Kutsal metinlerde, mitolojik eserlerde, masallarda sembolik olarak kullanılan simgesel meyve elma (alma) neyi simgeliyor? Elma ile ne anlatılmak isteniyor? Neden hep kullanılmış? Elmanın tercih edilmesinden, elde edilmesinden sonra nasıl bir değişim başlıyor?
Yaratılış efsanelerinde, insanın cennetten kovulmasının nedeni olarak gösterilen yasak ağaçtan yedikleri yasak meyvedir. Birçok literatürde memnu meyve olarak geçer. Bu meyve çoğu bilgilerde Elma olarak bahsedilir.
Altın Elma
Cennet’teki ağaçlardan birinin meyvesini yemek onlara men edilmişti. Bu, iyiyi kötüden ayırmada ölçü olan ağaçlardan, elma ağacıydı. Cennet’ten kovulmanın acısını unutamayan İblis, yılanla anlaştı; yılan, adem ile Havva’ya yasak meyveyi yemeğe kandırdı. Bu yüzden onlar gazaba uğradılar ve İblis gibi Cennet’ten kovuldular.
Sadece yaratılış efsanelerinde ya da kutsal kitaplarda değil, birçok mitolojik metinlerde, masallarda da bahsedilmiş elmadan Herakles’in Altın Elma’sı:
Herakles’e, “dünyanın ucunda, güneşin battığı yerde, Atlas’ın gök kubbeyi taşıdığı yerde bulunan bir bahçedeki ağaçtan elma alıp gelme görevi”verilmişti. (Heraklesin 12 ödevinden biri) Herakles “Akşam Kızlarının Bahçesi – Bir tür cennet betimlemesidir ” denen bu yere gelmiş ve bahçeyi koruyan yüz başlı ejderle savaşmıştır. Atlas’ı ikna ederek bu bahçeden 3 elma alabilmeyi başarıp dönmüştür.
Altın Elmalar veren elma ağacını diken ve yetiştiren toprak tanrısı Gaia’dan başkası değildi. Bu ağacı Zeus ve Hera’nın evlilik törenlerinde çifte hediye olarak altın bir saksıya koyarak verdi. Ağaç, Gaia sayesinde kısa sürede çok dallı budaklı, gösterişli oldu ve meyve vermeye başladı.
Hera, altın elma veren ağacı çok beğendi ve Olympos’tan uzak bir yere dikmeyi düşündü. Ağacı dünya denizlerinin en batısındaki ıssız bir yer olan Hyperborea bölgesine dikti ve ağacı Hesperidler olarak bilinen akşamın üç kızına teslim etti.
Dünyayı sırtında taşıyan bir titan olan Atlas’ın kızlarıAigle (parlak), Erythie (kırmızı) ve Hesperarethousa ismini taşıyordu. Bakire periler ara sıra ağaçtan kendilerine de elmayı kopardıklarından Hera duruma el koyarak ağacın yanına uyku uyumaz, yüzlerce başı olan korkunç bir ejder olan Ladon’u görevlendirdi. Böylece periler dahil kimse ağaca yaklaşmaya cesaret edemedi.
Herakles, 11. görevi gereği altın elmaları almak üzere uzun bir yolculukla bu bahçeye geldi. Atlas’ı kandırarak altın elmaları çaldı sonra da Typhon’un çocuğu ejder Ladon’u öldürüp kaçtı.
Bilinen en ünlü masalların değişim öncesi kahramanı olarak kullanılmış Elma. Tercih edilmenin arkasında yatan kandırılmanın, değişime uğramanın ölçüsü olarak. Önce ödüldür, sonra tercih sebebi olmuştur. Pamukprenses ve yedicüceler masalında, Cadı-Kraliçenin ödül olarak sunduğu kırmızı elma, onun hayatını değiştirecek olaylara sebep olmasını sağlamıştır. Ve masalların sonunda gökten düşen üç elma vardır. Biri anlatana, biri dinleyene diğeride masalın gerçek sahibine…
Çalışan kazanır, elması kızarır
Okullarda öğretilen “çalışan kazanır, elması kızarır”da, başarının sonucudur, okumayı sökmek, yazmayı öğrenmektir, sen başardın elman kızardı. Tercih ettin, okuma – yazma öğrendin, bundan sonra hayatın daha farklı olacak, ödülün elmanın kızarmasıdır. Yani hayatındaki önemli değişimler. “Elma dersem çık, armut dersem çıkma” da elma, var olmayı, burada, şimdi ol ve mücadele et kavramını anlatıyor.
Gerçek, çok uzaklarda, çok zor olanlarda, ulaşılmaz dağların zirvelerinde değil, en basit görünen cümlelerde, hiç beklenmedik bir yerde, her zaman karşımızda ve tam yanıbaşımızda. Biz onu görebildiğimiz, farkedebildiğimiz zamana kadar orada olacaktır.
İnsan anatomisinde de karşımıza Adem elması çıkıyor. Adem elması (Gırtlak Çıkıntısı), tiroid çıkıntısıdır. Genelde erkeklerde görülür (Kadınlarda da görülebilir). Erkeklerde ergenlik döneminde oluşmaya başlar, ergenliğin belirtilerinden biridir. Yutma sırasında yukarı çıkar, daha sonra aşağı iner. Sanki Hz. Adem’in o elmayı gerçekten yediğinin bir kanıtı olarak var olmuştur.
Genel Çekim yasası Isaac Newton’a ait. Bu yasa hep elmayla anılagelmiştir. Isaac Newton, tüm zihni ve düşünceleriyle bu yasaya konsantre olduğu bir anda kafasına düşen bir elmayla yerçekimi teorisinin canlanması aynı zamana denk gelir. Ve dünya yasalarının en temelini oluşturan genel çekim yasası “Yerçekimi Kanunu” bu şekilde elmayla anılagelir.
Elmanın tarihçesine baktığımızda, Kuzey Anadolu, daha sonra Kafkaslar, Orta Asya ve Rusya taraflarında ortaya çıktığı sanılmaktadır. Açıkçası Orta Asya’dan tüm dünyaya yayılmıştır. Türkçe ismi Alma’dır. Kırmızı olduğundan dolayı ismi Al(kırmızı)ma’dan gelmektedir. Bilinen 1000 farklı türü vardır. Yüksek besin değerine sahiptir.
Elma birçok iklim kuşağına adapte olup kolayca yetişen bir meyvedir. Fiziksel ve kimyasal olarak genel “meyve” tanımın bir çok üyesinin ortak yönlerinin temsilcisi. Bu ortak yönler örneğin muz, portakal, karpuz için veya üzüm için çok daha az.
Her kesimden, her coğrafi bölgeden bir insan elmayı bilebilir.
Elma bir ödüldür, yani ulaşılması gereken ve ulaşılması için emek harcanması gereken bir ödül. Yine eski çağları düşünürsek yani şekerin bulunmadığı, tatlı diye bir kavramın bilinmediği, aroma olarak sadece doğal otların bulunduğu (yaygınlık ölçüsünde), saklama koşullarının bir çok gıdanın kullanımını sınırladığı vs… gibi koşullarda elma mutlak anlamda “kusursuzluk” simgesidir. Niye tekrar tekrar kullanılmış sorusunun cevabı da çeşitli kültürler arasında kuşaklar boyu devam eden toplumsal iletişim ve aktarımdır. Bu aktarımın içinde “değerli” ve”değersiz” tanımlamaları da vardır. Bir kültür içinden tepki olarak başka bir kültür doğurmadıysa değerler genellikle ortaktır. Eğer tepki olarak doğduysa tam tersi geçerlidir, değerli yeni kültürde değersiz olabilir. Bu kültürel aktarımı çok çeşitli konularda veya çok çeşitli objelerde görebilirsiniz. (1)
İlk defa Da Vinci Şifresi filmini seyrettiğimde, tüm filmin en can alıcı sahnesi olan şifrenin bulunması ve bunun Elma olduğunu görünce, bu araştırmayı yapmaya karar vermiştim. O sırada beynimde şimşek çakmıştı. Nereye baksam elma sembolü karşıma çıkıyordu.
Kitapta ve filmde anlatılmak istenen olay üreme, hayatın daimliği ile ilgili bir meseleydi ve şifre Elmaydı.
Tüm literatürlerde elmanın simgeselliği ile ilgili geçen bölümlerde bize anlatılmak istenen çok önemli bir şifre mi vardı?
Bir elmanın iki yarısı, ikiz, üreme, ölümsüzlük, klonlanma konuları bize elma DNA’sının ileriki teknolojilerde kullanılabilir bir durum mu olduğunu ortaya koyuyor.
Bunları elbette şimdilik bilmiyoruz, bize düşen araştırmak ve doğru bilgiyi ortaya koyabilmek.
Yukarıda bahsedildiği gibi, Elma bir ödüldür. Seçenek sunulur elmayla. Neden elma dendiğinde ise, tüm toplumlar tarafından bilinen “bilindik” bir meyvedir. Meyvelerin genel adıdır. Sunulan elmadır. Fakat seçenek size kalmıştır. Tercih edip etmeme kararı size aittir. Orada bir kader değil kaderi değiştirecek güç sizin elinizdedir. Elma değil de elmanın koparılması, elmanın ısırılması, elmanın elde edilmesi.
Yani ruhsal boyuttan insanlığın yaşam alanına irade özgürlüğüne girişinin temsili. Ruhsal beden iken, insani bedene sahip olma. Aslında bahsedilen insani bedende iken tüm organlar var, ama elmayı yedikten sonra fark ediliyor. Elmayı koparmak ve yemek iradeyi temsil ediyor. Ve insan prototipi oluşuyor. Aslında kopartılmıyor, elma çalınıyor. Çünkü yasaklanmış bir şey elde ediliyor.
Tercihi ifade ediyor elma. Her tekamül aşamasındaki tercihi.
Apple’ın ısırılmış elması “tercih edilmişliliği” simgeliyor. Apple markası ilginç bir logo kullanmış ısırılmış elma, çünkü siz kaliteyi tercih ediyorsunuz, en pahalı olanı ama en iyisini tercih ettiniz anlamında, zaten logonun tasarımcıları özellikle ısırılmış ifadesi kullanmış. Gökten düşen elmalar. Tercih edenlere yani dinleyene, anlatana…Bu seçeneği kullanıp kullanmamak özgür irade ile sınırlı. Adem – Havva’ya Sunulan elma… Üremenin tercih edilip edilmeyeceği.
Mitolojide Herakles’in 11. ödevi üç altın elmayı almak, 12. görev ise, yeryüzü. Yani elma sunuluyor ve sen tercih edip onu elde ediyorsun, sonraki görevin ise yeryüzüne inmek.
Her elma sunumu ya da tercihinden sonra değişim başlıyor radikal bir değişim. Pamuk prensesin hayatı değişiyor, çalışan kazanır elması kızarır’dan sonra başarılı olunuyor. Adem ile Havva’nın cennetten kovulması ve dünya hayatı başlıyor, ürüyorlar. Herakles yeryüzüne iniyor. Newton’un kafasına elma düşüyor ve yerçekimi kanunu keşfediyor.
Fizik kurallarını altüst eden bir kanun ortaya çıkıyor. Adem ile Havva’nın, yasaklanmış meyveyi (elmayı) koparmaları yemeleri ki bunun Kur’an’da ve Tevrat’ta belirtilmiş olması önemli. Fatalistik görüşte Bütünsel Kader var, fakat orada, yasak olanın çiğnenmesi var. Yani kaderin dışına çıkılması. İnsan orada seçim yapıyor, tercih ediyor ve yasak olanı yiyor. Determinizm, sebep ve sonuç yasası. Ve Seçme Özgürlüğü. Sebep belli ve sonuç, yeryüzüne inme ve üreme vs. İnsan iradesi seçme özgürlüğünü kullanarak, determinizm yasalarına göre sonuçlarını yaşıyor…
Her yaşa, her topluma ve her coğrafi konumda bilinen elma meyvesinin kullanılma amacı budur. Simge olarak elmanın kullanılması, insan düşünce yapısında daha kolay şekillenebilmesi ve daha kolay anlaşılabilmesi içindir. Fakat ödüldür, tercih etmek ise insan iradesine ve seçme özgürlüğüne kalmıştır. Her seçimin sonrasında bir değişim meydana gelmesi ve insanın sonuçlarını yaşıyor olması anlatılmıştır.
Gökten üç elma düştü, biri bunları okuyanlara, biri anlatana diğeri ise tüm zihinlerde bir ışık olabilmesi dileği ile….
Kaynaklar:
- Düşünce, fikir ve bilgi katkılarıyla Tunç Köyağasıoğlu makalesi.
- Ademî sf. ve i. Esk. insana mensup, insanoğlu, kişi: Bu faslda ademi gerek şad / Endûhu bela vü gamdan azad (Fuzuli).
- Yunan mitolojisi Herakles
- Türkiye’de organik tarım makaleleri