Bar ve restoranların saat isyanı: Müşteri geldiğinde dükkan kapanacak!

Aylardır müşteri kabul edemeyen restoran, lokanta, kafeterya gibi işletmeler saat 07.00 ile 19.00 arasında yüzde 50 kapasite ile aylar sonra müşterilerine hizmet verebilecek ancak yaklaşık bir senedir kapalı olan alkollü lokanta sahipleri ise saat sınırlamasına tepkili.

Bar ve restoranların saat isyanı: Müşteri geldiğinde dükkan kapanacak!

Aylardır sadece paket servisle çalışan kafe ve restoranlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasının ardından 2 Mart itibariyle yüzde 50 kapasiteyle ve saat 07.00-19.00 arasında müşterilere hizmet vermeye başladı. Birçok işletmenin tamamen kepenklerini kapattığı, birçok işletmenin batma noktasına geldiği şu günlerde esnaf aylardır sesini duyurmaya çalışıyor.

“Zaman bizim sektör için çok önemli: 17:00’de başlar, 00:00’da biter”

Cevdet Avşar: Biz eğlence sektörüyüz. İnsanlar işten çıkacak, vakit geçirecek, muhabbet edecek, dertleşecek. Biz, onlara hizmet ediyoruz. Sabah saat 07.00’da açıyorum. Saat olarak baktığın zaman uzun ama bize göre uzun değil. Tabi diğer lokantalar için vs. diğer işletmeler için uygun. Ama restoran dediğiniz zaman 17.00’da başlar, 23.00-00.00’da biter. Açılmayı bekliyorduk bu ayın en geç 15’inde falan açılırdık diye bekliyorduk ama bu bizi şoke etti.


Restoranlar olarak şoke etti. Açtım seni ama 19.00’da kapatman lazım. Ben zaten bu saatlerde iş yapıyorum, o saatlerde kazanıyorum. Alkollü restoranlar açılmasaydı daha iyiydi. Okulları açtı, güzel yaptı. Virüs artıyor mu düşüyor mu 10-15 gün sonra ortaya çıkardı. Ondan sonra komple açılsaydı. İnsanları sevindireceğim deyip de ‘Ben açtım’ diyorsun. Benim şimdi yine kiram gelecek. Mal sahibi kirayı bekleyecek benden. Ben para kazanabilecek miyim? Kazanamayacağım. Ama devlet alacağını alacak. Mal sahibi de alacağını alacak. E kim mağdur?

1 yıllık süreci plastik kartla, kredi kartıyla, krediyle geçirdik. Buranın kirası 45 bin lira. Bize destek bin lira veriyor ama daha almadık. Alıp ne yapacağım? O da devlete kalsın. İhtiyaçlarını gidersinler. Sarayın kapısının kolu kırılırsa o bin lirayla o ihtiyaçlarını gidersinler. Stopaj borcum var. Af var mı? Yok. Faiziyle alırım diyor devlet. Bin lira para veriyorsun. Mağdur ediyorsun. Açtım, diyor açmakla bitmiyor. Zaman bizim sektör için çok önemli.

“Açılacağı yönünde beklentimiz yoktu”

Mesut Morgül: Açılacağı yönünde bir beklentimiz yoktu. Hazırlık yapmamıştık. Müşterilerimizi özlemiştik. Bir nevi iyi oldu. Kapalı olan işletmeleri de düşünmek lazım. Biz en azından yarı yarıya paket servisle çalışabiliyorduk. Şimdi açtık ama daha pek bir faydasını göremedik açıkçası. İnsanlar galiba paket servise alıştı, kendi sağlıklarını da düşündükleri için daha ilk günden biraz beklemeye aldılar kendilerini. Pandemiden önceki düzen olmadığı sürece pek kolay kolay işlerin yolunda gideceğini sanmıyorum. Biz, Türk halkı olarak rahatlığa alışmış milletiz.

“Alkollü mekanlarda 19.00 çok erken bir saat”

Hasan Durmuş: Aslında bizim için açılma sürpriz oldu. Biz İstanbul’u beklemiyorduk. Mutluyuz, sevinçliyiz ama buruk bir sevinç var. Çünkü saat kısıtlaması çok erken 19.00 yapıldı. Özellikle alkollü yerlerde 19.00 çok erken bir saat. İnsanların işten çıkması, gelmesi vs. derken ha açılmışız ha açılmamışız gibi bir şey oldu ama tabi diğer arkadaşlarımızın adına lokantacılar, kafeciler, kahveciler, restoranlar adına güzel oldu. Onlar için öğle yemeği, akşam yemeği o saatlere iyi oldu ama alkollü yerler için uygun bir saat olmadı. Biz, yaklaşık bir senedir kapalıyız. Nargileciler, kahvehaneler yaklaşık bir senedir kapalı. Ben aynı zamanda Çarşı Esnafı Dernek Başkan Yardımcısıyım.


Eylemler, basın açıklamaları yaptık. Hiçbir destekten faydalanamadık. Hiçbir destek görmedik. Çok cüzi günü kurtaran açıklamalarla 500 lira, 750 lira gibi o da şahıs firmalarına verildi. Şirketlere verilmedi. Şahıs firmaları da küçük esnaftı. Yanında bir çalışanı olan esnaflardı. Onlar da zaten açıktı berberler, terziler. Dolayısıyla bu süreçte destek görmedik. Bir tek çalışanlarımız için bir kısa çalışma ödeneği az da olsa 1200 lira gibi bir rakam çalışanlarımız için küçük bir destek oldu.

“Dışlandık, itildik, ikinci sınıf olduk

Gürkan Gülbaz: Sabaha kadar anlamadık ne olduğunu. Açılıp açılmayacağını anlamak sabahı buldu. Bizim şu anda açılmamız sadece personelimizin üzerindeki yılgınlığı biraz kaldırabilmek. Hiçbir beklentimiz olamaz çünkü bizim saatlerimize uygun değil.

Saat 17.00’dan 18.00’dan sonra iş yapan yerleriz. O yüzden bize çok etki edeceğini düşünmüyorum. Yaklaşık bir senedir bir ara 3 ay açtık kapadık ama çok moralimiz bozuk. Dışlandık, itildik. İkinci sınıf olduk. Bizim hiçbir gelirimiz olmadı.

Moralimiz çok bozuktu. Böyle bir yerde böyle bir noktada bir sene boyunca burayı çevirmek çok zordu. Personel, kısa ödenekten faydalandı. Biraz biz yardım ettik, üstünü asgari ücrete tamamladık. Bugüne kadar biriktirdiğimiz her şey gitti.


Yarın öbür gün tekrar kapansa biteriz. Devletin açıkladığı paketlerden 1 lira alamadık. Her şeye başvurduk, hiçbir şey alamadık. Bunu bir adım olarak görüyoruz. Bir iki hafta sonra saatlerin biraz daha uzaması yönünde beklentimiz. Geldik, dükkanı açtık, temizlik yapıyoruz, moralimiz düzeliyor. Evde yatmaktan sıkıldık. (Sözcü)

Kepenk açıldı ama esnafın umudu yok: Kayıpları gidermemiz zor!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.