Fay hatları üzerindeki şehirler: Depremde taş üstünde taş kalmaz!

Jeoloji Mühendisleri Odası, doğrudan fay hatları üzerinde bulunan kentlere ilişkin rapor hazırladı. İlgili tüm bürokrat ve siyasetçilere gönderilen uyarı raporuna tek bir dönüş olmadı.

deprem fay

Türkiye her güne deprem gerçeğiyle uyanıyor. Buna rağmen politika üretenlerin adımları, yaşanan büyük depremlerin ardından verilen sözlerle sınırlı kalıyor. Depremler sonrası uzmanların sıcağı sıcağına yaptığı açıklama ve çağrılar ise bir sonraki felakete kadar unutuluyor.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Ekim 2020’de İzmir’de meydana gelen depremin ardından doğrudan fay ve fay zonu üzerinde bulunan 24 büyük kente ilişkin raporlar hazırlamaya başladı. 24 kentin 18’inin raporlarını tamamlayan mühendisler, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Meclis’te grubu bulunan beş siyasi partinin genel başkanı, ilgili bakanlıklar, belediye başkanları ve kentlerin tüm milletvekillerine bu raporları gönderdi. Uyarı niteliğinde ve olası bir depremin sonuçlarına dair çerçeve çizen, 400’e yakın isme gönderilen bu raporlara bir kişi dahi yanıt vermedi.


5,5 üzeri deprem üretme potansiyeline sahip 500’e yakın fay var

Manisa, Burdur, Balıkesir, Aydın, Erzurum, Hatay, Konya, Bingöl, Kahramanmaraş, Osmaniye, Tokat, Kocaeli, Kayseri, Muğla, Denizli, Eskişehir, Erzincan ve Hakkari’nin aralarında bulunduğu fay üzerine kurulu 18 kente dair hazırladıkları raporlara yanıt verilmediğini söyleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, Duvar‘ın sorularını yanıtladı.

Yakın dönemde Güney Marmara’da, Balıkesir’de 4,7 büyüklüğünde depreme tanıklık ettik. İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından siz bu bölgeye dikkat çekmiştiniz. Burada ne oluyor?

Ülkemiz bir deprem ülkesi. MTA Genel Müdürlüğü tarafından 2013’te yayınlanan diri fay haritası söz konusu. Şu an Türkiye’de 5.5 ve üzeri deprem üretme potansiyeline sahip 486 fay veya fay zonu tespit edilmiş durumda. Birçoğu büyükşehir niteliğinde olan ilimiz, çok sayıda ilçemiz ve mahallemiz doğrudan fay zonları üzerine oturuyor.

Doğrudan fay hattı üzerine oturan şehirler:

  1. Erzurum
  2. Erzincan
  3. Tokat
  4. Bolu
  5. Sakarya
  6. Kocaeli
  7. Bursa
  8. Manisa
  9. İzmir
  10. Denizli
  11. Burdur
  12. Aydın
  13. Kütahya
  14. Muğla
  15. Eskişehir
  16. Konya
  17. Aksaray
  18. Osmaniye
  19. Hatay
  20. Maraş
  21. Bingöl
  22. Balıkesir

Buralarda hızlı önlem almamız lazım!

Bir deprem olduğunda iki önemli etki meydana geliyor. Bir sarsıntıdan kaynaklı yıkımlar var bir de fay zonu yırtıldığında oluşuyor. Kırığın üzerinde binanın olduğunu düşünün, 5 metre öteliyor. 5 metre ötelendiğinde bunun üzerinde herhangi bir yapının kalma ihtimali yok, yani yaşama ihtimali yok. Balıkesir kent merkezi de dahil olmak üzere, Edremit Körfezi, Burhaniye, Gönen ilçeleri de doğrudan fayın üzerinde oturmuş durumda.

24 kentimizin 18’ine ilişkin raporları hazırladık. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin genel başkanları, bölge milletvekilleri, belediyeler, valiliklere yazılarımızı yazdık. İlgili kişilere yazdık. Dedik ki, “Balıkesir fay üzerine oturuyor. İlçelerinin bazıları fay zonu üzerinde. Buna ilişkin tedbirlerinizi lütfen alın”. 1957 yılında Gönen’de 7,1 deprem oldu. Bölgede bu büyüklükte depremler üretecek faylar söz konusu. Buralarda hızla tedbir almamız lazım.

hüseyin alan

Kuzey Anadolu Fayı’nın güney kolunda (Balıkesir çevresi) uzun yıllardır kırılma yok

Balıkesir ve çevresi ne açıdan çok kritik? Burada olabilecek bir depremin İstanbul’a etkisi olabilir mi?

Türkiye, jeolojik anlamda Afrika kıtasıyla, Avrupa ve Asya (Avrasya) kıtasının çarpışma noktasında yer alıyor. Afrika kıtası geliyor, Avrasya’nın altına dalıyor, Anadolu coğrafyasını sıkıştırıyor. Özellikle Doğu Anadolu sıkıştığı için Bingöl Karlıova’dan başlayarak Ege adalarına kadar Batı’ya doğru kaçıyor.  Bu Batı’ya doğru tektonik olarak kaçarken, Yunan kara adasını da bizim Batı Anadolu sıkıştırıyor. Orada da açılma tektoniği oluyor. Grabenler var.

Küçükmenderes, Büyükmenderes, Bakırçay gibi nehirlerimiz Batı Anadolu’da Graben sistemi içinde yer alıyor. Bu grabenin ucunda İzmir depremi meydana geldi. İstanbul’da olası büyük depreme işaret ettiğimiz Kuzey Anadolu Fayı, İstanbul’a gelmeden ikiye ayrılıyor. Biri Marmara Denizi’nin altına birisi ise güney kolundan gidiyor. Hepimiz şu an Marmara Denizi’ndeki bölüme odaklanmış durumdayız. Ama uzun zamandır güney kolunda kırılma olmadığını biliyoruz.


Transfer zonu üzerindeki faydalarda 7’nin üzerinde deprem meydana gelebilir

Bu Güney kolunun üzerinde hangi kentler var?

Bursa, Mudanya var. Bandırma‘nın güneyinden geçiyor oradan da Edremit Körfezi‘nden Yunan adalarına doğru gidiyor. Güney kol üzerinde uzun yıllardır bir sismik etkinin olmadığını, bazı fayların uzun periyottur deprem üretmediğini biliyoruz. Yapılan paleosismolojik çalışmalar bize bunu gösteriyor.

• Kuzey Anadolu’daki hareket ile graben sistemi arasında stres transferini sağlayan, İzmir Balıkesir Transfer Fonu var. Bu stres transferini gerçekleştiren bir zon. Balıkesir aynı zamanda bu zon içinde kalan kentlerimizden biri. Bu transfer zonu bir iletkenlik görevi görüyor. İzmir depremi oldu. Çok sayıda artçı oldu. Arada kalan bir boşluk var.

• Kırılmayan Marmara Denizi içindeki kuzey kol ile güney kol kaldı. Biz o nedenle bu transfer zonu üzerindeki bazı faylarda 7’nin üzerinde depremlerin meydana gelebilme ihtimali olduğunu, o nedenle burada yaşayan insanlarımız için hazırlık yapılması gerektiğini çeşitli platformlarda paylaştık.

7 üzeri deprem olursa taş taş üstünde kalmayacak!

Yani Balıkesir ve çevresinde 7’nin üzerinde bir deprem olma ihtimali var. Bu bölgenin yapılaşmasını da yakından biliyorsunuz. Bu büyüklükte bir depremin sonuçları ne olur?

Burhaniye’de, Edremit’te, Küçükkuyu’nun sahile yakın kısmında 7’nin üzerinde deprem olursa taş taş üzerinde kalmayacak. Sıvılaşmadan kaynaklı binalar çok büyük hasar görecek. Açık söylüyorum. Fay üzerine oturan çok sayıda bina var. Bu bölgede zemin çok kötü. Yer altı seviyesi çok yüksek. Binalar zamanında bu parametreler dikkate alınarak inşa edilmemiş. Düşük kattaki yapılar dahi çok büyük risk altında. Özellikle yaz aylarında orası çok yoğun bir bölge. Yaz aylarında Edremit Körfezi ve çevresinde meydana gelebilecek 7 büyüklüğündeki bir depremde çok büyük hasarlar açığa çıkacak. Edremit Körfezi ve çevresinde alarmlar çalıyor. Türkiye’nin birçok bölgesinde sismik boşluk olan yerlerde depremler bekliyoruz.

Bir kişi ‘bu raporu neden yazdınız’ demedi

2021 yılı başından bu yana 24 riskli kentin 18’ine, Cumhurbaşkanı, parti ayrımı gözetmeksizin milletvekilleri, belediye başkanları ve valiliklere uyarılarınızı içeren raporları gönderdiniz. Size geri dönüş yapıldı mı?

İnanın bir kişi, “Bu raporu neden yazdınız” demedi. Belediye başkanları da valiler de milletvekilleri de dönmedi.

Bir kişi dahi dönmedi mi?


Bir kişi bile dönmedi. 18 kente rapor hazırladık, uyarılarımızı yaptık, ne yapmaları gerektiğine dair bir yaklaşım sergiledik. Haritaları koyduk. Biri de “Siz bunları gönderdiniz de biz ne yapalım? Gelin görüşelim” diyen olmadı.

Deprem uzmanı Prof. Yaltırak: Aklı başında olan Marmara’dan gitsin!  | Facebook, TwitterInstagramTelegram hesaplarımızı takip edebilirsiniz


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.