Gelişen teknoloji bize birçok yeni alışkanlık kazandırdı ama bunların pek de olumlu olduklarını söyleyemeyiz. Günümüz şartları özellikle yemek yeme kültürümüzü alt üst etti. Genç nesil evde yapıp yemek yerine ya dışarda yemek yemeyi ya da dışardan eve yemek söylemeyi tercih ediyor. Esin Cansu Yılmaz’ın Start Up projesi PanPals Uygulaması kullanıcılarını evde yemek yapmaya teşvik ediyor.
Yüksek lisans tezi olarak çalıştığı konuyu bir Start Up projesine dönüştüren Esin Cansu Yılmaz, geleneksel yemek kültürümüzü, yani evde yapılan sağlıklı yemeklerle sosyal bir ortamda yemek yeme alışkanlığını tekrar canlandırmak istiyor. Bu gayeyle kurduğu PanPals uygulaması hakkında kendisiyle sohbet ettik.
🚀 PanPals nasıl ortaya çıktı?
◼ PanPals’in hikayesi nedir?
Esin Cansu Yılmaz: Türkiye’de ekonomi ve sosyoloji dallarında çift anadal yaptıktan sonra Davranışsal İktisat alanında master yapmak için LSE’ye (London School of Economics) geldim. Burada bir ders sırasında aklıma gelen bir fikirdi PanPals: Esasen herkesin evde yaptıkları yemekleri filtresiz ve gösterişsiz bir şekilde paylaşacağı bir sosyal medya uygulamasının insanları motive edip etmeyeceğine dayanıyordu. Bunu tez konusu olarak kullandım ve tezim LSE’de ödül aldı, akabinde iki arkadaşımla beraber bir ekip kurarak PanPals’ı herkese ulaştırmak istedik.
İlkokul arkadaşım Arda Sülecik ve lise arkadaşım Gözde Arslancan ile bir ekip olduk. Aslında Arda makine mühendisi, Gözde ise mimar. Beraber kurucu ekip olarak ürün yöneticisi, yazılımcı ve tasarımcı rollerini üstlenerek başladığımız bu yolda, Ocak 2025 tarihinde App Store’da uygulamamızın yeni versiyonunu çıkardık.
🧠 Teoriden pratiğe: Uygulamanın bilimsel temeli
◼ Yani akademik geçmişinizden gelen bilgi ve tecrübelerinizi kullanıyorsunuz. Biraz anlatır mısınız yöntemlerinizi?
Esin Cansu Yılmaz: Fikrin temelinde “Öz Belirleme Teorisi” vardı. Bu teori, insanların bir şeyi uzun vadede sürdürebilmesi için içten gelen bir motivasyona ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Yani dış baskı ya da ödül yerine, gerçekten istemek gerekiyor. Bu içsel isteğin de üç temel kaynağı var:
- Kendini ait hissetmek (ilişkililik),
- Kendi seçimlerini yapabilmek (özerklik),
- Bir konuda kendini yeterli ve başarılı hissetmek (yetkinlik).
Pek çok başarılı uygulama da bu ihtiyaçları destekleyerek insanların o alışkanlığa bağlı kalmasını sağlıyor zaten. Tezim, benzer uygulamaların çalışma mekanizmalarını inceleyerek bunların aynısını yemek yapmaya uygulamaya dayanıyordu.
📱 Sosyal medya uygulamalarının motivasyon yapısı
◼ Bugünkü sosyal medya uygulamalarının ikna yöntemi de genel olarak bu prensiplere mi dayanıyor?
Esin Cansu Yılmaz: Hobi ve alışkanlıkları pekiştirmeye dayalı uygulamaların çoğu bu prensipleri kullanıyor. Örneğin Strava, Letterboxd, Goodreads ve daha birçok hobi odaklı sosyal medya uygulaması bu mekanizmalardan besleniyor. Yani kendi hobi, davranış ya da alışkanlığımızı takip edip sayıya döküp başkalarıyla paylaştığımız ve oyunlaştırılan bir ortamda, bu davranışı devam ettirmek için daha yüksek motivasyon duymaya başlıyoruz.
🍽 Yemek uygulamalarında eksik olan neydi?
◼ Yemek hakkında paylaşılan içeriklerin yöntemleri daha farklı bence sanki.
Esin Cansu Yılmaz: Evet, doğru. Bu uygulamalar kitap okuma, film izleme, spor gibi birçok alanda oldukça yaygınken, yemek alanında yalnızca tarif ve kalori takip uygulamaları domine ediyor. Yani aslında her gün yaptığımız bir aktivite için, diğer davranışlarda olduğu gibi motive edici ya da kutlayıcı bir platform bulunmuyor.
👩🍳 PanPals kullanıcıları ne yapıyor?
◼ PanPals kullanıcıları bu uygulama üzerinden neler yapıyorlar?
Esin Cansu Yılmaz: Yaptığınız yemeklerin fotoğrafını çekip “Sofra” adını verdiğimiz genel akışta paylaşıyorsunuz. Bir yandan haftalık “amaç” belirleyip kaç kere yemek yaptığınız gibi verileri takip edebiliyor; üst üste kaç gün yemek yaptığınızı, toplam yemek sayınızı, ortalamanızı ve hedeflerinizi görebiliyorsunuz. Yani kendinizi takibe alıp geliştirmeye çalışıyor, sürecinizi izleyip kendinize karşı sorumluluğunuzu artırabiliyorsunuz.
Bir yandan da diğer kullanıcılarla kim daha çok beğeni almış, kim en çok üst üste yemek yapmış, kim haftalık en çok yemek yapmış gibi metriklerde yarışarak “challenge”lara girebiliyorsunuz.
PanPals, sıradan yemek anlarını kaydedip paylaşılabilir hale getirerek onlara anlam katıyor. Kullanıcılar sadece ne yediklerini değil, kim olduklarını da paylaşıyor — bu da hem motive olmalarını hem de bir topluluğa ait hissetmelerini sağlıyor. Her paylaşılan sofra, kişisel bir başarı hissi ve başkalarına ilham olma fırsatı yaratıyor.
Burası insanların bir araya geldiği bir sofra gibi oldu ve sofrada ne konuşuluyorsa feed’de de onlar konuşuluyor. Gerçek insanlar, gerçek mutfaklar, gerçek yemekler üzerinden yemekle ve yemek yapmakla bağımızı artık kısıtlayıcı ya da öğretici bir yerden değil, kutlayıcı bir yerden kurmaya çalışıyoruz.
🥗 Yemek içeriğinden çok, birlikte üretim ve paylaşım
◼ PanPals’ta ne gibi içerikler paylaşılıyor, neler konuşuluyor?
Esin Cansu Yılmaz: Evde kendiniz yaptığınız ne isterseniz paylaşabiliyorsunuz. Ara öğün, kahvaltı, akşam yemeği… Ağacından kopardığı eriği paylaşan da oluyor, yoğurt üstüne tarçın kuruyemiş koyup ara öğün yapan da, mangal yapan da, makarna yapan da… Yani kendinize ne yaptıysanız onun fotoğrafını paylaşabilirsiniz. Tek kriterimiz restoran/kafe gibi mekânlardan paylaşım yapmamak. Bu olduğunda da şimdiden kullanıcılar birbirini uyarıyor zaten.
İnsanlar burada sadece tarif paylaşmıyor, hatta tarifler azınlıkta diyebilirim. Bir ziyafet masası paylaşan da oluyor, sabah dağılmış sandviçini de, evde yaptığı hızlı yoğurtlu ara öğününü de. Burada insanlar birbirlerine sınavda başarılar diliyor, yemek yaparken izledikleri dizi/film/şarkıları arayüze ekleyip bunları konuşuyor; yemek üzerine farklı bir muhabbet dönüyor. Bir gün çok avokado, ay sonunda çok makarna paylaşılmasına birlikte gülüyoruz, beraber haberlere gönderme yapan caption’lar konuluyor.
📊 PanPals’ın etkisi ölçüldü mü?
◼ Elinizde istatistik veri var mı? Kullanıcıların yemek alışkanlıklarında ne gibi değişiklikler oldu bu uygulamayla?
Esin Cansu Yılmaz: Şu anda danışmanımız ve aynı zamanda kuzenim olan Erdem Gezer’in yazdığı beta versiyonumuzu LSE tez sürecinde akademik olarak test edebildim. Sonuç olarak PanPals kullanımının yemek yapma sıklığını haftalık %19 artırdığını, daha da önemlisi yemek yapma motivasyonunu, keyfini, yemek becerilerini ve beslenme kalitesini de artırdığını buldum.
📸 Diğer yemek tarifi uygulamalarından farkı ne?
◼ PanPals’in yemek tarifi veren diğer içerik üreticilerinden farkı ne tam olarak?
Esin Cansu Yılmaz: Evde yemek yapmaya dair içerikler genellikle daha geniş mecralar olan Instagram ve TikTok’ta yer buluyor. Ancak burada da gerçek mutfaklara ve gerçek insanlara nadiren rastlıyoruz, çünkü içerikler influencer’lar tarafından domine ediliyor. Yani içerik üretmeye özel bir ilginiz yoksa bu içeriklerin yaratıcısı değil, tüketicisi oluyorsunuz ve işlevsel olarak tarif uygulamalarının ötesine geçmiyor.
Ben, normal insanların da kendi günlük, iyi kötü, sunumlu sunumsuz yediklerini paylaştığı ve “büyük bir masa” gibi hissettiren bir platform hayal ettim.
🔍 Yeni alışkanlıklar, kaybedilen değerler
◼ Yeni yemek alışkanlıklarıyla neleri kaybettik?
Esin Cansu Yılmaz: Bir kere yemek yapmak nesilden nesile azalıyor, çünkü çok seçeneğimiz var: kafeden markete, sonsuz hayat kolaylaştıran seçenekler. Ancak modern yaşam ve hızlı günlük hayat arasında yemek yemeyi – yani en önemli ihtiyacımızı – tamamen dış yollarla karşılamak bizi yemeğe ve kendimize dair bir şeylerden uzaklaştırıyor.
Dışardan almak ve söylemek tabii zaman ve temizlik açısından kolaylık sağlıyor. Global olarak da yemek yapma alışkanlıklarında bir azalma var, ancak bunun tek istisnalarından biri pandemi oldu, orada insanlar yemek yapma tutkularını tekrar keşfettiler. Tabii ülkemizde enflasyon sebebiyle evde yemek yapma durumu yine artıyor ancak genel bir trend olarak yemek yapmayı herhangi bir zorunlulukla yapılması gereken bir ev içi çile gibi görmeye yatkınız genelde.
Özellikle şehirlerde yaşayan genç nesil, bunu izole edici, yalnız ve çileli bir aktivite olarak görebilir. Biz bunu değiştirmek, evde yemek yapmaya başka kutlayıcı anlamlar yüklemek istiyoruz. Yani tükettiğiniz şey size ve sağlığınıza katkıda bulunabiliyorsa, bunu hazırlama sürecinin de aynı şekilde insana katkılı olabileceğine dikkat çekmek istiyoruz.
Bir yandan kapitalizmin de vaadi “işi bilene bırakmak” ve herkesin iyi olduğu konuda işini halledip, diğer ihtiyaçları dışarıdan karşılamaya, bu sayede zaman kazanmaya ve kaynakları verimli kullanmaya odaklanıyor. Ancak evde yemek yapmak ve dışarıdan yemek arasındaki denge başka şeylere de işaret ediyor.
💡 Evde yemek yapmanın görünmeyen faydaları
◼ Genel olarak özetleyecek olursak; evde yemek yapmanın ve evde yemenin ne gibi avantajları var?
Esin Cansu Yılmaz: Mesela yemek sisteminde nerede yer almak istediğiniz, vücudunuza giren ürünler hakkında kontrol sahibi olmak, paranızın hangi markalara ve hangi ürünlere gittiğini kontrol etmek, daha sağlıklı beslenmek ya da en basitinden bir sebzeye, meyveye dokunmak… Tavuğunuzun nereden geldiğini bilmek, mercimek kimdenmiş merak etmek gibi sorulara yol açıyor, yemek eylemini evde gerçekleştirmek.
Yani yemek, sadece sağlıklı beslenme için bir araç ya da kilo veya bütçe kontrolü açısından değil; bir yandan aktivite içindeyken bizi iyi hissettiren ve mental sağlığa katkı sunan, ayrıca bizi insan olmaya dair sayısız dinamiğe tekrar bağlayan nadir aktivitelerden biri. Bu sebeple, ev temizlemek gibi herhangi bir ev işi gibi görülmesinden ziyade, daha kutlayıcı bir yaklaşım sergileyen bir uygulamayla bu yönleri ön plana çıkarmayı istedim.
🗳 “Yemek yapmak politik bir eylemdir”
◼ Yemek yapmak politik bir eylemdir diyorsunuz. Biraz açar mısınız bunu?
Esin Cansu Yılmaz: Evde yemek yapmak sadece karın doyurmak değil; kontrolü geri almak anlamına da geliyor. Ne yediğine, porsiyona, kalitesine, nereden geldiğine, kimin ürettiğine dair söz sahibi olmanın önünü açıyor. Günlük olarak ve yaşamak için en önemli ihtiyacımızı sadece şirketlere bırakırsak, gıda sistemi üzerindeki etkimiz yok oluyor ve onlara çok önemli şeyler hakkında “güven” duymak durumunda kalıyoruz. O et, yağ, yumurta nereden geliyor, kimden alınıyor, kaç kere kullanılıyor, hangi sistemi destekliyor… Elbette ben bildiğimiz işletmeleri desteklemekten bahsetmiyorum. Dışarda yeme ve evde yapma oranımızın dengesinden bahsediyorum. Yoksa amacımız herkes sürekli evinde pişirsin de değil elbette. Bu açıdan anti-restoran bir duruşumuz yok ve bir sofra etrafında toplanma ve yemek sevgisi konusunda en büyük ilhamımızı da, yine sevdiğimiz, güvenilir, işini iyi yapan restoran ve işletmelerden ve şeflerden alıyoruz.
Mutfağa girdiğimiz her anda sadece yemeğimizi değil, sistemi de yeniden şekillendiriyoruz. Aynı sofradan yemek, sadece birlikte doymak değil aynı değerleri paylaşmak demek. Sadece aynı sofrada oturmak bile güçlü bir metafor kendi başına bu yüzden.
👥 PanPals kullanıcıları kimler?
◼ Kullanıcı profilinizden de bahseder misiniz biraz?
Esin Cansu Yılmaz: Şu anda organik bir büyüme söz konusu. İnsanlar ya arkadaşlarından bizi duyuyor ya da Instagram’dan. Genellikle 18–35 yaş arası ağırlıklı kullanıcılarımız var. Ancak 40 yaş üstü, özellikle kadınlardan da çok ilgi görüyoruz. Onlar bize uygulamada ayrı bir destek veriyor, bizim daha “amatör” çabalarımızı destekliyorlar. Hiç tanımadığınız, belki sizin yaşınızda çocuğu olan birinin gelip size günaydın demesi, inanın o sabah yaptığınız omleti paylaşma isteği getiriyor. Bir yandan da insanlara dair aslında çok önemli bir bilgiyi ediniyorsunuz. Ben her gün bu uygulamada yaşadığım için şu an tanımadığım kullanıcılarımızın en sevdiği, en çok yaptığı yemekleri, kimin bahçesinde ağaç olduğunu, kimin balık tutabildiğini, kimin yaz domatesi özlediğini biliyorum mesela.
🎯 PanPals’ta sonraki hedef ne?
◼ Başlangıçtaki hedefinize ulaştınız mı? Bundan sonraki hedefleriniz nedir?
Esin Cansu Yılmaz: Kendimiz tam zamanlı başka işlerde çalışıp Avrupa’nın farklı şehirlerinde yaşarken, vize ve 40 saatlik çalışma yanında haftada 30’ar saat de PanPals’a ayırarak bugüne getirdik. Biz de daha önce uygulama geliştirme işi yapmamıştık; bu açıdan PanPals hikayesi aslında bizim de kendimizi gerçekleştirme hikayemiz oldu. Böyle bir topluluk kurup büyütmek ve daha tez ve fikir aşamasından bugünlere gelmek bizim inancımız ve kullanıcılarımızın desteği sayesinde oldu. Şimdi tam zamanlı şekilde PanPals’ı büyütmeye devam edebilmek için yatırımcı arıyoruz. Türkiye’den çıkan ilk sosyal medya uygulamasının 3 genç tarafından ve sofra/yemek etrafında olmasını istiyoruz.
- Instagram sayfası: PanPals (@panpals.app)
- AppStore uygulaması: PanPals on the App Store
🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Kolayca Hazırlayabileceğiniz 5 Lezzetli Yemek Tarifi – Fırında tavuk, yoğurtlu kabak ve diğer pratik tariflerle mutfağınızı renklendiriyor.
- Sürekli yemek istiyorum! Neden böyleyim? – Aşırı yeme isteğinin psikolojik ve fizyolojik nedenleri üzerine uzman görüşleri.
- Neden 21:00’den sonra yemek yememelisiniz? – Akşam geç saatte yemenin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri inceleniyor.
- İsimleriyle şaşırtan ilginç Türk yemekleri – Anadolu mutfağının renkli ve eğlenceli tarifleriyle gastronomik keşif.