İş makinesi izlemeyi neden çok seviyoruz?

Toplum olarak iş makinesi izlemekten keyif aldığımız yadsınamaz bir gerçek. Bu sadece Türkiye’de değil, İtalya’da da yaygın bir durum. Peki neden bu kadar seviyoruz iş makinelerini izlemeyi?

İş makinesi izlemeyi

İş makinesi izlerken insanın ezelden beri var olan bazı dürtülerini tatmin ettiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Bizler için büyük anlam ifade eden durumlardan biri güç ve hakimiyete sahip olmak. Tahrip etme, yıkma ve kontrol etme iç güdülerimiz var. İş makinelerini izlerken de bastırdığımız bu dürtüleri tatmin edebiliyoruz.” dedi. Çocukların oyuncak parçalayarak bu dürtüleri dışa vurduğuna dikkat çeken Taşkın, iş makinesi izlemenin psikolojik olarak kişiyi destekleyebileceğini söyledi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, toplum arasında ‘milli sporumuz’ olarak adlandırılan iş makinesi izleme zevkine değindi ve neden bu kadar çok sevildiği hakkında açıklamalarda bulundu.


İş makinesi izleme zevkinin altında yatan bazı sebepler var

İtiraf etmeliyiz ki, iş makinelerini izlemeyi birçoğumuz çok seviyoruz. Bu durumun altında yatan bazı sebepler olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Yoldan geçerken inşaat sahasına denk gelince durabiliriz, hatta bir de iş makineleri çalışıyorsa çok daha fazla dikkat çekebilir.” dedi.

İş makinesi izlerken bastırdığımız dürtüleri tatmin ediyoruz

Neredeyse milli sporumuz haline gelen iş makinelerini izleme zevkimizi, sahip olduğumuz dürtülerle bağlantısı açısından ele alan Taşkın, “İnsan, eski çağlardan bugüne kadar olayları ya da diğer insanları kontrol etme iç güdüsüne sahip. Bizler için çok büyük bir anlam ifade eden durumlardan biri de güç ve hakimiyete sahip olmak. Pozitif dürtülerimiz olduğu gibi diğer bir tarafta da tahrip etme, yıkma ve kontrol etme iç güdülerimiz var. İş makinelerini izlerken de farkında olmadan kendimizi onların yerine koyarak bastırdığımız bu dürtüleri tatmin edebiliyoruz.” açıklamasını yaptı.


Oyuncak parçalayan çocuklarda yıkma ve tahrip etme dürtüsü olabilir

Yıkma ve tahrip etme duygusunun çocukluktan itibaren gelebildiğine dikkat çeken Taşkın, “Üst benliğin oluştuğu çocukluk yılarında bebeklerin oyuncaklarını parçalaması aslında bu dürtünün dışa vurumu olarak nitelendirilir. Bu olumsuz dürtüler fiziksel aktivitelerle de dışarı atılabilir. Bu aktiviteler dans ve spor olabilir.” şeklinde konuştu.

İş makinesi izlemek psikolojik olarak kişiyi destekleyebilir

Türk toplumunda iş makinesi izleme alışkanlığının ciddi boyutlara geldiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, bunun için bazı belediyelerin şantiye izleme alanları bile oluşturduklarına dikkat çekti. İş makinesi izlemekten zevk almanın yalnızca Türkiye’de değil İtalya’da da yaygın olduğuna değinen Taşkın, hatta bu duruma ‘Umarell’ adı verildiği bilgisini paylaştı. Taşkın bu sözcüğün anlamını ise şöyle açıkladı:

“Bologna lehçesinde emeklilik yaşındakilerin inşaat veya yol yapım çalışmalarını elleri arkada izlemeleri ve istenmeyen tavsiyelerde bulunmalarına atıf yapan modern bir sözcük.”


Taşkın, “Sonuç olarak, iş makinelerini izlemek, dopamin salınımı, dikkat odaklanması, görsel ve işitsel uyarım, rutin ve rahatlatıcı etki, ilgi ve merak konusunda bizi destekleyebilir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Alzheimer hastalığının 10 erken sinyali nelerdir?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.