Topuk dikeni belirtileri neler? Nasıl tedavi edilir?

Topuk dikeni nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? Ayağımızın altında bulunan bölgede kemiklerimizi destekleyen bir bant bulunmaktadır. Bu bant, yürümemize yardımcı olup, ayak kavisinin oluşumunu sağlamaktadır. Topuk dikeninde, bandın sürekli gerilimi sonucu topuk bölgesinde ağrı ve kemik uzantısı (diken) oluşur. Topukta kalsiyum birikmesi ile röntgende diken görüntüsü oluşmaktadır. Batan, rahatsız eden yapı diken değildir, bandın gerilimi ağrıya yol açmaktadır.

Topuk dikeni belirtileri

Topuk dikeni nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?

Topuk dikeninin yaz ayları ve sonbahar döneminde sıklıkla karşımıza çıktığını kaydeden Therapy Sport Center Fizik Tedavi Merkezinden Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları söyledi:


“Topuk dikeninin, en büyük sebeplerinden birisi, yaz döneminde giymiş olduğumuz düztaban terlikler, babetler ve sandaletlerdir. Aşırı kiloda, topuğa uzun süre yük binmesine yol açarak ayaktaki yük dağılımını bozar. Diğer bir faktör ise, uzun süre ayakta kalmaktır.” dedi.

Oluşumuna neden olan 7 risk faktörü nedir? Belirtileri nelerdir?

Topuk dikeni olan kişinin ayağının üzerine basmak istemediğinin altını çizen Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları anlattı:

“Topuk dikeninin tipik özelliği, kişi sabah kalktığında ayağının üzerine basmak istemez, çünkü topukta bandın yapışma yerindeki ödem, ağrı ve hassasiyete yol açar. 3-5 adım attıktan sonra rahatlama hissi oluşur. Uzun oturmalardan sonra ayağa kalkma ile ağrı artışı görülür. Basmada zorluk, gün içerisi fazla yürümede ağrı oluşması, sert zeminde yürüyünce ağrı, zonklama tarzı şikayetler görülmektedir.” diye konuştu.

Topuk dikeni oluşumuna neden olan risk faktörleri hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları kaydetti:

  1. Sert zeminde yapılan yürüme,
  2. Yanlış ayakkabı seçimi,
  3. Koşma, zıplama,
  4. Aşırı kilo,
  5. Cinsiyet (kadınlarda görülme olasılığı daha fazladır),
  6. Uzun süre ayakta kalma,
  7. Yaşlılık gibi durumlardır.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Topuk dikeni tedavisindeki amacın, topukta ağrı ve basıncı azaltıp, bandın esnekliğini artırmak olduğunu ifade eden Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, konuşmasına şöyle devam etti:


Tedavide en basit ve temel olarak, istirahatle ayağı dinlendirip baskıyı azaltarak, ağrı ve ödeme yönelik 10-15 dakika buz uygulaması yapmaktır. Uzun süreler ayakta kalma, aktiviteleri azaltma ve kilo vermek düzeltilmesi gereken faktörler arasındadır. Ayakkabı; ayak kavisini koruyan ve tabanı düz olmayan, ayak anatomisine uygun şekilde olmalıdır. Yürüme analizi ile ayakta yük dağılımı incelenerek, ayak formuna uygun tabanlık seçimi yapılabilir.

Tedavi sırasında, Ameliyat, PRP, steroid enjeksiyonu, Hilterapi, ESWT kullanılmaktadır. Klinikte sıklıkla kullandığımız ESWT şok dalga tedavisidir.  Ses dalgalarının yüksek basıncı bir başlık yardımı ile topukta ağrı noktalarına atış yapılarak uygulanır. Ayakaltındaki bantta iyileşme sürecini destekler. Tedavide etkinlik oranı yüksektir ve diğer seçeneklere göre hızlı sonuç elde edilmektedir.

Topuk dikenini önlemek için gün içinde yapılabilecek basit egzersizler önerileri:

Tedavi seçeneklerinin her birinin yanına eklenmesi gereken önemli maddenin “egzersiz” olduğuna işaret eden Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları anlattı:

Gün içinde vaktimizi almadan basitçe yapabileceğimiz egzersizler şunlar olacaktır:

• İlk olarak, yataktan kalkmadan ayak parmaklarımızı yukarı doğru gererek esnekliğini artırabiliriz ve bunu 10 tekrar olarak uygulamalıyız.

• İkinci olarak, küçük bir su veya soda şişesini dolapta dondurup, oturduğumuz yerde ayağımızın altına koyarak, 5-10 dakika boyunca ileri geri kaydırma hareketi yapabiliriz. Ayakta soğuktan dolayı hassasiyet oluşturmamak için ince bir çorap giyilmesi tavsiye edilir.


• Üçüncü olarak yapabileceğimiz egzersiz, ayakaltında dikenli top ile öne ve geriye kaydırma hareketi yapılabilir.

Topuk ağrısı nedenleri neler? Tabanlık kullanmak rahatlatabilir!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.