Selanikli yetimin emanetine ihanet etme hakkımız yok

Halen özgürce yaşadığımız bu ülke, bize Selanikli bir yetimden emanet. Onun inşa etmek için ömrünü harcadığı ülkeye bahanelere sarılıp sırt çevirme hakkımız falan yok!

selanikli mustafa kemal
Mustafa Kemal (Harbiye yılları 1901)

O Selanikli yetim, bize bir ülke kurarken ne küstü ne de denemekten vazgeçti…

Kızgın mıyım? Hem de çok. Üzgün müyüm? Evet. Çünkü bambaşka şeyler hayal etmiştim. Umudum kırıldı mı? Yalan yok kırıldı. Kötü sonlu bir filmi yeniden yaşayarak izlemişim gibi hissettim.


Peki böyle hissetmek, vazgeçmek için yeterli mi? Elbette hayır. Benim enseyi karartma hakkım yok. Niye mi? Asla vazgeçmemiş bir Selanikli yetim çocuğun emanetini taşıyorum da ondan!

Onun sayesinde padişaha kul değil, özgür bireyiz

Öyle bir çocuk ki hüzünlü günleri, mutlu günlerinden fazla. Haksızlık gördü mü başkaldırmaya hazır. Yenilmesi için yollandığı cephelerden bile zaferler çıkartacak kadar çılgın ve sınır tanımaz.

Hem uyumsuz hem de isyankar. Güzelliğe hasret, yeniliğe aç. Pes etmek için milyonlarca nedeni var ama etmiyor. Mühim bir işi var çünkü. Bize kul değil, özgür birey olacağımız bir ülke bırakmayı kafasına takmış.

Yatakta rahatça yattığı geceler, çadırlarda düşünerek sabahladığı gecelerden oldukça az. Kısa sayılacak ömrü, savaşlar, zaferler ve devrimler arasında geçmiş. İşte bu sıfırdan yarattığı ülke, onun bana emaneti.


Küsemem, vazgeçemem, bana ne diyemem. Dersem, ona nankörlük etmiş olurum. Onun yarattıklarını yok etmeye çalışanlar kalabalık görünüyor diye emanetine hıyanet etme hakkım yok.

Peki sizin var mı? Küstüm, bir daha gidip oy vermem diyen arkadaş. Tepkiden ya da dikkatsizlikten neredeyse 1 milyona yakın geçersiz oy atan vatandaşlar. Oy verme hakkını kullanmak için sandığa gitmeyen 8.5 milyon seçmen.

Kaybetmek daha olası mı diyorsunuz? Benim oyum hiçbir şeyi değiştirmez mi diyorsunuz? Peki şapkayı önünüze koyup bir düşünün. Selanikli yetim çocuk için de kaybetmek daha olası değil miydi?

Onun oy vereceği bir sistem bile yoktu. Senin oy verebileceğin sistemi ise sana hazırlamak için hayatını harcadı. Öyleyse bahanelerimiz anlamsız.


Belki emaneti korumayı başaramayacağız. Ancak en azından korumayı denemeliyiz. Aksi takdirde onun mirasının enkaza çevrilmesinde biz de pay sahibi oluruz.

Gündem


Çağrı Gırlangıç
14.03.1985 tarihinde Kadıköy'de dünyaya geldim. Kadıköy'de doğdum, Kadıköy'de büyüdüm. Yazma sevdası içime düşünce önce 2 roman yazdım, sonra da sinemaya dair yazılar yazmaya başladım. 2011'in başından beri bloğum cagrigirlangic.blogspot.com da 500'ü aşkın filme dair yazdım. Hala da devam ediyorum. Sonra metin yazarlığı yapmaya başladım ve yazarlık mesleğim haline geldi. Yazımına devam ettiğim Türk Sinema Tarihi Ansiklopedisi, emek ve zaman isteyen bir proje. Sabırla yazımına devam ediyorum. Bir sinema yazarı olarak yazmaya başladığım, sonrasında ise deneme, gündem, kritik, yaşam ve kişisel gelişim yazıları yazmaya başladığım İndigo Dergisi ise hem beni geliştiren, hem de bir parçası olmaktan haz aldığım yer.