Araştırma: Haftada dört gün çalışma ne kadar verimli?

Haftada dört gün çalışma hayal değil hatta daha bile verimli görünüyor. Rakamlar çarpıcı: Şirketlerin yüzde 78 bu sistemi olumlu ve sorunsuz buluyor, yüzde 88 iyi bir biçimde çalıştığını söylüyor. Üstelik pilot uygulama yapanların yüzde 86’sı dört günlük takvimi devam ettirme kararı aldı.

haftada çalışma

Haftada dört gün çalışma sistemine adapte olmayı amaçlayan şirketlerin yüzde 80’i bu metodu başarıyla yürürlüğe koydu. Sistem kar amacı gütmeyen kuruluş 4 Day Week Global tarafından yürütülüyor. Pilot programa geçiş yapan ve kuruluş tarafından yakından gözlenen şirketlerin durumundan ortaya çıkan mesaj sistemin çalıştığı. Salı günü yayımlanan bir araştırmaya göre 70’ten fazla İngiliz şirketin yöneticilerinin yüzde 78’i bu sisteme geçişi olumlu ya da sorunsuz olarak değerlendirdi. Yalnızca yüzde 2’si sistemi zorlu buldu. Yüzde 88’lik bir kısım ise dört günlük takvimin iyi bir biçimde çalıştığını söylüyor.

“İstihdamda ve devamlılıkta olumlu etkisi var”

Haftada dört gün çalışma fikri bir şaka değil. California’lı kanun koyucular yakın zamanda belli gruplardan çalışanlar için haftada dört gün çalışma planını değerlendirdi fakat sonrasında rafa kaldırdı. Gartner Inc. tarafından yapılan bir araştırma daha kısa bir çalışma haftasının istihdamda ve işe devam etmede olumlu etkisi olduğunu gösteriyor.


Altı ülkede 180’den fazla şirket şu anda 6 aylık pilot programlar yürütüyor. İş verenler dört günlük, 32 saatlik (pozisyona ve endüstriye göre değişkenlik gösteren biçimlerde) çalışma takvimlerine maaşlarda hiçbir düşüş uygulamadan geçiş yaptı. İngiltere’deki pilot programda 3 bin 300 çalışanın bulunduğu şirketlerin yöneticileriyle program hakkında görüşüldü. Program 4 Day Week Kampanyası, düşünce kuruluşu Autonomy ile Boston Koleji, Cambridge ve Oxford üniversitelerinden araştırmacıların veri toplamada sağladıkları iş birliğiyle idare ediliyor.

Şirketlerin yüzde 86’sı devam edecek

Katılımcı İngiliz kuruluşların yüzde 86’sı dört günlük takvimlerini pilot program kasımda sona erdikten sonra da uygulayacaklarını söyledi. Yüzde 49’u verimliliğin arttığını belirtirken yüzde 46’lık bir kesim ise eski çalışma takviminde olduğu şekliyle stabil kaldığını kaydetti. 4 Day Week Global CEO’su Joe O’Connor “Bunu görmek tarif edilemeyecek derecede cesaret verici. Pilot program devreye girmeden önce verimliliğin aynı seviyede kalmasını bile büyük bir başarı olarak değerlendirirdik” dedi.  Pilot çalışmalar İngiltere, ABD, Yeni Zelanda, Avustralya, İrlanda ve Kanada’da sürüyor.

Zorlukları da var

O’Connor, pilot programa geçen tüm kuruluşların programı tamamlamadığını da aktardı. Hemen hemen 5 iş verenden 1’i programı bıraktı. Yarıdan fazlası ise planlama öncesi etapta programa dahil olmaktan vazgeçti. Pilot çalışmaların sorumluluğunu üstlenen yetkililer bir yandan ekip ve endüstrideki beş gün normuyla yüzleşirken bir yandan da aynı verimliliği dört günde elde etmek için iş süreçlerini geliştirmenin zorluğuyla boğuştuklarını söylüyorlar.


“Ancak takım halinde başarılı olunur”

Şirketlerin planlama aşamasında programdan çıkışına dair O’Connor’ın durumu “Burada temel neden yöneticilerin bu konu üzerine fazlaca kafa yorup bir noktadan sonra çekinmeye başlaması. Muhtemel bütün problem veya sorunları pilot programa başlamadan önce kendileri çözmeyi deniyorlar ki bu imkansız. Çünkü verimliliğin arttırılması ve süreçteki iyileştirmeler ancak takım halinde idare edilir ve yürütülür” diyerek açıklıyor. O’Connor aynı zamanda yöneticiler ve çalışanlar arasındaki güvensizlik kültürünün de şirketlerdeki güçlüklerden olduğuna değindi: Açık ve aşağıdan yukarıya doğru ilerleyen bir karar verme mekanizmasına sahip olduklarını zannediyorlar ancak pratikte bu böyle olmayabilir.

“Parkta yürümeye benzemiyor”

Büyüyen sancılar sürecin bir parçası… Su tüketimini iyileştirmeye odaklanan ve kar amacı gütmeyen Waterwise’ın direktörü Nicci Russell “Başlangıçta bu bir parkta yürüyüşe çıkmaya benzemiyordu. Ancak hiçbir köklü değişim parkta yürümeye benzemez. Her birimiz bunun üzerine çalışmak mecburiyetindeydik. Yıllık izin türü unsurlar her şeyi programa uydurmakta bizi zorlayabilir. Fakat ekip oldukça mutlu ve ofis dışı ekstra bir güne sahip olmaya kesinlikle hepimiz bayılıyoruz” dedi.

Küçük şirketler zorlanıyor

Dört günlük takvimlere dahil olduktan sonra sıkıntı çeken şirketler genellikle çok küçük olan ve çalışan açığını kapatabilmek adına 5 veya 7 günlük vardiyalı çalışmalara ihtiyaç duyanlar. Kuruluşlar aynı zamanda yönetimde veya mali durumda yaşanan beklenmedik değişimler nedeniyle de programı terk edebiliyor.


O’Connor şirketlerin kendisine ihtiyaç duymadıkları anda her şeyin iyi gittiğini idrak ettiğini söyledi. ve durumu şöyle özetledi: Başlangıç etaplarında bize gerçekten ihtiyaç duyuyorlar. Fakat bizimle irtibat kurma sıklıkları azaldıkça bu programın yolunda gittiğini gösteriyor.

Evden çalışma üretkenliği düşürmedi, tersine artırdı!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.