Şiddet olaylarına karşı psikolojimizi korumak için 7 öneri

Neredeyse her gün haber kanallarında, gazetelerde şiddet içerikli haberler izliyor ve okuyoruz. Sosyal medyayla birlikte hızla yayılan bu içerikler toplumsal ruh sağlığını da olumsuz etkiliyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, televizyonlarda ve gazetelerde gündeme gelen, sosyal çevrede artan şiddet olaylarına karşı zihinsel sağlığınızı korumak için önerilerde bulundu.

şiddet psikoloji
Fotoğraf: Engin Akyurt

Şiddet olaylarına karşı psikolojimizi korumak için 7 öneri

Son günlerde gerek televizyon kanallarında gerekse gazetelerde şiddet vakalarına dair haberler, içerikler sıklıkla gündeme geliyor. Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, şiddet içeriklerinin sıklıkla gündeme getirilmesinin toplumun ruh sağlığını da olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor.


Bu olayların süreç içerisinde kanıksandığını belirten Beyazyürek, “Bunların olağan gibi anlaşılması da bir başka sorun” diyor.

Şiddet öğrenilen bir davranıştır: Öğrenilmiş bir çaresizlik içerisine giriyoruz!

Şiddetin öğrenilen bir davranış olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Beyazyürek, şöyle devam ediyor:

“Şiddet öğrenildikçe de kanıksanır. Çocuk okulda arkadaşlarına şiddet uygulayarak dediklerini yaptırabilir. Örneğin, topu vermek istemeyen arkadaşına şiddet uygulayarak topu alabilir ve ‘Topu alabildiğime göre doğru bir şey yapıyorum’ diye düşünebilir. Toplumumuzda şiddet, özellikle de fiziksel şiddet bizim doğamızda olan, doğal bir şey gibi algılanmaya başlandı. Metroda, otobüslerde yapılan şiddete genelde etraftan kimse müdahalede bulunmuyor. Çünkü şiddet gösteren kişi gereken tepki ve cezayı görmüyor. İnsanlar da ‘Ya benim de başım belaya girerse’ diye müdahalede bulunmak istemiyorlar. ‘Ben de işin içine girersem bana da bir şey yapabilir’ diye düşünüyor. Bir süre sonra olayı kanıksamaya başlıyor. Öğrenilmiş bir çaresizlik içerisine giriyoruz.”

Sanat, mizah ve oyunla ilgilenin; içinizdeki çocuktan uzaklaşmayın!

Televizyonlarda şiddet içerikli yayınların da arttığına dikkat çeken Beyazyürek, “Eğer kişide altta yatan depresyon, anksiyete gibi ruhsal sağlık problemine bir eğilim varsa şiddet içeriklerini izledikçe bunlar su yüzüne çıkabilir. Son zamanlarda bu gibi vakalar çok arttı” diyor.

Prof. Dr. Beyazyürek’in bu durumlardan etkilenmek istemeyenlere önerileri ise şöyle:


1. Şiddet haberlerini izlemeyin:

Mümkün olduğu kadar televizyon haberinde şiddet görüntülerini izlemeyin. Orada şiddetin türünü, uygulama biçimini görmek daha da olumsuz etkiliyor kişileri. Bunlardan uzak durmakta yarar var.

2. Açık oturum izlemeyin:

Hangi siyasi görüşten olursa olsun açık oturum izlemeyin. Orada da insanlar saygın olmayacak şekilde birbirine sözler söylüyorlar. Bunlar tartışma değil, kendi fikirlerini karşı tarafa dikte ettirme boyutuna geçti. Bu programlardan da uzak durun.

3. Gündüz kuşağı programlarından uzak durun:

Gündüz kuşağındaki programlarda da çok fazla şiddet içerikli unsurlar var. Bu programları da mümkün olduğu kadar izlemeyin.

4. Sanatla ilgilenin:

Bunları izlemek yerine bir sanatla uğraşın ya da sanattan beslenin. Bir müzik aleti çalabilirsiniz ya da sadece dinleyebilirsiniz. Ne tür müzik dinlediğiniz ne tür bir enstrüman çaldığınızın bir önemi yok. Hangisine ilginiz varsa ona yönelebilirsiniz.

5. Hayatınızda mizaha yer verin:

Her insanın hayatında farklı farklı sorunlar vardır. Hayat doğrusal değildir bazen çok yorucu olabilir bazen de keyifli anlar yaşatır. Ancak her ne olursa olsun insanların hayatında mizaha yer vermesi kaygı ve stresi azaltmaya yardımcı olur. Bu nedenle mizaha hayatınızda yer açın. Anda kalarak keyif alacağınız bir şeyle ilgilenin.

6. Oyun oynayın:

Oyun sadece çocukları değil, yetişkinleri de eğlendirir. Hayatınızda oyunlara yer verin. Yetişkinler için de çeşitli oyunlar var. Oyun hem rahatlatıcı bir eylem hem de şiddet kavramından uzaklaştırır. Bunu yaparak hem keyifli zaman geçirebilir hem de ailenizle, dostlarınızla vakit geçirmiş olursunuz.

7. İçinizdeki çocuktan uzaklaşmayın:


Herkesin içerisinde bir çocuk vardır. Bu çocuktan uzaklaşmamak gerekir. Çocuklar şiddet nedir bilmez. Bunu büyüklerinden, çevrelerinden öğrenirler. İçindeki çocuğu besleyin, ona sahip çıkın.

Şiddet, virüsten bile daha tehlike hale gelmeye başladı!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.