir araya geline salgın yayılıyor da binlerce kişiyi getirdiğiniz kongrelerinizde virüs tatile mi çıkıyordu? 

Doğal olarak bu fevkalade duyarlı arkadaşlara sormak istiyorum sizin lebalep kongrelerinizdeki keyfiniz Allah’ın sofrasından daha mı kıymetliydi? Kongrelerinize yasak getirecek bir durum yoktu da mübarek sofralarda mı aklınız başınıza geldi? Genel merkezimize gelen bir lokanta işletmecisi diyor ki her açılıp her kapanma 35 bin lira yazıyor. Aldığımız yiyecekleri ya dağıtmak ya vermek ya da çürürse atmak zorunda kalıyoruz.

Ya siz ne vicdansız ne izansız adamlarsınız. Lokantalarda üç beş kişi bir araya geline salgın yayılıyor da binlerce kişiyi getirdiğiniz kongrelerinizde virüs tatile mi çıkıyordu? Yazıklar olsun size yazıklar solsun, bu vicdansızlığınıza yazıklar olsun. Salgının başından beri kurallara uymakta hassasiyet gösteren milletimizin sağlığını göz göre göre tehlikeye atmaktan çekinmediniz, sonra binlerce korona elçisi ülkemizin dört bir yanına dağıldı ve sonuç ortada. Bu aymazlığız cezasını kim kesecek? Allah nasip edecek ve iktidara geleceğiz, biz keseceğiz.

İçişleri bakanı kongreler lebalep dolu olduğundan beri ortada yok. Sağlık Bakanı utancından salona bile gelemedi. Hatta en son çıkıp kongreleri konuşmanın kimseye bir faydası yok. Tercümesi şu; lütfen bu bahsi kapatalım verecek cevabım yok çok utanıyorum diyor. Yönetim zafiyetine bakar mısınız! Bakanlar utanıyor sayın Erdoğan utanmıyor. İşte Erdoğan’ın milletin gerçeklerini umursamaz tavrı.

İstanbul Sözleşmesi tepkisi: O iş kadınlar sokakta korkmadan yürümeden bitmez!

Buradan çok net vurgulamak istiyorum kim ne derse desin şunu herkes bildin ki o sözleşme hâlâ geçerlidir. Yöntem de açıklanan karar da hem hukuken hem siyaseten geçersizdir. Sayın Erdoğan burası Muz cumhuriyeti değil muhterem burası benzetmeye çalıştığın üçüncü dünya ülkesi de değil .Burası Büyük Türkiye Cumhuriyeti aklını başına devşir böyle şımarıklık olmaz böyle devlet yönetilmez. Sonrası bir de çıkış cuma namazı sonrasında kadınlarımızı tehdit eder gibi diyor ki ‘O iş bitti önünü arkasını kurcalamayın’ Şu tavra bakar mısınız! Emrin olur ağam! Bu tehditler kadınlara sökmez sayın Erdoğan. Elinden geleni ardına koyma!

Tecavüze, dayağa , iftiraya boyun eğmemiş o kadınlar senin tehitlerine hiç boyun eğmez. Attığın o imzadan sonra ne oldu biliyor musun? 5 aylık hamile Sezen bıçaklanarak katledildi. Söyle bakalım o iş bitmiş mi sayın Erdoğan. Adli tıp raporunu önüne koysunlar , iste ve ona bak. O bebeğe kaç bıçak darbesi düşüyormuş bir bak bakalım. 15 yaşında evlendirilmiş, 16 yaşında hamile kalmış 17 yaşında evlendirilmiş bu çocuğun canına nasıl vicdansızca kıymışlar bir gör.

Gör de söyle o iş bitmiş mi sayın Erdoğan? Bursa’daki 32 yaşındaki Necla 5 yaşındaki kızının önünde silahla vurularak öldürüldü. Söyle bakalım o iş bitmiş mi Sayın Erdoğan. Sen o iş bitti dediğinden beri 7 kadının canın akıydılar. Sen söyleyemezsin ben söyleyeyim o iş kadınlar bitti demeden bitmez Sayın Erdoğan. O iş kadınlara musallat olan bu ahlaksızlık bitmeden bitmez. O iş kadınlar sokakta korkmadan yürümeden bitmez. O iş kız ve erkek çocuklarımıza göz koyan sapıklar bitmeden bitmez. O iş o kokuşmuş zihniyetiniz bitene kadar bitmez.

Meclis Başkanı’na Montrö tepkisi


Kurutuluş savaşını yapmış gazi meclisin başkanı değil sanki sarayın meclisteki irtibat bürosu şefi konuşuyor. Yazıklar olsun sana da! Şimdiden uyarıyorum aklınızdan bile geçirmeyin. Ege’d3eki adalarımıza çöken Yunanistan karşısındaki ezikliğinizi izlemek için Lozan’a Kanal İstanbul saçmalığınıza kılıç uydurmak için de Montrö’ye göz dikmeyin.

Bu sokak röportajı gündem oldu: Kul hakkı yiyenlerin memleketinde yaşıyoruz!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.