Depremin çocukların ruh sağlığı açısından riskleri ve etkileri

Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ilde büyük yıkımlara yol açan deprem tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Afet sırasında ve sonrasında özellikle çocukları zihinsel ve fiziksel olarak güvende tutmak oldukça önemli. Psikolog Buğrahan Kırbaş, aileler ve yetişkinlerin çocukların depremle başa çıkmalarına nasıl yardımcı olabileceklerini anlattı.

Depremin çocukların

Yüksek şiddetli ve yıkıcı bir depremin ardından çocukların kaygı, korku, üzüntü, uyku bozukluğu, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü ve öfke patlamaları yaşayabildiğini belirten DoktorTakvimi uzmanlarından Psikolog Buğrahan Kırbaş, sekiz yaşın altındaki küçük çocukların, zihinsel sağlık sorunları açısından özellikle risk altında olduğunu söylüyor.

Bazı çocukların depremden sonra kaygı, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi bozukluklar geliştirebileceğini belirten Psikolog Buğrahan Kırbaş, “Stres ve duygusal sorunlar, çocukların fiziksel sağlığını, yaşam kalitesini ve evde, okulda, topluluklarında nasıl davrandıklarını etkiler. Afet sırasında ve sonrasında çocukları zihinsel ve fiziksel olarak güvende tutmak önemlidir. Çocukların zihinsel stresinin belirtilerini fark edebilen ebeveynler, çocuklarının stresle başa çıkmalarına ve sağlıklı kalmalarına en iyi şekilde yardımcı olabilir” diyor.


Depremden kaynaklanan stresin çocuklar için daha zor olabileceğini söyleyen Kırbaş, “Çocuklar durum hakkında bir yetişkin kadar algıya sahip olamaz ve yaşananları anlamlandıramaz, daha az kontrol sahibi olduğunu hisseder ve bu tarz zor durumlarla başa çıkma konusunda daha az deneyime sahiptirler” ifadelerini kullanıyor.

Aileler ne yapabilir?

Aileler ve yetişkinlerin, çocukların depremle başa çıkmaları noktasında nasıl yardımcı olabileceklerini ise Psikolog Buğrahan Kırbaş şöyle anlatıyor:


“Çocuklarınıza yaşadıkları veya bu konuda ne düşündükleri hakkında konuşmaları için fırsatlar verin. Onları endişelerini paylaşmaya ve soru sormaya teşvik edin. Konuşmak onları rahatlatacaktır. Çocuklarınızın sizinle veya kendilerini güvende, sakin hissetmelerine yardımcı olabilecek ve onlara umut duygusu verebilecek başka bir güvenilir yetişkinle birlikte olmasına izin verin.

Deprem ve sonrasına ilişkin kitle iletişim araçlarına maruz kalmayı sınırlayın. Doğrudan bir depreme maruz kalan çocuklar, yaşananları hatırlatan şeyleri gördüklerinde veya duyduklarında tekrar üzülebilirler. Çocuklarınızı doğrudan depremle ilgili harekete geçmeye teşvik edin. Bu, kontrol duygusunu yeniden kazanmalarına ve duygularını yönetmelerine yardımcı olabilir. Örneğin, çocuklar bir felaketten sonra güvenli bir ortamda topluluk veya aile üyelerine yardım etmek üzere başkalarına yardım edebilir. Çocuklar, özellikle küçük çocuklar, afet temizleme faaliyetlerine kesinlikle dahil olmamalıdır.”

Çocuklar için psikolojik destek süreci ne zaman başlatılmalı?


Çocuklar, büyük bir depremin ardından aylarca veya daha uzun süre devam eden ruh sağlığı desteğine ihtiyaç duyabiliyor. Psikolog Buğrahan Kırbaş, depremin ardından dört haftadan daha uzun bir süre çocukların çok üzgün, endişeli, korkmuş ve kızgın ruh hallerinin devam etmesi durumunda profesyonel bir destek arayışına gidilmesi gerektiğini söylüyor. Kırbaş, “Eğer bir destek alınmazsa çocuğunuzun sorunları zamanla iyileşmek yerine daha da kötüleşebilir. Okul çalışmaları etkilenebilir, arkadaşları veya ailesiyle olan ilişkileri zarar görebilir” diyor.

Deprem bölgesinde salgın kapıda mı?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.