Erdoğan: Dünyayı tanıdım, tanıyorum. Şu anki liderler içerisinde en kıdemli lider benim

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dünyayı tanıdım, tanıyorum. Şu anki liderler içerisinde en kıdemli benim.

Erdoğan

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, dünkü Çanakkale ziyareti sırasında, Troya Müzesi’nde düzenlenen Ezineli Yahya Çavuş Belgeseli’nin galasında gençlerle bir araya geldiği programın görüntüleri paylaşıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle sohbetinde ABD’nin, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 Hava Savunma Sistemi’ni iade etmesini istediğini belirterek “Kendilerine biz şunu söyledik, biz niye geri iade edelim? Siz, bize verdiniz de biz almadık mı? Hem vermeyeceksin… Biz de başımızın çaresine bakacağız. Ruslardan böyle bir teklif bize geldi, oradan aldık. Siz veriyor musunuz? Vermediler.” ifadelerini kullandı.


‘F-35’ler bize verilmedi’

F-35 meselesinde de aynı yanlışın yapıldığını vurgulayan Erdoğan, “Biz, F-35’lerde 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık ama F-35’ler bize verilmedi. Şimdi yeni yeni bazı teklifler geliyor, bakalım ne olacak, ne derece doğru, sağlıklı bilmiyoruz. Ama bunlar bizi en sonunda ev sahibi yapacaklar. İnşallah onları da üreteceğiz” diye konuştu.

‘MİT’i öyle bir yere getirdik ki, dünya takdir ediyor’

İstihbarat örgütünün, dünyada en önemli örgüt olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim Milli İstihbarat Teşkilatımızın örgütü bir mahalle arasındaydı. Ama şu anda biz, MİT’i öyle bir külliyeye kavuşturduk ki şu anda dünya geliyor, görüyor, gördüğü zaman da takdir ediyor. Ve tabii bütün donanımını da orada, her şeyiyle, bütün elektronik tesisatlarından tutunuz, çok güçlü bir istihbarat teşkilatına sahibiz” dedi.

‘Benim ülkemin Milli İstihbaratı’nın, Pentagon’dan daha ileri olması lazım’

Pentagon’dan daha güçlü olmamız lazım” Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:

“Şimdi çok akıllılar çıkıyor, diyorlar ki ‘Başınıza dert aldınız.’ Niye ‘Bu kadar elektronik cihazlar, şunlar bunlarla…’ Biz, bugün varız, görevimizi yaptık, eğer millet, bize ‘Artık sen bu kadar yaptın, hayırlı olsun’ diyorsa, eyvallah. Bizden sonra gelenler eğer burayı yıkacaklarsa yıksınlar, çalıştırmayacaklarsa çalıştırmasınlar. Pentagon ne ise benim ülkemin Milli İstihbaratı, Pentagon’dan daha ileri olması lazım. Çünkü bizim hayırda yarışmamız lazım. Pentagon’dan daha güçlü olmamız lazım. Şimdi milli savunma sisteminde düşünün… Göreve geldiğimizde terörle mücadele edeceğiz, ilk Amerika seyahatimde o zaman Bush, kendisiyle konuştum, bize insansız hava aracı vermiyorlardı. Condoleezza Rice’ı çağırdı, dedi ki ‘Niye vermiyorsunuz? Ne kadar zamanda veriyorsunuz? Ne kadar süre için veriyorsunuz?’ İşte ‘2-3-4 gün’ falan. Yok dedim, böyle bir şey bize bugüne kadar uygulanmadı. Ondan sonra talimat verdi sağ olsun ve “Bize hiç gecikmeyecek, en az 2 günlüğüne, 48 saatliğine Türkiye’ye İHA’ları vereceksiniz’ dediler. Ve o andan itibaren böyle bir süreç başladı. Ama Allah rahmet etsin BAYKAR bu işi kendisi için görev telakki etti ve süratle ilk etapta İHA’yı yaptılar, arkasından da SİHA’yı yaptılar ve şimdi de Akıncı’yı yaptılar ve sürekli yükseliyor. Keyfiyet itibarıyla yükseliyor. Daha da ileri gidecekler inşallah.”

‘Dünyayı tanıdım, tanıyorum. Şu anki liderler içerisinde en kıdemli benim’

Erdoğan, dünyadaki liderler içerisinde en kıdemli liderin kendisi olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

Tabii bunu ‘ben’ diye söylemek istemiyorum, sadece dünyadaki diğer liderlere göre konumumuzu ifade edeyim ki milletim kimin kim olduğunu bilmesi bakımından bu önemli. Milletim bu görevi bize verdiği için, böyle bir kıdemi bize yakıştırdığı için şu ana kadar hamdolsun. Belediye başkanlığı yıllarından itibaren gerek başbakanlık yıllarım gerek cumhurbaşkanlığı yıllarım olmak üzere hamdolsun milletimize hizmette gerek ulusal, gerek uluslararası platformda milletim bize böyle bir görevi yükledi ve kıdem noktasında da iyi bir konuma taşıdı. Bundan sonraki süreçte de milletim bu görevi bize verirse yine milletimize hizmetkarlığa devam ederiz, yapacağımız çok iş var. İşte 18 Mart Köprüsü gibi abide eserleri inşallah yapmaya devam edeceğiz.”

‘Lafla modernlik olmaz’

1915 Çanakkale Köprüsü’nün, dünyada 1 numara olduğunu ve bunu övünerek söylediğini belirten Erdoğan, “Bu bizim hakkımız, niye? Birileri bunu yapmamışsa, biz yapmışsak bu hakkımızı, marifet iltifata tabidir, koruyacağız. Her şeyden öte burası Çanakkale, iki kıtayı birbirine bununla bağlıyorsunuz, zaman geliyor seferlerin durduğu bu yerde Çanakkale destanının yazıldığı gibi şimdi biz de 6 dakikada bir yakadan bir diğer yakaya geçmek suretiyle adeta zamanı durdurduk. Bunun adı zamanı durdurmaktır. Bu aynı zamanda moderniteyi, modernizmi yakalamaktır. Öyle lafla modernlik olmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yol medeniyettir” ifadesini her zaman kullandığını belirterek, “Medeni olmak işte bu eserlerle olur. Şimdi biz bunu, ana muhalefetin başındaki zat diyor ki ‘Peki nereden, neyi buldunuz da nasıl yaptınız’. Zaten kabiliyet burada, biz kaynak ürettik, yap-işlet-devret bir kaynaktır. Eğer siz kasanızdaki parayla bunu yapmaya kalksanız belki de yapamayacaksınız. Ama biz yap-işlet-devret usulüyle bu kaynağı ortaya koyduk ve ‘Arkadaş sen yapmak mı istiyorsun, buyur yap, kaynağı da bul’. Kaynağı da buldular, geldiler ve şimdi burası yapıldı ve belki de inşallah 18 Mart’a bile kalmadan daha önce buranın açılışını yapacağız” diye konuştu.

Köprünün son tabliyesinin de yerleştirildiğini anımsatan Erdoğan, “Biz şimdi açılıştan sonra burada bir başka süreci yaşayacağız. Nedir? Kınalı-Tekirdağ, bu otobanı da inşallah bununla birlikte yapmayı planlıyoruz. Bugün bunun da görüşmelerini yaptık” dedi.

Tekirdağ’ın İzmir ile bağlantısını kuracaklarını söyleyen Erdoğan, “Gerek yolcu taşımacılığında gerek yük taşımacılığında, buralar bize büyük fırsatlar verecek. Onun için biz de diyoruz ki; bizim görevimiz bu millete efendi olmak değil, bu millete hizmetkar olmak, hizmetkar olmamızın gereğini inşallah bununla da yapmış oluyoruz” diye konuştu.

Yüklenici firmanın, “Bunu öne çekmemizde bir mani var mı?” dediğini aktaran Erdoğan, “Biz de dedik ki; gökten ne yağar ki yer kabul etmez, yeter ki öne çekin. Onlar bu işi öne çektikleri takdirde diyelim ki 2 ay daha öne çekmeleri tüm vatandaşımızın, halkımızın 2 ay önceden bu köprüden istifade etmesini sağlayacaktır. Biz de gelir o zaman toplu açılışını yaparız.” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençliğin, milletin geleceği ve medarıiftiharı olduğunu belirterek, “Bunları biz sağa sola, affedersiniz ahlaksız bir yapıya kaptıramayız. Onun için yatırımlarımızı gençlik üzerinde yapıyoruz” dedi.

‘Müzeler noktasında da dünyayla yarışıyoruz’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzede olduğu gibi bilinen en eski çağlardan bugüne tüm tarihi korumak için her türlü adımı attıklarını, her türlü yatırımı yapmaya devam edeceklerini belirterek, “Müzeler fakiri bir ülke olmaktan çıkıyoruz, çıkacağız. Müzeler noktasında da dünyayla yarışıyoruz, yarışacağız” dedi.

Türkiye’nin dört bir yanındaki en modern müzelerin kendi dönemlerinde yapıldığını ve yapmaya da devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, “Sadece tarihin maddi kalıntılarını değil insani değerlerini de koruyor ve sahipleniyoruz. Bugün gala gösterimi vesilesiyle bir arada olduğumuz Ezineli Yahya Çavuş Belgeseli bunun örneklerinden biridir” dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, belgeselin oyuncularına ve senaristlerine teşekkür ederek, Ezineli Yahya Çavuş’un, tıpkı Bigalı Mehmet Çavuş gibi mücadelesi, kahramanlığı, cesareti ve mütevazılığıyla Çanakkale Savaşı’nı ölümsüz kılan sembollerden biri olduğunu söyledi.

Az sayıda kişiyle 2 bin kişiye karşı mücadele verildiğini hatırlatarak, Mehmet Akif Ersoy’un “İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.” dizelerini aktaran Erdoğan, “Burası çok çok farklı. Çok büyük bir düşman birliğinin topraklarımıza çıkarma yapmasını az sayıdaki askeriyle uzun süre engelleyen Yahya Çavuş, savaşın gidişatını değiştiren kahramanlarımızdan biri olarak adını tarihe yazdırmıştır. Bölük komutanı yüzbaşının ağır şekilde yaralanması üzerine başına geçtiği birliğiyle giriştiği çatışmada yaralanan Ezineli Yahya Çavuş, tedavisinin ardından yeniden cepheye koşmuştur” diye konuştu.

3’üncü Kirte Muharebesi’nde şehit olan Ezineli Yahya Çavuş’un hatırasının Ertuğrul Koyu’ndaki diğer şehit arkadaşlarıyla birlikte adına yaptırılan anıtta yaşatıldığını hatırlatan Erdoğan, tüm kahramanlar gibi Yahya Çavuş’un da milletin kalbinde yaşamaya devam edeceğini belirtti.

Erdoğan, millet olmanın gereklerinden birinin de tarihteki bu tür sembol isimleri destanlar, türküler, hikayeler, romanlar, sinema filmleri, televizyon dizileri ve belgesellerle nesilden nesile aktarmak olduğunu söyledi.

Verdikleri desteklerle ve yaptıkları yönlendirmelerle son dönemde bu doğrultuda pek çok projenin hayata geçmesini sağladıklarına işaret eden Erdoğan, “Selçuklu’dan Osmanlı’ya nice ismi ve hadiseyi günümüz teknikleriyle başta çocuklarımız olmak üzere tüm vatandaşlarımıza en etkili, en estetik, en güzel şekilde ulaştırmayı hedefliyoruz. Hamdolsun bu doğrultuda önemli bir mesafe de kat ettik, hatta ortaya çıkan eserler kendi sınırlarımızı da aşan bir ilgiye ve beğeniye mazhar oldu. Ezineli Yahya Çavuş Belgeseli’ni de bu kapsamda değerli bir çalışma olarak görüyorum” değerlendirmesini yaptı.

Belgeselin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, yapımında emeği geçenleri tebrik etti, belgeselde rol alan ancak kanser hastalığına yenik düşerek hayatını kaybeden sanatçı Semra Dinçer’e de Allah’tan rahmet diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerimizin Ezineli Yahya Çavuş’un, Bigalı Mehmet Çavuş’un ve diğer kahramanlarımızın izinden giderek ülkelerinin ve milletlerinin istiklali için yeni destanlar yazacaklarına inanıyorum. Bu millet büyük bir millet, güçlü bir millet ve bu millet hep şehadete yürüyen bir millet. Bu millet, şehadetle inanıyorum ki bedeller ödeyerek işte bu toprakları vatan yapmış bir millet” dedi.

‘Gençliği seven biziz’

Seçilme yaşının o dönem 30 olduğunu, bunu 18’e çektiklerini söyleyen Erdoğan, “Bu millet Fatihlerin torunları” dedi.

Erdoğan, seçilme yaşının önce 25 yapılmasını düşündüklerini anlatarak, “Ardından dedik ki dünyada bunun örnekleri de var seçme de seçilme de 18 olsun” diye konuştu.

Bu durumun getirdiklerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Bu gençliğinize güvenmeyi getiriyor, biz gençliğimize güveniyor muyuz? Güveniyoruz. O zaman tabii ki bunu 18’e indirelim. Şimdi Ceren’in söylediği çok çok önemli, yani daha önce iktidarlarında bu gençliği kalkıp da muhatap almayan, onlara böyle bir imkanı vermeyen bu muhalefet, şimdi biz seçme seçilme yaşını 18’e çekince şimdi gençlik üzerinde hesaplar yapmaya başladılar. ‘Biz gençliği şöyle seviyoruz, böyle seviyoruz’ hepsi yalan. Gençliği seven biziz” dedi.

Göreve geldiklerinde üniversite için harç alındığını, burs ödemelerinin 45 lira olduğunu hatırlatan Erdoğan, burs ödemesini ilk etapta 300-400 lira seviyelerine çıkardıklarını, şimdi ise bu miktarın 600 liraya geldiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, lisansüstü öğrencilerin burs imkanlarını daha da artırdıklarını, doktorayı adeta asgari ücrete çıkardıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunları yapan biziz, bunları biz yaptığımız halde kalkıp hala utanmadan, sıkılmadan gençleri sevmekten, gençlere muhabbetten bahsediyorlar. Yok ya gençliğin sevdalısı biziz çünkü bu gençlik bu milletin geleceğidir, bu gençlik bu milletin medarıiftiharıdır. Bunları biz sağa sola, affedersiniz ahlaksız bir yapıya kaptıramayız. Onun için yatırımlarımızı gençlik üzerinde yapıyoruz. Şimdi ne diyorlar? ‘X kuşağı, Z kuşağı, Y kuşağı’ bütün bunlara karşı hepsi güzel de biz de şimdi ne diyoruz? Biz de Teknofest kuşağı… Ve gerçekten akıl, zeka, bütün bunlarla beraber artık uzaya oynayan bir gençlik, uzaya yatırım yapan bir gençlik yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Bu konuda Teknofest kuşağı Türkiye’de çok ciddi rağbet görmeye başladı ve onlarla da iftihar ediyoruz, yatırımlarımızı onun üzerine yapıyoruz.”

‘Yorulmaya mecburuz’

Salih Gedikoğlu isimli gencin, sporcu geçmişini hatırlatarak, “Geçmişe dönme şansınız olsaydı, tekrar bir tercih yapma şansınız olsaydı futbolu mu yoksa zorlu siyaseti mi tercih ederdiniz?” şeklindeki sorusu üzerine ise Erdoğan, “Artık siyasette malum ciddi bir mesafe aldık, çünkü hizmete aşık olduğumuza göre, hizmette aldığımız mesafe var” karşılığını verdi.


Futbolun yanında şimdi baskette de mesafe aldığını ifade eden Erdoğan, “Mehmet kardeşimle beraber karşılıklı oynuyoruz ama Mehmet kardeşlerimi şu ana kadar hep yendik. Daha henüz bizi yenemediler. Fena değilim değil mi yani orada da? Şu anda ömrümüzü geri dönmek vesaire bu hesabı yapmadan millete hizmet yolunda, millet bize ne kadar görev verirse bu görevde inşallah milletimin hizmetkarıyım ve bu hizmette de bütün tecrübemi, deneyimimi, arkadaşlarımızla kardeşlerimizle beraber bu millet uğrunda yorulacağız, yorulmaya mecburuz” değerlendirmesinde bulundu.

Aile Bakanı Derya Yanık: Bu coğrafyanın insanı zora alışıktır!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.