Antarktika deniz buzullarındaki rekor erime uzmanları korkuttu!

Antarktika deniz buzullarında 12 Şubat itibariyle, 2022’nin buzul erime rekoru kırıldı. 1.79 milyon km2’lik erime uzmanları endişelendirdi. Bilim insanları, “Herkes Antarktika’da olup bitenler konusunda endişelenmeli” diyor.

Antarktika

Uydular 44 yıldır bilim insanlarının Antarktika‘nın 18 bin km’lik kıyı şeridinin etrafındaki okyanusta ne kadar buzun yüzdüğünü takip etmelerine yardımcı oldu. Kıtanın kıyı suları her yıl büyük bir değişime sahne oluyor; deniz buzu her Eylül ayında yaklaşık 18 milyon km2 ile zirve yaptıktan sonra Şubat ayına kadar 2 milyon km2’nin biraz üzerine düşüyor. Ancak bilim insanlarının açıklamalarına göre kırk yıllık uydu gözlemleri boyunca geçen haftaki kadar az miktarda buz asla tespit edilmedi.

Tazmanya Üniversitesi‘nde Antarktika deniz buzu uzmanı olan Dr. Will Hobbs “Ocak ayının sonunda bunun sadece bir zaman meselesi olduğunu söyleyebilirdik. Olmama ihtimali bile yoktu. Ancak her yerde daha az buz görüyoruz. Bu, bütün kutup bölgesinde yaşanıyor” dedi. 2022’nin güney yarımküre yazında, deniz buzu miktarı 25 Şubat’ta 1 milyon 920 bin km2‘ye düşmüştü. Bu da 1979’da başlayan uydu gözlemlerine göre tüm zamanların en düşük seviyesi olmuştu.


Bu yeni rekor ne kadar olağandışı?

güney kutbu

Bilim insanları Antarktika deniz buzullarının davranışlarını, sadece iklim değişikliğiyle açıklanamayacak karmaşık bir olay olarak değerlendiriyor.

40 yıldan uzun süre toplanan uydu verilerine bakıldığında, deniz buzulu miktarı büyük çeşitlilik gösteriyor. Daha az buzulun kayıtlara geçmesi ise son birkaç yıldır görülen bir durum.

Buzul miktarı son 40 yıldan uzun süredir büyük farklılıklar gösterdi, ancak önemli miktardaki azalma son birkaç yılda ortaya çıktı.

antarktika deniz buzulları
Kaynak: National Snow and Ice Data Center (nsidc.org)

Bilgisayar modellemeleri, Kuzey Kutbu’nda olduğu gibi buzulların uzun vadede azalacağını gösteriyor. Kuzey Kutbu’nda yaz mevsimindeki buzullar küresel ısınma yüzünden her on yılda bir % 12-13 azalıyor. Ancak Antarktika’da durum böyle gelişmedi.

Uydu dışındaki veri kaynakları en az 1900 yılına kadar gidiyor. Bu veriler Antarktika’daki deniz buzulunun geçen yüzyılın başında azaldığını ve sonra artmaya başladığını gösteriyor.

Son dönemlerde buz miktarı büyük bir çeşitlilik gösterdi ve maksimum kış düzeyi rekoru ve minimum yaz düzeyleri kayda geçti. Kış mevsiminde buzullar 18 milyon kilometrekareden fazlasını kaplayabiliyor.

1 milyon kilometrekare buzul ne demek?

Bir milyon kilometrekare buzul kabaca, bu yılki yaz buzulu düzeyinin uzun vadeli ortalama değere kıyasla ne kadar az olduğunu ifade ediyor. Bu, Britanya adalarını kaplayabilecek kadar buzul demek aynı zamanda.

1 milyon km2

Yakında yeniden büyümeye başlayacak ve büyümesi birçok nedenle önemli.

Yüzeyde donan deniz suyu tuzu dışarı çıkarıyor ve alttaki suyu daha yoğun hale getirip, batmasına neden oluyor. Bu da iklim sistemindeki enerjinin düzenlenmesine yardımcı olan büyük su kütleleri hareketinin itici güçlerinden biri.

Deniz buzulu ayrıca, kutuplardaki yaşam açısından da çok önemli. Antarktika’da buza yapışan ve krill diye bilinen küçük kabuklular, balinaların, fokların, penguenlerin ve diğer kuşların temel besini. Deniz buzulu aynı zamanda, bazı türlerin sudan çıkıp, dinlendikleri bir platform.


penguenler

Buz erime rekoru iki Tazmanya kadar

Ancak bu yıl 12 Şubat itibariyle 2022 rekoru çoktan kırıldı. Buz erimeye devam ederek 25 Şubat’ta 1 milyon 790 bin km2 ile yeni bir rekor seviyeye ulaştı ve bir önceki rekoru 136 bin km2 ile geçti; Kaybolan buz miktarı Tazmanya’nın iki katı büyüklüğünde bir alana denk geliyor. Güney yarımkürenin ilkbaharında, Antarktika’nın batısındaki güçlü rüzgarlar buzu hareket ettirdi. Hobbs aynı zamanda kıtanın batısındaki geniş alanların bir önceki yılın kayıplarını ancak telafi edebildiğini paylaştı. Hobbs, “Deniz buzu çok yansıtıcı olduğu için güneş ışığından erimesi zordur. Ancak arkasında açık su varsa, bu buzu alttan eritebilir” açıklamasında bulundu.

tazmanya

Hobbs ve diğer bilim insanları, altı yıl içinde üçüncü kez kırılan yeni rekorun kutup bilimcileri arasında bir cevap arayışı başlattığını söyledi. Uzmanlara göre Antarktika’nın kaderi önemli çünkü kıta, erimesi halinde deniz seviyesini metrelerce yükseltecek kadar buz barındırıyor. Deniz buzunun erimesi, zaten su üzerinde yüzdüğü için deniz seviyelerini doğrudan yükseltmese de, The Guardian‘a konuşan bazı bilim insanları bunun zincirleme etkilere yol açabileceğini söyledi. Deniz buzu, fırtınaların kıyıya bağlı buz üzerindeki etkisini tamponlamaya yardımcı olur.

‘Kıyamet günü buzulu’ erime tehlikesi altında

antarktika

Eğer deniz buzu erimeye devam ederse, artan dalga hareketi, karada arkalarındaki devasa buz tabakalarını ve buzulları dengeleyen yüzen buz raflarını zayıflatabilir. Endişe yaratan başlıca alanlardan biri, kıtanın batısındaki Amundsen ve Bellinghausen denizleri çevresi oldu. Kıta çevresindeki ortalama deniz buzu miktarı 2014’e kadar artarken, bu iki komşu denizde kayıplar devam etti. Bilim insanlarının açıklamalarına göre bu bölgelerin önemi, deniz seviyesini yarım metre yükseltecek kadar su tuttuğu için kıyamet günü buzulu olarak bilinen hassas Thwaites buzuluna ev sahipliği yapmasından kaynaklanıyor.

“Yaşanan her şey birbirini tetikliyor”

New South Wales Üniversitesi‘nde okyanus ve iklim bilimci olan Profesör Matt England, “Bu hassas buz sahanlıklarının ve onların arkasında buz tabakalarının olduğu yerlerde deniz buzunu kaybetmek istemiyoruz” açıklamasını yaptı. Uzman, “Deniz buzunun önemli ölçüde ısındığına ve geri çekildiğine dair işaretler görmeye başladık. Erimenin bu seviyelere ulaştığını görmek kesinlikle endişe verici çünkü yaşanan ısınma ve geri çekilme birbirini tetikleme potansiyeline sahip” diye konuştu.

Avustralya Antarktika Bölümü’nden Dr. Rob Massom ve Meteoroloji Bürosu’ndan Dr. Phil Reid tarafından sağlanan veriler, geçen ay kıtanın kıyı şeridinin üçte ikisinin açık suya maruz kaldığını gösterdi. Bu oran uzun vadeli ortalama olan yaklaşık yüzde 50’den oldukça yüksek. Massom, “Mesele sadece buzun büyüklüğü değil, aynı zamanda örtme süresi önemli. Deniz buzu yok olursa, yüzen buzlar dalgalara maruz kalır ve bu buz raflarının çözülme olasılığı artar. Bu da okyanusa daha fazla karasal buzun girmesine neden olur” uyarısında bulundu. Massom ve Reid geçen yıl 1979’dan bu yana Amundsen Denizi bölgesinin daha uzun süre buzsuz kaldığını ve kıyı şeridinin daha büyük bölümünün açık okyanus koşullarına maruz kaldığını ortaya koyan bir çalışma yayınladı.

Sorumlu küresel iklim değişikliği mi?

Thwaites

Colorado Boulder Üniversitesi‘nde deniz buzu uzmanı olan Dr. Ted Scambos, aynı zamanda üniversitenin kutuplardaki buzu izlemek için dünya çapında bir merkez olan Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’nde Antarktika deniz buzu üzerine çalışıyor. Scambos, Antarktika’daki deniz buzundaki gerilemenin bilim camiasının küresel iklim değişikliğiyle ilgili bir süreç olup olmadığını merak etmesine neden olduğunu söyledi. Antarktika sadece uzaklığı nedeniyle değil, aynı zamanda her yönden rüzgar ve fırtınalarda büyük değişikliklere maruz kalan bir kıta etrafında veri toplamanın zorlukları nedeniyle de incelenmesi zor bir bölge olarak değerlendiriliyor.

 “2016’dan beri keskin bir düşüş var”

Scambos eriyen buz kütlelerinin bilim dünyasında yarattığı telaşa ilişkin “2016’dan bu yana deniz buzunda oldukça keskin bir düşüş var ve özellikle arka arkaya gelen erimede bu rekor yılların yanı sıra birçok ay deniz buzunun neredeyse rekor düşük seviyelerde. Bu kayıp, bilim camiasının bu erimenin küresel iklim değişikliğiyle ilgili bir süreç olup olmadığını merak etmesine neden oldu” sözlerini kullandı. Uzman, son rekorun kısmen kıtanın yarımadasına daha sıcak rüzgarlar gönderen La Nina iklim sistemiyle ilgili olabileceğini, ancak bunun diğer bölgelerdeki kayıpları açıklamadığını söyledi.

Scambos “Hala neyin değiştiğini anlamaya çalışıyoruz. Ancak deniz buzunun azalmasının bir etkisi olacağı açık: Kıtasal buz üzerinde bir etkisi olacak çünkü kıyının çok büyük bir kısmı açığa çıkacak” açıklamasında bulundu. Antarktika uzun yıllardır bazı iklim modelleriyle çelişiyor gibi görünüyordu çünkü deniz buzu 2016’daki çöküşe kadar ortalama olarak düşük de olsa artış göstermişti.

Buzullar beklenildiği gibi davranmıyor

thwaites 2020

Monash Üniversitesi‘nde iklim bilimci olan Dr. Ariaan Purich, deniz buzunun neden bazılarının beklediği gibi davranmadığını araştırdı. Purich, bu duruma muhtemelen değişen rüzgarların ve mantığa aykırı bir şekilde karadan gelen erimiş suyun okyanusa girerek buz oluşumunu kolaylaştırmasının neden olduğunu söyledi. Bir çalışma, 2016’da deniz buzundaki ani düşüşe ısınan okyanusun da katkıda bulunduğunu öne sürdü.

“Buzul erimesi iklim modelleriyle tutarlı”

Purich, “Tüm modeller, iklim ısındıkça deniz buzunun azalmasını beklediğimizi öngörüyor. Bu konuda yaygın bir fikir birliği var. Dolayısıyla bu düşük deniz buzu, iklim modellerinin gösterdiği şeyle tutarlı” şeklindeki düşüncelerini paylaştı. Antarktika’daki bilim insanları şimdi neler olduğunu anlamaya çalışıyor. Deniz buzundaki düşüşler ve arka arkaya gelen rekor düşükler, incelenmesi zor bir kıtada yaşanan doğal bir olay mı? Yoksa bu rekorlar iklim krizinin donmuş kıtayı vurduğunun bir başka açık işareti mi?


Araştırmacı “Antarktika uzak görünebilir ancak buradaki değişiklikler küresel iklimi etkileyebilir ve eriyen buz tabakaları dünyanın dört bir yanındaki kıyı topluluklarını etkileyecektir. Herkes Antarktika’da olup bitenler konusunda endişelenmeli” diyerek durumu özetledi.

Kıyamet Buzulu’ndaki endişe verici gerçek!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.