Öğretilmeli insana: Önce kendin olmak!

Öğretilmeli insana, diye başladım bu sefer. Öğrenmişliklerimden, bildiklerimden, bildiğimi zannettiklerimden ve bilmediklerimden aktarıyorum teker teker…

öğretilmeli insana insan öğrenme kişisel gelişim Öğretilmeli insana: Önce kendin olmak!
Fotoğraf: Petter Sandell ©

Öğretilmeli insana, her şeyin ötesinin sağlık olduğu

Sağlığına şükretmesi gerektiği, sağlığını kaybetmesi takdirinde hiçbir şeyin anlamının kalmayacağı öğretilmeli. Her şeyin bir sonu olduğu, her sonun bir başlangıç olduğu, öğretilmeli insana. Hiç korkmadan, durumu kendine bile izah etmeden ilerlemeli bu hayat yolunda. Maruz kalarak yahut kalmayarak.

Kendinden emin adımlarını bir kez daha atması öğretilmeli insana

Yaşamda her zaman kendi isteğinin olmayacağı…  Verilecek rolleri hakkıyla yapması gerektiği, bilakis bu rollere muhtaç olduğu öğretilmeli. Huzuru bulduğunda kaybetmemesi gerektiği. Pişman olmamak adına, her bir anını değerlendirmesi gerektiği. Her yaşamdan her insandan her olaydan bir huzur bulması da öğretilmeli insana.


Yapılan haksızlıklara boyun eğmemesi öğretilmeli mesela

Hak ve haksızlık arasında kesin kararlar vermesi gerektiği öğretilmeli. İnsanlar arasında ayrım yapmaması öğretilmeli. Hayatta hiç kimsenin mükemmel olmadığını, herkesin kendi içindeki kusurlarını bizzat yaşayabilmesinin özgürlüğü öğretilmeli. Benim dediği her şey adına, bir kez de bizim diyebilmesi öğretilmeli insana.

Paylaşım öğretilmeli!

Elindekini, paylaşacak kadar cömert, karşısındakine güvenecek kadar özgüven sahibi oluşu öğretilmeli. ‘Ama ya’ların peşinde kalınmaması, ömrün yaşanması vurgulanmalı bir kez daha! Küstahlaşmaması da öğretilmeli insana, her zaman saygı çizgisini koruması gerektiği, hayatın ne getirip ne götürdüğü düşüncesinden uzak, kendi halinde basit yaşamın ipuçları da öğretilmeli.

Sabretmenin mucizeviliği öğretilmeli insanlara birer birer

Biraz sabır… Ötesi var yahut yok. Açıksözlülük öğretilmeli insana, verdiği değeri söylemeli başkasına. Anı yaşaması gerektiği öğretilmeli belki de. Hepimizin ortak sorunu; dünde yaşayıp, geleceği biçimlendirip anı kaçırmak! Geçmiyor zaman! Her kaçışın, bir kovalamaca olduğu da öğretilmeli.


Mutsuzluğumuzu gizleyip, başka hayatlara süslü pozlar vermemek gerektiği öğretilmeli mesela. Mutluluğun da hüznün de insanlar için var olduğunu öğretsek birlikte? Benim mutluluğumun yahut mutsuzluğumun benden başka kimseyi ilgilendirmediğini söylesek? Hiç olmaz mı? Kırılır mı o zaman bu düşler? Çok mu uzaklaşır gerçeklerden, sahi? Bunu birlikte sorgulayalım.

Emeğin nasıl kutsal olduğunu, hiç kimsenin emeğinin çiğnenmemesi gerektiği öğretilmeli

Kendinden daha yüksek yerlerde olan insanları takdir etmek öğretilmeli. Kıskançlık ve imrenmek arasında ince çizgide kaybolmamak… Söylemek lazım bazen, bazı şeyleri! Çünkü ben şuan bunu burada söylemezsem, belki de bir daha asla söyleyemeyeceğim! Nasıl sonsuz ömürler biçiyoruz kendimize. Ne çok vaktimiz var, bizim halbuki. Elbette içleri hep ama hep mutluluk dolu hayallerimiz, asla hayal kırıklığı barındırmayan hayatlarımız… Nasıl tanıdık o yüzler? İçlerini görebildiğim… Nasıl sahi o sözler! Okuyunca gücünü hissettiğim…

Hayattaki beklentilerin kendi elimizde oluşu da öğretilmeli!

Benim, senin ayrımına düşmeden, her şeye yetebilecek kadar paylaşma duygusuna sahip olgunluk da gerek insana. Karşısındaki insanlara her zaman, olgunluk gösterip, hayatı daha güçleştirmemesi öğretilmeli. Tuhaf tuhaf yollarla, başkasının çizdiği yoldan gitmemesi gerektiğini, her zaman kendi yolunu çizip, başarısız olsa dahi bu benim başarısızlığım, diyebilecek kadar kendine güvenmeli oysa insan.

Hayatta ne yaparsa yapsın, asla ve asla bundan pişmanlık duymaması gerektiği öğretilmeli insana!

Hatanın insana ait bir parça olduğunu da unutmamak kaydıyla… Geniş düşünmeli insan, basit yaşamalı. O ne der, bu ne düşünürden öte, sadece kendi olabilmeli. Bunlar öğretilmeli insanlara… Hayatta her zaman başarılı olunmayacağı, her zaman sırtını yaslayabileceğin insanların olamayacağı öğretilmeli insana. Güvenin insanda en güzel duygu olduğu, her zaman dürüst olması öğretilmeli. Mış gibi yapmaması gerektiği, sadece içinden geldiği gibi yaşaması gerektiği, ve sırf bu yüzden de kendi olduğu öğretilmeli insana…

Kendi seçimleriyle hayatı algılaması gerektiği öğretilmeli insanlığa


Velhasıl; “Önce kendin ol!” öğretilmeli insana… Gerisini bir şekilde halledebilirsiniz, lakin kendin olmak durumunu, bu kadar kolay başaramayacaksınız. Asla başaramazsınız demem. Diyemem. Ama bundan yanayım her zaman. Hayatta önce kendim oluşum! Kimseye benzemeden, benzemeye çalışmadan, tek ve bir oluşum… Neler varsa olsun hayatınızda, varsın kalsın iki adım ötede, köşede, beride… Siz, sizseniz şayet, hayatı, insanları çok daha güzel algılayacaksınız.

Kendin olmak ve saf bilinç yolu


Beyza Elif Özer
3 Ocak 1995 doğumluyum. Belki de istediğim her şeyi gerçekleştireceğime inandığım yaşlara geldiğim vakit, yazma isteğimin oluştuğunu farkettim. Öncesi/sonrası olmayan hayatımızın sadece bir an'ını dahi yazarak kendimi avuttum. Sadece düşünmek ve düşündüklerini anlamlandırmak adına yazdım hep. İnsanları anlama konusunda güçlük çekip,sırf bu yüzden kişisel gelişime merak sardım. Uzun yıllar basketbol ve voleybol oynadım. Aynı zamanda fotoğraf ve dekorasyon meraklısıyım. Ve özellikle şuanda aldığım eğitimden dolayı yabancı dizi ve film delisiyim. İzlemekten en çok keyif aldığım dizi; House. Bunların haricinde yapmaktan en çok keyif aldığım şey; Kendimden daha bilgili/kültürlü insanlarla konuşup, onların deneyimlerinden faydalanmak. Binevi hayatıma yön verirken her şeyi düşünüp ona göre yol almak... En sevdiğim insan şekli; her açıdan kendini geliştirip, yarın'ını düşünen insan.. Bu arada şuanda eğitimime Celal Bayar Üniversitesi/ İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde devam ediyorum.. Yazmaya/okumaya olan ihtiyacımızın hiçbir zaman eksilmemesi dileğiyle.. Son olarak,hayat felsefem; ''ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.''