Vatandaş fiyatlara isyan etti: Kendi açını görmüyor; nerede Suriyeli, Afgan varsa onu besliyor

Pazara giden vatandaş fiyatlara isyan etti: “Hadi eti göremiyoruz da tavuğu da yiyemez olduk. Kendi açını görmüyor. Nerede Suriyeli, Afgan varsa onu besliyor. Yeter artık!”

fiyatlara isyan

Video aşağıda – Ekonomik kriz, kendisini en çok pazar yerlerinde hissettiriyor. Aksaray’daki bir semt pazarına alışverişe gelen ve hiçbir şey alamadığını söyleyen Aksaraylı bir vatandaş, “Yumurtaya hasretiz. Tavuk yiyorduk, yiyemez olduk. Hadi eti göremiyoruz da tavuğu da yiyemez olduk. Evimizde yağımız yok. Yani bir asgari ücretle çalışıyoruz ama geçinemiyoruz. Her şey ateş pahası. Yani bu milletin sonu geldi de biz farkında değiliz. Artık buna bir ‘dur’ demenin zamanı geldi. Artık yeter” dedi.

Aksaray’daki semt pazarında esnaf ve vatandaşlar, ekonomik kriz nedeniyle yaşadıkları sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Pazara alışverişe geldiğini ve hiçbir şey alamadığı söyleyen Aksaraylı bir vatandaş, şöyle konuştu:


“Asgari ücreti veriyor 4 bin 200 lira. Bir koli yumurta alamıyoruz. Bir yağ alamıyoruz. Ev kirası çıkmış 2,5 (2 bin 500’ü kastediyor) lira. Pazara geldim ama hiçbir şey alamadım. Hiçbir şeyim yok bak; pazara geldim, yok.

“HADİ ETİ GÖREMİYORUZ DA TAVUĞU DA YİYEMEZ OLDUK”

Yumurtaya hasretiz. Tavuk yiyorduk, yiyemez olduk. Hadi eti göremiyoruz da tavuğu da yiyemez olduk. Evimizde yağımız yok. Yani bir asgari ücretle çalışıyoruz ama geçinemiyoruz. Her şey ateş pahası. Yani bu milletin sonu geldi de biz farkında değiliz. Artık buna bir ‘dur’ demenin zamanı geldi. Artık yeter.


Öksüzüm var bak, evim kira. Evimin kirasını ödeyemedim, adam ‘evden cık’ diyor. Ne olacak bizim halimiz? Nerede Afganlı, Suriyeli varsa Aksaray’a doldurdu. Aksaray kendi açını görmüyor. Nerede Suriyeli, Afgan varsa onu besliyor. Yeter artık.”

“PAZARA 200 LİRA İLE GELİYORUM, HİÇBİR ŞEY ALAMIYORUM”

Asgari ücretle çalıştığını, evli ve 3 çocuk babası olduğunu belirten Coşkun Acar ise cebinde 200 lira ile pazardan hiçbir şey alamadan evine döndüğünü söyledi. Hayat pahalılığı nedeniyle alım gücünün düştüğünü belirten Acar, “Bir ülkede satan dertli, alan dertli ise hükümet suçludur. Bu ülkede zengin, orta ve dar gelirler vardı. Şimdi zengin daha zengin; orta direği ve alt gelirli grubu bitirdiler. Pazara 200 lira ile geliyorum, hiçbir şey alamıyorum ya da alacaklarımın yarısını alıp gidiyorum. Bu gidişat hiç iyi değil. Bu gidişatın tek sorumlusu bence hükümettir” diye konuştu.

“MASRAFLARI ÇIKARABİLMEMİZ İÇİN 2-3 TON ÜRÜN SATMAMIZ GEREK”

Pazarcı Cumali Çelik de vatandaşların etiketlere bakıp gittiğini söyledi. “Bu pazar tezgahı 6 kişiye bakıyor” diyen Çelik, “Üzerimizdeki yük her geçen gün artıyor. İşlerimiz bir hayli sıkıntılı. Bir köy pazarına gidiyoruz, bin liralık mazot yakıyor araç, 200 lira da masrafımız var. Bizim bu masrafları çıkarabilmemiz için 2 ya da 3 ton ürün satmamız gerekiyor” dedi. Çelik, “Vatandaşlar öncelikli ihtiyaçlarını alıyor, karpuz almıyorlar. Geçen yıl kilosu 2 lira olan karpuz az çok kazandırıyordu. Maalesef şimdi yüzüne bakan yok” dedi.

“KÂR MARJIMIZ DÜŞTÜ”


Bir başka pazar esnafı ise sattıkları ürünlerden kâr edemediklerini söyledi. Türkiye ekonomisinin refah seviyesi yüksek ülkelerle kıyaslanmasına tepki gösteren esnaf, “Refah seviyesi yüksek ülkeler var; Almanya, İngiltere, G7 ülkeleri olarak bilinen ülkeler. Onlarla biz kendi ekonomimizi bir tutarsak bu iş zaten olmaz. Adamların merkez bankalarının faiz politikası 0,25. Bizimki 14. Senin zaten ülken yıllardır enflasyonla cebelleşiyor. Biraz daha sıkacağız; sıktığımız zaman ülke düzeliyor mu, düzelmiyor mu bakalım? Düzelmezse başka birine bakarız” diye konuştu. Pazar esnafı, “Biz, önceden haftalık 2 bin lira kazanıyorduk. Bin lirası masrafa çıkıyordu. Şimdi 2 bin liranın bin 500 lirasını masrafa çıkıyoruz. Bizim satışlarımız aynı, kazançlarımız aynı ama kâr marjımız düştü, kazancımız düştü” dedi.

Üzüm üreticisi isyan etti: Bir dönüm bile dikmem, benim için bağcılık ve üzüm bitti!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.