Araştırma: Türkiye’de en mutsuz çalışanlar kimler?

en mutsuz çalışanlar

Araştırma: Türkiye’de çalışanlar arasında en mutsuz kesim, sanayi sektörü, mavi yaka, Z kuşağı ve emekli çalışanlar!

  • Türkiye’de bugüne kadar gerçekleştirilen en kapsamlı araştırmalardan biri olan “Akıl Sağlığını Destekleyici Kurumsal Uygulamalar, Türkiye’de Farkındalık Seviyesi ve İhtiyaçları” araştırmasına göre, sektörel bazda akıl sağlığını en az destekleyen şirketler gıda, mobilya, perakende ve sanayi.
  • Bunun bir uzantısı olarak en mutsuz kesim de sanayi, mavi yaka, Z kuşağı ve çalışmak zorunda kalan emekliler.
  • Araştırmadan çıkan bir diğer önemli sonuç ise, bireylerde mutluluk bilincinin düşük olması. Çalışanların hissettiği mutluluk ile ölçümlenen mutlulukları arasında 44,4 puanlık devasa bir fark var.

Akıl sağlığı, sosyal hayatı olduğu kadar iş hayatını da derinden etkiliyor. Dünya çapında 38 kaynaktan oluşan literatür taramasında, çoğunlukla depresyon veya anksiyete olarak ölçülen kötü akıl sağlığının üretkenlik kaybıyla (örneğin devamsızlık ve işte var olamama) ilişkili bulunmuş.

Anksiyete ve depresyon gibi en yaygın akıl sağlığı problemleri sebebiyle her yıl 12 milyar iş günü kaybedildiği rapor edilmiş. Küresel ekonomiye tahmini kaybı ise her yıl 1 trilyon doları buluyor. Üretkenlik kaybının, bu maliyetin başlıca kaynağı olduğu tahmin ediliyor. (Lancet Psychiatry, 2016)


Türkiye’de en mutsuz çalışanlar araştırması

Türkiye’nin yenilikçi online danışmanlık platformu HiDoctor ve uluslararası yönetim danışmanlık şirketi Deloitte’un Türkiye’de çalışanların akıl sağlığı konusundaki farkındalık seviyesini ve ihtiyaçlarını tespit etmek üzere yaptığı araştırmada çarpıcı sonuçları ile dikkat çekiyor. Literatür taraması, kurum ve saha araştırması olmak üzere üç başlıkta gerçekleştirilen araştırmada, 16 sektörden kadın – erkek ve beyaz – mavi yaka eşit dağılımlı bin kişi ile görüşme yapıldı.

Gıda, mobilya, perakende ve sanayi sektörü alarm veriyor!

en mutsuz çalışanlar

Mutluluk üzerine demografiler incelendiğinde ise, sanayi sektörü çalışanları, mavi yaka, Z kuşağı ve çalışmak durumunda kalan emekliler, mutsuzluğun daha yüksek olduğu ve daha fazla desteğe ihtiyaç duyan gruplar olarak karşımıza çıkıyor.

Çalışanlarla yapılan anket sonuçlarına göre, akıl sağlığına en az yatırım yapan dört sektör gıda, mobilya, perakende ve sanayi olarak gözlemleniyor. Gıda sanayi yüzde 12 ile çalışan akıl sağlığına en az yatırım yapan sektör olurken, bunu yüzde 15 ile mobilya, yüzde 16 ile perakende ve yüzde 21 ile sanayi sektörleri izledi.

Çalışan akıl sağlığına en fazla yatırım yapan sektörler ise; bankacılık ve enerji şirketleri. Bankacılık sektöründeki şirketlerin yüzde 55,4’ü çalışanının akıl sağlığını korumaya yönelik çalışmalar yapıyor. Yine enerji şirketlerinin yüzde 50,8’i de bu konuda farkındalığı en yüksek bir diğer kesim. Yüzde 50’den düşük olmakla birlikte sağlık ve e-ticaret şirketleri de yine çalışanlarının akıl sağlığına yatırım yapan sektörler olarak öne çıkıyor.

İnsanlardaki mutluluk bilinci ciddi anlamda düşük

en mutsuz çalışanlar

Araştırmadan çıkan en çarpıcı sonuçlardan biri de çalışanların mutluluk bilincinin ciddi anlamda düşük olması. Araştırmada “Kendinizi mutlu hissediyor musunuz?” sorusuna evet cevabı verenlerin oranı yüzde 58 iken, mutluluk ölçeği uygulandığında skor 13,6’ya düşüyor. Yani, hissedilen mutluluk ile ölçümlenen mutluluk arasında 44,4 puanlık ciddi bir fark var.

Türkiye’de iş hayatında her iki kişiden birinin psikolojik sağlamlığı düşük

Araştırmanın bir başka dikkat çeken sonucu, her iki çalışandan birinin psikolojik sağlamlığının düşük olması. Buna karşılık bugüne kadar psikolojik destek almadığını belirtenlerin oranı ise yüzde 88 gibi çok yüksek düzeyde çıkmış. Profesyonel yardıma başvuranların oranı ise, sadece yüzde 12’de kalmış. Psikolojik destek almanın önündeki en önemli bariyerlerden biri ise, psikoljik desteğin rahatlıkla ulaşılamayacak kadar yüksek bütçeli olması. Diğeriyse damgalanma endişesi. Psikolojik destek ihtiyacının iş yerinde bilinmesi pek çok kişi tarafından damgalanma endişesi hissettiriyor; ardında da çalışma ortamında zayıf halka olarak görülme kaygısı yatıyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 87,9’u, kurumunun böyle bir hizmeti sağlaması halinde değerlendireceğini belirtmiş.


Çalışanların %79,9’u akıl sağlığının iş hayatına olumlu yansıyacağını söylüyor. Peki nedir bu olumlu yansıma?

Psikolojik Desteğin İş Hayatındaki Faydaları:

psikolojik destek

Ahmet Bal: Çalışan Mutluluğu programlarımızı araştırma sonuçlarına göre oluşturduk

ahmet bal hidoctor

HiDoctor CEO’su Ahmet Bal çıkan sonuçları şöyle yorumluyor:

“Araştırmada mutluluk bilincinin düşük çıkması, bu konuda toplumsal farkındalık yaratmak gerektiğini ortaya çıkarıyor. Farkındalık yaratmak için kurumların çalışanları nezdinde harekete geçmesi, etki alanını genişletecektir. Yöneticilere ise, özellikle ekiplerindeki çalışanları psikolojik destek almak konusunda yönlendirmeleri, öz farkındalık için gerekli araçları kullanmaya motive etmelerini hatta rol model olmaları çok önemli. Burada güzel olan gelişme, çalıştığı kurum tarafından psikolojik destek sağlanması durumunda bu desteği değerlendirme oranıırı yüzde 90 seviyesinde tespit edilmiş olması.

Yani işverenlerin böyle bir hizmeti sunması karşılıksız kalmayacak. Belli ki günümüzde psikolojik destek ciddi bir ihtiyaç; hem ihtiyaç hem de çalışan tarafından bekleniyor. Demek ki, artık aksiyon lazım. Bireyler psikolojik desteğe dair tabularını yıkmalı. Dünya Sağlık Örgütü de bu sene psikolojik desteğin en temel ihtiyaçlarımızdan biti olduğunun altını çizdi. Psikolojik destek almayı normalleştirmenin zamanının çoktan geldi. Dile getirmekten çekinmemek hatta daha önce de bahsettiği gibi rol model olmak önemli. Kurum kültürünün bu yönde inşaa edilmesi yöneticilerden başlayarak herkesin görevi. Kurumların ise bu desteği ulaşılabilir ki kılması iş hayatının sürdürülebilirliği daha geniş anlamda da toplumsal fayda için kritik düzeyde önemli.”

HiDoctor Çalışan Mutluluğu Programı’nının da hem deneyimlerine hem de araştırmadan çıkan sonuçlara göre tasarlandığını kaydeden Bal, “Herkesin kendi kişiselleştirilmiş yolculuğunu tasarlayabileceği bir evren yarattık. Teknolojik anlamda bu alt yapıyı kurduk kolaylıkla erişilebilir ve kullanılabilir olsun. Farkına var – içselleştir – harekete geç adımlarıyla akıl sağlığına dair duvarları yıkmak istiyoruz” diyor.

Hakan Göl: Çalışan esenlik programlarında mavi yaka çalışanları unutmamak lazım

hakan göl

Deloitte Türkiye Danışmanlık Lideri Hakan Göl ise, ortaya çıkan tablonun, kurumların esenlik paketlerine akıl sağlığı desteğinin ne kadar ve nasıl dahil ettiği sorusunu gündeme getirdiğini belirtiyor.

Göl, “Varolan desteklerin çalışanlara yansımasıyla kurumların uyguladığını düşündükleri arasında farklar var mı, varsa neden diye sorgulanmalı. Bir yandan da kurumların esenlik paketi olarak sunduğu içeriklerin daha çok beyaz yaka çalışanlara göre tasarlanmış olduğunu unutmamak lazım. Sanayi sektörü ve mavi yaka iş hayatının en mutsuz kesimleriden sonucu bu anlamda da dikkate alınabilir. Kurumaların akıl sağlığı anlamındaki sorumluğunun farkındalık yaratma, ihtiyacı belirleme, önlem alma noktalarında özellikle bu grup için aynı zamanda bir sosyal sorumluluk haline geldiğinin de altını çizilebilir” şeklinde konuşuyor.

Hangi sektör çalışanının akıl sağlığını ne kadar destekliyor?

Sektörler Akıl Sağlığı Çalışması Yapanlar Akıl Sağlığı Çalışması Yapmayanlar
Bankacılık %55,4 %44,6
Enerji %50,8 %49,2
Sağlık %41,5 %58,5
E-Ticaret %41,5 %58,5
Ulaştırma %39,4 %60,6
Bilgi Teknolojileri (IT) %36,9 %63,1
Turizm %33,8 %66,2
Otomotiv %30,8 %69,2
Start-up %29,1 %70,9
Sigorta %24,6 %75,4
Tekstil %24,6 %75,4
Sanayi %21,5 %78,5
Perakende/Mağazacılık %16,7 %83,3
Mobilya %15,6 %84,4
Gıda %12,0 %88,0

Sosyal alanlar genel mutluluk üzerinde ne kadar etkili?

sosyal alanlar mutluluk

İş hayatının mutluluk üzerinde etkisi de görmezden gelinmemeli. Genel mutluluğu en çok etkileyen aile ve iş hayatı birbirlerine yakın oranlarla başı çekiyor. iş hayatının kişinin hayatından aldıklarını geri verme zamanı olduğunu da düşünmek lazım.

Zihinsel olarak iyi hissetme hali iş hayatına yansıyor mu?

iyi hissetme hali

İş Yerinin Psikolojik Destek Olanağı Sağlaması Durumunda Psikolojik Desteği Değerlendirme Durumu:

psikolojik destek anketi


Kaynak: Akıl Sağlığını Destekleyici Kurumsal Uygulamalar, Türkiye’de Farkındalık Seviyesi ve İhtiyaçları – 2023

Büyük istifa dalgası: Çalışan devriminin Türkiye’ye etkileri


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.