Naci Görür: İzmir fayı ciddi bir fay, 7 ve üzerinde deprem üretebilir

Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’de beklenen olası depremlerle ilgili uyarılarda bulundu: “Beklediğimiz İstanbul depreminde Marmara sahillerinin çoğu 9 şiddetinde etkileniyor. İzmir bölgesinde 12-13 tane aktif fay var; 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretebilir.”

Naci Görür İzmir

tv100 ekranlarında Candaş Tolga Işık’ın konuğu olan Prof. Dr. Naci Görür, “Beklediğimiz İstanbul depreminde Marmara sahillerinin çoğu 9 şiddetinde etkileniyor” dedi. Görür, meydana gelecek olan depremde Tuzla ve Yeniköy’de 7 şiddetindeki depremin 9 şiddetindeki gibi etkileneceğini belirtti.

Görür, “2000 yılında bu çalışmaları yaptı Okan Tüysüz hocamız. 9 şiddetinde ekleniyor sahile yakın kesimler. Hem Anadolu Hem Avrupa yakasında deniz kıyısına yakın semtler etkilenecek. Bazı yerlerde bu şiddet 8 olabilir” ifadelerini kullandı.


“Deprem değerlendirmesini yaptığımız zaman genellikle sahilden 10 km içe kadar olan kısımların hassas bölge olduklarını düşünüyoruz. Kırılan fay hattının 10 veya 20 km kuzeyi ve güneyi olarak hesaplıyoruz” diyen Prof. Dr. Görür sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avrasya ve Anadolu levhası arasındaki sınır boyunca Anadolu göreceli olarak Batı’ya gidiyor. Levha sınırı ve levhalarda hareketli olduğu için arzın içindeki sıcaklık farkıyla burada devam depremler olacaktır.

Türkiye’nin en tehlikeli deprem sınırı Karlıova ile Yunanistan’a kadar olan 1650 kilometre… Şimdi ikincisi Doğu Anadolu Fay Hattı’nda ise Bingöl-Karlıova arasındaki alan akademik bir sorun. Arap levhası kuzeye doğru geldiği için orada depremler oluyor. Afrika, Kıbrıs’ın altına daldığı için Akdeniz’de de çok deprem oluyor.

Maraş’ta olan deprem, enerjisinin bir kısmını güneye doğru verecek. Burada deprem olduğu zaman biz uyardık. Burada iki deprem olunca güneye dikkat dedik. Güneyde Hatay ve Adana havzası var. Hatay’da oldu.


Levhanın hareketiyle enerji diğer faylara da transfer edilmiş olabilir. Adana havzasının devamı Kıbrıs’ta sınırlanır. Yedisu fayında, 7 büyüklüğünde deprem olabilir. Çünkü, 1780’li yıllarda 7,4 büyüklüğünde deprem üretmiş. O zamandan beri deprem yok. Üstelik Erzincan depremi oldu ve oraya stres biriktirmiştir. Bu kesimlerde hassas olunması gerektiğini düşünüyoruz.”

İstanbul’da deprem olacak dememizin nedeni bilimsel gerçeklik

Prof. Dr. Görür, Çınarcık bölgesinde de deprem beklediklerini ifade etti. “Kırılma neredeyse, kırılmayan yer duruyor. Kırılmayan yeri de kıracak” diyen Prof. Dr. Görür, şunları ifade etti:

“Özellikle İstanbul’da depremi bekliyoruz. Bunun nedenleri var. Bölge sismik bir boşluk. Bizim yaptığımız bütün araştırmalar Marmara’nın kırılma mecburiyetini gösteriyor. Adalar fayı ve Kumburgaz fayı ya beraber ya da ayrı ayrı kırılacak. Batı Tekirdağ fayının da 1912’de kırıldığını düşünüyoruz. Dolayısıyla İstanbul’da deprem olacak dememizin nedeni bilimsel gerçeklik.”

7,2 ve 7,4 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz

Türkiye’de en büyük deprem tehdidin İstanbul olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Görür, “İstanbul’un haricinde Kahramanmaraş’ı sayıyorduk. Orası gitti. İki bence Yedisu Erzincan-Karlıova arası ve Karlıova-Bingöl Göynük arası. Yani 7,2 ve 7,4 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz.

İzmir bölgesinde yaklaşık 12-13 tane aktif fay var


İzmir Körfez de büyük bir fay var. İzmir fayı ciddi bir fay ve 7 ve üzerinde bir deprem üretebilir. Nitekim, Körfez alanı 70 kilometre olmasına rağmen 117 kişi hayatını kaybetti. O bölge zayıf zemin. İzmir bölgesinde yaklaşık 12-13 tane aktif fay var.”

Celal Şengör İstanbul’da en tehlikeli ilçeleri tek tek saydı


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik hiçbir oluşumun parçası değildir.