Fazla harçlık, çocukların parayı değersiz görmesine neden olabiliyor!

çocuk Fazla harçlık

Çocuklara erken yaşlardan itibaren para kavramının öğretilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bunun için en iyi yöntemin oyunlar olduğunu söylüyor ve uyarıyor: “Çocuklara ne fazla ne de az harçlık verilmeli!”

Çocuklar para ile tanıştırıldığında eş zamanlı olarak tasarruf etme alışkanlığı da kazandırılmasının önemine vurgu yapan Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Okul çağı itibariyle çocuklara düzenli harçlık vererek parayı yönetme becerisini geliştirme fırsatı sunulabilir. Harcamaları gerekli ve gereksiz olarak ayırabilmeyi öğretmek çocukların bu beceriyi kazanabilmeleri açısından faydalı olacaktır.” dedi.

Tasarruf etme alışkanlığının, çocukların yaşamları boyunca finansal olarak bilinçli bireyler olmalarına yardımcı olacağının altını çizen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocuklara harçlık verilmesi konusunda “Harçlığın düzenli olması ve miktarın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına ve harcama alışkanlıklarına göre ayarlanması gerekir. Çok fazla harçlık vermek, çocuğun parayı değerli görmemesine neden olabilirken, çok az harçlık da hayal kırıklığı yaratabilir.” uyarısında bulundu.


Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocuklara para kavramının öğretilmesi ve tasarruf alışkanlığı kazandırılması konusunda bilgi verdi.

Küçük yaştan itibaren oyun aracılığı ile para kavramı çocuklara öğretilmeli 

Çocukların parayla ne kadar erken tanışırsa, para kavramını anlamalarının o kadar kolay olacağını dile getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “3-4 yaş itibariyle çocuklara paranın ne olduğu ve ne işe yaradığı basit bir şekilde anlatılabilir. Çocuklara para kavramını basit bir şekilde öğretebilmek için hikâye kitaplarından yararlanılabilir. Okunan hikâyede paranın kazanılması, biriktirilmesi ve de sonunda istenen bir şeyin alınmasına şahit olan çocuklar daha kolay para kavramını anlayabilir ve de tasarruf alışkanlığı kazanabilirler.” dedi

Çocuğun yaşına ve gelişimine göre madeni paralar ve banknotları oyun aracı olarak kullanarak hangi paraların daha değerli olduğu gibi kavramların çocuklara öğretilebileceğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocuklara ulaşmanın en hızlı ve etkili yolu olan oyun aracılığıyla çocuklar para kazanma ve harcama süreçlerine şahit olabilirler. Oyuncak paralar, yazar kasalar gibi materyallerle marketçilik, mağazacılık gibi oyunlar oynamak çocuklara bu süreçleri deneyimleme fırsatı sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.

Çocuklara, harcamaları gerekli ve gereksiz olarak ayırabilmeyi öğretmek gerekir

Çocuklara tasarruf alışkanlığı kazandırabilmek için kumbaranın faydalı olabileceğine değinen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocuklar para ile tanıştırıldığında eş zamanlı olarak tasarruf etme alışkanlığı da kazandırılabilir. Onlara kumbara verebilir, para biriktirerek ulaşabilecekleri bir hedef belirlemelerine yardımcı olarak teşvik edebiliriz. Örneğin, bir oyuncak ya da kitap almak için belirli bir miktar para biriktirmek çocuğun motivasyonunu arttıracaktır.” dedi.

Okul çağı itibariyle çocuklara düzenli harçlık vererek parayı yönetme becerisini geliştirme fırsatı sunulabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şöyle devam etti:

“Çocukların tasarruf alışkanlığı kazanabilmesi için mutlaka harçlığını nasıl harcadığı ve biriktirdiği hakkında konuşmalar yapmak gerekir. Harcamaları gerekli ve gereksiz olarak ayırabilmeyi öğretmek çocukların bu beceriyi kazanabilmeleri açısından faydalı olacaktır.


Bunun yanı sıra küçük görevler karşılığında para kazanmasını sağlayarak emek ve kazanç arasındaki ilişkiyi anlaması sağlanabilir. Her yaşta, çocuğun gelişim seviyesine uygun olarak yeni bilgiler ve deneyimler eklenebilir. Çocuğun yaşı arttıkça daha uzun vadeli hedefler belirlemesine yardımcı olmak çocuğun daha uzun vadeli düşünmeyi öğrenmesi açısından faydalı olacaktır. Tasarruf etme alışkanlığı, çocukların yaşamları boyunca finansal olarak bilinçli bireyler olmalarına yardımcı olacağı için bu kavramın erken yaştan itibaren hayatlarında olması önemlidir.”

Evde öğretilen parayı yönetme becerisi okulda desteklenebilir…

“Ebeveynler ve okullar, çocukların para kavramını öğrenmelerinde önemli rollere sahiptirler.” diyen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, her iki tarafın da bu konuda yapabileceklerini şöyle açıkladı:

“Ebeveynler çocuklarına erken yaştan itibaren para, para biriktirme, bütçe yapma, tasarruf ve harcama gibi temel kavramları öğretmeye başlayabilirler. Çocuklar hayatı ve hayata dair kavramları hem ailelerini gözlemleyerek hem de oyun ile öğrendikleri için ebeveynler tasarruf, para yönetimi gibi konularda örnek olabilir; marketçilik, monopoly gibi oyunlarla bu kavramları pekiştirebilirler.

Okullarda ise öğrencilerin para yönetimi becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacak projeler ve etkinlikler düzenlenebilir. Örneğin, okullarda düzenlenen kermeslerde çocuklar evde annelerinin hazırladığı yiyecekleri para karşılığında satabiliyor ve de diğer çocuklar da getirdikleri harçlıklar ile bu ürünleri satın alabiliyor. Zaman zaman okullarda yayınevi ya da yazar etkinlikleri düzenlendiğinde de çocuklar harçlıklarını kullanarak beğendikleri kitapları satın alma deneyimi yaşayabiliyor. Bu gibi etkinlikler çocukların parayı yönetme becerisini destekliyor.”

Çocuklara ne fazla ne de az harçlık verilmeli!

Harçlık vermek ile çocuklara maddi sorumluluk bilinci kazandırmak arasında dengeyi sağlamanın çocukların parayı hem doğru şekilde kullanmalarını hem de maddi sorumluluklarını anlamalarını sağlayacağına vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu dengeyi kurabilmek için harçlığın düzenli olması ve de çocuğun harçlık miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına ve harcama alışkanlıklarına göre ayarlanması gerekir. Çok fazla harçlık vermek, çocuğun parayı değerli görmemesine neden olabilirken, çok az harçlık da hayal kırıklığı yaratabilir. Çocukların harçlığını nasıl harcadığı ve neler için para biriktirdiği üzerine düzenli olarak konuşmalar yapmak gereklidir. Böylece, çocuklarda maddi sorumluluk bilincini artar ve yanlış harcama alışkanlıklarının önüne geçilmiş olur.” önerisinde bulundu.

Paraya karşı olumlu tutum kazanan çocuklar, yetişkinliklerinde finansal bağımsızlığı sağlayabilir

Para ile ilgili eğitim materyalleri ve kitapların, çocukların finansal okuryazarlık düzeyini artırmada önemli katkılar sağlayabileceğine de değinen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu kaynaklar, çocukların paranın ne olduğunu, nasıl kazanıldığını, harcandığını ve biriktirildiğini anlamalarına yardımcı olur. Ayrıca, karmaşık finansal kavramları basit ve anlaşılır bir şekilde sunarak, çocukların erken yaşta para yönetimi becerileri geliştirmelerini sağlar.” dedi.

Çocuklarda para konusunda olumlu bir tutum oluşturmanın uzun vadeli faydaları olacağına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, sözlerini şöyle tamamladı:


“Bu faydalar, onların finansal bağımsızlıklarını sağlamalarından genel yaşam kalitelerine kadar geniş bir yelpazeye yayılabilir. Paraya karşı olumlu bir tutum kazanan çocuklar, yetişkinliklerinde de borçlardan kaçınma, tasarruf etme ve bilinçli harcama gibi finansal bağımsızlığı sağlayan alışkanlıkları sürdürebilirler. Sonuç olarak, çocuklarda para konusunda olumlu bir tutum oluşturmak, onların yaşam boyu sürecek finansal başarıları ve refahları için sağlam bir temel oluşturur. Bu tutum hem kişisel finansal sağlıklarını hem de topluma olan katkılarını güçlendirir.”

Teknoloji bağımlısı çocukları bekleyen 4 önemli tehlike!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.