Erdoğan: Vatandaşlarımızdan evdeki döviz ve altını ekonomiye kazandırmalarını istiyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatandaşlarımızın evlerindeki döviz ve altını çeşitli finansla araçlarına yatırarak, ekonomiye ve üretime kazandırmalarını istiyorum. Herhangi bir endişeye gerek yok. Battık bittik diyenlere bakmayın.

erdoğan altın döviz

Video aşağıda – Erdoğan: Vatandaşlarımızdan evdeki döviz ve altını ekonomiye kazandırmalarını istiyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar:


Son birkaç gündür piyasalardaki dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, potansiyelini kesinlikle yansıtmıyor. Herhangi bir endişeye gerek yok. Battık bittik diyenlere bakmayın.

Kongremize hoş geldiniz. Kalbi millet ve memleket sevdasıyla çarpan tüm vatandaşlarımı selamlıyorum. Sizlerin şahsında istikbalimiz için gözlerini kırpmadan canlarını ortaya koyan şehit ve gazilerimizi selamlıyorum. İnsanlığa, ümmete, ülkemize hizmetin ilk aşaması olarak gördüğümüz bu kongremize de Rabbimize niyazla başlıyoruz.

Biz hangi inançtan, hangi kökenden, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun. Bu ülkenin 84 milyonu insanının hepsini selamlıyorum. Biz bugüne kadar hangi mücadeleyi yürütmüşsek, hangi başarıları kazanmışsak, hepsine de işte bu iman, işte bu inanç, işte bu azim sayesinde gerçekleştirdik.

Biz fanilerin elbette hatası ve eksiği olmuştur, olacaktır. Önemli olan istikameti doğru kalbi ferah, yüreği sağlam, azmi güçlü tutmaktır. Hangi partiden olursa olsun, Cumhur ittifakına destek olan her bir kardeşime ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye’yi önce 2023 hedeflerine, ardından da 2053 vizyonuna inşallah bu ittifakla kavuşturacağız.

MHP ve Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum

MHP’ye ve Genel Başkan Sayın Bahçeli’ye Cumhur İttifakı çatısı altında bizimle birlikte yürüdükleri için şahsım ve partililerim adına şükranlarımı sunuyorum. Türkiye’yi önce 2023 hedeflerine ardından da 2053 vizyonuna inşallah bu ittifakla kavuşturacağız.

Ekim 2003’teki ilk olağan kongremizde ‘Her Şey Türkiye İçin’ diyerek yola çıkmıştık. Kasım 2006’daki ikinci kongrede ‘Türkiye’nin Partisi Türkiye’nin Lideri’ diye milletle kucaklamıştık. Geçmişimizi hakkıyla bilmeden, bugünün hakkını vermeden, geleceği inşa edemeyiz. Tek parti faşizminden darbe ve vesayet cenderesine, bunların yol açtığı siyasi, sosyal, ekonomik krizlerden, bölgesel ve küresel tehditlere kadar nice zorlu mücadeleyi, yine aynı anlayışla yürüttük.

Ülkemizi ve milletimizi, sürekli kendi iç sıkıntılarıyla meşgul ederek, son iki asırdır bu tür köklü değişimlerin dışında tutanlar, yine aynı oyunun peşindeler. Ama bu defa başaramayacaklar. Çünkü bu defa farklı bir Türkiye var.

Bu defa sadece elindekilere sahip çıkmakla yetinmeyen, yeni küresel siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yeri alma kararlığını 2023 hedefleriyle, 2053 vizyonuyla, 2071 idealiyle gösteren bir Türkiye var. Bu defa üzerinde asırlardır sahnelenen senaryoları yırtıp atan, bilhassa da son 8 yıldır önüne kurulan tuzakları birer birer yıkıp geçen, hedeflerinden asla kopmayan bir Türkiye var. Türkiye’yi yeni küresel siyasi ve ekonomik düzenin asli unsurlarından biri yapmakta kararlıyız.

Uzunca bir süredir takip ettiğimiz rotamızın adı olan 2023 hedeflerimizi yeni bir başlangıç haline dönüştürerek 21’inci yüzyılı ve ötesini kuşatacak büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ediyoruz.

Tüm renklerin ortak zaferidir

Malazgirt, tıpkı bugün her kökenden, her meşrepten insanımızın milli birliğimize sahip çıktığı gibi, Anadolu’nun tüm renklerinin ortak zaferidir. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız da ülkemize sağlayan her bir insanımız da Sultan Alparslan’ın manevi kaftanın birer muhafızıdır. Türkiye ne zaman demokrasi ve kalkınma hamlesine girmişse, karşısına içeriden ve dışarıdan nice engeller çıkarıldı.

Menderes, Özal, Erbakan ve Türkeş’le elde edilen kazanımlar, bizi ancak 2000’lerin başına kadar getirmeye yetebildi. AK Parti milli iradenin üstünlüğünü tam manasıyla tesis ederek Türkiye’de demokrasiyi güçlendirdi.

Üniversite sayımızı 76’dan 207’ye çıkardık

Neler yaptık. Bunların sözünü vermiştik. Şimdi icraatlarımızı sırayla anlatıyorum. Önce eğitim dedik. Bütçede her zaman önceliğimizi buna verdik. Milli eğitim bütçesini 2002’de 7.5 milyar liradan aldık 2021 yılı itibarıyla 147 milyar liraya çıkardık. Bugüne kadar 693 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Üniversite sayımızı 76’dan 207’ye , üniversite öğrencisi sayımızı 1,5 milyondan 8 milyonun üzerine çıkardık. Üniversite harçlarını biz kaldırdık.

Üniversiteye girişteki okul katkı puanlarını, katsayı farklılıklarını, üniversite harçlarını kim kaldırdı? Biz kaldırdık. Bay Kemal siz kaldırmadınız. Bağırıp çağıranlar önce o harçları kim kaldırdı, bunu sormaları lazım.

Sporda ülke genelinde 32 stadyumun yapımını tamamladık, 10 tanesinin inşası, 4 tanesinin de proje ve ihale çalışmaları sürüyor.

Adana’nın hal çadırını hastane yapmadık biz

Sağlıkta halkımıza daha iyi hizmet vermek için 378 binden devraldığımız sağlık çalışanı sayımızı, bugün 1 milyon 177 bine ulaştırdık. Bunları biz yaptık Bay Kemal… Adana’nın hal çadırını hastane yapmadık biz. Hal çadırı başka bir şey, hastane başka bir şey. Milleti bunlarla aldattınız.

Bangladeş’te bir sahra hastanesi yanmış, Allah’tan ölüm yok. Hemen talimatı verdik. Bangladeş’te sahra hastanesi yapıyoruz. Bunun yanında ciddi sayıda konutlar yanmış, bunları da biz inşallah İçişleri Bakanımız AFAD’la takibini yapmak suretiyle AFAD bu konutları yapacak, inşallah Bangladeşli kardeşlerimize bunları ulaştırmış olacak. Bay Kemal, bunlar Erdoğan’ın reklamı değil, Türkiye ve Türk milletinin tanıtımıdır.

Net asgari ücret 2002 yılında 184 lirayken bu yılbaşı itibarıyla 2 bin 825 lira oldu.

Adalet en çok hassasiyet gösterdiğimiz alanlardan biri. Hakim, savcı ve diğer personel sayısını yüzde 176 oranında artırdık. O merdiven altı adalet dağıtımı vardı ya bir zamanlar artık bunlar yok. Bu yıl Yargıtay Adli Yılı’nı yeni binasında inşallah açmış olacağız. Adalet arayışının insanlığın bitmeyecek yolculuğu olduğu anlayışıyla reform, gündemimizden hiç ayrılmadık.

Terör örgütlerini eylem yapamaz hale getirdik

Askerlerimiz sınırlarımızda, emniyet teşkilatımız şehirlerimizde, jandarmamız kırsalda, sahil güvenliğimiz kıyılarımızda, istihbaratımız her yerde, milletimizin huzuru için gece gündüz görev yapıyor. PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerini hezimete uğratarak ülkemiz sınırları içinde eylem yapamaz hale getirdik. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te hamdolsun askerimiz, jandarmamız, polisimiz yaptıkları mücadele ile bugüne kadar görmedikleri hesabı ödediler, ödüyorlar ve ödeyecekler. Bunlar tabi durup dururken olmadı.

Muhtarlarımızın özlük haklarında önemli iyileştirmeler yaptık

Muhtarlarımızın vatandaşlarımıza daha etkin hizmet verebilmelerini sağlayacak mekanizmaları kurarken, muhtarlarımızın özlük haklarında çok önemli iyileştirmeler yaptık. Bay Kemal ne diyor, ‘Onlara biz birer de özel kalem atayacağız’ diyor. Gayet anlamlı bir şey… Eğer gelirsen atamasını yaparsın. Biz muhtarlarımıza destekleri verdik, veriyoruz.


Guru abidesi projelerimiz

Osman Gazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Marmaray, Ovit tünelleri gurur abidesi projelerimiz olarak gönlümüzde. Yurt dışı noktamızı 60’dan 329’a, uçulan ülke sayısını 50’den 126’ya yükselttik.

2002 yılında 3 bin olan geniş bant abone sayısı 85 milyona ve 23 milyon civarında olan mobil telefon abone sayısı 84 milyona yükseldi. Çiftçiye ödediğimiz tarımsal desteklerin toplamı 160 milyar TL’ye yaklaştı. Türkiye’nin iklim şartları sebebiyle üretimi sınırlı olan birkaç ürün dışında, tarımda dışa bağımlılığı kesinlikle söz konusu değildir.

Dünyayı kasıp kavuran salgına rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyle G-20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldık.

Salgına rağmen yüzde 1,8 büyüme ile ikinci sırada yer aldık

Makroekonomide satın alma gücü paritesine göre milli gelirde Türkiye’yi dünyada 17’nci sıradan 13’üncü sıraya yükselttik. Dünyayı kasıp kavuran salgına rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyle G-20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldık. Her ay yeni ihracat rekorları kırarak bu yolda yürümeyi sürdürüyoruz. Son bir kaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor. Türk sanayisi, salgın dönemindeki performansıyla direncini ve gücünü bir kez daha ortaya koymuştur. Bir süre önce açıkladığımız ekonomideki reform programımızın politikalarını ve takvimini dün akşam itibarıyla ilan ettik. Şimdi artık vakit, daha çok çalışma, üretme, gaza basma, hedeflerimize yürüme vaktidir. Ülkesinin yanında yer alarak, güven ve istikrar mesajımıza sahip çıktıkları için milletimizin tüm fertlerine ayrıca teşekkür ediyorum.

Vatandaşlarımızdan evdeki döviz ve altını ekonomiye kazandırmalarını istiyorum

Sadece kendilerini güvende hissetmek amacı ile evlerinde döviz ve altın tutan vatandaşlarıma buradan bir çağrıda bulunuyorum. Bu vatandaşlarımdan, milli servetimiz olan evlerindeki döviz ve altını, çeşitli finans araçlarına yatırarak, ekonomiye ve üretime kazandırmalarını istiyorum. Finans kuruluşları, özellikle de katılım finans şirketleri, bu altın ve dövizler için müşterilerine, onları memnun edecek getiri sağlayabilecek alternatifler sunuyor.

İş insanlarımıza da, 30 Haziran’a kadar devam eden varlık barışından yararlanarak, yurt dışındaki kaynaklarını ülkemize getirebileceklerini tekrar hatırlatıyorum. Ülkemize yatırım yapan uluslararası yatırımcılara ise, Türkiye’nin gücüne ve potansiyeline güvenmeleri çağrısında bulunuyorum. Herhangi bir endişeye gerek yok. Biz kendilerinin bu noktadaki garantisiyiz.

Battık, bittik, yıkıldık, öldük diyenlere bakmayın

Siz içeride birilerinin “Battık, bittik, yıkıldık, öldük” diye terane tutturduğuna, kendi ülkelerini kötüleme yarışına girdiklerine bakmayın. Bunlar kendi ülkelerinin ve milletlerinin felaketinden iktidar devşirme hevesinde olan, gözlerini kin ve nefret bürümüş, kifayetsiz muhterislerdir.

Suriye’de tüm dünya mazlumlara sırtını dönerken, biz sınırlarımızı ve kalbimizi açtık. Rejimin zulmü yanında, DEAŞ’tan PKK-YPG’ye kadar pek çok terör örgütünün acıya ve kana buladığı bu kadim topraklara barışı ve istikrarı getirmek için tüm imkânlarımızı kullandık. Sınırötesi harekâtlarımızla milyonlarca masumun rejim veya terör örgütleri tarafından katledilmesinin önüne geçtik. Suriye gerçek anlamda Suriyelerin yönettiği bir yer haline gelene kadar da bu gayretlerimizi sürdürecek, Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz.

30 yıl önce Dağlık Karabağ’ın ve Azerbaycan topraklarının beşte birinin işgaliyle yaşanan katliamlar, Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte bizim de yüreğimizi dağlamıştı. Minsk üçlüsü adı altında bu krizi çözmeyi üstlenenler, 30 yıl boyunca meseleyi daha da karmaşık hale getirmekten başka hiçbir şey yapmadılar. Azerbaycanlı kardeşlerimiz bu süreçte hep, krizin diyalog ve anlaşma yoluyla çözümü yönünde çaba harcadılar. Buna rağmen Ermenistan tarafı saldırılarına ara ara devam etmiş, diyalog kanallarını tıkayan taraf olmuştur. Geçtiğimiz yılın son aylarında Ermenistan ordusu yeniden saldırıya geçince, Türkiye olarak tüm imkânlarımızla Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında yer aldık. Türkiye’nin desteği ve Azerbaycan ordusunun kahramanlığı sayesinde verilen destansı bir mücadeleyle, hamdolsun bu kirli işgal sona erdi.

Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini daha da güçlendiren bu sürecin, varılan anlaşmaya uygun şekilde neticelenmesi için takipte kalacağız.

Türkiye Uzay Ajansını faaliyete geçirmek ve Milli Uzay Programımızı kamuoyuyla paylaşmak suretiyle bu alanda da iddiamızı ortaya koyduk. Yerli otomobilimizin fabrikasının inşası sürüyor, inşallah 2022’nin sonunda milletimizin hizmetine sunulacak.

Türkiye’yi nükleer güçle elektrik üreten sayılı ülkelerden biri yapacak Akkuyu Nükleer Santralimizin inşası devam ediyor, inşallah ilk reaktörde 2023’te üretim başlıyor.

Dizi ve filmlerimiz, dünyadaki en önemli kültür elçilerimiz haline geldi. Bugün 152 farklı ülkede 600 milyon kişi Türk dizilerini ve filmlerini izliyor.

İstanbul Sözleşmesi açıklaması

Gelişen ve değişen ülke ve dünya şartlarına göre sürekli ürettiğimiz yeni projelerimiz hazırlıklarımız var. Gündemimizden yeni ve sivil anayasa çalışmalarının çerçevesini oluşturacak ilkeler hukuk ve ekonomi var.

Gündemimizde teröristlere terörist diyemeyen riyakarlar var. Gündemimizde, son dönemde kesintisiz bir şekilde uğradığımız saldırılar ve bunların üzerine gelen salgın yükü sebebiyle sıkıntıya düşenlere verdiğimiz ve vereceğimiz destekler var.

Gündemimize, ülkemize karşı sergilenen çifte standartları hak ve özgürlük dayatması diye göstermeye çalışanların zavallılıkları, biz tüm taahhütlerimizi yerine getirdiğimiz veya getirme sözü verdiğimiz halde, Türkiye’ye ısrarla sırtını dönenlerin sinsilikleri var.

Gündemimizde, sırf ülkemizi hedef aldıkları için PKK’dan FETÖ’ye ve hatta DEAŞ’a kadar terör örgütleriyle iş tutanların acizlikleri var.

Gündemimizde, kadınlarımızın haklarını korumayı vicdanlarda değil, kağıtlarda arayanlara söyleyeceklerimiz var.

Yeni Anayasa açıklaması

Tarihi periyodu içinde artık geçerliliğini kaybetmiştir. Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasa tartışma yolunu açması, değişen şartların kaçınılmaz bir gerçeğidir. Milletimiz nasıl bir anayasa ile yönetilmek istiyorsa biz de öyle bir anayasa istiyoruz.

Yeni anayasa, darbecilerin, vesayetin, şu veya bu dengenin değil, doğrudan milletin anayasası olmalıdır.


Yeni Anayasa, açık ve şeffaf bir sürecin ürünü olarak hazırlanacaktır. Yeni Anayasa çalışmalarında bu safhaya önümüzdeki yılın ilk diliminde ulaşmayı hedefliyoruz. Mümkün olan en geniş mutabakatla ortaya çıkacak yeni Anayasa metni de, mutlaka milletin onayına sunulacak.

AKP Kongresi’nden lebaleb görüntüler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.