Ruh çağırma seansında fincan kendi kendine nasıl hareket ediyor?

Bazıları ruh çağırma tahtalarını özellikle Cadılar Bayramı’nda eğlenceli bir oyun olarak görüyor, bazılarıysa gerçekten hayaletleri çekebildiğini savunuyor. Bu kişiler paranormal deneyimler yaşadıklarını söylerken, bilim insanları iddiaları kesin bir dille reddediyor.

Ruh çağırma

Ouija tahtası ve cadı tahtası diye de bilinen bu nesneler, genellikle üzerinde alfabenin sıralandığı yatay bir zeminden oluşuyor. Faaliyete katılan kişiler ufak bir fincan veya zeminde kolay hareket edebilen başka bir nesnenin üzerine parmaklarını koyarak fincanın veya nesnenin hareket etmesini ve harflerin üzerine gelmesini bekliyor. Böylece çağrılan ruhun iletişim kurduğuna inanılıyor.

Bu noktada akla şu soru geliyor: Cadı tahtalarının işe yaradığına inanan kişiler gerçekten paranormal deneyimler mi yoksa psikolojik deneyimler mi yaşıyor?


Birleşik Krallık’taki Sheffield Hallam Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde kıdemli öğretim üyesi Megan Kenny’ye göre bu esrarengiz deneyimlerin üç bilimsel açıklaması var.

1- İdeomotor etki

Kenny, The Conversation’da kaleme aldığı yazıda, ilk faktörün “ideamotor etkisi” olduğunu belirtiyor. İdeo (fikir) ve motor(kas faaliyeti) kelimelerinin birleşiminden oluşan bu kavram, zihindeki bir düşünce veya hayalin kaslarda bilinçsiz ve istemdışı hareketler yaratması anlamına geliyor.

Akademisten, “Bu, bilinçaltı hareketi diye de adlandırılır” diyor:

Örneğin bir Ouija tahtası kullanırken, kişi bilinçaltının etkisiyle fincanı hareket ettirebilir ve yalnızca kendisinin bilebileceği şeyleri heceleyebilir. Çevrelerindekiler de kendi bilinçaltı hareketleriyle duruma katkıda bulunabilir. Bu da fincanın neden kendi kendine hareket ediyor gibi göründüğünü açıklayabilir.

2- Etkenlik duygusunun yara alması

Kenny’ye göre ideomotor etkiyle de bağlantılı olan başka bir açıklama, bireylerin etkenlik duygusuyla ilgili. Bu duygu, insanların dışarıdaki olaylar ve nesneler üzerinde etkisi olacak eylemleri kontrol etme yeteneğini ifade ediyor. Akademisyen, “Örneğin, bir masayı kaldırmaya karar verdiğinizde o masa hareket eder ve bu sizin etkenlik duygunuzdur” diyor:


Tahminimiz sonuçla uyumlu olduğunda (masayı kaldırırsanız masa hareket edecektir), o eylemden sorumlu olduğumuzu hissederiz.

Öte yandan Ouija tahtalarıyla ilgili deneyler, insanlık etkenlik duygusunun bu faaliyet boyunca manipüle edilebileceğini gösteriyor. Kenny’ye göre bilinçdışı hareketler sonucunda fincanın hareket etmesi, aslında bireylerin beklentileriyle ters bir durum oluşturuyor ve bu da etkenlik duygusunu azaltıyor:

Gerçek sonucun, bizim tahminlerimizle uyuşmadığını hissedersek, etkenlik duygumuz azalır. Bir ruh çağırma seansını düşünelim. Bu durumda hareketin dışarıdan bir kaynaktan (ruh gibi) geldiğini düşünmemiz mümkün.

3- Duygusal bulaşma

Dikkate alınması gereken üçüncü faktör de duygusal bulaşma. “Şok edici, son derece duygusal olayların, onlara tanıklık edenleri etkisi altına alabileceğini biliyoruz” diyen Kenny, 17. yüzyılda Avrupa’da kurulan cadı mahkemelerinde duygusal faktörün etkili olduğunu düşünüyor:

Bu yüzden bir Ouija tahtası kullanırken ortamın heyecanı, etrafımızdakilerle empati kurmamızı kolaylaştırabilir. Onların korku ve endişelerini anlarız. Bu da fincanın kendi kendine hareket ettiğini düşünmemizi daha olası hale getirebilir.


Independent Türkçe, The Conversation, Science Alert – Derleyen: Çağla Üren

Seçtiğiniz Ay resmi kişiliğinizi ortaya koyuyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.