UEFA, Finansal Sürdürülebilirlik Düzenlemeleri (Financial Sustainability Regulations) ile yeni bir sayfa daha açtı. Andrea Traverso, Football Benchmark ile yaptığı röportajda Avrupa futbolundaki 10 yıllık yeniden yapılanma, artan yatırımlar ve Avrupa futbolunun geleceği hakkında konuştu.

Football Benchmark’ın Football Benchmark CEO’su Andrea Sartori’nin UEFA Finansal Sürdürülebilirlik ve Araştırma İcra Direktörü Andrea Traverso ile yaptığı röportaj 27 Kasım 2025’te kurumun web sayfasında yayınlandı; tamamını sizin için çevirdik, aşağıda okuyabilirsiniz.
📌 Öne çıkanlar: UEFA ve finansal dönüşüm
- 2011’de 1,7 milyar avro zarar eden Avrupa futbolu, Finansal Fair Play sayesinde 2017’de genel kârlılığa ulaştı.
- Yeni “Finansal Sürdürülebilirlik Düzenlemeleri”; sadece kâr/zarar değil, öz sermaye, borç ve kadro maliyeti (maaş/transfer) dengesini de kapsıyor.
- Pandemi döneminde kulüplerin öz sermayesinin 10 milyar avronun üzerinde olması, iflas dalgasını önleyen en büyük etken oldu.
- Avrupa futboluna giren yatırımcıların çoğunluğu ABD kaynaklı; kulüpler artık daha profesyonel işletmeler olarak yönetiliyor.
- Gelecek 10 yılın en büyük zorluğu, kulüpler arasındaki finansal uçurumun büyümesini engelleyerek rekabet gücünü korumak olacak.
Avrupa futbolunda 10 yıllık yeniden yapılanma
Son 10 yılda Avrupa futbolu finansal bir dönüşüm geçirdi. Finansal Doğru Oyun (Financial Fair Play)’un yürürlüğe girmesinden yeni uygulamaya alınan Finansal Sürdürülebilirlik Düzenlemeleri (Financial Sustainability Regulations)’ne dek geçen süre boyunca, UEFA daha istikrarlı ve sorumlu bir futbol ekonomisi yaratmaya çalıştı. Geçtiğimiz hafta, 24 önde gelen Avrupa kulübünün finansal verileri değerlendirildiğinde yeni düzenlemelerin kârlılığı artırmaya başladığına ilişkin açık işaretler görüldü.
Football Benchmark’ın CEO’su Andrea Sartori UEFA Finansal Sürdürülebilirlik ve Araştırma İcra Direktörü Andrea Traverso ile kulüp finansmanlarının nasıl evrildiği, yatırımcıların piyasayı nasıl yeniden biçimlendirdiği, futbolun uzun vadeli büyümesi ve istikrarı için neler beklediği hakkında konuştu.
Finansal disiplinin başarısı
Değerleme modelimize göre son 10 yılda Avrupa’nın önde gelen kulüplerinin toplam kurumsal değeri iki katından fazla arttı. Bu da önemli bir büyümenin işareti. Sizin bakış açınıza göre, Finansal Doğru Oyun (Financial Fair Play) bu evrimin şekillenmesinde ne derece etkili oldu ve futbolun finansal yönetimine disiplin aşılanması açısından ne ölçüde başarılı oldu?
Andrea Traverso: Genel olarak baktığımda çok olumlu buluyorum. Finansal Doğru Oyun’u uygulamaya koymaktaki amacımız, yönetimsel disiplini artırarak kulüplerin yalnızca sahada başarılı olmalarını değil, aynı zamanda saha dışında mali hesaplarını sorumlulukla yönetebilmelerini sağlamaktı.
Kurallar onaylandığı dönemde Avrupa futbolundaki durum kaygı vericiydi. Kulüpler 2011 yılında toplamda yaklaşık olarak 1,7 milyar avro yıllık zarar bildirmekteydi ve mali denetim kavramı futbol için henüz yeniydi. 2011 yılında araştırmamız, yıl içinde otuzbeş kulübün ve sonraki yıl yirmibeş kulübün daha iflas ettiğini saptadı. Söz konusu kulüplerin çoğu yeniden yapılandırmadan sonra ayakta kalsa da, her bir iflas futbola olan güveni ve inancı zedeliyordu.
“Milyarlarca avroluk zararlardan böylesine kısa bir sürede olumlu rakamlara ulaşan bu dönüşüm oldukça dikkat çekiciydi.”
O dönemdeki asıl yenilik, kulüplerin yalnızca kazandıkları kadar harcama yapmalarını gerektiren başabaş kuralıydı (break-even rule). Bu kural yürürlüğe girdikten sonra sonuçlarını hızla görmeye başladık. Bu toplam zararlar yıldan yıla azalmaya başladı ve 2017 yılında Avrupa futbolu ilk kez genel kârlılığa ulaştı. Milyarlarca avroluk zararlardan böylesine kısa bir sürede olumlu rakamlara ulaşan bu dönüşüm oldukça dikkat çekiciydi.
Elbette, Finansal Doğru Oyun bu iyileşmenin tek itici gücü değildi. Gelirler de aynı dönemde önemli ölçüde arttı ve birçok kulüp operasyonları profesyonelleştirdi. Ancak düzenlemeler ekosistem genelinde finansal davranışların uyumlu hale getirilmesine yardımcı olan bir çerçeve oluşturdu. “Sonsuza kadar harcama yapamazsınız” ilkesi kulüp yönetimi anlayışına yerleşti.
Bu çerçeve olmasaydı, büyük olasılıkla çok daha büyük düzeyde istikrarsızlık görürdük. Bazı kulüpler rekabet etmek için çok daha fazla para yatırırdı ve bu da daha büyük zararlara ve takımlar arasında daha keskin eşitsizliklere yol açardı.
On beş yıl önce, finansal yönetim kulüplerin yönetim kurullarında seyrek tartışılırdı. Bugün ise her izlemsel kararın merkezinde yer alıyor. Kulüpler artık sportif başarının ve sağlam finansal yönetimin bir arada ilerlediğini anlıyor. Saha içinde istikrarlı bir başarıya ancak saha dışında istikrarlıysanız ulaşabilirsiniz.
Pandemi ve yeni düzenlemelere geçiş
Pandemi, futbolun finansal modelindeki yapısal zayıflıkları ortaya çıkarırken aynı zamanda yeniden yapılanmaları da hızlandırdı. UEFA’nın bu darboğazdan çıkardığı temel dersler nelerdi ve bunlar Finansal Doğru Oyun’dan yeni Finansal Sürdürülebilirlik Düzenlemeleri (Financial Sustainability Regulations)’ne geçişi nasıl etkiledi?
Andrea Traverso: KOVİD herkes için büyük bir sınavdı. UEFA, 2020-21 sezonunu yeniden yapılandırıp kulüpler arası karşılaşmaları geri çekti ve Avrupa Kupası’nı bir yıl erteledi. Bu, birçok ligin sezonu tamamlamasını ve ödenmesi gereken milyarlarca dolarlık ticari yaptırımları en aza indirmesini sağladı. Buna karşın, üst liglerde oynayan kulüplerin gelir kayıpları yaklaşık 7 milyar avroya ulaştı.
Bu dönemdeki düşük iflas oranı öncelikle kulüplerde yapılan çalışmaların sonucudur. Ancak KOVİD’e kadar geçen 10 yıl boyunca, Finansal Doğru Oyun’un gerekliliklerinin kulüp sahiplerini zararların karşılamasına zorunlu tutması, kulüplerin 2 milyar avronun altındaki net öz sermayesini 10 milyar avronun üzerine çıkarmıştı. Finansal Doğru Oyun olmasa kulüp sahiplerinin bu zararları karşılama yeteneği daha az olurdu.
KOVID döneminde UEFA başka acil durum önlemleri de aldı. Bir yandan finansal denge değerlendirmesini askıya alarak kulüpler üzerindeki baskıyı azaltırken diğer yandan gecikmiş ödemeler kuralı aracılığıyla borçların zamanında ödenmesini vurgulayarak pazar geneline yayılan bir sorun çıkmasını engelledi. Ancak bu dönem, Finansal Doğru Oyun kapsamında kaydedilen ilerlemeye karşın, sistemin hala gelişmesi gerektiğini açıkça ortaya koydu. Bu deneyim, bizi yeni finansal düzenlemelerin kapsamını kâr ve zarar ile sınırlı tutmayarak öz sermaye ve maliyet denetimi gibi etmenleri de kapsayacak şekilde genişletmeye itti.
Bu nedenle, Finansal Sürdürülebilirlik Düzenlemeleri birden fazla finansal göstergeyi ele alıyor. Kârlılık, öz sermaye, borç ve bir kulübün gelirinin ne kadarının maaşlara, transferlere ve menajer ücretlerine harcanabileceğini düzenleyen kadro maliyeti kuralı.
Tüm bunlar birbiriyle bağlantılı. Bir kulüp kurallardan birini çiğnerse, diğerlerini de çiğneme olasılığı yüksektir. Dolayısıyla yeni sistem çok daha sağlam. Kulüplerin istikrarlı ve sorumlu bir şekilde yönetilmesini özendiriyor.
“Bugün Avrupa futboluna giren yatırımcıların büyük çoğunluğu Amerika Birleşik Devletleri’nden. Bir de giderek artan sayıda özel sermaye fonu da var.”
Yatırımcı ilgisi ve kurumsal yapı
Son yıllarda kulüpler, yatırımcılar için giderek daha çekici bir varlık durumuna geldi. Bu ivmenin ne kadarını UEFA’nın düzenleyici çerçevesine bağlıyorsunuz? Bu çerçevenin daha öngörülebilir ve yatırım yapılabilir bir Avrupa futbol pazarı yaratmada nasıl bir işlevi oldu?
Andrea Traverso: Bence temel oluşturdu. Bugün Avrupa futboluna giren yatırımcıların büyük çoğunluğu Amerika Birleşik Devletleri’nden. Bir de giderek artan sayıda özel sermaye fonu da var. Diğer bölgelerden daha kısa vadeli yatırımcıların ilgi gösterdiği dönemler oldu. Ancak şu anda uzun vadeli kurumsal yatırım eğilimi var. Bu, futbol için olumlu bir gelişme.
Bu yatırımcılar, futbolu ve genel olarak sporu hâlâ çok çekici buluyorlar ve asıl değerinin altında olduğunu düşünüyorlar. Üstelik, bazı ABD kulüplerinin değerlemeleriyle karşılaştırıldığında bir dereceye kadar ucuz bir varlık olarak görüyorlar. Artık daha yapılandırılmış ve öngörülebilir olduğu için Avrupa pazarı yatırımcılara verimli bir zemin sunuyor. Güçlü düzenleyici çerçeve, onlara yatırımlarının korunduğuna ilişkin güven veriyor. Bu olmadan, risk profili çok daha yüksek olurdu.
Aynı zamanda kulüpler çok daha profesyonel hale geldi. Düzenlemeler, onları maliyetleri daha verimli yönetmeye, gelirlerini çeşitlendirmeye ve örgütsel yapılarını güçlendirmeye yöneltti. Günümüzde, en büyük kulüpler büyük profesyonel işletmeler olarak etkinlik gösteriyor. Çoğu büyük kulüp için ticari gelir, ana gelir kaynağı durumundaki yayın gelirlerinin yerini aldı.
Yayın gelirleri lig genelinde paylaşılıyor, ancak ticari haklar tamamıyla kulübün kendisine ait. Bölgesel markalardan küresel markalara dönüşenler bu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmayı öğrenenler oldu.
Elbette, her kulüp bunu başaramaz. Zirvedeki kulüpler daha fazla öne çıktı. Seçkin düzeydeki kulüplerde daha yüksek odaklanma görüyoruz. Ancak bu yalnızca düzenlemelerin sonucu değil. Profesyonellikten, küreselleşmeden ve farklı ölçeklerdeki kulüplerin gelir potansiyelindeki farklılıklardan kaynaklanıyor. Düzenlemeler rekabetçi bir denge yaratmak için değil, finansal disiplin sağlamak için tasarlandı ve yatırımcıları Avrupa futboluna çekmeyi sürdüren bu istikrardır.
“Pazarın büyük bir kısmı birkaç büyük topluluğun elinde yoğunlaşırsa, kaçınılmaz olarak bundan en çok yararlanan en büyük kulüpler olacaktır.”
Çok kulüplü mülkiyet ve rekabet
Çok kulüplü mülkiyetin hızla büyümesi, sektörün yatırım ortamını yeniden şekillendirerek hem fırsatlar hem de yeni riskler yarattı. UEFA düzenleyici yaklaşımını bu olguya nasıl uyarladı ve bunun futbol üzerindeki daha geniş etkisini nasıl görüyorsunuz?
Andrea Traverso: Çok kulüplü mülkiyeti tek bir şekilde tanımlamak kolay değil çünkü birçok farklı model ve motivasyon var. Bazı yatırımcılar bunu farklı ülkelerdeki birkaç kulüpte çoğunluk veya azınlık hissesi tutarak riski çeşitlendirmek için yapıyor.
Diğerleri ise bunu yetenekleri daha verimli bir şekilde çekmenin ve geliştirmenin bir yolu olarak görüyor. Bu nedenle Portekiz, Belçika veya Danimarka gibi ülkelere yatırım yapılması rastlantı değil. Bu pazarlar, Güney Amerikalı veya Afrikalı oyuncuların Avrupa yurttaşlığı almasını kolaylaştırıyor ve bu da yatırımcıların oyuncuları kendi ağları içinde hareket ettirmelerine olanak tanıyor.
Diğerleri ise ticari artıgüç peşinde koşuyor. Kulüpler arasında keşif, sağlık veya veri kaynaklarını paylaşıyor ve küresel pazarlamayı güçlendiriyor. Her topluluk farklı şekilde işliyor. Ancak bu eğilim açıkça hem fırsatlar hem de riskler getiriyor.
Olumlu açıdan bakıldığında, bir topluluğa ait olmak kulüplere olağan koşullarda asla ulaşamayacakları bilgi birikimine, altyapıya ve yatırıma erişim sağlıyor. Bunu, büyük ve profesyonel bir ağın parçası olmaktan faydalanan City Football Group’taki Girona FC veya Palermo FC gibi örneklerde görebilirsiniz. Zürih Üniversitesi ile yaptığımız ortak araştırmada, bu tür topluluklara katılan kulüplerin, özellikle çoğunluk yatırımı veya karar alıcı etki olduğunda, yaklaşık dört yıl sonra daha iyi başarım gösterdiğini ortaya koydu.
Madalyonun diğer yüzü ise rekabettir. Pazarın büyük bir kısmı birkaç büyük topluluğun elinde yoğunlaşırsa, kaçınılmaz olarak bundan en çok yararlanan en büyük kulüpler olacaktır. Bu, bakkal ve süpermarket gibi bir şeydir; bir süre sonra küçük olan rekabet etmekte zorlanır. Bu, yakından izlememiz gereken bir devinimdir.
Dürüstlük de bir diğer önemli ögedir. UEFA ve ulusal liglerde, 20 yılı aşkın bir süredir mülkiyet kuralları var. Genel olarak her turnuvada bir kulüp olacak şekilde sınırlanmış durumda. İlke açıktır, aynı mülkiyet altındaki iki kulüp aynı turnuvada oynayamaz. Birkaç yıl önce, Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Konferans Ligi aşamaları arasındaki ayrımı yansıtacak şekilde bu kuralları biraz güncelledik ve bu temel güvenceyi korurken bir miktar esneklik sağladık.
Kısa süre önce, 5. madde kapsamındaki olası bir çıkar çatışması durumunda, Kulüp Mali Denetim Kurulumuz kör güven seçeneğini kullandı. Mükemmel değil ancak çıkar çatışması geçiciyse işe yarıyor. En önemlisi, bu gibi durumlarda bile sahiplerin stadyum veya eğitim merkezi inşa etmek gibi uzun vadeli yatırım tasarılarını yönetmeyi sürdürmelerine izin veriyoruz. Futbol altyapısına yapılan gerçek yatırımları engellemek istemiyoruz. Amacımız, oyunu sorumlu yatırımlara açık tutarken bütünlüğü korumaktır.
Geleceğin öncelikleri
Önümüzdeki 10 yıla baktığımızda, Avrupa futbolunun geleceğini şekillendiren temel öncelikler ve zorluklar nelerdir?
Andrea Traverso: En önemli zorluklardan biri rekabet gücü. Her ülkeye UEFA kulüp karşılaşmalarına katılma fırsatını güvence altına alan bir erişim listemiz var ve bununla gurur duyuyoruz. Ancak kulüpler arasındaki finansal uçurum büyümeyi sürdürürse, bu rekabet dengesini korumak daha da zorlaşır. Her kulübün sahada gerçek bir rekabet şansına sahip olduğu, ilgi çekici ve erişilebilir karşılaşmalara ihtiyacımız var. Bu çeşitlilik, Avrupa futbolunun en büyük güçlerinden biri ve bunu korumamız yaşamsal önem taşıyor.
Finansal sürdürülebilirlik merkez konumunda kalacak. Kurallar, herkesin eşit koşullarda rekabet edebilmesi için katı ve saydam bir şekilde uygulanmalı. Sisteme olan güveni ve saygıyı korumanın tek yolu bu.
Aynı zamanda, uyum sağlamayı sürdürmeliyiz. Pazar gelişmeye devam ediyor. Yeni finansman biçimleri, daha fazla sayıda çok kulüplü yapı ve artan küreselleşme görüyoruz. Bunlar göz ardı edemeyeceğimiz gerçekler. Düzenlemelerimizin dürüstlüğü korurken sorumlu yatırım ve büyümeye de izin verecek şekilde gelişmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, sürdürülebilirlik bugün kayıpları engellemekten çok daha fazlası anlamına geliyor. Güçlü temeller, sağlam yönetim, çeşitlendirilmiş gelir ve kulüpleri uzun vadede güçlendirecek altyapı yatırımlarına yönelmekle ilgili. Avrupa futbolunun hem sahada hem de saha dışında güçlü, açık ve rekabetçi olmasını bu şekilde sağlama alıyoruz.
***
Aşağıdaki bağlantıdan Football Benchmark’ın web sayfasında yayında olan özgün röportajı okuyabilirsiniz.
🔗 Kaynaklar:
🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Football Benchmark: Avrupa Şampiyonları Raporu 2023
Avrupa’nın önde gelen lig şampiyonlarının finansal performanslarını ve piyasa değerlerini inceleyen rapor. - Futbol kulüplerinin değerlemesi: Avrupa Elitleri 2025
Football Benchmark tarafından hazırlanan ve Avrupa’nın en değerli 32 futbol kulübünü sıralayan raporun detayları. - Avrupa Şampiyonları Raporu 2024: Gelirler ve kârlılık
Şampiyon kulümlerin işletme gelirleri, yayın hakları ve ticari başarılarını ortaya koyan analiz. - Avrupa Şampiyonları Raporu 2022
Pandemi sonrası toparlanma sürecinde Avrupa futbolunun finansal görünümü ve şampiyonların karnesi. - Football Benchmark: Avrupa Şampiyonları Raporu 2021
COVID-19’un futbol ekonomisine etkilerini ve lig şampiyonlarının finansal kayıplarını gösteren rapor. - Football Benchmark: Avrupa Şampiyonları Raporu 2019
Avrupa futbolunun finansal zirve yaptığı dönemde şampiyon kulüplerin gelir artışlarına dair veriler. - Futbol Sosyal Medya Benchmark Raporu
Futbol kulüplerinin dijital varlıkları, takipçi sayıları ve sosyal medya etkileşim oranları üzerine bir inceleme. - Futbol transfer harcamaları: FIFA Raporu 2025
Küresel futbol pazarındaki transfer hareketliliği, harcama rekorları ve menajerlik ücretleri. - Sosyal medyanın şampiyonları: En çok takip edilen futbol kulüpleri
Dijital dünyada en güçlü taraftar kitlesine sahip futbol takımları ve platform bazlı analizler. - Dünyanın en büyük futbol takımları: Gelir Ligi
Deloitte Para Ligi verilerine göre dünyanın en çok gelir elde eden futbol kulüpleri sıralaması. - Atalanta’nın futbol seçkinleri arasına katılması
Mütevazı bütçelerle büyük başarılar elde eden Atalanta’nın yönetim modeli ve yükseliş hikayesi. - Stadyum sponsorluğu ve isim hakları
Futbol kulüplerinin en önemli gelir kalemlerinden biri olan stadyum isim hakları ve sponsorluk anlaşmaları.
| 🎯 | Sponsorlu içerik ve tanıtım yazısı fırsatlarımızı keşfedin. İndigo Dergisi’nde tanıtım yazısı yayınlatın; asla silinmeyen/süresiz içeriklerle markanızı yüz binlerce okura ulaştırın. 👉 Reklam paketlerini incele |


