Celal Şengör İstanbul’da en tehlikeli ilçeleri tek tek saydı

Yer Bilimci Prof. Dr. Celal Şengör, İstanbul’da deprem açısından en tehlikeli ilçeleri tek tek saydı; hangi ilçenin nasıl etkileyeceğini açıkladı: “İnanılmaz bir felaket olacak!”

en tehlikeli ilçeleri

Video aşağıda – Celal Şengör anlattı: Beklenen İstanbul depremi, hangi ilçeyi nasıl etkileyecek? En tehlikeli ilçeleri tek tek saydı…

Yer bilimci Celal Şengör, Kafa TV adlı YouTube kanalında konuk oldu. Beklenen İstanbul depreminin konuşulduğu programda, depremin hangi ilçeleri etkileyeceği de değerlendirildi.


İstanbul’un güneyinden geçen Kuzey Anadolu Fayı’nın Türkiye’nin en büyük fayı olduğunu hatırlatan Şengör, “1999 depreminden sonra faydaki yırtılma İzmit Körfezi’nin ağzında durdu. Bunun devam etmesi lazım. En faal olduğu yer ikiye ayrılıyor, güneydeki o kadar faal değil esas büyük faaliyet kuzeyde” dedi.

İzmit körfezinin ucunda duran yırtılmanın, Marmara’nın içine doğru devam edeceğini ifade eden Şengör, İstanbul’da yaşanabilecek can kayıpları hakkında şunları söyledi:

“1999’da Prof. Dr. Mustafa Erdik 50 bin can kaybından bahsetmişti, maddi zararın ise 50 milyar dolar olacağı konuşulmuştu. Ben bu konuşma esnasında onlara, bu sayıları ikiyle çarpın dedim çünkü inanılmaz bir felaket olacak.”

“Depremin büyüklüğünü en az 7,0 olarak öngörüyoruz, Yeşilköy ve Tuzla’da depremin şiddeti 9’a çıkıyor”

Fayın Yeşilköy’e 8 kilometre uzaklıktan, Adalar’ın ise hemen önünden geçtiğini belirten Şengör, “Depremde Yeşilköy yıkılacak mı?” sorusuna da “Evet” yanıtını verdi. Şengör sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yeşilköy’de şiddet 9’a çıkıyor, büyüklük değil şiddet. Tuzla’da 9’a çıkıyor. Depremin büyüklüğü için en az 7.0 şiddetini öngörüyoruz. Harp okullarının buralardan taşınması lazım. Yeşilköy’ün zemini de çok sakat tabii, Bakırköy formasyonu var altında, bir felaket. Adaların altı sağlamdır ama evinizi nasıl yaptığınıza bağlı, burnunuzun dibinde çünkü fay.”

Celal Şengör’e göre İstanbul’da en tehlikeli ilçeler

istanbul deprem haritası

Şengör, İstanbul’daki ilçelerin depremden nasıl etkileneceğini de değerlendirdi.


Buna göre:

  • Kadıköy, Fenerbahçe, Kartal, Maltepe hepsi güneyde kalıyor faya çok yakın.
  • Bakırköy, Yeşilköy, Zeytinburnu hep tehlikeli.
  • Avcılar’da bir kil tabakası var, semt o kil tabakasının üstünde kayıyor. Avcılar zaten sürekli denize doğru kayıyor.
  • Fatih, Suriçi -Suriçi’nin altı neojendir, içinde Bakırköy formasyonunun olduğu yerler varsa oralar tehlikeli- Avcılar’a nazaran daha iyi durumda.
  • Bakırköy, Florya, Zeytinburnu felaket.
  • Kemerburgaz altı kum olduğu için tehlikeli, buna Kilyos’u da ilave edebiliriz.
  • Küçükçekmece Zeytinburnu ve Avcılar kadar tehlikeli, Silivri tehlikeli, Çatalca içerilerdeysen o kadar tehlikeli değil, ne kadar içeride olduğuna bağlı.
  • Büyükçekmece tehlikeli, Esenyurt eğer Küçükçekmece gölünün kuzeyindeysen nispeten daha iyi.
  • Bağcılar’ın yüksek yerleri Avcılar gibi tehlikeli.
  • Arnavutköy kuzeyde kalıyor altı kum olan yerleri tehlikeli.
  • Bahçelievler pek sağlam değil.
  • Beylikdüzü’nün altı eosen kalkerleridir kireçtaşından oluşur sağlam bir kayadır, binaların sağlamlığına bağlı.
  • Kemerburgaz çok tehlikeli.
  • Pendik ve Suadiye tehlikeli.

Depreme en dayanıklı bölgeler arasında Kadıköy’ün semtlerinin de olduğu hatırlatılan Şengör, “Katılmıyorum daha kuzeye çıkmak lazım” diye yanıt verdi.

Beykoz, Bebek, Ataşehir, Şişli, Nişantaşı, Ümraniye ve Beyoğlu’nun zeminlerinin de sağlam olduğunu ifade eden Şengör, buradaki tehlikelerin binaların sağlam olmayışından kaynaklanacağının altını çizdi.

Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı yıkılabilir

topkapı sarayı hasbahçe imar suri sultani Beşiktaş ilçesiyle ilgili garanti verilemeyeceğini söyleyen Şengör, sahil şeridinin ve sarayların yapıldığı her yerin dolgu olduğunu ve bu bölgede bulunan camilerin yıkılabileceğini ifade etti. Ayasofya’nın 8 şiddetindeki bir depreme dahi dayanabileceğini aktaran Şengör, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarının çok tehlikeli olduğunu ve yıkılabileceğini belirtti.

“8 metreye kadar tsunami olabilir”

Prof. Dr. Celal Şengör, deprem yaşandığında sahilden uzak durulması gerektiğini ifade ederek “Depremden sonra bir tsunami tehlikesi var, Marmara’nın dibinde bir yer kayması olursa 5-8 metre arasında bir tsunami olabilir” dedi.

“Olası bir felakette en riskli şehir, yanlış yere inşa edilmiş!”

Celal Şengör’ün saydığı iller arasında Erzincan da bulunuyor. “Türkiye’de haritaya baktığınız zaman, ‘Bu ilde şehirleşme olmamalı, buraya böyle binalar yapılmamalı’ dediğiniz en dikkat çekici şehirler hangileri? sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Celal Şengör’ün cevabı şöyle;

Mesela Erzincan. Hatta 1939 depremi olunca İhsan Hoca, ‘Bizler o zaman İsmet İnönü’ye söyledik. Şehri taşıyalım dedik.’ demişti. İnönü de demiş ki, ‘Devletimizin şu anki iktisadi gücü bütün şehri taşımaya yetmez.’ Çünkü Erzincan bir çöküntü ovasının içinde oturuyor. Dolayısıyla sakat bir yerde.


Şengör; “Şehri taşımak mümkün olmadığına göre zeminin iyi incelenip binalar ona göre yapılmalıdır” dedi.

Prof. Dr. Ahmet Ercan: Okuyunca tüylerim ürperdi! || Bizi takip edin: Facebook, TwitterInstagram


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.