Her şey kimya. İçtiğimiz suyun bir beyin hücresine dönüşmesi bile. Zehirli bir sudan içtiniz diyelim, düşüncelerinizin ne kadar verimli olmasını bekleyebilirsiniz? Ya beyin hücresine değil de bir sperme dönüşecek olsa, bebeğinizin sağlıklı olma şansı ne kadar?
Bu kimya temel bazı elementlerden oluşuyor, tıpkı alfabenin harfleri gibi. Yan yana gelince anlamlı sözler de çıkabiliyor, anlamsız sözler de… Anlamlı sözlerin hepsi güzel değil, olumlusu var, olumsuzu var, söveni var, seveni var…
Yaşamın başlangıcında tüm sistemi var eden bu alfabeyi kullanarak çeşitli formlar oluşturmuş. Her formun içine bütünün frekansını yerleştirmiş. Bütünün frekansına tam sahip olma haline şifa diyorum ben.
Ademoğlu sahneye çıkan da frekans da karışmaya başlamış… Önce biraz ondan biraz bundan, bulduğunu öylece yiyiveren Ademoğlu, karıştırmaya, pişirmeye, ayırmaya, birleştirmeye başlamış ağzının tadına göre. Bizim alfabenin harfleri oradan oraya savrulurken, moleküler kelimeler anlamını yitirmiş zamanla. Kocaman ilaç fabrikaları kurulurken, ilk varoluşta ki şifa kelimelerinden tek bir harf alınıp, şifa niyeti ona yüklenerek, falan bitkideki filan element ağrı kesici denmiş ve o elementten nice ilaç yapılmış…
Oysa ki, bir bitki onlarca hatta yüzlerce elementin bileşiminden oluşuyor. O bileşim formülü içinde nice derde devayı taşıyor. Örneklemem gerekirse, gül yağı diye bildiğimiz bitkisel ürün eğer çelik imbiklerden geçirilerek elde edilmişse, yapılan analizlerde 200 farklı madde tespit edilirken, bakır imbiklerden elde edilen de 400 madde tespit edilebiliyor. Bu yağın belli miktarda kullanımı beynin hafıza bölümünü doğrudan çalıştırırken, belli bir miktarı güldürebiliyor, bir başka miktarda kullanımı ağlatabiliyor. Mevlütlerde gül suyu dağıtılırken, insanların ağladığını görmüşsünüzdür. Eski medreselerde gül suyu ve yağı kullanılarak, hafızlar ezber yaparmış… Eğer biz bu yağın formülü içinden tek bir maddeyi alırsak, bütünün frekansını bozmuş oluruz. Tıpkı bir bilgisayar programını parçalayıp, parçalarından hizmetin bütününü beklemek gibi olur bu. Parçalanmış bir programın bize ne faydası olabilir ki?
Bitkilerin içine saklanmış şifa programlarını kullanmak istiyorsak, onları doğru zamanda toplamak da gerek. Diyelim ki bitkinin kökünden yararlanmak istiyorsunuz, mutlaka sabah gün aydınlanmadan toplamanız gerekli kökleri. Çünkü tüm işlemler o sırada kökte tamamlanmış haldedir. Birazdan gün ağaracak, fotosentez başlayacak olduğundan bitkinin askerleri yukarı doğru çıkacak, kök boşalacaktır tabir yerindeyse. Gün aydınlandığında kökteki şifa boşalmıştır yani. Yaprağın ve rengine göre çiçeğin bile farklı toplanma saatleri vardır.
Ve hatta daha ileri gidersek, gökteki yıldızların durumuna göre, özellikle ay takvimine göre çalışılması gerekir. Yüzyılların süzgecinden geçmiş bu bilgelik köylerdeki ebeler dedeler tarafından hala kullanılmakta.
Kutsal kitabımız Kuran’da üstüne and içilen zeytinin şifası, şimdiki kültür bitkisi olarak yetiştirilen zeytin de mi bütün haldedir, yoksa tahtalı güvercinin kursağından geçip, çekirdeğinin kabuğu inceltilerek toprağa bırakıldığında tutan “delice” adı verilen zeytin ağacında mı bütündür? Tabi ki delice de… İbni Sina’nın kullandığı zeytinyağ da taş değirmenlerden geçilip, mekanik olarak ezilen deliceden elde edilmiş olmalı. Kültür bitkisinin beş kilosundan bir kilo zeytinyağ alınabilirken, delice zeytinin yirmi kilosundan bir kilo zeytinyağ elde edilmekte olup, dağda taşta biten bu ağacın meyvesini toplamak da oldukça zorlu.
Aynı şey zeytin için de geçerli. Kahvaltılarımızda yediğimiz zeytin, dövülmüş, kırılmış, acı suyu çıkartılmış, tuzla işlem görmüş bir meyve… Bu en iyi resim tabi ki, ilaçlanan, boyananı da var… Ağız tadımıza uysun diye halden hale geçen zeytinin içindeki bütünsel şifa frekansı ne derece korunmuş sizce?
Ben ilaç niyetine, al yanakken tek tek topladığım zeytinleri, öylece kavanozlara koyuyorum. Bir kaşık da zeytinyağı ilave ediyorum üstlerine ve kapaklarını kapatıyorum. Yaklaşık üç ay sonra birini açıp, sabah şifa niyetine üç tane bu zeytinden yiyorum… Acı olabilir biraz ama zeytin bu işte…
Diyeceğim o ki bütünün frekansını taşımak istiyorsanız, yemeği değil de beslenmeyi önemsiyorsanız, dikkatli olun. Cebinizdeki zorla kazanılmış paraları şifası boşaltılmış parlak etiketler için harcamayın. Size bütünün şifası gerek… Evrenin dengesi enerji takası üzerine kurulu. Güzel enerjinizi takas ederken özen gösterin ki evren de size özensin…
Şifa ola.
