Topuk ağrısı nedenleri neler? Tabanlık kullanmak rahatlatabilir!

Bir sabah yataktan kalkarken yere basamıyor ve dayanılmaz bir ağrı mı hissediyorsunuz? Ya da gün içinde uzun süre oturmak zorunda olduğunuz bir işi yaptıktan sonra adım atmakta zorlanıyor musunuz?

Topuk ağrısı nedenleri neler? Tabanlık kullanmak rahatlatabilir!

Şiddetli topuk ağrısının en yaygın belirtisini oluşturan bu durumun her 3 kişiden birinin ortak sorunu olduğunu söyleyen Acıbadem Taksim Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Selim Muğrabi, ağrının önlem alınmazsa kronik bir hal alacağını dikkat çekiyor.

Topuk ağrısı nedenleri neler?

Vücuda sağlam bir destek vermek amacıyla tasarlanan topuklar, yere basma hareketimiz sırasında diz ve kalçadan gelen yükümüzü karşılıyor. Yürürken veya koşarken aşil tendonu ve ayağımızın altında yer alan plantar fasiit adı verilen iki tendon sayesinde bu yük ön tarafa doğru aktarılıyor. Olması gereken süreç bu. Ancak, tendonlar farklı nedenlerle kısalıp kalınlaşınca yeterince çalışamaz hale geliyor. İşte topuk ağrısı bu noktada gündeme geliyor.  Vücudumuzun tüm yükü ayağın tamamına aktarılamayarak topuk bölgesinde kalıyor ve ağrı ortaya çıkıyor.


Ayak tabanı ve topukta ağrı hastalık belirtisi mi?

Topuk ağrısının hastayı ciddi şekilde rahatsız eden sosyal bir problem olduğuna işaret eden Acıbadem Taksim Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Selim Muğrabi, düztabanlık, yüksek kavislilik, diyabet, tiroit ya da romatolojik hastalıklar gibi farklı nedenlerin topuk ağrısının nedeni olabileceğini söylüyor. Ancak altta yatan etken ne olursa olsun sorunun tetiklenerek ortaya çıkmasını hızlandıran risk faktörleri, hızlı kilo artışı, ısınmadan spor yapma ve yanlış ayakkabı seçimi olarak sıralanıyor…

Topuk ağrısı şikayeti mekanikse düzenli tabanlık şart!

Tabanlık kullanmanız, ayak sağlığınıza iyi gelebilir.

Mekanik kaynaklı topuk ağrısı, hastaların sahip olduğu düz tabanlık, yüksek kavis ya da şekil farklılıkları nedeniyle düzgün basılamamasına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Doğuştan gelen bu şekil bozuklukları çoğunlukla fark edilmiyor. Kilo sorunu bulunmayan veya egzersiz yapan kişilerde olası sıkıntılar bir şekilde telafi edilebiliyor.

Ancak, özellikle 40 yaşından sonra bir anda kilo alınmasıyla birlikte topuk ağrısı başta olmak üzere şekil bozukluğuna bağlı tüm sorunlar gün yüzüne çıkıyor. Ağrının altında mekanik bir problem olup olmadığını belirlemenin en kesin yolunun yürüme analizi yapmaktan geçtiğini söyleyen Dr. Selim Muğrabi, “Eğer mekanik sebepler tespit edildiyse, ağrı ancak, ayağın yapısına uygun bir ayakkabı ve tabanlık kullanıldığında ortadan kalkabiliyor” diyor.

Metabolik hastalıklar kontrol edilmeli

Topuk ağrısının yaşandığı ikinci grubu daha çok diyabet, tiroit, obezite gibi metabolik hastalıklarını kontrol altına tutamayan kişiler oluşturuyor. Tüm vücut mekanizması üzerine etkili olan bu hastalıklar tendonların da yapısını bozuyor ve dolayısıyla topuk ağrısının ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Bu hastalarda da öncelikle altta yatan sorunun kontrol altında alınması gerektiğini belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Selim Muğrabi, “Örneğin, diyabet hastalarında kan şekeri kontrolü sağlanır, özel egzersizler düzenli olarak uygulanır ve doğru bir ayakkabı tercih edilirse sorun ortadan kalkıyor. Aksi taktirde kısa süreli tedavilerle ağrı hafiflese de zamanla geri geliyor” diye konuşuyor.

Çift taraflı ağrı, romatizmal hastalıkları gösteriyor

Topuk ağrılarının yüzde 10-15’lik bölümünün romatizmal hastalıklara bağlı olarak yaşanıyor. Dr. Selim Muğrabi, her iki topukta ve aniden ortaya çıkan ağrı varsa romatizmal hastalıklardan şüphelenilmesi gerektiğini anlatıyor. Bu grupta topuk ağrılarına omuz, dirsek gibi başka eklem ağrıları da eşlik edebiliyor. Dr. Selim Muğrabi, romatizmal hastalıkları bağlı topuk ağrılarında öncelikle altta yatan hastalığın multidisipliner bir yaklaşımla kontrol edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Sonrasında da uygun ayakkabı ve egzersizlerle sorunun giderilmesine çalışılıyor.


Neden ne olursa olsun egzersiz şart

Topuk ağrısı problemi, hangi yaş grubunda ve ne zaman ortaya çıkarsa çıksın birincil tedavi yöntemini tendonların uzatılması sağlayan egzersizler oluşturuyor.  Çünkü tendonlar uzayarak tekrar eski esnekliklerini kazanmayı başaramazlarsa hastanın şikayeti hiçbir zaman geçmiyor. Ağrısız bir yaşam için “planter fassia özel egzersizi” olarak tanımlanan egzersizlerin düzenli olarak yapılmasının çok önemli yeri bulunduğunu söyledi. Dr. Selim Muğrabi, sözlerine şöyle devam ediyor: “Egzersizle ilgili ayrıntılı bilgiyi hekiminiz mutlaka size verecektir. Ancak burada önemli olan sürekliliğin sağlanabilmesi. Sabah akşam olmak üzere günde iki kez ve  en az 10 defa olmak üzere bu egzersizin tekrarlanması gerekiyor. Bununla birlikte aşil germe egzersizleri de hasta için faydalı olabiliyor.”

Tabanlık gözlük gibi sürekli kullanılmalı

Topuk ağrısı çekenlerin yüzde 60-70’inde var olan yürüme bozukluğu durumunda hastada düz tabanlık ya da yüksek kavis tabanlığı kullanılmadığı sürece yükü eşit ve doğru şekilde dağıtmak mümkün olmuyor. Bu nedenle tabanlığın bir gözlük gibi düşünülüp sürekli kullanılması gerekiyor. Tabanlık yürüme analizi sonrasında hekim tarafından ve kişiye özel olarak yapılıyor. Tercih ettikleri ayakkabılar nedeniyle özellikle çalışan kadınların tabanlıkları kullanmakta zorlanabildiğini belirten Dr. Selim Muğrabi, “Bu grup hastalara zaman kazandırmak adına profesyonel olarak fizik tedavi almaları yarar sağlıyor.  Bu noktada ESVT yönteminin yardımıyla, ayakların altına ses dalgaları göndermek suretiyle tendonların uzatılması yönteminden de yararlanılıyor” diyor.

Topuk Dikeni Belirtileri

Çoğunlukla bir belirtiye yol açmaz fakat sabah yataktan çıkınca yürürken topukta ağrı yaşanabilir. Bu ağrı gün içerisinde ayakta kalma süresine göre değişebilir. Ağrı dinlenmekle geçmez, hatta ayaklar dinlendirildikten sonra üzerine basılırsa ağrısı artış gösterebilir.

İnsan hayatının olumsuz etkileyen topuk dikeninin birçok tedavisi vardır. Bu tedaviler içerisinde en kolay ve en rahat yöntem silikon tabanlıklar ya da silikon topuk yastığı dır. Topuğa binen basıncı azaltarak öncelikle başlangıç döneminde kullanılması önemlidir. Özellikle düz tabanlık varsa topuk dikeni tedavisi için silikon tabanlıklar tavsiye edilmektedir. Silikon tabanlıklar ayakta düz tabanlık ile ilgili şikayetler varsa ayak tabanına destek vererek bu rahatsızlıkları da gidermektedir.

Tabanlık faydaları

Ayakkabı içine yerleştirilen bu tip rahatsızlıkları gideren yumuşak silikon tabanlık, şok etkisi yaratarak hastanın rahatlamasını sağlar. Ayağa binen yükü azaltarak iyileşmeye sebebiyet verir. Topuk dikeninde silikon tabanlıkların yanı sıra ayakkabı seçimine de dikkat edilmelidir. Sert tabanlı ayakkabıların yerine yumuşak tabanlı ortopedik ayakkabılar tercih edilmelidir ağrıyan bölgeye gün içerisinde 2-3 kez 15 dakika soğuk buz uygulanabilir. Her gün ayak tabanı germe egzersizler yapılmalıdır. Örneğin; ayak parmakları yukarı doğru esnetilerek topuğun rahatlaması sağlanabilir. Ağrının çok olduğu zamanlarda ağrı giderici ile ağrının giderilmesi ağlanabilir. İlacın da faydasının olmadığı belirlenirse fizik tedavi yöntemleri ya da ESWT denilen ses dalgaları ve gece atelleri ile tedavi yöntemleri de denenebilir.

Topuk Dikeni Bitkisel Yöntemler:


1 kova sıcak su içine 1 su bardağı kekik koyularak suyun ılıması beklenir. Daha sonra bu suda ayak 45 dakika boyunca dinlendirilir.
Eşit miktarda nane ve kekik yağı karıştırılarak diken bölgesine masaj yapılabilir.
1 litre suyun içine bir miktar viks konularak ayak içinde 30 dk bekletilir. Çıkarıldıktan sonra streç ile sarılarak bir süre de o şekilde bekletilebilir.
4 adet elma kabuğu kaynatılarak içilebilir. Bu da vücudunuzdaki ödemin atılmasına fayda sağlayacaktır.

‘Topuk dikeni nedir? Kimler risk altında?’


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.