Yılmaz Özdil: Türkiye’de sadece Türk vatandaşı olmak suç

SÖZCÜ yazarı Yılmaz Özdil, “AKP politikaları yüzünden artık Türkiye’de sadece Türk vatandaşı olmak suç” dedi. Türkiye’ye gelen Afgan göçmenlerin mazlum olmadığını belirten Özdil, “Bunlar Amerikan ordusunun iş birlikçileri. Bunları Amerika’ya alamayacakları için muhtemelen para verdiler ve Türkiye’ye sokuyorlar” diye konuştu.

Yılmaz özdil

Yılmaz Özdil, Nokta TV canlı yayınına katılarak gündemi değerlendirdi. “20 senedir bir memleketin başına gelebilecek her türlü felaket geldi” diyen Özdil, şunları söyledi:

* Hâlâ örgütlü siyasi partiler, muhalefet olarak gereğini yapamıyorsan, toplumun bu ihtiyacına cevap veremiyorsan, vatandaş da bir kurtarıcı, yeni bir siyasetçi arayışına ister istemez giriyor.


* 20 senedir biz iktidarın yanlış politikalarını konuşuyoruz ama artık bana göre muhalefetin yetersizliği üzerine de konuşmanın vakti geldi ve geçiyor diye düşünüyorum.

“TÜRKİYE’DE SADECE TÜRK VATANDAŞI OLMAK SUÇ”

Kendini Afgan ‘gazeteci’ olarak tanıtan bir kişinin, çektiği videoda Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’a ve Türk kadınlarına hakaret etmesiyle ilgili “Ben bu küstahlığı, terbiyesizliği, ahlaksızlığı çok da şaşırtıcı bulmadım” diyen Özdil, “AKP politikaları yüzünden artık Türkiye’de sadece Türk vatandaşı olmak suç” ifadelerini kullanarak, sözlerine şöyle devam etti:

* Ormanlarımız yanıyor, Türk Hava Kurumu’na 4 milyon dolar vermiyorlar. Götürüp Somali’ye 30 milyon dolar para veriyorlar. 50 milyon dolarımız yok diye bu milletin tank fabrikasını Katar’a veriyorlar, sonra Rusya’ya kubbesi altın varaklı cami yapıyorlar.

* Bu milletin emeklisine bir lira zam yapmamak için neredeyse elleri titriyor, emekliye zam yapmayı neredeyse günah olarak görüyorlar ama bu milletin parasını dünyanın 175 ülkesine saçıyorlar. Bu ülkede çalışan gariban emekçinin asgari ücretini 3 bin lira bile yapmıyorlar.

* Türkiye’de milyonlarca vatandaşı açlık sınırının altına mahkum ediyorlar. Ama Türkiye’ye doldurdukları 5,5 milyon Suriyeliye 52 milyar dolar harcamakla gurur duyuyorlar.

* Biat etmiş bir kitle hâlâ bu zihniyete oy veriyor. Dolayısıyla AKP politikalarına baktığımızda çok açık bir şekilde görüyoruz ki, Türkiye’de sadece Türk milleti olmak suç.

* Bu ülkede ağız dolusu Rus, Alman, İngiliz, Fransız diyebilirsiniz ama Türk’e Türk denmesin diye andımızı yasakladılar bu ülkede. Bu milletin bağrından çıkmış yardım kuruluşu Kızılay’ın adındaki Türk kelimesini attılar. Millet Kızılay’a bağış yapsın diye Kızılay kuruldu, bağışları toplayıp Afrika’da iftar veriyorlar.

* Bir tane Afgan, kendi vatanını satıp gelmiş ahlaksız herif, kendi çoluğunu çocuğunu terk edip, kendi vatanını bırakıp buraya gelmiş. Bu ahlaksız küstah bize akıl verebiliyor. Çünkü maalesef bunu hak etmiş vaziyetteyiz. Türkiye’de artık sadece Türk milletinin ferdi olmak aşağılanmayı gerektirir. Bundan daha büyük onursuzluk, iğrençlik olamaz.

“MEMLEKET KAÇAK GÖÇMEN DEPOSU HALİNE GELDİ”

Memleketin kaçak göçmen deposuna çevrildiğini belirten Özdil, şöyle devam etti:

* Türkiye’de 8 milyondan fazla kaçak göçmen var. Türkiye’de her 10 kişiden biri kaçak göçmen. Kaş’ın yanındaki Başak Adası’na Yunan askeri gemisi kaçak göçmenleri bırakıp kaçtı. Bizimkiler ‘kurtardık’ diyor. Bizim toprağımıza askeri gemiyle gelip kaçak göçmen atıyorlar.

* Kara sınırlarımız kevgir oldu diyorduk, deniz de bitmiş. Bir Yunan gemisi İzmir limanına kaçak göçmen yıkabilir mi? Başak Adası’na nasıl yıkıyor? Dingo’nun ahırı kelimesi artık Türkiye için az bir kelime. Türkiye’de Türk milletini istemiyorlar.


* Türk milletinden kastım bir etnik aidiyet değil, anayasal yurttaşlık çerçevesinde, bu topraklarda aynı kaderi paylaşan kurucu milletten söz ediyorum. Bu milletin anayasal vatandaşını istemiyorlar artık. Afganistanlının, Suriyelinin, Sri Lankalının hakkı bu milletten daha fazla bu ülkede.

* Bolu Belediye Başkanı’na adam küfür ediyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Demokratik yollarla seçilmiş bir belediye başkanına küfredilmesine nasıl izin verilebilir? İşte söylediğim sebepten.

* Artık Bolu Belediye Başkanı ya da Bolu halkı, bu milletin vatandaşı falan değil. Artık kaçak olarak yığdıkları paraları alıp, bu ülkeye doldurdukları göçmenlerin memleketi artık burası.

“SURİYELİLERE AYRIMCILIK YAPILDIĞINDA SORUŞTURMA AÇILMIYORSA…”

* Suriyelilere Türk vatandaşlarına göre ayrımcılık yapıldığında soruşturma açtınız mı? Açmadınız. Bu ülkede Suriyelilere ayrımcılık yapıldığında soruşturma açılmıyorsa, Türk vatandaşları konusunda ayrımcılık yapıldığında niye soruşturma açılıyor? Tanju Özcan’ın yaptığı doğrudur yanlıştır manasında söylemiyorum, böyle çifte standart olur mu?

* Bir tane helikopter almaya bile imtina ettiler, Yunanistan’da yangın çıktı apar topar 2 tane uçak gönderiyorlar. ‘Yunan vatandaşıyız’ mı deseydik bizim ormanlarımızı kurtarmak için? Türkiye maalesef, AKP politikalarıyla artık sadece Türk vatandaşlarının suçlu olduğu, Türk vatandaşlarının şüpheli olduğu bir hale geldi.

“İÇİŞLERİ BAKANI’NIN ADI ARTIK HÜSEYİN SOYLU, İBRAHİM SOYLU”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Benden daha iyi göç yöneten bir ülke gösterilirse ben adımı değiştirim” sözlerini hatırlatan Yılmaz Özdil, “İçişleri Bakanımız artık Hüseyin Soylu, İbrahim Soylu, Kazım Soylu… ‘Benden daha iyi göç yöneten bir ülke gösterirsen ben adımı değiştirim’ dedi. O yüzden senin adın bundan sonra Hüseyin Soylu, Recep Soylu, Yılmaz Soylu, Ahmet Soylu. Senin adın artık değişti. Ben senin adını değiştirdim” dedi.

“TÜRKİYE’Yİ İMHA ETME OPERASYONU, DEMOGRAFİK BİR BOMBA”

“Amerikan iş birlikçisi Afganları memlekete dolduruyorlar” diye devam eden Özdil, şöyle konuştu:

* Amerikan politikası gereği, vekalet savaşları gereği 5,5 milyon Suriyeliyi senin memleketine doldurmuş, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de garnizon Kürdistan devletini kurdurmuş. Kime tepki göstereceksiniz, Avustralyalılara mı?

* Daha önce Balyoz, Ergenekon davaları, anayasa referandumlarında da gördük. Sömürge solcuları var bu ülkede. Son dönemde gördük, yabancı fonlardan para alan gazeteci kılıklı çantacılar var. Kara paracıların otellerinde kalan, kokain baronlarının soytarısı olmuş gazeteciler var.

* Emperyalizmin uşağı, maşası 2. cumhuriyetçiler var bu ülkede. Tarikat, cemaat, zır cahil atmosferi var. Bunların hepsinin koalisyonu dönüyor bize akıl veriyor, ‘Siz ırkçısınız’ diyor. Biz ırkçı değiliz, siz vatan hainisiniz. Suriyelilere kimse karşı değil ama Suriye de karşı değil. 5,5 milyon Suriyeliyi Türkiye’ye niye dolduruyorsun, Amerikan ajanı, Amerikalılarla beraber kendi ülkesinde silah çekmiş Afganları sen kendi ülkene niye dolduruyorsun kardeşim?

* Gelen Afganların hepsinin mazlum olmadığını biliyoruz. Bunlar Amerikan ordusunun iş birlikçileri. Bunları Amerika’ya alamayacakları için muhtemelen para verdiler ve Türkiye’ye sokuyorlar.


* 10 sene sonra Türkiye’deki demografinin ne olacağını kimse düşünüyor mu? Çok açık bir şekilde Türkiye’yi imha etme operasyonu. Bu bir demografik bomba.

21 bin kontenjanın 10 binini yabancı uyruklulara ayıran Dokuz Eylül Üniversitesi’nden açıklama: “Tercih değil zorunluluk!”


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.