Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, ekonomik sıkıntıların etkisinin artışına dikkat çekerken, “Yoksulluk o kadar derinleşti ki Bağdat Caddesi’nde bile Halk Ekmek yetiştiremiyoruz” dedi.
Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, ANKA Haber Ajansı İstanbul Bürosu’nu ziyaretti. Bu sırada derinleşen yoksulluk ve Kadıköy ilçesinde hayata geçirmek istedikleri projelerle ilgili bilgi verdi. Birçok girişimlerinin, başvurularının adeta “kapı duvar”a dönüşen iktidardan olumlu karşılık bulamadığını anlatan Odabaşı, hatta AKP’nin 2019 yerel seçimlerinde seçmene verdiği vaatleri yerine getirme girişimlerinin bile engellendiğini dile getirdi.
Odabaşı, olası İstanbul depreminde kullanmak üzere oluşturdukları gezici lokantalar ile başta üniversite öğrencileri olmak üzere yoksul kesimlere yemek dağıttıklarını söyledi. Bu ay içinde hizmete girecek olan ikinci aşevi ile şu an 3 bin olan yemek kapasitesini 2’ye katlayacaklarını bildirdi.
Odabaşı, satır başlarıyla şunları söyledi:
“Olası İstanbul depremi sırasında kurtarma çalışmaları ve yaşam koşullarının devam ettirebilmesi için biz bir gezici aşevi yaptırdık. Bu gezici aşevi bugün sokakta kalan üniversite öğrencilerine veya yemek yiyemeyen, yemek alabilecek parası olmayan öğrencilere umut oldu. Şu an Marmara Üniversitesi’nin içerisinde bir gezici mobil aracımız üniversite öğrencilerine sabah ve sınav dönemlerinde akşamları çorba dağıtımı yapıyor. Yine aynı şekilde Kadıköy’ün farklı noktalarında gezici aşevimiz ve mobil araçlarımızla yoksul vatandaşlara çorba dağıtıyoruz.
“Bağdat Caddesi’nde halk ekmek yetiştiremiyoruz”
Kadıköy’de biz bir atıksız dükkan açtık. Bunu uzun uzun anlatırım ama yanına talepten dolayı Halk Ekmek satan bir yer oluşturduk. Bağdat Caddesi üzerinde açtık. Şu anda ekmek yetiştiremiyoruz. Halk ekmek yetiştiremiyoruz. Şöyle bir algı var: Kadıköy’de Bağdat Caddesi’nde oturan herkes çok zengindir. Hayır. 1980’li yıllarda, 90’lı yılların başında emekli ikramiyesiyle memurların emekli ikramiyesiyle Bağdat Caddesi’nde bir ev satın alıp oturabiliyordunuz. Evet o emlakın değeri yükseldi ama sizin emekli maaşınız hiç değişmedi. Kadıköy’ün dışında Bağdat Caddesi’nin dışında bir emekli ne kadar maaş alıyorsa Bağdat Caddesi’nde oturan emekli de o kadar maaş alıyor. Konutunun değeriyle orada oturanın geliri aynı oranda artmadı. Onun için Bağdat Caddesi’nin üzerinde Halk Ekmek sattığımız noktada ekmek yetiştirmekte zorlanıyoruz. Şimdi bunu üniversite öğrencilerine götürdüğünüzde bu yoksulluk daha da derinleşiyor. Onun için herhangi bir ücret almadan bu hizmetleri yapmaya devam ediyoruz.
Büyük TIR arkasındaki aşevimizin bir afet sırasında günlük 3 bin kişilik yemek pişirme kapasitesi var. Fakat şu anda ona paralel kendi mutfaklarımızda da yemek pişirip çorba pişirip bunları dağıtıyoruz. Ortalama gün içerisinde farklı noktalarda 2 bin 500 – 3 bin kişi arasında talep oluyor. Üniversite içerisinde sınav olduğu gün servis yaptığımız için sayı biraz daha artıyor. Bazen metrobüsün Uzunçayır durağında akşam veya sabahları çorba dağıtıyoruz. Orada da bin civarlarda sıcak çorba dağıtımımız devam ediyor. İkinci TIR’ımız yani ikinci aşevimizde 15 Mart’ta hizmete başlayacak. Siparişi verildi, yapılıyor. Yani kapasiteyi ikiye çıkaracağız. Bizim gezici aşevini kullanma amacımız deprem sonrasında, afet sonrasında yaşanabilecek olaylara karşıydı. Ama günümüzdeki yoksulluk o kadar arttı ki, artık gün içerisinde de bunları kullanmaya başladık.
Kalamış’taki marina
İlk günden beri söylüyorum, bu özelleştirmeden vazgeçin. Eğer özelleştirecekseniz, yani siz işletemiyorsanız Kadıköy Belediyesi’ne verin. Biz işletiriz. Yatırım yapılması gerekiyorsa bu yatırımı da kendi sistematiği içerisinde yaparız. Hükümet ısrarla niye özelleştirmek istediğini de söylemiyor. Şimdi özelleştirmeyi iptal ettiler. Bir firma aldı. Bir gün akşam bir haber düştü. ‘Özelleştirme iptal edildi.’ Ya niye iptal ettiniz? Hayır niye yaptığını söylemediniz, iptal gerekçenizi de söylemiyorsunuz. Hatta komik olan şu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı da bir açıklama yapmadı. İhaleyi alan firma borsaya kote olduğu için Kamu Aydınlatma Platformu’na açıklama yaptı. Yani borsaya kote olmasa bu şirket biz iptal edildiğini de bilemeyeceğiz. Kapalı kapılar ardında bu kadar iş devam ediyor. Bakın bu sadece Kalamış Marinayla ilgili değil, biz Kadıköy’de atıl durumda bulunan altı tane tarihi tren istasyonunu da işliyoruz. Talep yazısı gönderiyoruz, diyoruz ki ‘Burayı bize verin. Parasıyla verin, bedava verin, ama verin.’ Verdikleri cevap ‘Uygun görülmemiştir.’ Niye vermiyorsun? Boş duruyor, atıl duruyor, çürüyor tarih.
Söğütlüçeşme’ye AVM tepkisi
Söğütlüçeşme’ye AVM yapmak istiyorlar. ‘Yapmayın, burada AVM ihtiyacı yok. Gelin burayı yeşil alan yapalım. İnsanların deprem sırasında deprem toplanma alanı yapalım’ diyoruz, ona da cevap vermiyorlar. Karşımızda bir duvar var ve biz duvara konuşuyoruz. Mahkeme Söğütlüçeşme’yle ilgili planı iptal etti. Bu kadar işin gücün arasında Ulaştırma Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı kalktılar yeni plan yaptılar. Onu da mahkeme iptal edecek. Çünkü yaptığınız plan kamuya aykırı. Ona da dava açtık, bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. Kalamış Marina’nın, aynı şekilde tren istasyonlarının Kadıköy Belediyesi’ne devri konusunun da. Onlar ellerindeki her şeyi satıp bir rant alanına dönüştürmeye çalışıyorlar, biz kamu tarafından kullanılmasını istiyoruz.
Yakında Tarım il Müdürlüğü’nün Bağdat Caddesi’ndeki arazisini isteyeceğiz. Yaa bize verin. Kadıköy Belediyesi’ne devredin. Orada belediye hizmet noktaları açalım. AK Parti’nin 2019 Mart yerel seçimlerinde Tarım İl Müdürlüğü ve istasyonlarla ilgili vermiş olduğu seçim vaadini gerçekleştirmek istiyorum. Bundan daha iyi bir şey var mı siyasette kullanacakları, ‘İşte başkan beceriksiz, bizim vaadimizi gerçekleştiriyor’ desinler razıyım, versinler yapayım.
“AVM yapmayın, millet bahçesi yapın, yeter ki yeşil alan olsun”
Ben seçimi kazanmasaydım. AK Parti’nin adayı kazansaydı, bugün 6 tane istasyonu hemen vermişlerdi, Tarım İl Müdürü’nün arazisini vermişlerdi. Bize niye vermiyorsunuz? Biz de Kadıköy halkına hizmet etmek istiyoruz. Bu binaların mülkiyeti Kadıköy Belediyesi’nde değil, devredin. Sizin vaatlerinizi yapayım. Söğütlüçeşme’ye tren istasyonunun bulunduğu yere, AVM yapmayın, Millet Parkı yapın. Kadıköy Belediyesi olarak tüm finansmanını da biz sağlayalım. Adını da istediğiniz adı koyalım. Yeter ki yeşil alan olsun, insanların deprem sırasında toplanma alanı olabilecek bir yer olsun. Buna da yok.