Elektrik faturasını 150 kilovatsaat altında tutmak mümkün mü? İşte yapılması gerekenler

Elektrik faturalarında kademeli sisteme geçilirken 150 kilovatsaat altına yüzde 50, üstüne ise yüzde 125 zam geldi. Peki ortalama bir ailenin 150 kilovatsaat elektrikle yaşaması mümkün mü ya da 150 kilovatsaat altında elektrik kullanmak için ne yapılmalı? İşte o zor görevin detayları…

elektrik 150 kilovatsaat

2022’nin ilk sabahı açıklanan zamlar arasında en çok dikkat çeken, kademeli olarak yüzde 50 ila yüzde 125 arasında değişen elektrik zammı oldu.

Kasım 2021’de AKP milletvekillerinin TBMM’ye sunduğu yasa teklifi ile kabul edilen elektrik faturalarında sınırı aşanın daha yüksek ödeyeceği uygulama yürürlüğe girmiş oldu. Buna göre aylık 150 kilovatsaatlik tüketim kritik sınır olarak belirlendi. Bunun altındaki ve üstündeki harcamalar farklı fiyatlandırılacak. 150 kilovatsaat altına yüzde 50 zam gelirken, 150 kilovatsaat üstüne ise yüzde 125 zam geldi.


Elektrik zamlarına yalnızca yüzde 50 oranında maruz kalmak için ayda 150 kilovatsaatten az tüketmek gerekiyor. Tüketim bu sınırın üstüne çıktıkça, faturalara yansıyacak zam seviyesi ile fiyat da artmış olacak.

Kararın alınmasının ardından birçok kişi belki de hayatlarında ilk kez faturalarına bakıp ne kadar kilovatsaat enerji harcadıklarına baktı. 2021’de tüketimin tamamı aynı fiyatla çarpılıyordu, artık öyle değil.

Elektrik faturası şimdi iki kademede değerlendiriliyor:

• Mesela son faturasında aylık tüketimi 201 kilovatsaat olan bir kişi bunun yüzde 150 kilovatsaatini 2022’nin yeni fiyat tarifesine göre kilovatsaati 1.37 TL’den ödeyecek.

• 150’yi aşan 51 kilovatsaat için ise yüzde 125 zamlı 2,06 TL’den ödeyeceğiz.

Bu durumda 2021’e göre aynı fatura için 2022’de yüzde 68 daha fazla ödeyeceğimiz anlamına geliyor. Diğer bir deyişle tüketim arttıkça zam da daha çok hissedilecek.

Peki ayda 150 kilovatsaatin altında kalmak mümkün mü? Bu, Türkiye’de evlerde tüketilen aylık ortalama elektrikle uyumlu bir sınır mı?

Bu hedefi tutturmak için evdeki elektrik tüketimimizi nasıl düzenleyebiliriz? Tüketicilere sunulan tek veya üç zamanlı tarifeler ile tasarruf sağlayabilir miyiz?

Bu durumda tüketicinin yapması gereken 150 kilovatsaatin altında kalarak sadece yüzde 50 zamdan etkilenerek bir nebze faturayı kontrollü hale getirmek. Peki bu mümkün mü? Bir elektrik tüketicisi 1 ayı 150 kilovatsaat enerji harcayarak geçirebilir mi?

BBC Türkçe’ye konuşan Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Sinan Küfeoğlu’na göre aylık 150 kilovatsaat aslında gerçekleştirilebilir bir hedef ancak burada hedef alınan kitleye bakmak gerekiyor.

Birlikte yaşayan dar gelirli aileler için çok zor! 

Dr. Küfeoğlu, “Hedef alınan kitle dar gelirli aileler. Bu aileler genelde geniş aileler oluyor. Anne, baba, 3 çocuk, belki evde bir büyükanne oluyor. Bu tür ailelerin ayda 150 kilovatsaatin altında tüketim yapması pek mümkün görünmüyor” diyor.

Faturaların okunma bilgisi bölümünde Tek Zamanlı, Gündüz, Puant ve Gece diye bölümler mevcut. Bu kullanıcılara tek zamanlı ya da üç zamanlı sunulan bir tarifeyi gösteriyor.

Tek zamanlı tarifede elektriğin fiyatı gün boyunca aynı fiyattan hesaplanıyor.

Çok zamanlı tarifede ise ücretlendirme günün hangi saatinde olduğuna göre değişiyor.

Puant diliminde yani elektriğin en yoğun kullanıldığı 17:00-22:00 saatleri arasında daha pahalı oluyor.

Gece diliminde ise yani elektriğin en az kullanıldığı zamanda daha ucuz oluyor.


Bu seçenekler bir esneklik payı sunmakla birlikte bu tarifeler arasında geçiş yaparak 150 kilovat saatin altında kalabilir miyiz?

Dünyanın hiçbir yerinde başarıya ulaşamadı

Küfeoğlu, “Mesela akşam 8 yerine akşam 10’dan sonra çamaşır makinesini ya da bulaşık makinesini çalıştırarak tasarruf yapabilirsiniz. Ancak ısıtmayı ve soğutmayı da ötelemeniz gerekecek. Örneğin çayını kahvenizi tasarruf etmek için akşam 10’dan sonra içmek zorundasınız. Bu tür şeyler genelde olmuyor. Bu tür esneklikleri genelde zengin, varlıklı müşteriler yapabilir. Mesela elektrikli arabanızı akşam eve geldiğinizde 6’da değil de gece 10’dan sonra şarj ederek tasarruf edebilirsiniz. Ancak bu tür tarifeler dünyanın hemen hemen hiçbir yerinde geniş bir başarıya ulaşmadı” diye açıkladı.

Türkiye’de meskenlerin aylık ne kadar elektrik tükettiğini gösteren sağlıklı bir veri bulunmuyor. Dağıtım şirketleri ise bize kendimizin ve yaşadığımızın ilçenin ortalamasını veriyor.

Farklı semtlerde oturan kişilerden bu veriler talep edildiğinde şu sonuçlara ulaşıldı:

Bir hanenin aylık ortalama elektrik tüketimi

  • Avcılar: 185,38
  • Beşiktaş: 252,53
  • Beyoğlu: 183,42
  • Esenyurt: 162,31
  • Eyüp: 178,41
  • Gaziosmanpaşa: 175,32
  • Şişli: 207,67

Tüm bu yerlere bakıldığında hepsinin 150 kilovatsaatin üzerinde elektrik tükettiğini görüyoruz.

Peki ne yapabiliriz?

İşte Küfeoğlu’nun önerileri…

• Klima kesinlikle kullanmayın. Eğer klima mecbursa kışın 18 derece, yazın 26 derecede çalıştırılmalı. Bu derecedeki her artış, kullanılan elektriği artırıyor.

• En çok elektrik harcayan cihazlardan olan buzdolabı sürekli çalışıyor. Daha az enerji harcaması için buzdolabınızda çok gıda olmaması gerekiyor. Ayrıca ısı transferini rahat yapabilmesi için buzdolabının arkasında da biraz boşluk bırakılması gerekiyor.

• Kettle (su ısıtıcısına) muhakkak içilecek kadar su konulmalı. Kettle’ın tamamını doldurup bir bardak çay içilmemeli.

• Kullanılmayan ışıklar kapatılmalı. Mümkünse evdeki tüm aydınlatma led aydınlatmaya çevrilmeli.

• Evdeki cihazları A sınıf, A Plus sınıf enerji verimliliğine sahip olması gerekiyor.

• Çamaşır kurutma makinesi kullanılmamalı, çamaşırlar asılarak kurutulmalı.

• Saç kurutma makinesi kullanmak yerine havluyla saç kurutulmalı.

• Havalandırma ve ısı transferi için kışın pencereleri kapıyı fazla açmamak, yazın ise açmak gerekiyor.

Tüm bu önlemlere rağmen:


Tüm bu önlemleri sayan Dr. Küfeoğlu, “Bunların tamamı yapılsa dahi ortalama bir Türk ailesinin 150 kilovatsaat altında yaşayabileceğini düşünmüyorum” diye ekliyor.

Enerji tüketiminde yüzde 30 tasarruf etmek için yöntemler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.