Instagram’da birini sessize almak kıskançlık belirtisi olabilir!

Instagram’da bir hesabı sessize almak engellemenin bir adım öncesi olarak görülüyor. Bu çok sık paylaşım yapan ya da dijital hayatını görmek istemediğiniz birinin gönderilerini veya hikâyelerini gizlemenin basit bir yolu. Ancak birini sessize almanın çok yaygın bir nedeni var: Kıskançlık!

Instagram'da sessize almak

Bu hafta düzenlenen bir Instagram etkinliğinde, içerik üreticilerinden oluşan bir grup, uygulamayı kullanma biçimleri ve sosyal medya ile ilişkileri hakkında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Birçoğu, özellikle pandemiden sonra bu ilişkinin nasıl dönüştüğünü anlattı.

Ancak bu panelde özellikle bir konu dikkatimi çekti; içerik üreticilerinden birçoğu Instagram’ın sessize alma özelliğini rahatsız edici içerikleri sınırlamak için değil ‘kıskançlık’ nedeniyle kullandığını ifade etti. Katılımcılar, marka ile yapılan bir anlaşma veya imrenilecek kadar iyi bir gardırop gibi şeylerin ‘sessize al’ butonuna basmaya neden olabildiğini dile getirdi.


Ve görünüşe göre yalnız değiller. Evet, Instagram’da birini sessize almak zaten yaygın bir davranış ama kıskançlık nedeniyle birini sessize almak sandığımızdan çok daha yaygın. Kıskançlık ya da bir başka deyişle haset, başkasının elinde olana karşı duyulan arzu ile karışık kızgınlık hissi olarak tarif edilebilir.

Kıskanç bir Instagram kullanıcısını harekete geçiren nedir?

31 yaşındaki Dulcie, en yakın arkadaşı sevgilisiyle tatile gittiğinde onu sessize aldığını anlatıyor.

“Onun tatilde olmasını son derece kıskanmıştım” diyor. “İyi bir arkadaşımın güzel vakit geçirmesini kıskanmak garip hissettirdi ama aynı zamanda uzun zamandır tatile çıkmamıştım ve işimde de berbat bir dönem geçiriyordum. Bu yüzden gayet doğal geldi.”

Aynı şekilde 26 yaşındaki Prema, ev arkadaşı iki aylık bir zayıflama kampına gittiğinde onu Instagram’da sessize aldı. Arkadaşının paylaştığı iletiler “ne kadar kilo verdiği, ne kadar iyi göründüğü ve ne kadar iyi hissettiği” hakkındaydı.

Prema, “Bu beni tetikledi çünkü ben de aynı duyguyu yaşamak istiyordum ama böyle bir lüksüm yoktu. İlk başta kıskandığımı fark etmedim ve onu sessize aldım. Sonra şunu anladım: Kıskanıyordum çünkü aynı şeyi ben de yapmak istiyordum.”

Psikiyatrist ve LifeStance Health adlı kurumda yönetici olan Dr. Anisha Patel-Dunn, “Sosyal medya ile sık sık meşgul olmanın kıskançlık, imrenme veya haset duygularının artışına neden olması tamamen anlaşılabilir bir durum” diyor. “Çünkü başkalarının hayatlarının sadece ‘mükemmel’ görünecek şekilde düzenlenmiş küçük bir parçasını görüyoruz.”

İlk başta kıskandığımı fark etmedim ve onu sessize aldım. Sonra şunu anladım: Kıskanıyordum çünkü aynı şeyi ben de yapmak istiyordum.

Mesleki kaygı nedeniyle sessize almak da yaygın bir durum gibi görünüyor. 32 yaşındaki Sally Anne Howard buna ‘karşılaştırma hastalığı’ diyor ve kıskançlığın bir belirtisi olarak ‘geçmişte pek çok kişiyi engellediğini’ söylüyor. Pazarlama ajansı 49 North Digital’in kurucusu olan Howard, sessize almanın kendisi için özgürleştirici olduğunu, hatta kendi gelişimini hızlandırdığını söylüyor.

“Başarısı sizi tetikleyenleri susturmak aslında gerçekten özgürleştirici olabilir. Bu sayede enerjinizi ve zamanınızı başkalarının ne yaptığı konusunda kafa yormak yerine kendinize ve çevrenize harcayabilirsiniz” diyor.

Dulcie, profesyonel iş yaşamında da kıskançlık yüzünden bazı insanları sessize aldığını söylüyor. “Bunu yaptığım için kendimi hep biraz pislik gibi hissediyorum ama öte yandan bunun çok önemli olmadığını düşünüyorum. Sadece biraz huzurumu koruyorum” diyor.


Bu konuyu konuştuğum kullanıcıların çoğu sessize almanın hem yararlı olduğunu hem de bir mesaj verdiğini ifade ediyor. Örneğin 25 yaşındaki Ania sessize almayı ‘şiddetle tavsiye ettiğini’ söylüyor. Geçmişte eski sevgililerini ve sürekli bir şeyler paylaştığı için ‘biraz yorucu’ bulduğu bir arkadaşını sessize almış.

“Birini sessize almanın her zaman yardımcı olduğunu düşünüyorum. İncinmemi ve kendimi kötü hissetmemi engelliyor” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Bu aynı zamanda büyük bir ‘yürü git’ demek ve ne paylaştığını gerçekten umursamadığımı gösteriyor.”

2018 yılında Social Science and Medicine dergisinde yayınlanan bir çalışma, yüksek düzeyde kıskançlığın düşük psikolojik refah seviyesiyle ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmacılar çalışmalarında ayrıca kıskançlığın ‘faydalı bir motivasyon aracı’ olmadığını vurguluyor.

Aynı çalışma, sosyal medya ve büyük ölçekli reklam kampanyalarını ‘kıskançlık ve yetersizlik’ hissinin arkasındaki uyarıcılar olarak adlandırıyor. Konuya ilişkin bir başka araştırmada ise akademisyenler ergenlerin sosyal medyadaki davranışlarını incelemiş. Katılımcıların büyük çoğunluğu Instagram’ın kendilerinde kıskançlık hissine yol açtığını söylemiş.

Cook, kişide kıskançlık uyandıran birini hemen sessize almanın bir dezavantajı olabileceğini söylüyor. “Sırf kıskançlık hissettiğiniz için bir kişiyi sessize almanın ya da takip etmeyi bırakmanın pek taraftarı değilim. Bunu yaptığımızda, aslında sadece duygularımızdan kaçmış oluyoruz” diyor.

Howard da her ne kadar kendini başkalarıyla kıyaslamayı bırakmasına yardımcı olmuş olsa da kıskançlıkla başa çıkmanın “sessize almak” dışında başka yolları olduğunu kabul ediyor. “Kıskançlığı tetikleyen şeyin kökenine inmek uzun vadede daha verimli olabilir. Rekabet her zaman olacaktır, özellikle de iş hayatında. Ama sessize almak bununla başa çıkmanın en sağlıklı yolu olmayabilir” diyor.

Bu kişi sizin istediğiniz neye sahip? Kıskançlığa boyun eğmek yerine, bu duyguyu size derinden arzu ettiğiniz şeyi söyleyen bir veri olarak kullansanız nasıl olur?

Patel-Dunn ise kendinizi insanları sessize alırken ya da takip etmeyi bırakırken bulursanız sosyal medyaya ara vermenizi öneriyor ve bu basit görünen hareketin bir gösterge olabileceğine dikkat çekiyor:

“Sessize alma özelliğini çok sık kullandığınızı fark ederseniz, bu durum gösterdiğiniz tepkinin arkasında başka şeyler olabileceğine dair önemli bir işaret olabilir. Arkadaşlarınıza, ailenize veya bir uzmana içinizi dökmek ve nasıl hissettiğinizi paylaşmak fayda sağlayabilir. Karşılaştırma tuzağına düşmek çok kolaydır ve neler yaşadığınız hakkında konuşmak iyi gelebilir” diyor.

Aynı şekilde Cook, rekabet ve kıyaslama gibi duygularla baş etmenin ve bu gibi düşünceleri ‘yeniden çerçevelendirmenin’ önemli olduğunu söylüyor. Ona göre bizi haset ve kıskançlığa sürükleyen sosyal medya hesapları aslında önem taşıyor. Ve şöyle soruyor: “Bu kişi sizin istediğiniz neye sahip? Kıskançlığa boyun eğmek yerine, bu duyguyu size derinden arzu ettiğiniz şeyi söyleyen bir veri olarak kullansanız nasıl olur?”


Kaynak: Meera Navlakha, Mashable

Astroloji: 7 Temmuz Güneş Sirius kavuşumu burç yorumları


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.