Fiyatlardaki artış ikinci el spotçu piyasasını da vurdu!

Fiyatlardaki artış ikinci el piyasasını da vurdu. Spotçular, ucuz diye defolu ürünlerin satıldığını söylüyor. Müşteriler ise “En ucuz bilgisayara ihtiyacım var” diyor.

ikinci el

Artan fiyatlar nedeniyle talep ikinci ele yöneldi. Ancak enflasyon ikinci el piyasasını da vurdu. Yurttaş artık ikinci el eşya da alamıyor. Üretici fiyatlarındaki artış nedeniyle temmuz ayında yüzde 18,95 olarak açıklanan enflasyonun eylül itibarıyla daha da artması bekleniyor. Hal böyle olunca fiyatlardaki artış ikinci el piyasasına da yansıdı.

İkinci el telefon, bilgisayar, beyaz eşya, koltuk, kıyafet, yatak satanlar eşyaların iki katı pahalandığını dile getirdi. Spotçular ve ikinci elciler, halkın artık alışveriş yapamadığını söyledi. Kısır döngüye girdiklerini söyleyen ikinci elciler hem yurttaşın hem kendilerinin zor durumda olduğunu anlattı.


12 yıldır teknolojik aletleri tamir eden, ikinci el bilgisayar ve telefon satışı yapan Veysi Altaş, elindeki en ucuz ikinci el bilgisayarın bile bin 800 lira olduğunu belirtti. “Pandemiden önce bilgisayar fiyatları çok düşüktü. Pandemiden sonra çok yükseldi. Doların aşırı yükselmesi hem fırsatçıların hem de stokçuların işine geldi” diyen Altaş, eskiden 400 liraya aldığı ikinci el bilgisayarı şu anda iki bin liraya aldığının altını çizdi. Altaş, şöyle konuştu: “Böyle olunca 2 bin 500’e satıyorum. Bu da müşteriye yansıyor. Burada suç devletin. İki yıldır pandemiyle uğraşıyoruz ne kira desteği aldık ne başka bir şey. On yıl önce çok güzel para kazanıyorduk. Ama son iki buçuk üç yıldır bize pek bir şey kalmıyor. Maaşlı eleman olarak çalışsam aynı. Sadece kendi yerim olduğu için kapatmıyorum. İnsanlar tamir için eşyalarını getiriyor, bu sefer de parça bulamıyoruz. Kısır döngüye girdik.”

Yirmi liraya getirdiği vidanın bile 80 lira olduğuna dikkat çeken Altaş, “Kapıdan günde 20 müşteri falan giriyor. Mesela adam, ‘Çocuğum EBA’ya bağlanacak, benim en ucuz bilgisayara ihtiyacım var’ diyor. En ucuz bilgisayarım bin 800 lira ve hiçbir özelliği yok. O paraya o bilgisayarı vermeye vicdanım el vermiyor. Çünkü asıl ederi en fazla 400 lira” ifadelerini kullandı.

Spotçu Mehmet Demez, insanların sıfırdan ziyade ikinci ele yöneldiklerini dile getirdi. Tek yaşayan insanların çoğunun aile evine döndüğünü aktaran Demez, “O yüzden artık çoğunluklu aileler geliyor. Çamaşır makinesi, buzdolabı istiyorlar. Sıfıra güç yetmiyor artık. İş yok, elden çıksın diye daha uyguna vermeye çalışıyoruz. Burayı açalı üç dört ay oldu, potansiyeli çok yüksek olarak açtım. Öğrencilerin geleceği zaman daha çok iş yapabileceğimi düşündüm. Ama tabii açtıktan sonra ilk bir ay iyiydi, gerisi hayal kırıklığı oldu…” dedi.


Yeni evli çiftler bile geliyor

Ferman Erkek ise daha çok yeni evli çiftlerin geldiğini kaydetti. “İkinci elde de durumlar kötü” diyen Erkek, şöyle konuştu: “Üç beş müşteri geliyor ama alıcı değiller, sorup gidiyorlar. Millete para yok ki, perişanlar. Ne sıfır alabiliyorlar ne de ikinci el. Devletin bu işe bir çare bulması lazım. Gelenler yerde oturmamak için ya koltuk ya da baza soruyor. Ondan başka çok bir şey satamıyoruz. Bizim pandemiden önce biriktirdiğimiz para vardı, iki senedir onu yiyoruz. Olmasa iki dükkânım da kapanmıştı. Devlet iki senede sadece üç bin lira para yatırdı. Benim sadece kiralarla faturalarım 20 bin lira zaten. Duvarlarım eşya doluydu, şu an bomboş. Yeni eşya koyamıyorum yerine. Ne eşya ne müşteri geliyor. Gelen şey elektrik, vergi, doğalgaz…”

Spotçu Gönül Yılmaz da 60 yaşında olmasına rağmen hem eşya sattığını hem de kamyon kullandığını söyledi: “Geçen sene 600 liraya verdiğim buzdolabı bu sene bin 600 oldu. Bir yatak 350 liraydı şimdi 700 lira. Yeni evlenen çiftler de gelip bakıyor ama bizde taksitlendirme olmadığı için büyük firmalara gidip aylara bölüyorlar. İnsanlar artık malın kalitesine bakmıyor. Ne kadar çok taksit yapıldığına bakıyor.”

Tuncay Kep de eşya alandan çok satan olduğunu kaydetti. İşyerinde tamirat yaptığının ve işçilerin parasını da onunla çıkardığının altını çizen Kep, insanların geçinmek için eşya sattığını vurguladı. Kep, artık yorulduğunu ifade etti ve ekledi: “Spotçuların hepsi ağlıyor. Geçen sene gardırop 300 liraydı, şimdi 980 lira. 980 liraya alıp kaça satalım? Gelip bakan çok da millet alamıyor.”

İkinci el kıyafet satışı ve terzilik yapan Mehmet Ellidokuzoğlu, “İkinci el kıyafetteki satışlarımız yoğun oluyor. İnsanlar sıfır almaktansa daha ucuzunu tercih ediyor” şeklinde konuştu.

5 lira fark için defolu ürün alıyorlar


Paketli ve defolu ürün satan Caner Yarış da hangi ürünlerin daha çok satıldığını anlattı. Defolu ürünlerle paketli ürün arasında 5-6 lira fark olduğu bilgisini veren Yarış, beş lira için insanların defolu tercih ettiğini belirtti. Yarış, sözlerine şöyle devam etti: “Son bir iki senedir defolu ürünlerdeki satışlar daha da arttı. Ambalajlı, paketli ürünle defolu ürün arasında 5-6 lira fark var. Ancak insanlar beş lira için paketli ürün yerine defolu ürünü tercih ediyor.” (Kaynak: BirGün)

Yüksek elektrik faturalarıyla ilgili umut söndüren açıklama: Bunlar iyi günler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.