Almanya’da ikamet ediyorum. 10 yılı aşkın süredir. Halihazırda oturduğum yer, Dachau Toplama Kampı’na kuş bakışı 10 km’den yakındır. Geçenlerde yeniden ziyaret ettim, bu unutulmaması gereken toplama kampını.
Temerküz Kampı
İnşa edilen ilk toplama (temerküz) kampı olması sebebiyle nâmı var buranın. Diğer kamplara da örnek teşkil etmiş. Yaklaşık 200.000 kişiyi ‘misafir’ etmiş 1933’ten 1945’e değin. Özellikle siyasi suçlular için kurulmuş. Kimler gelmemiş ki buraya… Münferit uyruklardan insanlar gelmiş buraya, Türk vatandaşları bile. Zaptedilenlerin ekseriyeti Yahudi.
Bundan yaklaşık 90 sene evvel kuruldu mahut toplama kampı. İnsanlığın yüz karası diyebileceğimiz sahnelere şahitlik etti. Angarya işlerde çalıştırıldı binlerce insan, savaş ekonomisine destek için. Bir de girişinde ve çatısında ‘Çalışmak özgürleştirir.’ (Arbeit macht frei.) yazısı vardı. Çatısındaki durmuyor ama kapısında o yazıyı halen görmek mümkün. İnsanın kendi kendini aşağıladığının bu derece timsali olan bir cümleye, nadir rastlanır.
Bugünlerde yıl boyunca kampı gezmeye gelen yüzbinlerce insan binlerce resmini çekiyor o yazının, kim bilir kafalarında ne düşüncelerle.
Amerikalılar kampı ele geçirip boşaltana kadar, daha niceleri inşa edildi bu kampların 3. Reich sınırları dahilinde.
Pogrom
Pogrom gecesi, 9 Kasım 1938’e rastlar miladi takvimde. Ben, hep takılı kaldım o tarihe. Nitekim, o geceyi takip eden sabahta, Ulu Önder saat 9’u 5 geçe gözlerini kapadı. 10 Kasım’da…
Pogrom gecesinden 5 sene evvel (1933) de, yine binlerce kitap yakılmıştı. Sırf, Yahudi yazarlar tarafından kaleme alınmış oldukları için.
Kur’an Yakmak
Bugün medeniyyetin muhtelif yerlerinde Kur’an’ın nüshaları kül ediliyor. Sırf, İslam’ın kutsal kitabı olduğu ve İslam doktrin olarak Batı’da düşman ilan edildiği için.
Şimdilerde milyonlarca Müslüman Kıta Avrupası’nda, milyonlarca Yahudi’nin 2. Dünya Savaşı’ndan önce aynı kıtada var olmuş olması gibi. Teşbih mi? Ne teşbihi? Hata olmaz denir teşbihte…Olmamalıdır. Yoksa kafalarınızda, ‘Müslümanlar da bir gün toplama kamplarına atılabilir mi?’ sorusu mu canlandı. ‘Yok artık, o kadar da değil, 21. yüzyıldayız.’ diyenlerinizi duyar gibiyim.
Müslüman Toplama Kampı – Şinciang
O zaman gelin size hem sert hem de acı gerçeği ifşa edeyim. Dünyada Müslümanların temerküz edildiği toplama kampları inşa edildi çoktan. Hatta faaliyetteler yıllardır. Nerede mi? Bugünkü Çin’in Şinciang (Xinjiang) bölgesinde. Yıllardır faaliyetteler.
Uygurlar girdi ya da cebren sokuldu o kamplara, çalışıyorlar da angarya işlerde zorla. Sayıları tam bilinmiyor, şartları pek az. Dachau’yu ziyaret edenler, maziye dertleniyorlar. Farkında olmadan, yaşadıkları çağda benzeri sahnelerin yaşandığını.
Muhtemelen, Nazi Almanya’sının ürünü VW (Volkswagen) arabalarının üretiminde çalışıyor, birçok derdest edilmiş Uygur… Müslüman toplama kamplarında… Arabalar üretilsin diye… Kim bilir kimler sürecek o arabaları, kimin altındakini ürettiğini bilmeden…
Altındakini ezmeye kodlanmış insanoğlu, aslen hayvan olduğu için. Eşrefi mahlukat deniyor ama kendini ve dünyayı sürüklediği yer perişan.
Çin, çok kuvvetli olduğu için mi, bir şey denilemiyor ona? Yoksa Almanya’ya da aynı sebepten mi dokunulamamıştı, Cihan Harbi’ni çıkarana kadar?
Aydınlanma dediğin sömürgeciliğe, endüstri dediğin kapitalizme, enerji kaynakları dediğin iklim değişikliğine yol açtığında eşrefi mahlukattan eser kalmaz.
Hem Yahudilere açılan Cihan Harbi’ni, yeni bir Yahudi olan Oppenheimer dolaylı olarak durdurmadı mı?
İnsanoğlu, kendini yok etmeye ant içti. Zamanın ruhunu, ‘gaz’ pedalına basmak yerine frenleyecek birileri lazım. Her şeyi durduracak, kilitleyecek ve gerçekleri gösterecek insanlığa.
Yoksa..? Yoksa mı? Pek bir zamanımız yok son çıkış için…
Vesselam…