Küflenmiş yiyecek temizlenip kullanılabilir mi?

Küflü gıda temizlenip, kullanılabilir mi? Gıdalarda küf oluşumunu önlemek için neler yapılmalı? Ürünlerin uygun koşullarda ambalajlanmadığı ve depolanmadığı durumda küfler, mayalar ve bakterilerin kolaylıkla gelişerek gıdanın niteliğini bozabildiğini belirten uzmanlar, küflenmiş yiyeceklerin sert bir yapıya sahipse temizlenerek tüketilebileceğini fakat gıda yumuşak yapıya sahipse mutlaka uygun koşullarda imha edilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Küflenmiş yiyecek

Gıda Mühendisi Selen Akbulut, küflerin yüksek nemli ve oksijenli ortamlarda kolaylıkla gelişebileceklerini vurgulayarak oluşumunun önlenmesi için öncelikle buzdolabı temizliğinin düzenli olarak yapılmasını, saklama kaplarının hijyenine dikkat edilmesini ve artan yiyeceklerin zaman kaybedilmeden tüketilmesini tavsiye ediyor. Akbulut, özel yeşil küflü peynirlerde ise siyah ve kırmızı benekler görülüyorsa kesinlikle tüketilmemesini öneriyor.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Gıda Teknolojisi Programı Öğretim Görevlisi Selen Akbulut, küflü gıdalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu ve hem küflü gıdaların tüketimi ile ilgili tavsiyelerini paylaştı.


Yüzeydeki küf alt tabakadan oluşmaya başlıyor

Küflerin gıda mikrobiyolojisinde özellikle gıdaların bozulmasında çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Gıda Mühendisi Selen Akbulut, “Gıdalar içerdikleri bileşenlerin çeşitliliği ve sahip oldukları su ile mikroorganizmaların gelişimi için bulunmaz bir kaynak niteliğindedir. Bu nedenle özellikle küfler, mayalar ve bakteriler, ürünlerin uygun koşullarda ambalajlanmadığı ve depolanmadığı durumda kolaylıkla gelişerek gıdanın niteliğini bozabilirler. Pek çok tüketici buzdolabında ya da uygun koşullarda depolasalar bile gıdaların yüzeylerinde küflenmeyi görebilirler. Aslında sadece yüzeyde görsek de bu oluşum gıdanın alt tabakalarından üst tarafa ulaşmıştır. Yani bu küf mantarlarının sadece görünen kısmıdır.” dedi.

Küflenmiş gıda yumuşak yapıdaysa derhal imha edilmeli!

Gıda Mühendisi Selen Akbulut, ‘Yüzeyde küflenme gösteren bir gıdanın yüzeyindeki küf temizlenip tekrar kullanılabilir mi?’ sorusunun temel cevabının ise gıdanın niteliğinde saklı olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Eğer gıda sert bir yapıya sahipse küf mantarları gıdada derinlere doğru ilerleyemez. Bu nedenle küflü kısımların kesilip kullanılmasında herhangi bir sıkıntı bulunmuyor. Aksine gıda israfının önüne geçen bir yaklaşımla gıdalarımızı tekrar değerlendirebiliriz. Ancak gıda yumuşak bir yapıya sahipse bu durumda yüzeydeki küfleri temizlemek maalesef yeterli olmayacaktır. Bu gıda maddelerinin uygun şekilde imha edilmesi gerekiyor. Bu tarz küflü gıdaların tüketilmesi, özellikle ‘mikotoksin’ denilen küfler tarafından oluşturulan toksikolojik oluşumların da vücuda alınmasına sebep oluyor.

Bu maddeler vücudumuzda zamanla birikerek başta kanser türleri olmak üzere kronik hastalıkların oluşumunda rol oynuyor. Eğer gıdamız yumuşak bir yapıya sahipse bu durumda küf gıdanın tamamına yayılacağı için ayrıca sadece kendi gelişimi değil diğer gıda patojenlerinin de gelişimine yardımcı bir ortam yaratacağından kesinlikle bu gıdaların tüketimi tüketici sağlığını riske atar. Bu gıdaların güvenli gıda tanımına uygun olmadığını söyleyebiliriz. Bu nedenle bu gıdaların diğer tüketilebilir nitelikli gıdalarda temasını kesip derhal imhası gerçekleştirilmeli.”

İşte küflenmeyi önleyecek tüyolar:

Küfler yapıları gereği yüksek nemli ve oksijenli ortamlarda kolaylıkla çok hızlı gelişebildiklerini ifade eden Gıda Mühendisi Selen Akbulut, “Küfler sporla üreyen canlılar oldukları için bu spor hücreleri kolaylıkla hava yoluyla başka gıdaların üzerine taşınıp onları da bozabilirler. Hatta çoğu zaman gıdalarımızı buzdolabında depoladığımızda güvende olduklarını düşünsek bile küflendiklerine şahit oluruz.” dedi ve gıdaları daha güvenli saklayabilmek için yapılması gerekenleri birkaç madde ile şöyle sıraladı:


  • Buzdolabı iç temizliği düzenli olarak yapılmalı,
  • Gıdaları depoladığımız alanlarda yüksek nem oluşumu engellenmeli,
  • Küf oluşumuna karşı saklama kapları hijyenik olmalı ve ağızları iyi kapatılmalı,
  • Artan yiyecekler çok zaman kaybedilmeden tüketilmeli,
  • Mutfak düzenli şekilde havalandırılmalı.

Siyah ve kırmızı benekler var ise tüketilmemeli!

Peynir çeşitliliği bakımından ülkemizin çok farklı metotlarda üretilen yüzlerce peynir türüne sahip olduğunu hatırlatan Gıda Mühendisi Selen Akbulut, “Peynirler aynı zamanda iyi bir protein ve yağ kaynağıdır. Doğal veya endüstriyel üretim metotlarıyla küflendirilmiş peynirler pek çok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de tüketiliyor. Dünyada Fransızların ünlü Rokfor Peyniri, İngilizlerin Blue Cheese peyniri, İtalyanların Gorgonzola peyniri besleyici küflü peynirlerdir.

Ülkemizde de özellikle Erzurum, Sivas, Kars, Ardahan, Erzincan ve Konya küflü peynir üretiminin ve tüketiminin yapıldığı en yaygın yerlerdir. Daha çok küflü lor peynir çeşitleri, göğermiş civil peynirler dediğimiz peynirlerimiz küflendirilerek üretiliyor ve üzerindeki küfü ile tüketiliyor.

Öncelikle bu durum için şunu belirtmek gerekiyor. Güvenilir gıda üreticileri tarafından kontrollü olarak üretilmiş bu peynirlerin tüketilmesinde sağlık açısından herhangi bir sakınca bulunmuyor. Bu gıdaların mikroorganizmalar kullanılarak üretilen yoğurt, ayran, turşu, şalgam, sirke gibi fermante diğer gıdalardan hiçbir farkı olmadığını söyleyebiliriz.

Bu peynirlerde üretilirken bakteri veya maya hücreleri değil küf mantarları kullanılıyor. Bu küflerin insan sağlığına olumsuz patojenik bir etkisi olmadığı yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli özelliklerden birisi şudur; bu peynirlerin üzerinde genellikle yeşil küflenme görürüz. Bu kullanılan Penicillum spp. türü küfün varlığını ifade eder. Bu renk dışında siyah ve kırmızı benekler halinde küf oluşumu görülüyorsa o peynirlerin tüketilmemesi gerekiyor. Bu küfler daha önce de bahsedilen mikotoksin üreticisi küf türleri olabilir. Bu küf türleri insan sağlığı için zararlıdır.

Küflü peynirler güvenilir satıcıdan temin edilmeli

küflü peynir gorgonzola
Gorgonzola

Ülkemizde ‘küflü peynir’ olarak satılan peynirlerin kendi kültürümüz dahilinde üretilmiş çeşitler olduğunu belirten Üsküdar Üniversitesi Gıda Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Selen Akbulut, “Konya (Divle Peyniri), Erzurum (Kerti Peyniri ), Hatay (Pişmiş Sürk Peyniri), Burdur (Küflü çökelek) ve Ardahan (Küflü Peyniri), küflü peynirin farklı isimler aldığı ve tüketildiği kentlerimizin başında geliyor. Bu peynirleri satın alırken tüketicilerin dikkat etmesi gereken temel konu güvenilir satıcılardan teminin gerçekleştirilmesidir.


Peynir üretimi yapan üreticiler ise cins ve türü tanımlanmış güvenilir başlatıcı küf mantarlarını kullanmalı ve niteliğine uygun şekilde gıdanın küflendirmesi gerçekleştirilmeli. Özellikle Türkiye’deki köylerimizde üretilen ve doğal yola küflendirilen peynirlerin satın alınması tüketiciler için geri dönüşü olmayan toksik etkilere sahip olabilir. Köylerimizde üretilen peynirlerin pek de hijyenik olmayan ve kontrolsüz şekilde küflendirilmiş peynirlerin zararlı olabileceğine dair yapılmış pek çok bilimsel çalışma mevcut.” diye konuştu.

Hangi giysi ne sıklıkta yıkanmalı? İç çamaşırı, çorap, atlet, pantolon


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.