Kronik böbrek hastalığı: Bu 5 nedene dikkat!

kronik böbrek hastalığı

Kronik böbrek hastalığı (KBH) ya da halk arasında böbrek yetmezliği olarak bilinen rahatsızlık, böbreklerin zaman içinde işlevini kaybetmesi veya işlevinin azalması durumunda meydana gelen bir sağlık sorunu şeklinde ifade ediliyor.

Kronik böbrek hastalığı yavaş ve semptomlar belirginleşmeden ilerleyebiliyor. Altta yatan nedene bağlı olarak hastalığın ilerlemesi ile birlikte böbreklerde yetmezlik meydana geliyor. Kronik böbrek yetmezliği tedavisi hastalığın durumuna bağlı olarak kişiye özel planlanıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Gökhan Temiz, kronik böbrek hastalığı ve güncel tedavi seçenekleri hakkında bilgi verdi.

Kronik böbrek hastalığı, böbrek fonksiyonlarının kaybı ile ileri evrede ortaya çıkıyor

Kronik böbrek hastalığı, çoğunlukla erken dönemlerde neredeyse belirti vermeyen ve böbrek fonksiyonlarının kaybedilmesi ile ileri evrelerde ortaya çıkan bir hastalık olarak bilinmektedir. Hastalığın belirtileri her hastada farklı olmakla beraber bir dizi nedenle ortaya çıkabilmektedir. Bazı yaygın nedenler aşağıdaki gibidir:


  • Diyabet: Diyabet, yüksek kan şekeri seviyeleri nedeniyle böbrek hasarına yol açabilmektedir. Böbrekler, kanı temizleyerek fazla şeker ve atıkları vücuttan uzaklaştırmakla görevlidir. Ancak sürekli yüksek kan şekeri, böbreklerin bu işlevini yerine getirememesine neden olabilmektedir.
  • Yüksek tansiyon: Yüksek tansiyon (hipertansiyon), böbrek dokusuna zarar vererek böbreklerde damarların daralmasına da yol açabilmektedir. Bu da böbrek fonksiyonlarının zamanla azalmasına neden olabilmektedir.
  • Aile geçmişi: Aile geçmişi, kronik böbrek hastalığının riskini artırabilmektedir. Eğer ailenizde KBH öyküsü varsa, bu hastalığa yakalanma olasılığınız diğer hastalara kıyasla daha yüksektir.
  • İlaçlar: Belirli ilaçlar böbreklere zarar verebilmektedir. Özellikle kronik ağrı veya romatizma tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar böbrekler üzerinde olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Bu durum böbreklerin fonksiyonlarını bozarak işlevini yerine getirememesine neden olabilir.
  • Otoimmün hastalıklar: Bazı otoimmün (bağışıklık sistemi ile ilgili) hastalıklar vücudun kendi böbrek dokusuna saldırmasına neden olabilmektedir.

Tedavi seçenekleri hastaya göre değişiklik gösteriyor

Kronik böbrek hastalığının tedavi seçenekleri; hastalığın evresi, nedenleri ve kişisel duruma bağlı olarak değişebilmektedir. Tedavi seçeneklerinin bazıları şunlardır:

  • Diyet ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, KBH’nin ilerlemesini yavaşlatabilmektedir. Düşük tuzlu, düşük proteinli bir diyet, tansiyonu kontrol altına alabilmenin yanı sıra böbrekleri de koruyabilmektedir.

  • İlaçlar

Bazı ilaçlar, böbrek hasarını yavaşlatabilmekte veya semptomları hafifletebilmektedir. Özellikle de kişinin tansiyon ve diyabet takibi için ilaçları kullanması oldukça önemlidir.


  • Diyaliz

Diyaliz, kanı temizlemek ve vücuttaki fazla sıvıyı uzaklaştırmak için kullanılan bir tedavidir. Böbrek fonksiyonları çok azaldığında veya tamamen kaybolduğunda, diyaliz tedavisi gerekebilmektedir.

  • Böbrek Nakli

İleri evrelerde, böbrek nakli bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlıklı bir donörden alınan böbrek, hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilmektedir.

Organ nakli en etkin tedavi şekli olarak karşımıza çıkıyor

Kronik böbrek yetmezliğinin yönetimi ve tedavisi, erken teşhis ve düzenli tıbbi takip ile daha etkili hale gelebilmektedir. Riski azaltmak ve hastalığın ilerlemesini önlemek için düzenli tıbbi kontroller, sağlıklı bir yaşam tarzı ve uygun ilaç tedavisi oldukça önemlidir. Kronik böbrek yetmezliği gelişen hastalarda organ nakli her zaman en etkin tedavi seçeneklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygun hasta seçimi sonrasında yapılan böbrek naklinin hastaya sunduğu avantajlar ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Yüksek yaşam kalitesi: Hemodiyaliz sürecinde, haftada birkaç kez uzun süreli tedavi oturumları olması sebebiyle hastalar fiziksel ve duygusal olarak zorlanabilmektedir. Böbrek nakli yapıldığında, hastaların diyaliz oturumlarına ihtiyaçları ortadan kalkar ve günlük yaşamlarına geri dönmeleri kolaylaşır.
  • Etkin kan temizleme: Böbrek nakli, sağlıklı bir böbreğin hasta kişiye nakledilmesi anlamına gelir, bu da vücuttaki zararlı atıkların daha etkili bir şekilde temizlenmesini sağlar. Böylelikle vücuttaki atıkların daha doğal bir şekilde temizlenmesini mümkün kılar.
  • Azalan komplikasyon riski: Böbrek nakli ile birlikte düzenli tedavinin getirdiği enfeksiyonlar, kan pıhtılaşması veya damar problemleri gibi komplikasyonlar ortadan kalkabilmektedir.
  • Uzun yaşam beklentisi: Böbrek nakli, uzun vadeli daha iyi sonuçlar elde etme olasılığını artırabilmektedir.
  • Daha az diyet kısıtlaması: Böbrek nakli sonrası katı beslenme kısıtlamaları genellikle daha azdır. Bu da hastaların daha esnek bir yaşam tarzı sürdürebilmelerine olanak tanımaktadır.

Böbrek nakli sonrası bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar alınması gerekmektedir. Her hasta için en iyi tedavi seçeneği, kişinin özel durumlarına bağlı olarak değişebilmektedir. Her hasta benzersizdir ve tedavi seçimi, doktorlarla yapılacak kapsamlı bir değerlendirme sonucunda belirlenmelidir.

Tip 2 diyabeti önlemek için 6 etkili öneri!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.